KÜTÜB-İ SİTTE Lanetleme ve Sövme

MURATS44

Özel Üye
Kütüb-i Sitte
Kütüb-i Sitte
LANETLEME VE SÖVME
5308 -
İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Mü'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır."
Tirmizî, Birr 48, (1978).
5309 -
Ebu'd-Derda radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Lâneti çok yapanlar Kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar."
Müslim, Birr 85, (2598); Ebu Dâvud, Edeb 53, (4907).
5310 -
Semüre İbnu Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın."
Ebu Dâvud, Edeb 53, (4906); Tirmizî, Birr 48, (1977).
5311 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Ey Allah'ın Resülü! Müşriklere beddua et, onları lânetle!" denilmişti. Şu cevabı verdi:
"Ben rahmet olarak gönderiIdim, lanetleyici olarak değil!"
Müslim, Birr 87, (2597).
5312 -
Hz. Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Bir kimse diğer bir kimseyi fıskla veya küfürle itham etmesin. Aksi taktirde, itham edilen arkadaşında bunlar yoksa, kelime kendine dönderilir."
Buhârî, Edeb 44.
5313 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sövüşen iki kişinin söyledikleri(nin vebali), mazlum olan tecavüzde bulunmadıkça başlayana aittir."
Müslim, Birr 68, (2587); Ebu Dâvud, Edeb 47, (4894); Tirmizî, Birr 51, (1982).
5314 -
Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor; "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah Teâla hazretleri şöyle dedi: "Ademoğlu, dehre söverek beni üzüyor. Halbuki ben dehrim. Emir benim elimde. Gece ve gündüzü ben çeviririm."
Buhâri, Edeb 101, Tefsîr, Câsiye 1, Tevhîd 5; Müslîm, Elfâz 2, (2246); Muvatta, Kelâm 3, (2, 984); Ebu Dâvud, Edeb 181, (5274).
5315 -
İbnu Abbâs radıyallahu anhüm anlatıyor: "Bir kişinin ridasını rüzgâr savurmuştu, tutup rüzgâra lanet etti. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm müdahale buyurdu:
"Sakın rüzgâra lanette bulunmayın. O memurdur, (Allah'ın emriyle) iş görmektedir. Şunu bilin ki, kim bir şeye haksızlıkla lanet ederse, lanet kendisine döner."
Ebu Dâvud, Edeb 53, (4908); Tirmizî, Birr 48, (1979).
5316 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Bu rüzgâr, Allah'ın rahmetindendir. Rahmeti de, azabı da getirir. Onu görünce, sakın ona sövmeyin. Allah'tan rüzgârın hayr (getirmes)ini dileyin, şerr (getirmes)inden Allah'a sığının."
Ebu Dâvud, Edeb 113, (5097).
5317 -
Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar (sağken hayırdan ve şerden) gönderdiklerine kavuştular."
Buhârî, Cenâiz 97, Rikâk 42; Ebu Dâvud, Edeb 50, (4899); Nesâî, Cenâiz 51, 52, (4, 52, 53).
5318 -
Muğîre İbnu Ş'u'be radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ölüler hakkında kötü konuşmayın, sonra dirileri üzersiniz."
Tirmizî, Birr 51, (1983).
5319 -
Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Ölülerinizin iyiliklerini zikredin, kötülüklerini zikretmeyin."
Ebu Dâvud, Edeb 50, (4900); Tirmizî, Cenâiz 34, (1019).
5320 -
İmrân İbnu Husayn radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir seferdeydi. Ensârdan bir kadın devesinin üzerinde giderken yüksek sesle devesine lânet okudu. Bunu işiten Aleyhissalâtu vesselâm: "Devenin üzerindeki eşyaları alın ve deveyi salıverin, zira artık o lânetlenmiştir" buyurdular."
İmrân radıyallahu anh der ki: "Sanki ben deveyi insanlar arasında yürürken görür gibiyim, kimse ona dokunmuyordu."
Müslim, Birr 80, (2595); Ebu Dâvud, Cihad 55, (2561).
5321 -
Zeyd İbnu Hâlid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Horoza sövmeyin! Zira o, namaz için uyandırıyor."
Ebu Dâvud, Edeb 115, (5101).
RESÜLULLAH ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM'IN LANET ETTİKLERİ

5322 -
Ebu't-Tufeyl radıyallahu anh anlatıyor: "Ali İbnu Ebi Tâlib radıyallahu anh'a bir adam gelerek:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın sana tevdi ettiği sır nedir?" diye sormuştu. Hz. Ali buna öfkelendi ve:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, halka gizlediği hiçbir şeyi bana sır olarak vermedi. Şu kudar var ki, bana dört kelime söyledi!" dedi. Adam:
"Nedir onlar, söyler misin?" deyince, Hz. Ali:
"Allah'tan başkasının adına kesene Allah lânet etsin. Ebeveynine lânet edene lânet etsin. Bid'atçıyı himaye edene Allah lânet etsin. Tarlanın sınır taşlarını değiştirene Allah lânet etsin!"
Müslim, Edâhî 43, (1978); Nesâî, Dahâya 34, (7, 232).
Rezin, İbnu Abbâs'tan şu ziyadede bulundu: "A'mayı yoldan men eden mel'undur. Bir hayvana temasta bulunan mel'undur. Lüt kavminin pis işini yapan mel'undur."
5323 -
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm ribayı yiyeni, yedireni, riba akdini yazanı, sadakaya (zekata) mâni olanı, dövme yapanı, dövme yaptıranı -hastalık sebebiyle olan hâriç- hulle yapanı, hulle yaptıranı lanetledi."
Nesâî, Zinet 25, (8, 147).
5324 -
Muhammed İbnu Abdirrahmân, annesi Amra Bintu Abdirrahmân'dan naklen anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm nebbâş (mezar soyan) erkek ve kadınlara lânet etti."
Muvatta, Cenâiz 44, (1, 238).
5325 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allahım, ben senden hulf etmeyeceğin bir ahd talep ediyorum. (Biliyorsun) ben bir beşerim. Hangi mü'mine (hatâen) eziyet verir, kırıcı söz sarfeder, lânette bulunur, değnek vurup (canını yakar)sam bu haksızlığı onun hakkında, Kıyamet günü bir rahmet, (sevabında) bir artış, sana bir yaklaşma vesilesi kıl."
Buhari, Da'avat 34; Müslim, Birr 90, (2601).
5326 -
Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanına iki kişi girdi. Resûlullah'a bir şeyler söylediler. Fakat ne söylediklerini bilmiyorum. Söyledikleriyle Aleyhissalâtu vesselam'ı kızdırmışlardı. Onlara lânet etti, sebbetti (kırıcı konuştu). Adamlar çıkınca:
"Vallahi! Ey Allah'ın Resulü! Bunların kazandığı hayrı kim kazanabilir?" dedim.
"Bu da ne?" buyurdular.
"Onlara lanet ettin, sebbettin" dedim.
"Benim Rabbime ne şart koştuğumu bilmiyor musun? Dedim ki: "Allahım, ben bir beşerim. (Beşerin razı olduğu gibi razı olur, beşerin kızdığı gibi kızarım.) Öyleyse mü'minlerden hangisine (hak etmediği halde) lanet edersem, sebbedersem bunu onun hakkında (tahür (günahlarından temizlik vesilesi)), (sevabında) bir artış ve ücret kıl!" buyurdular."
Müslim, Birr 88, (2600).

 
Üst Alt