Gurbet Mektupları 29
Hikaye bu ya!
Bazı vicdansız para babası insanlar, düşünürler taşınırlar ve bir karara varırlar.
İnsan oğlunun hayatını rahata erdirmek gayeleriymiş gibi davranarak, insanların satın alma refleksini alışkanlık haline getirmek için çeşitli reklam ve albenilerle, beyinlerin manipule edilerek düşünme algılama duyguları dumura uğratılması planları hazırlanır.
Bu hedeflerine ulaşmak için çalışmalarına hız vererek duruma hakim olurlar.
Artık istedikleri duruma getirilen insan oğluna, yeterince mal piyasaya sürmek için, üretimi artırmak ve kâr oranlarını yükseltmek ilk hedefleri olur.
Bu hedeflerine ulaşabilmek için çeşitli deneme laboraturları kurularak yapay gıdadan başlayarak diğer gerekli yapay üretim malzemeleri üretimlerini hızlandırılarak insanın yaratılışına ters olan bu maddeleri piyasaya sürerler.
Bu maddelerin zararları yıllar geçtikçe insanlar tarafından anlaşılmaya başlar.
Lakin safsata açıklamalarıyla insanları uyutmaya devam eden paralı ağaların diplomalı köleleri doktor, prof. lar vesair hergün yalan yanlış açıklamalar yaparak alt tabaka insanlarına ninni çekmeye devam ederler.
Bu süreç böyle devam eder gider, ama kimse çıt itiraz etmez, edemez.
Adam:
- Kocaman prof. Yalanmı söyleyecek.
Diğer biri:
- Aynen öyle kardeşim, boşunamı dirsek çürüttü ilim tahsil ettiler.
Gibi sözlerle güya haklı nâmeleri ile diğerlerine sus stardı verilmiş olur.
Bu işin daha ilerisine gidilerek daha kârlarının kesilmemesi adına insanların kontrollerinde olması için demokrasi ve hukuk devleti numaları ile devletler işgal edilerek güya şekil verilir.
Milyonlarca insanlar öldürülerek silâh tüccarlarının kasası doldurulur.
Artık para ağaları devletleri arka planda yönetmeye devam etmektedirler.
Artık en gelişmiş devletlerde bile ismi duyulmadık, uyduruk isimli hastalıklar türemektedir.
Bu durumun arkasında güçlü bir ilaç sektörleri vardır, ne kadar hastalık o kadar ilaç sat.
Eli çantalı menejerleri hekim ve hastahaneleri dolaşarak ilaçlarının olmayan faydalarından bahsetmektedir.
İlaçların yan tesirleri ise parantez içine alınmış, yani yazılı kâğıdında kalmıştır, vatandaşın zaten okuma diye ne bir niyeti nede hevesi yoktur.
Her köşe başka bir sektörün elinde, garibanlar ise adı konmamış köleliğe devam ederler.
Demokrasi en iyi yönetim şekli ve ırza namusa göz dikenler hep depresyon hastası, sokaklar onlarla dolu olduğu halde iken.
Sokaklarda geceleri yürümekten korkan insanlar evlerine çekilir, sokağa çıkmak zorunda olan yaşlılar, kadınlar, çocuklar onlarcası geceleri korkulu anlar geçirirler.
Robotlaşmış bu insanlarla dolu olan, medeni dedikleri bu ülkelerde, artık ne huzur ne rahat ne özel hayat kalmıştır.
Bu ülkelerde insan gibi yaşamak isteyenlere değilde hırsıza, arsıza, soyguncuya hak, hukuk tanınır olmuş.
Yıkılan aileler, kırılan kalpler, terkedilen öksüz ve yetim çocuklar, sokaklarda kalarak, geleceğin köleleri oluşturulmuştu.
Geleceğe umutla bakması gereken, bu çocukların, umutlarını kırmışlardı.
Artık yönetim ve zenginlikler para babalarının çocuklarına kalmıştı.
Onlar artık üst tabaka ve protokol çocukları onların bu yaşamında onlara hizmet verecekler vardı.
Bütün bu hayalleri gerçekleşmiş, dünyanın neresine gitseler avuçlarındaydı.
Tam bu sırada aşağıladıkları insanlardan bazıları, onların okullarında okurken kendilerince kurulan sistemin yanlışlıklarını, devletlerin paylaşımlarının dengesiz dağılımını farketmiş yönetime talip olmuşlardı.
İşte bu durum onların saltanatlarını sarsmaya başlamıştı.
Bu durumun durdurulması adına bütün güçlerini kullanmaya eskimiş taktiklerini işleve koydular.
Lakin herşeyin bir sonu olduğu gibi bu durumda onların sonuda geliyor ve gelecekti.
Hikayenin sonunda!
Gökten üç elma düşecek ve hak sahiplerini elbette bulacak.
Esenlikle kalın kardeşlerim.
M.S.A.
Hikaye bu ya!
Bazı vicdansız para babası insanlar, düşünürler taşınırlar ve bir karara varırlar.
İnsan oğlunun hayatını rahata erdirmek gayeleriymiş gibi davranarak, insanların satın alma refleksini alışkanlık haline getirmek için çeşitli reklam ve albenilerle, beyinlerin manipule edilerek düşünme algılama duyguları dumura uğratılması planları hazırlanır.
Bu hedeflerine ulaşmak için çalışmalarına hız vererek duruma hakim olurlar.
Artık istedikleri duruma getirilen insan oğluna, yeterince mal piyasaya sürmek için, üretimi artırmak ve kâr oranlarını yükseltmek ilk hedefleri olur.
Bu hedeflerine ulaşabilmek için çeşitli deneme laboraturları kurularak yapay gıdadan başlayarak diğer gerekli yapay üretim malzemeleri üretimlerini hızlandırılarak insanın yaratılışına ters olan bu maddeleri piyasaya sürerler.
Bu maddelerin zararları yıllar geçtikçe insanlar tarafından anlaşılmaya başlar.
Lakin safsata açıklamalarıyla insanları uyutmaya devam eden paralı ağaların diplomalı köleleri doktor, prof. lar vesair hergün yalan yanlış açıklamalar yaparak alt tabaka insanlarına ninni çekmeye devam ederler.
Bu süreç böyle devam eder gider, ama kimse çıt itiraz etmez, edemez.
Adam:
- Kocaman prof. Yalanmı söyleyecek.
Diğer biri:
- Aynen öyle kardeşim, boşunamı dirsek çürüttü ilim tahsil ettiler.
Gibi sözlerle güya haklı nâmeleri ile diğerlerine sus stardı verilmiş olur.
Bu işin daha ilerisine gidilerek daha kârlarının kesilmemesi adına insanların kontrollerinde olması için demokrasi ve hukuk devleti numaları ile devletler işgal edilerek güya şekil verilir.
Milyonlarca insanlar öldürülerek silâh tüccarlarının kasası doldurulur.
Artık para ağaları devletleri arka planda yönetmeye devam etmektedirler.
Artık en gelişmiş devletlerde bile ismi duyulmadık, uyduruk isimli hastalıklar türemektedir.
Bu durumun arkasında güçlü bir ilaç sektörleri vardır, ne kadar hastalık o kadar ilaç sat.
Eli çantalı menejerleri hekim ve hastahaneleri dolaşarak ilaçlarının olmayan faydalarından bahsetmektedir.
İlaçların yan tesirleri ise parantez içine alınmış, yani yazılı kâğıdında kalmıştır, vatandaşın zaten okuma diye ne bir niyeti nede hevesi yoktur.
Her köşe başka bir sektörün elinde, garibanlar ise adı konmamış köleliğe devam ederler.
Demokrasi en iyi yönetim şekli ve ırza namusa göz dikenler hep depresyon hastası, sokaklar onlarla dolu olduğu halde iken.
Sokaklarda geceleri yürümekten korkan insanlar evlerine çekilir, sokağa çıkmak zorunda olan yaşlılar, kadınlar, çocuklar onlarcası geceleri korkulu anlar geçirirler.
Robotlaşmış bu insanlarla dolu olan, medeni dedikleri bu ülkelerde, artık ne huzur ne rahat ne özel hayat kalmıştır.
Bu ülkelerde insan gibi yaşamak isteyenlere değilde hırsıza, arsıza, soyguncuya hak, hukuk tanınır olmuş.
Yıkılan aileler, kırılan kalpler, terkedilen öksüz ve yetim çocuklar, sokaklarda kalarak, geleceğin köleleri oluşturulmuştu.
Geleceğe umutla bakması gereken, bu çocukların, umutlarını kırmışlardı.
Artık yönetim ve zenginlikler para babalarının çocuklarına kalmıştı.
Onlar artık üst tabaka ve protokol çocukları onların bu yaşamında onlara hizmet verecekler vardı.
Bütün bu hayalleri gerçekleşmiş, dünyanın neresine gitseler avuçlarındaydı.
Tam bu sırada aşağıladıkları insanlardan bazıları, onların okullarında okurken kendilerince kurulan sistemin yanlışlıklarını, devletlerin paylaşımlarının dengesiz dağılımını farketmiş yönetime talip olmuşlardı.
İşte bu durum onların saltanatlarını sarsmaya başlamıştı.
Bu durumun durdurulması adına bütün güçlerini kullanmaya eskimiş taktiklerini işleve koydular.
Lakin herşeyin bir sonu olduğu gibi bu durumda onların sonuda geliyor ve gelecekti.
Hikayenin sonunda!
Gökten üç elma düşecek ve hak sahiplerini elbette bulacak.
Esenlikle kalın kardeşlerim.
M.S.A.
