Nihayetinde oda bir kızdı…

MustafaCİLASUN

Özel Üye
10154046_771403946227896_9014060826191183441_n.jpg







Moralsiz bir güne başlamıştım…
Her sabah işime giderken, bir haz alırdım…
İş yoğunluğu asla beni yıldırmazdı, severek yapardım…
Ekmek kapımdı, oyalanamazdım, sorumsuz olamazdım…

Sabah erkenden kahvaltımı yaparak,
Ayalimle vedalaşırdım…
Günlerden perşembeydi, o gün yoğunluğumuz ise zirvedeydi…

Muhtelif kaza raporları, ihlal haberleri,
Vatandaş şikâyetleri hat safhadaydı…
Geç bir saatte ancak öğle yemeğini yiyebilmiştim.

Bir çay söylemiştim…
Yeniden iş yoğunluğumla başbaşaydım,
Sabırla evrakları inceliyordum…
Nihayet çayım gelmişti, büyük bir keyifle,
Yudumladım ve yenisini ısmarladım…

Çalışma odamın kapısını,
Sürekli açık bulundurmaya özen gösterirdim…
Gelen misafirlerin daha rahat edeceklerini,
Ve bekleyenlerin olmamasıydı dileğim…

Duyduğum bir sesle, evraklardan başımı kaldırdım,
Kapının orda genç bir bayan…
Buyurun derken, ilk kez beni bu denli çeken,
Bir çekim gücüyle karşılaştım…

Genç bayanın üzerinde ilk gözüme çarpan,
Vişne renginde çizgili bir triko buluz vardı.
Alt kısımda ise mavi kot bir etek süslüyordu.
Genç bayan doğrusu pek çok alımlıydı…

Ziyaretinin sebebi yalnızca bir tanışmak,
Ve yapılan hizmetler hakkında bilgi almakmış…
Genç bayan henüz mastır yapan bir kızmış,
Evliliği düşünmeye şimdilik fırsat bulamamış.

Kültür seviyesi fevkaladeydi,
Onunla konuştukça içim açılıyordu, çok dinleniyordum…
Dünyadan, Türkiye’nin öznesi İstanbul’dan konuşurken,
O mekânları adeta yaşıyordum…

Onun hiç haberi olmadan, kendi içimden,
Yavaş ve sessizce şunları geçiriyordum…
Ne olurdu bu genç bayanın refakatiyle, o aziz İstanbul’u,
Adaları, gül haneyi,
Beşiktaş’ı, Çamlıca’yı, Üsküdar’ı, Eminönü, galatayı,
Kız kulesi, Fatihi, Eyüp’ü,
Sultan Ahmet’i, Ayasofya ve Top kapıyı gezebilseydim.
Tarihi anekdotları Servetifünun diliyle anlatıyordu.

Divan edebiyatının o nezih sayfalarını, o kadar titiz karıştırıyorduk ki,
O devri yaşıyorduk.
Kısa bir zaman içinde, bu genç bayanla dost, arkadaş olduk.
Sanki evvel ahirde ruh ikiziydik.
Fevkalade nezaketli, son derece naif bir edep timsaliydi.

Nevi şahsında bir İstanbul hanımefendisiydi.
Ne kadar büyük bir değerdi.
Harikuladeydi.
Örnek bir şaheserdi.

Fiziki güzelliğini asla ön plana çıkartmıyordu.
Yanakları kızarıyordu.
Konuşurken adeta bir buket sunuyordu.
Meğer ne kadar çok ortak paydalarımız varmış.

İşte sadece bir kız olmasına
Rağmen, tarihi hakikati, edebiyatı, kentlerin sosyolojik dokularını,
İnsan manzumelerini ortak paydalarımız olduğu için sadece paylaşmıştık.
O günden bu güne ortalama on yıl geçti…

İşte sadece bir kız olan bu bayan, gönlümü fethetmişti.
Nerde bulunuyorsa kulakları çınlasın.

Bugün itibariyle her nerede olduğunu bilsem,
Yine paylaşmak adına görüşme talep ederdim.
İnanıyorum ki, onun nesli son derece münevver
Ve erdem sahibi kişiler olacağına inanıyorum.

Gıyabında onu sevgiyle anıyorum, huzur,
Güven ve itminanlık onu asla yalnız bırakmamasını Cenabı Haktan,
Temenni ediyorum ve diliyorum…

Mustafa CİLASUN
 

Ömer-28

Aktif Üyemiz
:)
Bir insanın arkasından bu kadar güzel dileklerle anmak , hele de geçen on seneye rağmen hala aynı dileklerle dua edebilmek ne güzel. Film gibi bir konu. Gerçekten de okuduğum en gerçek konuydu. Allah cc razı olsun inşaallah. Acaba şu an , bu konunun muhatabı olan insan nerede, ne yapıyor? Sağsa Allah , sağlıklı uzun ömürler versin inşaallah. Hem yazana , hem yazdırana.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
HARİKAAAA çok güzel ve akıcı bir yaşanmışlık...çok beğendim o kadar güzel anlatmışsınız ki
beğenmemek mümkün değil...Tarihini seven insan ilk önce istanbula aşık olur,anlatırken istanbulu yaşar yaşatır...
edebiyatı edebiyle anlatmakta güzellerin en güzelidir...sizde bu güzellikleri görüp yazmışsınız ne hoş olmuş...yureğinize sağlık...
 

Deniz Feneri

Yeni Üyemiz
burada etkileyen ne tarih bilgisi ne de güzel konuşması.etkileyen ortak paydalar.aynı düşüncede olmak,aynı yöne bakabilmekte.ruh ikizim demiş ya bir yerde tamda o işte.ruh ikizini bulmak milyonda bir ihtimal.herkes belkide ömrünce böyle etkileneceği,ben diyebileceği,aynam diyebileceği birisini aramakla geçirir hayatını ama herkese de kısmet olmaz onu bulmak

kişi özel olduğunu anlayanın yanında değerlidir.altının kıymetini sarraf anlar,başkası bir demir parçası olarak görür
 
Üst Alt