Şifalı Bitkiler Sözlüğü

ceylannur

Yeni Üyemiz
turp.jpg


Turp


Turpgiller familyasından; yaprakları karşılıklı, çiçekleri beyaz, sarı veya mor renkte ve salkım durumunda bir bitkidir. Meyvesi acımsı ve etlidir. Beyaz turp, kırmızıturp, karaturp, yaban turpu, bayır turpu gibi türleri vardır. İçeriğinde C vitamini, kükürt ve iyot vardır.

Faydası: Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum taşlarının dökülmesine yardımcı olur. Karaciğeri kuvvetlendirir. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Romatizma, siyatik, lumbagoda faydalıdır. Astım ve bronşitte faydalıdır. Öksürüğü keser. Kabızlığı giderir.

Dişetlerini kuvvetlendirir. İdrar söktürür. Yatmadan önce bir bardak turp suyu içilirse, rahat bir uyku sağlar. Turp aynı zamanda hafızayı güçlendirir.






turunc.jpg


Turunç ( Citrus Aurantium )


Sedef otugiller familyasından; 1-6 m boyunda, kış aylarında yaprak dökmeyen bir ağaçtır. Yaprakları parlak ve almaşık dizilişlidir. Çiçekleri beyaz renkli ve güzel kokuludur. Meyvesi küre şeklinde olup, sarı-turuncu renktedir. 8-12 tane dilimi vardır. Meyvesinin usaresi ekşimsi-acı lezzettedir.

Olgunlaşmamış meyvelerin kabuklarında uçucu yağ, C vitamini, pektin ve hesperidin vardır. Çiçeklerinden turunç çiçeği esansı çıkarılır.

Faydası: Sinirleri yatıştırır. Spazmları giderir. Hazmı kolaylaştırır. Parfümericilikte kullanılır.






tutun.jpg


Tütün ( Nicotiana )


Patlıcangiller familyasından, anayurdu Amerika olan bir bitkidir. Gövdesi dik, silindir biçiminde, tüylü ve yapışkandır. Batı Anadolu’da yabani tütün adlı türü doğal olarak yetişir. Yapraklarında tanen, zamk, nişasta, reçine ve nikotin vardır. Tohumları yağ bakımından zengindir. Alışkanlık yapar. Tiryakilik

derecesine varınca; el-ayak titremesi, sinir bozukluğu, hafıza durgunluğu, migren, mide rahatsızlığı, damar sertliği, tansiyon yüksekliği, akciğer kanseri, astım ve diğer nefes yolları hastalıklarına sebep olur.

Faydası: Sigara olarak kullanıldığında hiçbir faydası yoktur.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
U





uyuzotu.jpg


Uyuz Otu ( Scabiosa / Scabiosa Maritima )


Haziran-Ekim ayları arasında, eflatun, mavimsi veya beyaz renkli çiçekler açan, 50-100 cm boylarında, dallanmış, bir veya çok yılık otsu bitki. Çiçekler, sivri uçlu mızrak seklinde yaprakçıklarla örtülü, yarim küre seklinde bir arada toplanarak, basçık şeklinde çiçek durumları meydana getirirler.

Türkiye’de yetiştiği yerler: Marmara bölgesi.

Kullanıldığı Yerler: Süs bitkisi olarak da yetiştirilmektedir. Tıpta kan temizleyici, terletici, yara iyi edici olarak kullanılır. Cilt hastalıklarında kullanılır. Uyuzda faydalıdır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
V




vanilya.jpg


Vanilya ( Vanilia Planifolia )


Salepgiller familyasından; tropikal bölgelerde yetiştirilen, tırmanıcı gövdeli bir bitkidir. Yaprakları sapsız, yassı etlidir. Meyvesi 15-20 cm boyundadır. Kullanılan kısmı henüz yeşilken toplanan ve sırasıyla kuru ve nemli yerlerde bırakılarak kurutulan, olgunlaşmamış meyveleridir. Kendine mahsus

bir kokusu vardır.

Faydası: Vücudu kuvvetlendirir. Ateşi düşürür. Cinsel gücü artırır. Sinir bozukluğunu giderir. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler ve öksürük söktürür. Ruhi bunalımı geçirir.






1185865590531_336.jpg


Veba Otu ( Petasites Officinalis )


Irmak, dere ve orman kıyılarında yetişir. Kel otu olarak da bilinir. Şapka büyüklüğündeki yaprakları hafif dişlidir ve alt tarafları gri tüylerle kaplıdır. Kirli beyazdan açık pembeye kadar değişebilen çiçekleri, sapın en ucunda, bir salkım biçiminde açarlar.

Salgın zamanlarında büyük önem kazanmış ve ateş düşürücü niteliğe sahip olan kökü, çiçeklenme zamanından önce sökülür. Terletmeye yardımcı olan çayı, ateşlenme, soluk alma zorluğu, gut ve epilepsi (sara) hastalıklarında kullanılır. Gün boyunca , 1 veya 2 bardak yudumlanarak içilir.

Büyük taze yaprakları , yalnızca burkulmaların ve yürüme sonucu ayakta oluşan yaraların üstüne uygulanmakla kalmayıp , her tür kangren , habis çıban ve şiddetli yaralarda kullanılır.

Modern şifalı bitki uzmanları tarafından ise özellikle kemoterapiden sonra kanser tümörlerinin azaltılması için önerilmektedir. Almanya 'da Petadolor markasıyla tablet halinde satılmaktadır. Aynı zamanda adet krampları, astım ve baş ağrısı için de kullanılmaktadır. Kanser tedavisinde kullanıldığında, özellikle cerrahi operasyondan sonra etkili bir şekilde metastaz'ı (yayılma) önlemektedir.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki kökü, aksamdan orta boy 1 su bardağı dolusu soğuk suya koyulur, sabahleyin ılıklaştırılır ve süzülür. Gün boyunca 1 veya 2 bardak yudumlanarak içilir .

Yaprak Kompresi: Yıkanan taze yapraklar, tahta bir tablanın üstünde merdane ile ezilerek lapa haline getirilir, hasta bölgenin üstüne yatırılır ve 1-2 saatte bir yenilenir.





visne.jpg


Vişne (Ekşi Kiraz)


Gülgiller familyasından; Nisan-Mayıs aylarında beyaz renkli çiçekler açan, 2-9 metre boyunda bir ağaç ve meyvesidir. Yaprakları parlak, tüysüz ve kısa saplıdır. Meyve; açık veya koyu kırmızı renkli ve ekşi lezzetlidir. Meyvesinde şeker, elma ve limon asidi, A ve C vitamini vardır. Ev ilaçlarında; gövde

kabukları, meyvesi ve meyve sapları kullanılır.

Faydası: İshali keser, ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Y





yabanienginar.jp


Yabani Enginar (Kengel)


Bileşikgiller familyasından; 2 metre kadar boyunda, çok yıllık bir bitkidir. Yapraklarının ucu sivri diken şeklindedir. Ev ilaçlarında; kökü ve yaprakları kullanılır.

Faydası: Mideyi kuvvetlendirir. Sinirleri güçlendirir. Bağırsak solucanlarını düşürür. Diş ağrılarını giderir. Dişeti iltihaplarını giderir. Hazımsızlığı giderir.

bahardaligv0.jpg


Yabani Gül (Köpek Gülü)


Gülgiller familyasından; 2-3 metre boyunda bir ağaççıktır. Yaprakları 5-7 parçalıdır. Çiçekleri pembe veya beyazdır. Olgun meyvelerine kuşburnu denir. İçeriğinde şekerler, organik asitler ve C vitamini vardır.

Faydası: Kuşburnu denilen meyvesi idrar söktürür. İshali keser. Basur memelerine faydalıdır.





yabanmersini.jpg


Yabanmersini ( Vaccinum Myrtillus )


30-35 cm yükseklikte, kışın yapraklarını döken küçük bir bitkidir. Yabanmersini, yüzyıllardır yenilebilir, lezzetli bir yabani meyve olarak kullanılmaktadır. Meyvelerinin, 1862 yılında Kuzey Avrupa’da basılan bir kitaba göre ( The Useful Plants For Great Britain, C.P. Johnson) yabani, lezzetli bir yiyecek olarak kullanıldığını, reçel, şurup, tart ve pastasının yapıldığını biliyoruz. Yabanmersini meyvelerine karşı modern ilgi ise 2. Dünya Savaşından sonra meydana geldi. Çünkü yabanmersini’nin gözlere iyi geldiği artık bir sır değildi. 2. Dünya savaşı sırasında İngiliz Hava Kuvvetleri pilotlarının doktorların önerisiyle bol miktarda yaban mersini reçeli yiyerek gece uçuşlarına çıktıklarını ve yorgun gözlerini dinlendirdiklerini kayıtlardan biliyoruz. Pilotlar, yabanmersini reçeli yedikten sonra gece uçuşlarına çıktıklarında gece görüşlerinde bir düzelme ve iyileşme hissettiklerini sık sık rapor ediyorlardı.

1960’ların ortalarında yukarıdaki gözlem ve duyumlar, önce bir laboratuvarda daha sonraları da klinik çalışmalarda yabanmersini meyve ekstrelerinin gözler ve damar sistemi üzerine etkileri üzerine yapılan çalışmalara yol gösterdi. Yabanmersini meyve ekstreleri (özü) üzerine yapılan çalışmalarda bu meyvenin göz ve damar sistemi üzerine olan etkisinin bir bioflavonoid olan antosiyanidinler ( anthocyanosides) denilen, toksik (zehirli) olmayan, suda çözülebilir, biyolojik aktif ve antioksidan olan bir grup bileşikle ilişkili olduğunu gösteriyordu. Bu bileşikler antosiyan (anthocyans) türevleri olup, meyve ve çiçeklerdeki kırmızı, mavi ve mor renklerinden sorumlu pigmentlerdir (Renk maddeleridir). Yabanmersini meyveleri üzerinde yapılan çalışmaların çoğunda purifiye edilmiş (arındırılmış ve temizlenmiş) ve %25-36 arasında antosiyanidin içeren ekstreler kullanıldı. Yabanmersini ekstrelerinde en azından 15 farklı antosiyanidin bileşiği tespit edildi.

Şu anda Amerika’da üretilen pek çok standardize edilmiş yabanmersini ekstresi %25 antosiyanidin içermektedir. Elbette bitkisel kökenli doğal ürünlerin etkisini tek bir etken maddeye bağlamak doğru değildir. Yabanmersini meyve ekstreleri, antosiyanidin’lere ilave olarak %7’ ye kadar tanen, çeşitli alkaloidler (myrtine ve epimyrtine gibi), en azından 12 farklı fenolik asit (phenolic acid) ve 3 glikozid ( quercitrin,isoquercitrin, hyperoside) içermektedir. Tüm bu bileşikler şu veya bu şekilde yabanmersini’nin faydalı etkilerine katkıda bulunmaktadırlar. Şu anda Avrupa ve Amerika’da yabanmersini preparatları gece körlüğü ve diyabetik retinopati (diabetic retinopathy- şeker hastalığından kaynaklanan görme ve retina bozukluğu) ve zayıf kan dolaşımını artırmak için kullanılmaktadır. Almanya’da ise ayrıca, ishal durdurucu olarak da kullanılmaktadır.

Faydaları ve Kullanım Alanları:

* Göz yorgunluğu, miyopluk, katarakt, karasu (Glokom: Göz tansiyonu), şeker hastalığından kaynaklanan görme bozuklukları (Diyabetik retinopati), gece körlüğü, gece görüşünü artırıcı, kamaşma, retinayı güçlendirici, kılcal damar çatlamalarını önleyici ve tavuk karası (retinitis pigmentosa) hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcı

* Kabızlık, bulantı, mide krampları, ülser önleyici

* Kan şekerini düşürücü, iltihaplanma, kolajenin (collagen) stabilize edilmesi

* Pıhtılaşmanın azaltılması, damar sertliği oluşumunun engellenmesi ve antioksidan etki

* Varis, basur (hemoroid) 'e karşı iyileştirici

Yabanmersini meyveleri üzerine yapılan modern laboratuvar çalışmaları ise bu meyvelerin daha birçok faydasını ortaya çıkarmıştır: Bunlar arasında antioksidan etki, platelet (Damar sertliğine neden olan ve oksidatif zararla parçalanmış olan kan hücrelerinin atardamar duvarlarına yapışmasının engellenmesi), düz damar kasları üzerine hafif gevşetici-rahatlatıcı etki, romatizmal rahatsızlıkları azaltıcı etkileri sayabiliriz. Ayrıca laboratuvar deneyleri göstermiştir ki; yabanmersini ekstresi konajen’in (Conagen) indirgenmesine neden olabilen elastaz (elastase) gibi enzimlerin etkisini yavaşlatmaktadır. Bu etki; damar sertliği, akciğer anfizemi (amfizem) ve romatizmaya (Romatoid Artrit) neden olan etkilerin azaltılması şeklinde yorumlanabilir. Yabanmersini meyve ekstrelerinin en güvenilir kullanım alanlarından birisi de damar hastalıklarıdır. Bu hastalıklara kılcal damar çatlaması (Capillary fragility) da dahildir. Zayıf kılcal damarlar çatlayabilir.

Bu durum ise sık sık tekrarlanan bere, morluk, çürük ve eziklere neden olur. Zayıf kılcal damarlar ise zayıf kan dolaşımını ve bağ dokusunu akla getirir ki bu durum artrit yada mafsal iltihabı gibi rahatsızlıklarla yakından ilgilidir. Yabanmersini meyvelerinde bulunan antosiyanidin kılcal damarları, serbest radikal saldırısından koruyarak (Bakınız Antioksidanlar) onların kuvvetlenmesine hizmet ederken aynı zamanda sağlıklı bağ dokusu ve yeni kılcal damar oluşumuna da katkıda bulunur. Yabanmersini meyve ekstresi, damar sertliği için bir risk faktörü olan oksidatif zarar sonucu parçalanmış kan hücrelerinin (Platelet olarak) atardamar çeperlerine yapışmasını da azaltmaktadır. Antosiyanidinler, platelet agregasyonu olarak da bilinen plateletlerin(parçalanmış kan hücrelrinin) damar çeperlerine yapışmasını azaltmanın yanında, arteroskloroz (Damar sertliği) riskini de azaltır.

Bu kombine etkiler antosiyanidinleri varis gibi sirkülasyon bozuklukları, kılcal damarların beslenmesi ve hemoroid (basur) gibi durumlarda popüler hale getirmiştir. Ayrıca diğer bioflavonoidler gibi antosiyanidinler de tüm vücutta normal bağ dokusu oluşumunu artırır.

Yaban Mersini’nin göz üzerinde, ışığa duyarlılığı artırmak, gözün değişen ışık kaynaklarına adaptasyonunu sağlamak ve özellikle gece şartlarında görüşü kuvvetlendirmek, göz kapilerlerini (kılcal damarlarını) beslemek gibi yararlı etkileri ortaya çıkarılmıştır. Antosiyanidinlerin, yapılan klinik çalışmalarda retinadaki rodopsin üretimini hızlandırdığı tespit edilmiştir. Görsel fonksiyonların düzelmesi veya gelişmesi Rodopsin oranıyla yakından ilgilidir. Rodopsin (Rhodopsin); gözde bulunan reseptörlerdeki (rods ve cones) bir mor pigment (Renk maddesi) olup, beyne ışık sinyallerinin iletilmesi ve retinanın aydınlık ve karanlığa adapte olması için gereklidir. Bilgisayar ekranında olduğu gibi parlak ışıklar gözdeki rodopsin’i yok ederler ve ışığa karşı hassasiyeti azaltarak gözün daha çabuk yorulmasına yol açarlar.

Antosiyanidinlerin gözdeki damar ve kapilerler üzerinde güçlendirici etkisi vardır. Kılcal damarlarda meydana gelen çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle gözün yeterince beslenememesi sonucu görme bozuklukları oluşur. Antosiyanidinler ise bu durumu önler. Antosiyanidinler genel olarak tüm vücuttaki kapiler olarak da bilinen kılcal kan damarlarını güçlendirir. Zayıf kılcal damarlar vücut dokularına daha az kan taşırlar. Bunun neticesinde de bu dokuların bir travma sonucunda yaralanması ve artrit (mafsal iltihabı) gibi enflamatuvar rahatsızlıkların iyileşmesi gecikir. Kapilerler zayıfladığı zaman çatlarlar ve sık sık morarma, çürük ve berelere yol açarlar. Bu vücudun diğer bölgeleri için de zararlıdır. Bu durum gözlerde retinopati olarak da bilinen mikrohemoriaja yol açar. Diyabetik retinopati, şeker hastalığının (Diabetes mellitus), iltihabik olmayan ve retinadaki kılcal damarlar üzerindeki olumsuz etkisi sonucu oluşan bir görme bozukluğu olup; günde 320-480 mg.

Yabanmersini ekstresi verilerek bu tür hastalar üzerinde yapılan çalışmalarda olumlu gelişmeler kaydedilmiştir. Özellikle retinadaki kanamalarda çok belirgin azalmalar gözlenmiştir.






yabanyasemini.jpg


Yaban Yasemini (Sofur)


Patlıcangiller familyasından; yurdumuzun hemen hemen her bölgesinde rastlanan, 1-2 m boyunda, çok yıllık, fena kokulu bir bitkidir. Haziran-Eylül ayları arasında mor renkli çiçekler açar. Gövdesi sarılıcıdır. Meyvesi sarımsı-kırmızıdır. Dallarında dulcamarin vardır. Meyveleri; solanın ve solasein taşır.

Faydası: Deri hastalıklarında kan temizleyici, hafif uyuşturucu ve romatizma ağrılarını giderici olarak kullanılır. Şehveti keser. Salgıları azaltır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
yakiotu.jpg


Yakıotu ( Epilobium Parviflorum )


Türkiye’ de de yetişen fakat yeterince tanınmayan bir bitki olup, ithal olarak Avrupa ülkelerinden temin edilmektedir. Yakıotu’ nun birçok türü vardır. Şifalı ve zararsız olan türleri şöyle sıralayabiliriz:

* Pembe-kırmızı yakıotu (E. roseum),

* Küçük çiçekli yakıotu (E. parviflorum),

* Dağ yakıotu (E. montanium),

* Civciv yakıotu (E.alsinifolium)

* Koyu yeşil yakıotu (E. obscrum),

* Mızrak yapraklı yakıotu (E. lanzeolatum),

* Tepe yakıotu (E. collinum),

* Çakıl yakıotu (E. fleicsher),

* Alp yakıotu (E. anagalidifolium).

Bu şifalı ve de zararsız olan yakıotu türlerini, küçük çiçekli oluşu ve çiçek renklerinin ise kırmızımsı açık pembe veya beyazımsı oluşundan tanıyabilirsiniz. Şifalı türlerin, sap, yaprak ve çiçekleri olmak üzere bitkinin tümü toplanılarak kullanılabilir. Yukarıda sıraladığımız Küçük çiçekli yakıotu türleri ile karıştırılması olanaksız olan iki tür yakıotu insanlara zararlıdır. Toplanmamaları ve kullanılmamaları gerekir. Zararlı olanlar; Sert tüylü veya Uzun tüylü yakıotu (E. hirsitum) ve Orman yakıotu (E. angustifolium) dur. Bu iki türü ayırt edici özellik, çiçekleri ilk açtığında başparmağınız büyüklüğünde ve renginin erguvan oluşudur. Sert tüylü veya Uzun tüylü yakıotu (E. hirsitum) sığ ve durgun suların içinde yada kenarlarında, 140-160 cm. kadar boylanabilen gruplar halinde yetişirler.

Gövde ve yaprakları etli görünümde, yaprakların alt tarafları hafif tüylü dür. Orman yakıotu (E. angustifolium) da aynı boya erişebilen ve özellikle adından da anlaşılacağı üzere ormanların ağaçsız kesimleri ile orman bölgelerinin kıyılarında yetişir. Sert tüylü yakıotu' nda olduğu gibi erguvan rengindeki büyük çiçekleri, üçgen şeklinde uzun salkımlar halinde, kırmızıya benzer gövdenin uç kısmında açarlar. Orman yakıotu (E. angustifolium) türüne çok fazla rastlanmaktadır. Bu iki tür hiçbir zaman hastalıkların tedavisinde kullanılmazlar.

Küçük çiçekli yakıotu, sap, yaprak ve çiçekleri tannidler, Beta-Sitosterin şekerler ve flavonlar içermektedir. Kullanılması gereken türler arasında olan Küçük çiçekli yakıotu, çiçeklenmeye başladığı dönem olan Haziran-Temmuz aylarında toprak üstünde kalan kısmı kesilir. Bütün halindeki (gövde, yaprak, çiçek) bitkiler demet yapılarak havadar ve gölgeli bir yerde asılarak kurumaya terk edilir. Demetler iyice kuruduktan sonra ince bir şekilde kıyılır. Hazırlanan bu materyal, hava almayacak şekilde kaplarda muhafaza edilir.

Küçük çiçekli yakıotu; Prostat hastalıkların da (prostat iltihabı, prostat büyümesi) kullanılan etkin bir bitki olarak tanınmış ve gerçek bir başarı göstermiştir. Çok kısa zaman içinde, bütün Avrupa ülkelerinde ve daha birçok başka ülkelerde pek çok insana yardımcı olarak, hızla tanınmaya başlamıştır. Küçük çiçekli yakıotu ile hazırlanan çaylarla tedaviye başlanıldığında kişide sıkıntıların aksine bir gevşeme ve rahatlık görülür. Bu etki ile geceleri çok sık olan tuvalete gitme ihtiyacında bir azalma olduğu belirgin bir şekilde kendini gösterir. İdrar kesesi hastalıklarına karşı çay kürü etkili olarak kullanılabilmektedir.Üç kere prostat ameliyatı olmuş bir hastanın (kanser olduğu tesbit edilmiş) durumu hiç de iyi değilken, yakıotu çayı içmesi tavsiye edildiği ve bu kişinin sağlığına kavuşmuş olduğu belirtilmektedir.

Prostat ameliyatı yapılmışsa, operasyon sonrası ortaya çıkan yanmalara veya meydana gelebilecek daha başka rahatsızlıklara karşı da yakıotu büyük bir başarı sağlar. Ama ne olursa olsun, bir doktora danışmak gerektiğini unutmamalıyız! Mesane, prostat, döl yatağı kanseri ve böbrek hastalıklarında çay tedavisi oldukça başarılı sonuçlar vermektedir (Referans 1). Bu hastalıklarda, tıbbi tedavinin yanı sıra küçük çiçekli yakıotu çayının, iyileşmeyi destekleyebilecek bir kür olarak kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur. İçerdiği etken maddeler, tedaviye hiçbir olumsuz etki etmeyeceğini kanıtlamaktadır.

UYARI: Küçük çiçekli yakıotu ile yapılan 2 haftalık kürden sonra 2-3 gün ara vermek gerekmektedir. Ara vermeksizin uygulanan tedavi yöntemlerinde bazı kişilerde kabızlık görülmektedir. Başkaca bilinen bir yan etkisi yoktur.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak: İnce kıyılmış ve kurutulmuş yarım tatlı kaşığı küçük çiçekli yakıotu, 1 su bardağı kaynar su ile haşlanır (kaynatılmaz). Su bardağının ağzı kapatılarak yaklaşık 10 dakika demlenmeye bırakılır, bu süre sonunda süzülür. Yeni demlenmiş çay, sabah aç karnına ve akşam yemeğinden yarım saat önce olmak üzere yalnızca günde 2 defa 1’ er bardak hazırlanarak içilir. Hastalığın tamamen iyileşebilmesi için, bu çayı uzun bir süre içmek gerekebilir. Tavsiye edilen kür süresi 2 haftadır. 2 haftalık kürden sonra 2-3 gün ara vermek gerekmektedir.






yapiskanotu.jpg


Yapışkanotu (Duvar Fesleğeni)


Isırgangiller familyasından; ılıman bölgelerde yetişen, çok yıllık bir bitkidir. Genellikle duvarların üzerlerinde ve diplerinde bulunur. Yaprakları almaşık ve tam kenarlıdır. Çiçekleri küçük kümeler halindedir.

Faydası: İdrar söktürür. Kansızlığı giderir. Dizanteride faydalıdır. Göğsü yumuşatır. Rahatlık verir. Şeker hastalığında faydalıdır.






yasemin.jpg


Yasemin


Zeytingiller familyasından; kışın yaprak döken veya her zaman yeşil olan bir çalı veya sarılıcı odunsu bir bitkidir. Genç sürgünleri yeşildir. Çiçekleri salkım durumundadır. 200 kadar türü vardır. Sarı çiçekli yasemin, hakiki yasemin yurdumuzda yetişir. Tıbbi yasemin, beyaz çiçekli ve güzel kokuludur.

Faydası: Romatizma, nikris ve mafsal ağrılarını giderir. Ateş düşürür. Kabızlığı giderir.






yavsanotu.jpg


Yavşanotu (Avrupa Çayı)


Sıracagiller familyasından; çiçekleri mavi veya beyaz renkte olan bir bitkidir. Yuvarlak saplıdır. Duvar çatlaklarında yetişir. Taze iken kokusuzdur. Kuruduktan sonra güzel kokar.

Faydası: Hazmı kolaylaştırır. Baş ve kulunç ağrılarını keser. Çay gibi içilir.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
yenibahar.jpg


Yenibahar ( Pimenta )


Bileşikgiller familyasından; basit yapraklı, yüksek, çok yıllık otsu bir bitkidir. Toprak altındaki yumruları inulin bakımından zengindir. Yumruları kullanılır.

Faydası: Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini artırır. Kabızlığı giderir. Anne sütünü artırır. Bol idrar söktürür. Böbreklerin ve pankreasın düzenli çalışmasını sağlar. Basur memelerine faydalıdır. Romatizma, nikris ve mafsal ağrılarında şikayetleri azaltır. Cildin güzel olmasını sağlar.

yilanyastigi.jpg


Yılanyastığı (Danaayağı)


Yılanyastığıgiller familyasından; yaprakları büyük ve koyu kırmızı olan mide bulandırıcı bir koku salan, büyük yumrulu bir bitkidir. İstanbul çevresinde, Ege ve Akdeniz Bölgesinde yetişir.

Faydası: Ateşi düşürür. Terletir, vücuda rahatlık verir. Sinirleri uyarır.






yonca.jpg


Yonca (Kelek Otu)


Baklagiller familyasından; bir bitki cinsidir. Birçok türü vardır. Kokulu yonca yurdumuzda yetişen 30-100 cm boyunda, iki yıllık otsu bir bitkidir. Gövdesi silindir biçiminde, tüysüz açık yeşil renkli, boyuna çizgili ve çok dallıdır. Yaprakları saplıdır. Çiçekleri sarı renkli ve güzel kokuludur. Dalların ucunda dik salkımlar halindedirler. Çiçekli ve yapraklı dalları; kumarin, melilotik ve kumarik asitler ve uçucu bir yağ taşır.

Faydası: Romatizma ağrılarını giderir. İshali keser. Midenin düzenli çalışmasını sağlar. Sinirleri yatıştırır. Baş ağrılarını dindirir.






yosun.jpg


Yosun ( Moss )


Çiçeksiz bitkilerin; suların yüzünde veya diplerinde bulunan bir şubesidir.

Faydası: Sürüldüğü yerleri zayıflatır. Haşlanması bağırsak kurtlarını döker. Saçlar yıkanırsa kuvvetlendirir.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
4429-Yourtotu.jpg


Yoğurtotu


Bitkinin değişik türleri vardır. Tırmanıcı yoğurtotu (Galium aparine L.), tarlalarda, çayırlarda, çit kıyılarında çalılıkların arasında bolca yetişir ve çiftçiler onu zararlı ot olarak bilirler. 60-160cm boyundaki bitkinin yaprakları halka dizilişlidir ve uzunca saplı, yeşil –beyaz renkli çiçek şemsiyeleri vardır. Sapındaki tüylerin yardımıyla rahatça tırmanabilir. Yöresel olarak, yapışkan otu, çoban süzeği, sünnetlik otu, sünnetlice otu ve kaz otu olarak da tanınır. Bitkinin türlerinin hepsi şifalıdır, ama sarı çiçekli yoğurtotu (Galium verum L.) ender bulunan bir bitkidir ve kurutulduktan birkaç ay sonra kararmaya başlar. Tırmanıcı yoğurtotu ise pratik olarak her yerde karşımıza çıkar ve kurutulduktan sonra iki yıl kadar kullanılabilir.

Toplama ve Kurutma: Nisan-Mayıs döneminde, yoğurtotu henüz körpe ve tam yeşilken, toprak üstündeki bitkinin tümü, sararmış yapraklar hariç toplanır ve hemen demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra ince kıyılarak bir örtünün üstüne serilir ve 2-3 gün tam anlamıyla kuruması beklenir. Daha sonra hava almayan kaplarda saklanır.

Bileşim: İridoitler (Örneğin : asperulosid), polyphenol asitleri, flavonlar ve tanen içerir.

Faydası: Lenf sistemini temizleyici, kan temizleyici, deri hastalıkları, kanser tedavileri Öbek halinde yetişen bu bitki, ne yazık ki zamanla unutulmaya mahkum olmuş. Fakat, kanser hastalıklarının arttığı şu sıralarda, bu bitki büyük bir önem kazanmıştır. Özellikle belirtilmelidir ki, bu tür ağır hastalıklarda kullanılacak olan bitkinin mutlaka taze olması gerekir. Yoğurtotunun / yapışkanotunun genç filizlerini, kış mevsiminde, kar altında bile bulabilirsiniz. Yoğurtotu çayı, böbrekleri, karaciğeri ve dalağı hastalık yapıcı maddelerden arındırır. Lenf kanseri dahil, lenf sistemi hastalıklarında, hastalık ne kadar ağır olursa olsun, bu çay her gün (3-5 bardak) içilebilir. Bitki çayı, içten çay ve dıştan (haricen) kompres-yıkama biçiminde kullanıldığında, çok büyük bir hızla, deri hastalıklarını, yaraları ve kan çıbanlarını iyileştirebilir. Ayrıca bu ılık çayla yüz yıkandığında, pörsük, sarkık ve kırışık deri gerginleşir. Bitkinin sıkılarak elde edilen özsuyu da, her gün hasta deriye sürülüp, kuruması beklenerek kullanılabilir.

Bitki, epilepsi (sara), histeri, parkinson hastalığı (kasların istem dışı hareketliliği ), sinirsel rahatsızlıklar, idrar tutukluluğu, kum ve taş rahatsızlıklarında da önerilir. Çok irileşmiş olsa da guatr hastalığı, yoğurtotu çayı ile gün boyunca ısrarla sürekli derin gargaralar yapıldığında ve arada bir yutulan yudumlar yoluyla uygulanan 4-6 haftalık bir kür sonucunda önemli ölçüde küçülebilir. Son zamanlarda, ses telleri aksaklığı veya ses kısıklığı (disfoni) sıkça rastlanan bir durum olup, bitki çayı ile yapılan gargaralar, bu aksaklığı kısa sürede düzeltebilir. Bu durumda bitki kaynatılır ve gün boyunca, elden geldiğince sık ve derin gargaralar yapılır. İsviçreli herbalist Künzle’ye göre, ağır böbrek hastalıkları ve böbrek iltihaplanmalarında da, tüm tedaviler başarılı olamamışsa bile, yoğurtotu güvenilir bir bitkidir. Böbrek hastalıkları için, yoğurtotu, altın başak ve sarı ballıbaba ile eşit oranda karıştırıldığında, çok daha etkili bir çay elde edilmiş olacaktır.

Bu durumda, en kısa sürede başarıya ulaşılacaktır. Künzle, bu zamanın 14 gün olduğunu söylüyor. Bu üçlü çay harmanı haşlanıp demlenerek hazırlanır ve ilk olarak, kahvaltıdan yarım saat önce yarım bardak içilir ve geri kalanı da gün boyunca yudumlanır. Ağır hastalıklarda, günde 4 bardak içmek gerekebilir. Bu üçlü karışım, böbrek büzülmesinde ve daha başka böbrek hastalıklarında da kullanılabilir.

Kullanım Biçimleri:

Çay Hazırlamak:. Bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak su ile haşlanır (kaynatılmaz) ve 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Çeşitli hastalıklar için yukarıda belirtilen miktar ve şekillerde içilir veya kompres ve gargara yapılır. Genel olarak günde 2-5 bardak yeni demlenmiş çay soğutulmadan içilir.

Merhem Yapımı: Bitkinin özsuyu oda sıcaklığındaki tereyağı ile iyice karıştırılır ve elde edilen merhem buzdolabında saklanır. Merhem uzun süre dayanmaz.

Taze Bitki Özsuyu: İyice yıkanarak ince kıyılan nemli bitkinin özsuyu mutfak robotu kullanılarak elde edilir.

Üçlü Çay Harmanı: Yoğurtotu/yapışkanotu, sarı ballıbaba ve altın başak eşit oranda karıştırılır. Bu karışımdan yarım tatlı kaşığı dolusu, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır (kaynatılmaz), 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca 2-4 bardak içilir.

Karışımlar: Tüm kanser hastalıklarına karşı, beden temizleyici ve güçlendirici olarak, yoğurtotu, aynısafa, ısırgan otu, civanperçemi, ıhlamur ve mayıs papatyası çok ince kıyılarak eşit oranda karıştırılır. 1 talı kaşığı karışım orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır (kaynatılmaz) ve 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak çayla başlatılan temizlik ve güçlendirme kürü, 1 hafta içinde 4-6 bardağa kadar çıkarılmalı ve bu miktar çay gün boyuna yayılarak, örneğin, 15-20 dakikada 2-3 yudum alınarak uygulanmalıdır. Böylece mide rahatsız olmayacak ve beden bitki çayının her damlasını emerek yararlanacaktır.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
yulaf.jpg


Yulaf


Buğdaygiller familyasından; daha ziyade hayvan olarak yetiştirilen otsu bir bitkidir. Nişasta bakımından zengindir.

Faydası: Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir. Kandaki şeker miktarını düşürür. İktidarsızlığı giderir. Guatrı önler. Mide ve bağırsak bozukluklarını giderir.





yuksukotu.jpg


Yüksükotu ( Digitalis )


Sıracagiller familyasından; Avrupa, Batı Asya ve Akdeniz bölgesinde yetişen, iki veya çok yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları rozet şeklindedir. Çiçekleri dik ve uzun olup salkım şeklindedir. 40 kadar türü vardır. Yurdumuzda 10 türü yetişir. İçeriğinde kardiyotonik (kalbi kuvvetlendirici) glikozitler taşır. Zehirlidir. Ev ilaçlarında çok dikkatli kullanılması ve tavsiye edilen miktarın aşılmaması gerekir.

Faydası: Kalp ilaçlarında kullanılır. Nabız atışını azaltır. Kan dolaşımını yavaşlatır.





Z




zakkum.jpg


Zakkum (Ağu Ağacı)


Zakkumgiller familyasından; Akdeniz sahilleri boyunca hemen hemen her yerde yetişen; yurdumuzda Batı ve Güney Anadolu’da dere yataklarında bulunan bir bitkidir. Boyu 5 metre kadar uzar. Kış aylarında yapraklarını dökmez. Sık dallıdır. Çiçekleri pembedir. Meyveleri kapsül şeklindedir. Zehirlidir. Yapraklarında reçine, tanen, glikoz, C vitamini ve oleandrin adında bir glikozit vardır. Kabukları ve tohumlarında da etkili maddeler vardır. Ev ilaçlarında kullanılmaması gerekir.

Faydası: Haricen kullanıldığı takdirde adale ağrılarını giderir. Akrep ve arı sokmasında faydalıdır. Düşük dozlarda kullanılacak olursa kalbi kuvvetlendirir. Bol miktarda idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır.





zambak.jpg


Zambak


Zambakgiller familyasından; soğanı pullu, dik gövdeli, güzel ve iri çiçekli bir bitkidir. 50 kadar türü vardır. Beyaz zambak 1 metre kadar boylanabilir. Çiçekleri beyazdır. Kırmızı zambak yüksek dağlarda bulunur. Trabzon zambağı Doğu Karadeniz bölgesinde yetişir. Ev ilaçlarında beyaz zambak kullanılır.

Faydası : Vücut ağrılarını dindirir. Diş ağrılarını ve iltihaplarını giderir. Şişlikleri indirir.

zencefil.jpg


Zencefil


Zencefilgiller familyasından anayurdu Hindistan ve Malezya olan etli rizomlu bitkidir. Baharat olarak kullanılır. Tıbbi zencefilin tropik ülkelerde kültürü yapılır.

Faydası: İştah açar. Mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür. Kusmayı önler. İshali keser. Bağırsak bozukluklarını giderir. Soğuk algınlığında çabuk iyileşmeyi sağlar. Bedeni ve zihni gücü artırır. Cinsel istekleri kamçılar.






zerdecal.jpg


Zerdeçal (Zerde Çap)


Zencefilgiller familyasından; anavatanı Doğu Hindistan olan çok yıllık bir bitkidir. Yaprakları sivri uçlu, çiçekleri sarı renktedir. Safranı andıran boyalı bir madde çıkarılır. Baharat olarak kullanılır.

Faydası: Sinirleri uyarır. Vücutta biriken zehirli maddeleri atar. Nekahat devresini kısaltır. Verem gibi hastalıklarda faydalıdır.






zeytin.jpg


Zeytin


Zeytingiller familyasından; Akdeniz havzasında, makilerde yabani olarak yetişen, fakat bütün Akdeniz bölgelerinde yetiştirilen, yaprak dökmeyen, eğri, büyük gövdeli, sık dallı, 5-20 m yüksekliğinde uzun ömürlü bir ağaçtır. Yaprakları yeşil renkli olup, derimsi ve karşılıklı dizilişlidir. Çiçekleri beyazımsı sarı renkli

olup, salkım durumundadır. Meyve önceleri yeşil, olgunlaştığı zaman parlak siyah renklidir. Meyvelerinde zeytinyağı çıkarılır. Zeytinyağının içeriğinde olein, palmitrik, steraik ve linolik asitlerin gliseritleri, hidrokarbonlar ve E vitamini vardır. Ev ilaçlarında zeytin tanesi, yaprakları, kabukları ve yağı kullanılır.

Faydası : Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Eczacılıkta, bazı ilaçları hazırlamakta kullanılır. Yaprakları ve kabukları, yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Taneleri de besleyicidir.
 
Üst Alt