c. Mafsalları Gevşeyecek Şekilde Uyumanın Abdesti Bozacağı

ceylannur

Yeni Üyemiz
183] Tirmizî, "Taharet", 93. Hadis sahihtir. Hadisin aslı Sahihayn´da bulunmaktadır.

[184] Buhârî hadisi "Abdestin Sadece İdrar ve Dışkı Yollarından Çıkanlar Sebebiyle Ge­rekeceğini Söyleyenler" başlığında temriz (meçhul) sığayla muallak olarak rivayet etmiştir. İbn Hacer´in hadisle ilgili açıklaması şöyledir: Buhârî´nin "Cabir´den ri­vayet edildiğine göre" diyerek naklettiği söz konusu hadisi İbn İshak el-Maegâ-zî´sinde muttasıl olarak rivayet etmiştir. Buna göre İbn İshak hadisi Sadaka b. Ye­sar > Akîl b. Cabir > babası isnadıyla uzunca rivayet etmiştir. Hadisi İbn İshak ta­rikiyle ayrıca Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd, Dârekutnî, İbn Huzeyme, îbn Hibbân ve Hâkim en-Nîsâbûrî de rivayet etmiştir. İbn Huzeyme ve İbn Hibbân hadisin sa­hih olduğunu söylemişlerdir. îbn İshak´ın hocası Sadaka güvenilir bir ravidir. Akil b. Cabir´den Sadaka´dan başka rivayette bulunan başka bir ravi bulunduğunu bil­miyorum. Buhârî ya bu sebeple veya özet olarak rivayet ettiği ya da îbn İshak´ı zik­retmemek için hadisi temriz (meçhul) sigasıyla muallak olarak rivayet etmiştir (bk. İbn Hacer, Fethu´l-bârî, I, 245)

[185] Ahmed b. Hanbel, III, 343; Ebû Dâvûd, "Taharet", 78; Dârekutnî, Sünen, I, 223. Hadis İçin ayrıca bk. îbn Hibbân, Sahih, III, 375 (İsnadında Akîl b. Cabir bulun­maktadır ve zayıftır); İbn Huzeyme, Sahih, 36; Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek, I, 156; Beyhakî, es-Sünenü´l-kübrâ, IX, 150; îbn îshak, es-Sîre, III, 101-102. Ha­disi hepsi de Akîl b. Cabir > babası İsnadıyla rivayet etmişlerdir. Akîl b. Cabİr´le ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. İbn Hacer et-Takrîb isimli eserinde onun mak­bul olduğunu söylemiştir. Beyhakî ed-Delâil (III, 387) isimli eserinde Vâkidî İsna­dıyla rivayet etmiştir. Ancak o da metruk bir ravidir.

[186] Beyhakî, ed-Delâil, III, 387.Yukarıda da ifade edildiği üzere isnadı zayıftır.

[187] Dârekutnî hadisi Salih b. Mukatil > babası isnadıyla rivayet etmiştir. Ebu´t-Tayyib el-Ebâridî hadisi Beyhakî´nin de rivayet ettiğini söylemiştir. İbnü´l-Arabî´nİn de Dârekutnî´nin hadisin sahih olduğunu ifade ettiğini belirtmiştir. Ancak bu doğru değildir. Nitekim Beyhakî el-Hilâfiyyâfta, Ebû Abdullah el-Hâkim´in Salih b. Mu­katil > babası isnadıyfa rivayet ettiği hadisi Dârekutnî´ye sorduğunu onun, da "kuv­vetli değildir" şeklinde cevap verdiğini haber vermektedir.

[188] Dârekutnî, Sünen, I, 157. Bize göre de mevkuf olan rivayet tercih edilmelidir.

[189] Aşağıda 100, 101 ve 102 nolu hadislerde zikredileceği üzere bu rivayet sahih de­ğildir.

[190] Hadis hakkında gerekli açıklamalar 92 nolu hadiste zikredilmiştir.

[191] Dârekutnî´nİn, İsmail b. Ayyaş > îbn Cüreyc > İbn Ebû Müleyke > Aişe (r.anhâ) isnadıyla nakline göre Hz. Peygamber (s.a.v.), "Kime kusma, burun kanaması ve­ya mezi isabet ederse namazdan ayrılıp abdest alsın sonra da konuşmadan nama­zına kaldığı yerden devam etsin" buyurmuştur (bk. Dârekutnî, Sünen, I, 154). İs­mail b. Ayyaş´ın Hicazlılar´dan yaptığı rivayetler zayıftır ve İbn Cüreyc de Hicazlı-dır. Dârekutnî hadisle ilgili şöyle demiştir: İbn Cüreyc´in hafız seviyesindeki tale­beleri onu İbn Cüreyc > Babası > Hz. Peygamber (s.a.v.) isnadıyla mürsel olarak rivayet etmişlerdir (bk. Dârekutnî, Sünen, I, 153). Ahmed b. Hanbel, Muhammed b. Yahya ez-Zühlî ve Ebû Hatim bu rivayetin sahih olduğunu söylemişlerdir. Dâ­rekutnî onu el-îlel ve Simen´inde (I, 154) İsmail b. Ayyaş isnadıyla zikretmiş ve, "Hadisi Atâ b. Aclan ve Abbad b. Kesîr de Ebû Müleyke > Aişe (r.anhâ) isnadıyla rivayet etmişlerdir. Atâ b. Aclan ve Abbad b. Kesîr ise zayıf ravilerdir" demiştir.

[192] Buhârî söz konusu haberi "Abdestin Sadece İdrar ve Dışkı Yollarından Çıkanlar Se­bebiyle Gerekeceğini Söyleyenler" başlığında cezm (malum) sigayla muallak ola­rak rivayet etmiştir. İbn Hacer´in haberle ilgili açıklaması şöyledir. Sözü edilen ha­beri Saîd b. Mansur ve İbnü´l-Munzir sahih bir isnadla muttasıl olarak rivayet et­mişlerdir (İbn Hacer, Fethu´l-bârî, I, 337).

[193] Buhârî söz konusu haberi "Abdestin Sadece İdrar ve Dışkı Yollarından Çıkanlar Se­bebiyle Gerekeceğini Söyleyenler" başlığında cezm (malum) sigayla muallak ola­rak rivayet etmiştir. İbn Hacer´in haberle ilgili açıklaması şöyledir: İbn Ebî Şeybe onu sahih bir İsnadla ve muttasıl olarak rivayet etmiştir. İbn Ebû Şeybe "Sonra na­mazını kıldı" kısmını da ilave etmiştir.

[194] İsnadı sahihtir. Buhârî söz konusu haberi "Abdestin Sadece İdrar ve Dışkı Yolların­dan Çıkanlar Sebebiyle Gerekeceğini Söyleyenler" başlığında muallak olarak riva­yet etmiştir. İbn Hacer´in haberle ilgili açıklaması şöyledir: Bu haberi Süfyan es-Sevrî Câmf inde Atâ b. Saib´den muttasıl olarak rivayet etmiştir. Süfyan es-Sevrî, Ata b. Saib´i bu şekilde namaz kılarken görmüş ve sözü edilen haberi ondan İhti-latmdan önce bizzat kendisinden işitmiştir. İsnadı sahihtir, (bk. İbn Hacer, Fethu´l-bârî, I, 338).

[195] Buhârî söz konusu haberi "Abdestin Sadece İdrar ve Dışkı Yollarından Çıkanlar Se­bebiyle Gerekeceğini Söyleyenler" başlığında cezm (malum) sigayla muallak ola­rak rivayet etmiştir. İbn Hacer´in haberle ilgili açıklaması şöyledir: İbn Ömer (r.a.)´nın açıklamasını İmam Şafiî ve İbn Ebî Şeybe, "İbn Ömer fr.a.) kan aldırdı­ğında bıçak vurulan yerleri yıkardı" şeklinde rivayet etmişlerdir. Hasan-ı Basrî ile ilgili haberi de İbn Ebî Şeybe muttasıl olarak rivayet etmiştir. Buna göre, "kan al­dıranın yapması gereken nedir?" şeklindeki soruya Hasan-ı Basrî, "kan alınan yer­leri yıkamasıdir" diye cevap vermiştir. İbn Hacer söz konusu haberlerin hasen ol­duklarına işaret etmekle yetinmiştir, (bk. İbn Hacer, Fethu´l-bârî, I, 338).

[196] Ahmed b. Hanbel, VI, 152; Dârekutnî, Sünen. I, 113; Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müs-tedrek, I, 163. Hadis zayıftır. Hâkim en-Nîsâbûrî hadisin sahih olduğunu söylemiş Zehebî de ona katılmıştır. Bize göre isnadda bulunan Zekeriya b. Ebî Zaide hadisi "an" lafzıyla rivayet etmiş, Mus´ab b. Şeybe ise rivayetinde gevşek biridir. Hadisi İbn Huzeyme de rivayet etmiştir (bk. İbn Huzeyme, Sahih, I, 126). Ancak sözü edi­len iki kusur onda da bulunmakladır. Mus´ab b. Şeybe Ahmed b. HanbePin isna­dında da vardır.

[197] Hadis zayıftır. Söz konusu hadisi Dârekutnî, Bakiyye > Yezid b. Halid > Yezİd b. Muhammed > Ömer b. Abdülaziz > Temim ed-Dârî (r.a.) İsnadıyla nakletmektedir. Ancak Dârekutnî, Ömer b. Abdülaziz´in Temim ed-Dârî (r.a.)´den hadis işitmedi­ğini de söylemiştir (Dârekutnî, Sünen, I, 157). Bize göre Dârekutnî, isnadda bulu­nan Yezid b. Halid ve Yezid b. Muhammed´in meçhul olduklarını zikretmemiştir. Nitekim Zeylaî onların ikisinin de meçhul olduğunu ifade etmiştir (bk. Zeylaî, Nasbu´r-râye, I, 37). Müdellis olan Bakıyye´nin hadisi "an" lafzıyla rivayet etme­si de isnaddaki bir başka kusurdur. Abdülhak da el-Ahkam isimli eserinde, "Bu is­nadı kopuk zayıf bir hadistir" açıklamasını yapmıştır. İbn Adiy de söz konusu hadi­si Ahmed b. Ferec´in tercemesinde vererek, "O, hadisi delil olarak kullanılacak ra-vİIerden değildir. Ancak zayıf olmasına rağmen hadîsi alınmıştır, hadisi yazılabilir" demiştir (bk. İbn Adiy, el-Kâmil, I, 190; II, 77). İbn Ebû Hâtİm de ^/-//e/´inde, "Ahmed b. Ferec´ten hadis yazdık, bize göre o doğru olduğu söylenebilecek bir ra­vidir" demiştir. Hatib el-Bağdâdî´nİn nakline göre Ahmed b. Ferec´i şarap içmek­le itham etmiş ve "ALLAH´a yemin olsun ki o yalancının biridir" demiştir (bk. Hatib el-Bagdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 341). Onun yalancı olduğunu söyleyen başka âlim­ler de bulunmaktadır. Bu durumda hadislerinin tamamı dikkate alınamayacak hal­dedir. Delil olarak kullanılmaları bir tarafı desteklenmek amacıyla bile yazılmaz du­rumdadır, îbn Adiy´İn el-KâmiV´mc yeniden baktığımda söz konusu hadisi naklet­tikten sonra başka bilgilere de rastladım. Buna göre Bakıyye´nin Şu´be´den naklet­tiği bir kitap bulunmaktadır. İçerisi garib rivayetlerle doludur. Bu garib rivayetle­rinde Bakıyye hep tek kalmaktadır. Belki de bunların Şu´be´ye nisbeti tamamen İf­tiradır. Doğrusu kandan dolayı abdestin bozulduğuna dair sahih bir hadis bulunma­maktadır. Şevkânî başka âlimleri de ifade ettiği üzere asıl olan abdestin bozulma-masidır. Nitekim Hicaz âlimlerine göre de kan sebebiyle abdest bozulmamaktadır. Medineli yedi fakih ve onlardan önce bazı sahâbîler de bu görüştedir. İbn Ebî Şey-be´nİn el-Musannef inde (I, 92) ve Beyhakî´de (es-Sünenü´t-kübrâ, I, 141) sahih isnadla nakledildiğine göre Hz. Ömer (r.a.) yüzündeki sivilceyi sıkınca bir miktar kan çıkmıştı. Onu parmaklarıyla sildi sonra da abdest almadan namazını kılmıştır. İbn Ebî Şeybe benzerini Ebû Hüreyre (r.a.)´den de nakletmiştir. Abdullah b. Ebû Evfâ (r.a.)´in da namazda iken kan tükürdüğü halde namazına devam ettiği sahih bir yolla nakledilmiştir. Bk. İbn Hacer, Fethu´l-bârî, I, 222-224; Ayrıca Buhârî muhtasarına yaptığım ta´lika da bakılabilir (I, 57).

[198] Hadis zayıftır. Ahmed b. Hanbel, I, 256; Ebû Ya´Iâ, Müsned, IV, 369; İbn Ebî Şey-be, el-Musannef, I, 132. ibn Hacer, Ebû Halid ed-Dâlânî´nin rivayetinde tek kaldı­ğını ve hadisin sahih olamayacağını söylemiş, Zehebî, âlimlerin isnadındakİ Yezid b. Abdurrahman´ın zayıf olduğunu ifade ettiklerini nakletmiş, İbn Hİbbân, Ebû Ha-üd ed-Dâlânî´nin çok hatâ yaptığını ve sadece güvenilir ravilere uygun nakillerinin delil olabileceğini zikretmiştir (bk. Münâvî, Feyzü´l-kadîr, V, 372).

[199] Hadis hasendir. Hadis için bk. Ahmed b. Hanbel, IV, 97; Ebû Dâvûd, "Taharet", 79; İbn Mâce, "Taharet", 62.

[200] İsnadı ceyyiddir. Beyhakî, es-SünenU´l-kübrâ, I, 122; İbn Hacer, et-Telhîsü´l-habîr, I, 44. Beyhakî haberin mevkuf olduğunu söylemiş, sıhhati konusunda herhangi bir açıklama yapmamıştır.

[201] Ebû Dâvûd, "Taharet", 79; Dârekutnî, Sünen, I, 131. Hadisin aslı Müslim´de de bu­lunmaktadır.

[202] Haber sahihtir. Ayrıca Ebû Dâvûd da, "Resûlullah (s.a.v.)´in ashabı yanları üzerine yatıyor ve uyuyorlardı. Daha sonra namaz kılmak için kalktıklarında bir kısmı ab­dest alıyor, bir kısmı ise abdest almadan namazlarını kılıyordu" şeklinde rivayet et­miştir (bk. Ebû Dâvûd, Mesâilti´l-İmam Ahmed, s. 318). İsnadı, Buhârî ve Müs­lim´in şartlarına göre sahihtir.

[203] Senedi sahihtir.

[204] Hadis sahihtir. Dârekutnî de hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Ebu´t-Tayyib el-Abâdî´nin açıklaması şöyledir: Enes b. Malik (r.a.) rivayetini İmam Müslim, Şâfîî, Tirmizî ve Ebû Dâvûd rivayet etmişlerdir. Şu´be´nin Katâde´den rivayetinde "Hz. Peygamber zamanında" ilavesi bulunmaktadır. Tirmizî´nin Şu´be vasıtasıyla riva­yeti şöyledir: İçlerinden birinin horlaması duyulacak kadar uyurken Resûlullah (s.a.v.)´in ashabının namaz İçin uyandınIdıkfarını gördüm. Onlar bu halde iken na­mazlarını kılıyor abdest almıyorlardı. Abdullah b. Mübarek, "bize gelen rivayet ´oturarak uyuyorlardı´ şeklindedir" demiştir. Beyhakî, Abdurrahman b. Mehdî ve Şafiî´nin hadisi buna göre yorumladıklarını haber vermiştir. İbnü´l-Kattân´ın açıklaması ise şöyledir: Müslim´in rivayetinden sahabenin oturarak uyudukları anlaşıl­makta, âlimlerin çoğu da böyle olduğunu düşünmektedir. Ancak böyle anlaşılma­sını engelleyen başka bir rivayet bulunmaktadır. Nitekim Yahya b. Saîd el-Kattân > Şu´be > Katâde > Enes isnadıyla nakledildiğine göre ResûluUah (s.a.v.)´in ashabı namazı beklerken yanları üzerine yatıyor bir kısmı da uyuyordu. Daha sonra da na­maz kılmak için kalkıyorlardı. İbn Dakîkü´I-îd bu rivayette söz konusu edilenin, hafif bir uyku olarak düşünülebileceğini ancak bunun Tirmizî´nin naklettiği horla­ma rivayetiyle çeliştiğini ifade etmiştir. Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Saîd el-Kat-tân, Tirmizî de Bündâr vasıtasıyla "yanları üzerine yatıyorlardı" şeklinde rivayet et­mişlerdir. Bunu Beyhakî ve Bezzâr da rivayet etmişlerdir.

[205] Şeybânî, el-Âsâr, I, 421; Ebû Hanife (r.a.), Müsned, I, 248; Dârekutnî, Sünen, I, 167; Beyhakî, es-Sünenü´l-kübrâ, i, 146.

[206] Abdürrezzak es-San´ânî, el-Musannef, III, 376; Beyhakî, es-Sünenü´l-kübrâ, I, 146; Zeyiaî, Nasbu´r-râye, I, 50. Beyhakî şöyle demiştir: Bu mürsel bir hadistir. Ebü´l-Aliye´nin mürsellerinin İse herhangi bir kjymeti yoktur. Zira o Muhammed b. Sîrîn´in de belirttiği gibi hadisi kimden aldığına dikkat etmezdi. Hadisi Hasan-i Basrî, İbrahim en-Nehaî ve Zührî de mürsel olarak rivayet etmişlerdir.

[207] Hadis zayıftır. İbnü´t-Türkmânî´nin hadisle ilgili açıklaması şöyledir: Beyhakî de onu İbn Ömer (r.a.)´dan rivayet etmiştir. Onun İbn Cevsâ > Atıyye b. Bakıyye > Babası > Amr b. Kays es-Sukûnî > Atâ > İbn Ömer (r.a.) isnadıyla nakline göre Re-sûlullah (s.a.v.) "Kahkaha ile gülen kimse yeniden abdest alıp namazını tekrar kıl sın" buyurmuştur. Gerçi İbnü´l-Cevzî el-İlelü´l-miitenâhiye´de şöyle demiştir: Bu rivayet sahih değildir. Zira Bakjyye genelde tedlis yapmaktadır. Bu rivayeti de ba­zı zayıf ravilerden alıp ismini zikretmemiş olabilir. Ancak bize göre Bakıyye sadûk (doğru sözlü) bir ravidir. Bu rivayetinde hadisi hocasından aldığını açıkça ifade et­miştir. Sadûk (doğru sözlü) olup tedlis yapan ravi hadisi hocasından aldığını açık­larsa tedlis yapmadığı anlaşılır. Ayrıca söz konusu hadis daha Önce de zİkredildiğİ üzere Bakıyye ve Ma´bed vasıtasıyla İbn Sîrîn´den de mürsel olarak rivayet edil­miştir. Bütün bunlar böyle iken bu rivayetlerin dayandığı kimsenin Ebü´I-Aliye ol­ması nasıl söz konusu olabilir? Ancak biz burada îbn Adiy´in hadisin isnadları hak­kında verdiği detaylı bilgi için el-Kâmil´İne (III, 181) bakjlabileceğini hatırlatmalı­yız.

[208] Burada İmam Müslim´in Atâ´nın İbn Ömer (r.a.)´dan naklettiği bu hadisi el-Câ-miu´s-sahîh´inde rivayet etmediğini hatırlatmalıyım.

[209] Buhârî söz konusu muallak rivayeti "Abdestin Sadece İdrar ve Dışkı Yollarından Çıkanlar Sebebiyle Gerekeceğini Söyleyenler" başlığında zikretmiştir. İbn Hacer, Fethu´l-bârfde bu rivayeti Saîd b. Mansur, Dârekutnî ve başkalarının muttasıl ola­rak rivayet ettiklerini ve bunun sahih olduğunu söylemiştir.

[210] İbn Adiy, el-Kâmil, III, 167. İbn Adiy hadisle ilgili odukça önemli ve detaylı bilgi vermektedir. Burada bazı noktalara işaret etmeliyiz. Konuyla ilgili en sahih rivayet Cabir b. Abdullah (r.a.)´İn açıklamasıdır. Bu açıklama Hz. Peygamber (s.a.v.)´e de nispet edilmiştir. Ancak bu zayıftır. İbn Hacer´in belirttiğine göre Dârekutnî Hz. Peygamber (s.a.v.)´İn "Gülmek namazı bozar abdesti ise bozmaz" buyurduğunu Cabİr b. Abdullah (r.a.)´den nakletmektedir. Ebû Bekir en-Nîsâbûrî´nin, "Bu mün-ker bîr rivayettir, Dârekutnî onu merfû olarak rivayette hata etmiştir. Doğrusu onun Cabir b. Abdullah (r.a.)´e ait olmasıdır" dediği nakledilmiştir. İbnü´l-Cevzî´nin nakline göre Ahmed b. Hanbel ve Zühlî, "Gülmenin abdesti bozacağına dair sahih bir hadis bulunmamaktadır" demişlerdir. Cabir b. Abdullah (r.a.)´le ilgili rivayetin isnadında bulunan Ebû Şeybe, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe´nin dedesi olup nisbesi el-Vâsıtî´dir. İbnü´l-Cevzî onun Abdurrahman b. İshak olduğunu söylemek suretiyle yanılmıştır. İbnAdİy´İn nakline göre de Ahmed b. Hanbel, "Gülmenin abdesti bo­zacağına dair sahih bir hadis bulunmamaktadır" demiştir. Kuyuya düşen amâ hak­kındaki hadisin dayandığı kimse Ebü´l-Âliye´dir. Bu husus problemlidir. Beyhakî el-Hilâfiyyâf´ta bu hususta geniş bilgi vermektedir. Ebû Ya´lâ el-Hanbelî de riva­yetin bütün İsnadlarını bir araya getiren müstakil bir cüz telif etmiştir (bk. îbn Ha­cer, et-Telhîsu´l-habîr, I, 115).
 
Üst Alt