Abdülmecid (Son Osmanlı Halifesi)

MURATS44

Özel Üye
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/8/8e/Portrait_Caliph_Abdulmecid_II.jpg/250px-Portrait_Caliph_Abdulmecid_II.jpg

Abdülmecit Osmanoğlu (Osmanlı Türkçesi: عبد المجيد الثانى) (d. 29 Mayıs 1868, İstanbul - 23 Ağustos 1944, Paris), son İslam halifesi. Osmanlı hanedanı hukukuna göre II. Abdülmecid olarak isimlendirilir.

Hayatı

Sultan Abdülaziz'in oğlu olarak 29 Mayıs 1868'de İstanbul'da doğdu. Annesi Hayranıdil Kadınefendi'dir. 1876'da babasının tahttan indirilmesinden sonra 1908'e kadar İcadiye'deki köşkünde sanatla meşgul olarak yaşadı. Resim ve piyano gibi birçok sanat dalıyla ilgiliydi. Birçok defa resim sergileri açan Son Halife Abdülmecid Efendi 1909'da kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyetinin de fahri başkanlığını yapmıştır. Fransa'ya resim ve piyano için çok sayıda öğrenci göndermiştir. 1918'de Vahdettin’in tahta çıkması üzerine veliaht oldu. Bu dönemde oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi, amcazadesi Sultan Vahideddin'in küçük kızı Sabiha Sultan ile evlendi.

Arapça, Farsça ve Fransızca'nın içinde bulunduğu 6 yabancı dil bilen Abdülmecid, kızı Dürrüşehvar Sultan tarafından muhafaza edilmiş 12 ciltlik Hatıralar kitabını kaleme almıştır.
1 Kasım 1922'de saltanat kaldırılınca veliaht sıfatı kayboldu. Sultan Vahdettin’in Türkiye'den sürgün edilmesi üzerine 18 Kasım 1922'de TBMM'nin çoğunluk oylarıyla halifeliğe seçildi.

Sürgünü ve Vefatı

3 Mart 1924'te halifelik lağvedilip hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılması kararı alındı. Abdülmecid hemen o gece, İstanbul polis müdürü tarafından acele ile Dolmabahçe Sarayı'ndan alınarak otomobil ile Çatalca'ya götürüldü ve İsviçre'ye hareket eden ilk trene bindirilerek Türkiye'den sürüldü. İsviçre'ye vardığında, o ülkenin kanunlarına göre birden fazla eşlilerin ülkeye girmesine izin verilmediği gerekçesi ile sınırda bir süre alıkonuldu ancak bu gecikmeden sonra ülkeye kabul edildi. Daha sonra Fransa'ya geçti.

Sürgün yıllarında hanedanın geleneksel protokolünü ısrarla uygulamaya devam etti. Cuma namazlarını Paris Camii'nde kılardı. Evlenen Sultan ve Şehzadelerin nikâhlarını kıyarak, kendi tuğrasını taşıyan belgeler dağıttı. Yakışıksız davranışlarda bulunan şehzadeleri hanedandan ihraç ettiğini bildiren belgeler hazırladı. Hanedanın Irak petrolleri üzerindeki haklarından yararlanabilmek için oluşturulması planlanan aile birliği gereği Vahideddin ile ortak bir vekalet vermesi istenince, halife ve ailenin resmî reisi olduğunu iddia ederek ortak vekalet vermeyi reddetti. Böylece akim kalan bu girişimin sonucunda hanedan umduğu faydayı sağlayamadı. Kızı Dürrüşehvar Sultan'ı ve yeğeni Nelüfer Hanım Sultan'ı Haydarabad Nizamı'nın oğullarıyla evlendirdi. Bu yolla dünyanın sayılı zenginlerinden olan dünürü Haydarabad Nizamı'ndan maddî destek gördü ve malî müzayaka çekmedi. Mısır'ın Kavalalı prensleriyle evlenmek için Fransa'dan ayrılan çok düşkün olduğu torunları ve oğlunun gidişinden sonra eşleriyle beraber yalnız kalarak ızdıraplı günler geçirdi.
Abdülmecit, 23 Ağustos 1944'de sürgünde bulunduğu Paris'te kalp krizinden öldü. Kızı Dürrişehvar Sultan'ın Berar Prensesi sıfatıyla Cumhurbaşkanı İsmet İnönü nezdindeki çabalarına rağmen cenazesi Türkiye'ye kabul edilmedi. Cenazesi Türkiye'ye kabul edilmeyince, Paris Camii'de 10 gün bekletildi ve Camii mütevelli heyetinin cenazeyi daha fazla tutamayacaklarını bildirmesi üzerine Medine’ye nakledilerek Bâki Mezarlığı'na defnedildi.[SUP][kaynak belirtilmeli][/SUP]

Profesyonel bir ressam olan Abdülmecit Efendi, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin kurucusu, başkanı ve hamisiydi. Tabloları ilk kez 1986'da İstanbul’da özel bir galeride sergilendi.

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/8/82/Caliph_Abdulmecid_II_of_the_Ottoman_Empire.jpg/220px-Caliph_Abdulmecid_II_of_the_Ottoman_Empire.jpg


Halife Abdülmecid kızı Prenses Dürrüşehvar Sultan ve damadı Prens Nawab Azam Şah ile birlikte, 1931.
Eşleri ve çocukları


  • Şehsüvar Başkadın Efendi'den: Şehzade Ömer Faruk Osmanoğlu
  • Atiye Mehisti Kadınefendi'den: Dürrüşehvar Sultan
Diğer eşleri


  • Hayrunnisa Hanımefendi (1876-1936)
  • Bihruz Hanımefendi (1903-1955)


30px-Osmanli-nisani.svg.png
Abdülmecit Osmanoğlu
250px-Portrait_Caliph_Abdulmecid_II.jpg

Halife Abdülmecit, son İslam halifesidir.
Saltanatı18 Kasım 1922- 3 Mart 1924 (bu saltanat dönemi sadece halifeliktir.)
Doğum tarihi29 Mayıs 1868
Ölüm tarihi23 Ağustos 1944 (76 yaşında)
Paris
SoyuOsmanlı Hanedanı
BabasıAbdülaziz
AnnesiHayranıdil Kadınefendi
Diniİslam

 

MURATS44

Özel Üye
Son Halife Abdülmecid efendi
Son Halife Abdülmecid efendi
Halife Abdülmecid’in, 23 Ağustos 1945'te Paris’te vefat edişinin 45 yılı dolayısıyle Nokta dergisi “Bir garip Osmanlı ölmüş diyeler” başlıklı bir yazı- röportaj yayımladı. Sürgün Halife’nin gurbetteki hayatını anlatan bölümü o dergiden aynen alıyorum. (Nokta, Ağustos 1989)

İstanbul valisi Haydar Bey’in getirdiği TBMM kararını gören Abdülmecit, “Nasıl olur Vali Bey?” diyor. İslâmiyet’i siyaset vasıtası olmaktan kurtarmak için hilafet makamını yıkmak, Allah Peygamberi’nin halifesini memleket dışına atmak mı gerekir? Hayır Vali Bey, Millet Meclisi’nin böyle bir karar aldığına inanmıyorum…”

Saraydan sürgüne.


Kötü bir yolculuktan sonra gelinen Çatalca’da, Sirkeci’den yola çıktığı bildirilen tren bekleniyor. Bir Musevi olan istasyon amiri, konukların kim olduğunu öğrenir öğrenmez koşup Abdülmecit’in ellerine sarılıp Musevilerin Osmanlı’ya duyduğu sadakati dile getiriyor…Nihayet trene binilir. Vali, içinde iki bin sterlin ve pasaportların bulunduğu bir zarf uzatır, Abdülmecit’e.

Pasaportlarda İsviçre vizesi vardır. Ne ki, İsviçreli sınır görevlisi gelenin Halife olduğunu öğrenince tereddüt geçirir ve ne yapacağını telefonla Bern’e sorar. Bu sırada tren sınırda bekletilmektedir.

İstanbul valisi Ali Haydar bey
İstanbul valisi Ali Haydar bey
Haydarabad nizamı Halifenin dünürü Asaf Cah VII
Haydarabad nizamı Halifenin dünürü Asaf Cah VII

Abdülmecit ve maiyeti Leman Gölü kıyısındaki Territet Oteli’ne yerleşir. Otel yönetimi, hiç vakit yitirmeden kapı önündeki gönderlerden birisine Türk bayrağı çekmiştir. Ertesi gün bütün Avrupa basını oteli işgal edecektir.

Dürrüşehvar'ın düğününden
Dürrüşehvar'ın düğününden
İsviçre’den Paris’e


Bu arada iki bin sterlin su gibi eriyip girmektetir. Abdülmecid, özel kalem müdürü Salih Kerameti, yardım sağlaması için, Paris’teki müslüman ülke elçilerine gönderir, sonuç olumsuzdur. Sadece Londra’da bulunan Haydarabad Nizamı ayda üç yüz sterlinlik bir ödenek sağlar. Sağlığı bozulan Abdülmecit, Fransa’ya yerleşmek için izin ister.

Talep kabul edilince Nice’e doğru yola çıkılır.Ankara aleyhindeki hiçbir faaliyete katılmayan Abdülmecit, maddi sıkıntısının had safhaya ulaşması üzerine, kızı Dürrüşehvar’ı Haydarabat Nizamt’nın büyük oğlu Azam Cah’a verir.

Böylece durum bir parça düzelir. Daha sonra ise Paris’e yerleşen Abdülmecit, resim, şiir ve musiki dolu günler geçirir. Sadece Cuma günleri Paris’in Place Manchat’taki camiine giderek cemaatla namaz kılar.

Bu arada II. Dünya Savaşı başlamış ve Paris, Almanlar tarafından işgal edilmiştir. Alman işgali herkes gibi Abdülmecit’i de bir hayli sarsmıştır. Hastalanır ve Almanlar Paris’i kaçarcasına terk ederken;

Müttefiklerin top sesleri arasında, 23 Ağustos 1945'te hayata gözlerini kapar.

Paris’ten Hicaz’a


Abdülmecit’ın ölümünü haber alan Ayşe Osmanoğlu, yanına oğlu Osman’ı da alarak o günün Paris’inde yollara düşer. Cenazenin kaldırılması başlı başına bir sorun olur.

Çünkü Abdülmecit, İstanbul’a gömülmeyi vasiyet etmiştir. Ankara’dan yanıt gelene kadar Müttefiklerden izin alınarak, cenaze, cuma namazlarını kıldığı camideki küçük bir odaya konulur. Salih Keramet Bey, çoktan Ankara’ya gelmiş ve gerekli girişimlere başlamıştır ama bir netice alamaz.

Durumu gören Abdülmecit’ın kızı Dürrüşehvar da Türkiye’ye gelerek, devrin Cumhurbaşkanı İnönü ile Savanora’da görüşmüş, babasının Paris’te bekleyen cesedinin Türkiye’ye nakli için izin talep etmiştir. İnönü’nün verdiği söze rağmen bu nakil işi gerçekleşmez. Üstelik, Abdülmecit öleli tam 10 sene geçmiştir…

Sonunda cenazenin Türkiye’ye naklinden ümit kesilir ve Abdülmecit’ın cenazesi Paris’ten alınarak Medine’ye götürülür. 30 Mart 1954 tarihinde kılınan akşam namazından sonra da defnedilir. Vehhabi inançlarına uygun olarak mezar dümdüz edilir ve üzerine kitabe dikilmesine de izin verilmez…”
Halife Abdülmecid efendi
Halife Abdülmecid efendi
Halife Abdülmecid'in tuğra şeklindeki imzası
Halife Abdülmecid'in tuğra şeklindeki imzası
Mezarın krokisi
Mezarın krokisi

 
Üst Alt