İslam karşıtlarına büyük tepki

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
İslam karşıtlarına büyük tepki Almanya'da İslam karşıtlarına protesto ile cevap verildi.
16 Aralık 2014 Salı


384840.jpg




Almanya'nın Dresden kentinde "Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar" (PEGIDA) adlı hareketin düzenlediği gösteri, binlerce kişinin katıldığı karşıt eylemle protesto edildi.

"Nazisiz bir Dresden (Dresden Nazifrei)" adlı inisiyatif tarafından düzenlenen eylemde Dresden Neustadt tren istasyonunda toplanan binlerce kişi, Tiyatro Meydanı’na kadar yürüdü. Yeşiller Partisi’nin eş başkanları Cem Özdemir ve Simone Peter’in de katıldığı yürüyüşte aşırı sağa karşı ve sığınmacıların Almanya’ya gelmesi yönünde slogan atılarak konuşmalar yapıldı.

‘’Bizim kültürümüz yanımızdaki kişiyi sevmek’’, ‘’5 bin kişi halk değil’’, ''Sadece Batı kelimesi bile gericilik'' ve ‘’Kim bu Batı?’’ yazılı dövizler ile ‘’Irkçılığa ve fanatizme karşı’’ pankart taşınan gösteriye yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı bildirildi. Bir süre Tiyatro Meydanı’nda eylemlerini sürdüren göstericiler, burada müzik eşliğinde dans etti.

Yeşiller Partisi Eş Başkanı Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eyleme gerçek Dresden’in ve gerçek Almanya’nın nerede olduğunu göstermek için katıldığını belirterek, "Bu ülke eğer bugün bu kadar güçlüyse göçmenlerin de sayesinde bu kadar güçlü. Avrupa Birliği sayesinde bu kadar güçlü. Eski ulus devleti geri isteyenler bu ülkeye zarar veren insanlardır. Bu mesajı vermek istiyorum’’ dedi.

Hristiyan Birlik partilerine çağrıda bulunan Özdemir, ‘’Aşırı sağla mücadelede sağın dilini kullanmak, sağa taviz vermek hiçbir zaman aşırı sağı küçültmez, tam tersine onları güçlendirir. Bunu, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde her defasında gördük. Hristiyan Demokratlara benim çağrım; lütfen sağın dilini kullanmayın aksi takdirde onları güçlendirirsiniz" şeklinde konuştu.

Almanya’nın iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın ülkede aşırı sağcı saldırıların arttığını açıkladığına işaret eden Özdemir, ‘’Meydanı boş bırakmamak lazım’’ ifadesini kullandı.

-İslam ve göçmen karşıtı gösteride 15 bin kişi

Öte yandan İslam ve göçmen karşıtı PEGIDA hareketinin çağrısı üzerine her hafta pazartesi akşamları düzenlenen gösteriye geçen haftaya göre katılımın arttığı bildirildi. Dresden kent merkezi yakınında başlayan ve Dresden Stadı’nın önüne kadar yürüyen göstericiler, ‘’Biz halkız’’ sloganları attı, üzerinde göçmen ve sığınmacılar karşıtı yazılar bulunan dövizler taşıdı. Dresden polisi tarafından yapılan açıklamada, bugün dokuzuncusu düzenlenen PEGIDA gösterisine yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı ifade edildi. Geçen hafta düzenlenen eylemde yaklaşık 10 bin kişi yer almıştı.

Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı gösteriler sırasında yaklaşık bin polisin görev yaptığı bildirildi.

Bir süre önce başlayan ve pazartesi akşamları düzenlenen gösterilerde ilk başta sadece yüzlerce kişi katılmış, göstericilerin sayıları artmasıyla birlikte siyasetçilerden tepkiler gelmişti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, bugün yaptığı açıklamada, ''Almanya'da gösteri özgürlüğü vardır ancak başka ülkelerden bize gelen insanlara nefret ve hakarete burada yer yok. O nedenle herkes bu işi başlatanlara karşı dikkatli olsun'' açıklamasında bulunmuştu.
 

MURATS44

Özel Üye

Brüksel’deki düzenlenen Avrupa Müslümanları Buluşması’nın sonuç bildirgesinde, Avrupa ülkelerine, İslâm karşıtlığı ve ırkçılık konusunda daha duyarlı olmaları çağrısı yapıldı. Bildirgede “Avrupa’da yükselen ırkçılık ve İslâm karşıtlığına göz yumulmamalı. İslâm karşıtı ırkçılığın bir insanlık suçu olduğunun kamuoyu tarafından da kabul edilmesi için çalışmalar yapılmalıdır” ifadesi kullanıldı.
Bildirgede, “İslâm düşmanlığı ve ırkçılık gibi Müslümanların günlük hayatta karşılaştıkları sorunlara ilişkin resmi makamlar daha duyarlı davranmaya davet edilmeli ve İslâm karşıtı ırkçılığın bir insanlık suçu olduğunun kamuoyu tarafından da kabul edilmesi için çalışmalar yapılmalıdır” denildi.
Bildirgede, Avrupa’da İslâmi kurumların güçlendirilmesi ve yasal zemine kavuşturulması, İslâm’ın Avrupa’daki kökleri üzerinde bilimsel araştırmalar yapılması, dini eğitim kurumlarının güçlendirilmesi ve ortak müfredat hazırlanması, dini bayramlarda takvim ihtilafına son verilmesi, kurban kesimi ve helal gıda konusunda yasal engellerle mücadele gibi unsurlara yer verildi.

Avrupalı Müslümanlar, toplantının bir benzerinin, İslâm’ı resmen tanımasının 100. yılına denk gelen 2016’da Hırvatistan’da düzenlemeyi kararlaştırdı.
İslam fıtrat dinidir

İslam'ın fıtrat dini olması ne demektir?

“Yüzünü doğru bir din olarak İslam’a, insanların fıtratına uygun olan dine çevir.” (Rûm suresi, 45. Ayet) Fıtrat, ilk yaratmak demek olup yaratılışın ilk tarz ve şeklini ifade eder. Bütün insanların insan olmaları bakımından yaratılışlarında esas olan, hepsinde ortak bulunan genel yaratılış yasalarıdır. Fıtrat, yaratılıştır.
Her bir canlının kendisine özgü bir yaratılış özelliği ve yasası vardır.
Canlılar bu yaratılış yasasına uygun hareket ederler. Buna göre canlıların tehlikelerden göre nasıl korunacağı, açlıklarını gidermek için ne yiyip ne içecekleri, meskenlerini nasıl kuracakları ve diğer canlı türleriyle ilişkilerini nasıl sürdürecekleri Allah tarafından tabiatlarına yerleştirilmiştir. Örneğin bir civcivin yumurtadan çıkar çıkmaz yerde taneler araması, bir inek yavrusunun doğar doğmaz annesini emmeye çalışması vb. canlıların fıtratlarının yani yaratılış özelliklerinin bir gereğidir. Eğer bunların tersi olursa, fıtratta bir bozulma durumu ortaya çıkar. Bu gerçek Kur’an’da şöyle açıklanmıştır: “(Rabbimiz) Her şeye yaratılışını (varlığını ve biçimini) verip sonra ona yol gösterendir...” (Tâhâ suresi, 50. ayet.)
Fıtrat, insanda hakkı, doğruyu, gerçeği kabul etme yeteneğinin potansiyel olarak varlığıdır. Bu anlamda İslam dini ile fıtrat arasında yakın ilişki vardır: “Yüzünü doğru bir din olarak İslam’a, insanların fıtratına uygun olan dine çevir.” (Rûm suresi, 45. ayet.) Bu ayetten, insanların tabiatında Allah’a inanma duygusunun mevcut olduğu anlaşılmaktadır. İnsanoğlu bir musibetle karşılaştığı zaman yüce bir varlığa sığınma ihtiyacı duyar. Kur’an’da bu hususa işaret edilir: “Onları (insanları) bir dalga gölgelikler gibi kapladığında, dini Allah’a has kılarak ona yalvarırlar. Allah onları karaya çıkarıp kurtarınca; onlardan bir kısmı orta yolu tutar. Bizim ayetlerimizi ise, ancak son derece kaypak ve nankörlükte ileri gidenler inkâr ederler.” (Lokman suresi, 32. ayet.) Hz. Peygamberden gelen bir rivayetten de “fıtrat”ın Allah’ı kabul etme yeteneği olduğunu anlıyoruz: “Her insan fıtrat üzere (Allah’ın varlığını ve birliğini kabule eğilimli olarak) dünyaya gelir. Bundan sonra ebeveyni onu Yahudi, Hristiyan ve Mecusi yapar”19 Buradan, kişinin inanç seçiminde çevresinin önemli payı olduğunu anlıyoruz.
İnsan, dine, Allah’a inanmaya yatkın olarak dünyaya gelir. Bundan dolayı bir kimseye ya da herhangi bir topluma bir peygamber gelmemiş olsa bile insanlar akıllarını kullanarak Allah’ın varlığını ve birliğini kavrayabilir. Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim’in kıssası, buna en güzel örneklik teşkil eder. (En’am suresi, 74-79. ayetler.)
 
Üst Alt