Türkiye ve ortadoğu haritası

MURATS44

Özel Üye
Ortadoğu haritasıyla ilgili bilinmeyen gerçekler

ortadogu_haritasiyla_ilgili_bilinmeyen_gercekler13777689680_h1067690.jpg



Fehmi Koru, Suriye'ye askeri müdahaleyle ilgili değerlendirmelere tepki göstererek, ABD'nin neden sadece İngiltere ve Fransa'yı yanına aldığının sorulmadığını, bugünkü bölge haritasının da 100 yıl önce Sir Winston Churchill'in çizdiğini belirtti.

Star yazarı Fehmi Koru, bugün köşesinde, Suriye'ye yapılması planlanan askeri müdahaleye ilişkin televizyonda yapılan yorumları eleştirirken cevabı es geçilen sorulara cevap aradı.
İlk olarak, ABD'nin neden sadece İngiltere ve Fransa'dan başka bir ülkeyi yanına almadığını soran Koru, ABD'nin İngiltere ile Fransa'yı yanına alarak şu mesajı vermeye çalıştığını öne sürdü: Suriye'nin de içinde yer aldığı eski Osmanlı topraklarının Ortadoğu'daki haritası, 1. Savaş henüz bitmemiş ve kimin yenileceği bilinmezken, 1916 yılında, Fransa ile İngiltere işbirliğiyle çizilmişti.
O dönem hükümetlerinin de onayladığı gizli anlaşmalardan Sykes-Picot anlaşmasına vurgu yapan Koru, anlaşmayla Osmanlı'nın Ürdün nehri boyunca Filistin'e kadar uzanan topraklarını İngilizlerin, bugünkü Irak, Suriye ve Lübnan'la Anadolu'nun güneyindeki bazı vilayetleri Fransızların aldığını, İstanbul ile Erzurum dolaylarınınsa Ruslar'a bırakıldığını, Hicaz bölgesinin de işgal edilmeyeceği, ancak yönetimini İngilizlerin belirleyeceğini hatırlattı.
100 YIL ÖNCE CHURCHİLL'İN ÇİZDİĞİ HARİTA
Koru, bugünkü Ortadoğu haritasının Sir Winston Churchill'in Kudüs'teki King David Oteli'ndeki odasında, cetvelle çizdiğini iddia etti.

KARAR SÜRECİNİN UZUN SÜRME NEDENİ?
Anlaşmanın bugün de geçerliliğini sürdürdüğünü kaydeden Koru, karar sürecinin bu kadar uzun sürmesinin nedenini Sykes-Picot türü müzakerelerin vakit almasından olabileceğini, 1916'da müzakarelerin beş ay sürdüğünü belirtti.
ESED'İN GİTMESİNİ GERÇEKTEN İSTİYORLAR MI?
Televizyonda yorum yapanlar için ‘koltuk generalleri' yakıştırmasında bulunan Koru, pek dillendirmedikleri önemli bir soruya daha cevap aradı: Müdahale planlayanlar Suriye'de ne sonuç almayı hedefliyorlar; Esad-Baas rejimini devirip demokratik bir hükümetin oluşmasını mı sağlayacaklar?
Soruya kesin bir dille "Hayır" cevabı veren Koru, nedenlerini şöyle sıralıyor:

... Özellikle Mısır ve Tunus'ta sandığın belirlediği tablo Batılı güçlerin hiç hoşuna gitmedi; bunca kanın dökülmesine seyirci kalmalarına yol açan, Suriye'de de benzer bir tablonun çıkabileceği endişesidir zaten... Esad-Baas rejiminin devrilmesini isteselerdi, bunu getirecek müdahale için iç-savaş boyunca ellerine hayli gerekçe geçmişti; kıllarını kıpırdatmadılar...
Üçlü ittifak (ABD, İngiltere ve Fransa), büyük ihtimalle, Esad'lı ve hatta Baas'lı bir formülü tercih eder. Tabii biraz ehlileştirilmiş, uslu hale getirilmiş, tövbekâr olmuş haliyle...
sykes3jpg_h783.jpg

SYKES-PİCOT NE ÖNGÖRÜYORDU?
Prof. Dr. Çağrı Erhan'a göre 1916'daki Sykes-Picot anlaşması Suriye'nin, Fransa nüfuz alanı içinde olmasını öngörmekteydi. Nisan 1920'de San Remo'da Britanya ve Fransa, Suriye'nin geleceği konusunda görüş birliğine vardılar. Fransız kuvvetleri 24 Temmuz'da Şam'a girdi. Fransızlar sözde "kral" Faysal'ı Şam'dan kovdu. Bağdat'a giden Faysal, Britanya tarafından Ağustos 1921'de Irak kralı ilan edilecektir.

Fransa, Suriye'yi tam anlamıyla paramparça ederek 6 "devlet" kurdu. Daha sonra bunların bir bölümünü Suriye ile birleştirdi. Lübnan ise ayrı bir devlet haline geldi. Sömürgecilerin altın kuralı "böl ve yönet" ilkesi gereğince Suriye'yi etnik ve mezhebi kompartımanlara ayıran Fransızlar, yıllar sürecek toplumlar arası düşmanlığın da tohumlarını ektiler.
İSRAİL'E KARŞI ÇIKANI SİLDİLER

Şerif Hüseyin ise kendisini çoktan Hicaz Kralı ilan etmişti. 1924'te Türkiye'de halifelik makamının ilga edilmesinden sonra halife unvanını da kullanmaya başlayan "Hicaz Emiri" Hüseyin'in, Filistin'e Yahudilerin yerleşmesine karşı tutumu Britanya'yı rahatsız ediyordu. Londra bu kez Necd Sultanı (Deriye Emiri) Abdülaziz bin Suud'u Şerif Hüseyin'e karşı kışkırttı. Hüseyin Mekke'den çıkartıldı ve 1926'da Necd ve Hicaz Krallığı kuruldu. Bu devlet 1932'de Suudi Arabistan adını alacaktır. Kurulduğu günden itibaren de Britanya ve ABD ile çok sıcak bir ilişki içinde olacaktır.
ÜÇ SONUÇ

Prof. Dr. Erhan, tarihin, bu tarihî olaylardan bugünkü Ortadoğu için en az şu üç sonucu çıkartmanın mümkün olduğunu kaydetti:
Birincisi; Orta Doğu'nun 100 yıldır kaynayan bir cadı kazanı haline gelmesindeki en önemli faktör, dış müdahalelerdir. Bölgede çıkarı olan devletlerin sürekli operasyonları olmasaydı mevcut tablo ortaya çıkmazdı.

İkincisi; Dış güçlerin bölgedeki işbirlikçileri yoluyla Ortadoğu'ya müdahil olduklarıdır. Küffara karşı Cihad-ı Ekber ilan etmiş Devlet-i Aliyye'yi arkadan vuran yerli işbirlikçileri olmasaydı dış aktörler bölgede bu kadar rahat at oynatamazlardı.

Üçüncüsü; kralların ve diktatörlerin kişisel çıkarlarını din ve soy kardeşliğinden önde tuttukları bu bölgede milletine ve soydaşına ihanet edenlerin makûs talihleri hiç dönmemiştir.
 
E

Erol şahin

Guest
Bütün bu fitne fesatlar son bulacak, ama nekadar zaman alır bilemeyiz. Türkiyede yaşayan, hain olmayanlar, bir gün saadete kavuşur umarım. Ama osmanlı padişahlarının yapmış olduğu hataları, ve 12 eylül sontası gelen tüm hükümetler hep kendi çıkarşarı için , halkın dertleriyle ilgilenmek yerine, tam tersine bize tuzak kuran iş birlikşetiyle beraber hareket etmekle kalmayıp kendileri için yaptıklarını, türk halkı hala bunun cezasını çekmekten kurtulacak, bu zaman ,,, yakın olur umarım.....
 

romeo

Yeni Üyemiz
Asıl fitne ve fesatlar gözlerini kapatıp Milleti ve vatanını düşündüğünü sanarak , yada öyle gösterek bu vatana ihanet içinde olanların yaptıkları ile başlıyor.

Osmanlı Padişahları hata yapmamıştır. Hata yapacak yada yapmış olsalardı 34 kişi ile 700 sene bir imparatorluğu devam ettiremezlerdi. Mesele şu ki , kendi geçmişini karalayarak bu ülkeye faydalı olunmaz. Kendi geçmişini kötüleyenlerden de vatan sevgisi millet sevgisi beklenemez. Niyetleri zaten ortadadır.

Osmanlı şanla , adaletle ve huzurla devam etmiş 700 senelik bir imparatorluktur ki, şu an bile medeni avrupa(!) dediğiniz milletlerin o kültürlerinin çoğunun kaynağı Osmanlının ta kendisidir.

Osmanlının büyüyüp güçlenmesini hazmedemeyen batılılar her türlü sinsi oyunlarla içimizdeki satılmış insanların karaktersizliklerini kullanarak Osmanlı padişahlarına sayısız tuzak kurup osmanlıyı yıkmak istemişlerdir. ki, yaptıklarının karşılığında da bunu başarmış ve osmanlıyı kötü göstermişlerdir . Kısmende olsa öyle anlattılar.

Şu gerçek ki, bizler atalarımızla kendi geçmişimizle gurur duyuyoruz. Bizlerde birer Osmanlı Torunlarıyız. Dünyada hiç bir millet ne geçmişte Osmanlıya yakın olabilidi ne de gelecekte Osmanlı fikir , düşünce ve kültürüne yakın olabilecektir. Osmanlının üzerindeki kirli ellerin oyunlarını bugün , OSmanlı padişahlarının hataları olarak karşımıza çıkıyor.

Osmanlıya oynanan oyunlar ve her türlü pis ve çirkin oyunlar bugünde ülkemiz üzerinde oynanıyor. O kirli ellerin uzantıları da bizden görünüp onlar hesabına çalışıyor. 12 eylül sonrası gelen tüm hükümetler diyerek cehaletin en güzel örnekleri sergilenmiş. Biri hariç.... öncesindekileri söylemeye gerek bile yok. 12 eylüle kasdar olan hülümetlerden bir Adnan Menderes hükümeti hariç hepsi din düşmanı ve vatan hainidir.

Örnekleriyle kapkaranlık geçmişleriyle gerçek olarak duruyor tarihteki yerinde.

Bu ülkenin geleceğini düşünen ve gewrçekten samimi olan onca hükümet arasında rahmetli menderes canı pahasına dabvasından vazgeçmedi , Turgut Özaz zaten yaptıklarıyla kendini yazdırdı tarihe sonrasında ise AKP hükümeti.

Bunları inkar edenler ne vatan sevgisinden ne millet sevgisinde ne de samimi vatandaşlıktan söz edebilir. Gerçekleri görmezden gelip vatan hainlerini ve din düşmanlarını savunanlarda yok olup gidecekler.

Bu ülke din düşmanları ve vatan hainlerinden çok çekti hala da çekiyor. Ama artık sonu geldi bu hainlerin. Rabbim bu ülkede şua ana kadar en dürüst ve gerçek vatan aşkıyla hizmet eden AKP hükümetinin ve bizlerin ... devletimizin ve milletimizin yardımcısı olsun inşaallah.

Aramızda o kadar çok vatan haini var ki........

Ne milliyetleri belli ne de kim oldukları. Dost görünen düşmanlarla çevrili dört yanımız.......
 

NuSReT

Aktif Üyemiz
Geçmişini karalayanlar neyi ıspatlamak istiyor acaba? Osmanlı gibi bir geçmişimiz varken , bütün dünya örnek alıp osmanlı kültürünü yaşamak isterken bizim hainler neden sürekli Osmanlıyı karalama peşinde. Osmanlıda hata yapan bir tane padişah varsa kanıtlarını bile gösteremeden sırf karalamak için konuşuyorlar. Niyetleri zaten belli.

Osmanlıya yapılan , bugün ülkemizde tekrar yaşanıyor. Gazetesi bozuntusu can dündara destek veren ingiltere büyükelçisi yakın zamanda aynı olayı kendileri yaşadığında polisleri o gazeteyi darmadağı etmişti. Onlarda olunca güvenlik bizde olunca hükümet kendini düşünüyor.

NE saçma ve aptalca bir düşünce. İhanetin resmi bunlar. Kendi geçmişini bilmeyen gafiller kalkıpta kendi ülkesini düşünmeden söylediklerinin hiç bir açıklaması olamaz. SAdece ihanet ve ihanettir adı...
 
U

Unregistered

Guest
Son darbe girişiminden sonra satılmış vatan haini aşağılık fetö ve fetöcüler belkide buna sebep olacaklardı. Ülkenin kontrolü ellerine geçseydi bu son kaçınılmaz olacaktı. Şükürler olsun ki Allah hep doğrularla beraberdir...
 
Üst Alt