İsLami Fıkıh AnsikLopedisi (Alfabetik)N

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZ KILMAYAN KİMSE DİNEN MÜSLÜMAN SAYILIR MI?
Namaz, imandan sonra İslam'ın en mühim rüknüdür, terkine asla göz yumulmaz Dinen kesinlikle sabit olmuş olan bir hükmü inkar etmek küfr olduğu gibi, namazın farziyetini inkar etmek de küfürdür Binaenaleyh namaza inanmayan kimse müslüman değildir Onunla evlenmek caiz olmadığı gibi kestiğini de yemek caiz değildir Fakat namazın farziyetini inkar etmez, ancak tenbellikten dolayı namaz kılmazsa günahkar olsa bile müslüman sayılır İslam hukukuna göre suçlu olduğundan cezaya müstahaktır Hanefi mezhebine, tevbe edip namaza başlayıncaya kadar hapse mahkum edilir Şafii mezhebinde ise, terkde ısrar eder ve tevbe etmezse idama mahkum olur
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZ KILMAYANIN CENAZE NAMAZI
Ömründe bir kez olsun camiye gelmeyen kişinin cenaze namazı kılınır mı? Eğer kılınmazsa, kıldırmış olanın kıldırmaktan dolayı sorumluluğu Islâm'a göre nedir? Kılanların da bir sorumluluğu var mıdır?
Fıkıh kitaplarımızda bir ölüye cenaze namazı kılınabilmesinin şartları sayılırken birinci olarak müslüman olması zikredilir(Tahtavî, 479; MZihni, Nimet-i Islâm, 532) Bize göre "amel imandan bir cüz olmadığından" yani ibadet ve hayır adına hiç birşey yapmayan birisi dahi Allah'a ve Rasulüne eksiksiz inanmakla müslüman olacağından, ölünce namazı kılınır ve müslümanca defnedilir Yeter ki, müslüman olduğu bilinsin Bu da üç yolla olur: Müslüman olduğu ya kendisinden duyulmuş olur, ya ebeveyninden biri müslüman olmuş olur, ya da bir müslüman ülkesinde (halkının kahir ekseriyeti müslüman bir ülkede) bulunmuş olur Bunların hiçbirisi bilinmese ve mükellef yaşa gelmiş bir gence İslam'ın ne olduğu sorulduğuna birşey söyleyemese ve bu durumda ölüverse, namazı kılınmaz (agk; Namazı kılınmayanlar konusunda geniş bilgi için bk Ibrahim el-Halebî, Haleb-i Kebir; 590 vd; Kâsânî Bedâyi, I/313) Çünkü ölünün üzerine namaz kılmak, onun için Allah'tan mağfiret ve şefaat dilemek demektir Halbuki, Allah "yetmiş defa mağfiret dilense dahi onları bağışlamayacağını" (Tevbe (9) 80) söylemektedir Ayrıca "Onlardan ölen kimsenin üzerine sakın namaz kılma" (Tevbe (9) 80) demektedir Bu yüzden Ibn Abidîn, Karafi'den naklen, kâfir olarak öldügü bilinen birisi için "mağfiret" duasında bulunmanın küfür olduğunu söyler Çünkü Allah "bağışlamayacağım" derken, onun hâlâ bağışlama dilemesi, sanki Allah'a "sen iyi yapmıyorsun, gel bu fikrinden vazgeç" demek, dolayısı ile ona eksiklik isnad etmek(Ibn Abidin, Dürrü'l-Muhtâr, I/522-23; Kafire dua ve kafirin duası konularında ayrıca bk Fetâvây-i Hindiye, V/319, 348; FetâvâyiBezzâziye, VI/355, 360) demektir
Ayrıca ırk üstünlüğüne dayalı kavgalarda ölenin namazı da yıkansa dahi kılınmaz Ebu Yusufa göre, birisinin malını çalarken ya da aşırırken ölenin ve kendini öldürenin (intihar edenin) namazı da kılınmaz Diğer imamlar, intihar, dayanılmaz bir ağrıdan (ya da müslümanlar aleyhine sır vermemek için) ise namazı kılınır derler Çünkü bu mü'mindir, olsa olsa günahkâr olmuş olur (Sır vermemek için intihar eden belki ecir de alır) Ebeveyninden birini kasten öldürenin, meşru idareye isyan halinde öldürülen bâgînin (teröristin), bu suçu işlemekte olduğu halde yol kesicinin, müslümanları pusu kurup öldürenin de namazları kılınmaz(Tahtâvi, 497-98; M Zihnî, 541-42; Fetâvây-i Hindiye, I/163)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZ VAKİTLERI:
Farz namazlar ile bunların sünnetleri, vitr, teravih ve bayram namazları için vakit şarttır Farz namazlar; sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarından ibarettir Cuma namazı da öğle namazı yerine geçer Namazın yükümlüye gerekli olması ve kılındığında da geçerli sayılması kendisine bağlı olan "namaz vakitleri"ni bilmeyi gerektirir Bu vakitler Kitap ve Sünnetle belirlenmiştir:

1) Sabah Namazının Vakti:
Ikinci fecrin doğmasından güneşin doğmasına kadar olan süre, sabah namazının vaktidir Ikinci fecir; sabaha karşı doğu ufkunda yayılmaya başlayan bir aydınlıktan ibarettir Bununla sabah vakti girmiş, yatsı namazının vakti çıkmış ve oruç tutacaklar için bu ibadet başlamış olur Bu yüzden buna "fecr-i sadık" denir Bunun karşıtı, birinci fecirdir Bu, doğu ufkunun ortasında yükseklere doğru, iki tarafı karanlık ve uzunlamasına bir hat şeklinde yayılan bir beyazlıktır Bu beyazlık kısa bir süre sonra kaybolur ve kendisini bir karanlık izler Bundan sonra ikinci fecir doğar Bu birinci fecre, sabahın gerçekten girdiğini göstermemesi ve yalancı bir aydınlık olması yüzünden "fecr-i kâzib" adı verilmiştir Bu fecir gece hükmündedir Bununla ne yatsı namazı çıkmış ve ne de sabah namazı vakti girmiş olmaz Oruç tutacakların bu süre içinde yiyip içmeleri de caizdir
Zira Hz Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: Fecir (şafak) iki tanedir Birincisi yemeyi içmeyi haram kılan ve kendisinde namaz kılmayı helal kılan fecirdir Ikincisi ise, sabah namazını kılmak caiz olmayan, fakat yemek içmek helal olan fecr-i kâzibtir" (es-San'ânî, Sübülüs-Selâm, 2 baskı, ty, I,115) "Sabah namazının vakti ikinci fecrin doğmasından, güneşin doğuşuna kadardır" (Buhârî, Mevâkît, 27; Ebû Dâvûd Salât, 2; Ibn Mâce, Salât, 2; Nesâî, Mevâkît,15; Ahmed Ibn Hanbel, II, 210, 213, 223)
2) Öğle Namazının Vakti: Öğle vakti, güneşin gökyüzünde çıktığı en yüksek noktadan batıya doğru meyletmesiyle başlar ve her şeyin gölgesinin bir misli uzamasına kadar devam eder Cisimlerin, güneş tam tepe noktada iken yere düşen gölgesi (fey-i zeval), bunun dışındadır Öğlenin bu vaktine "asr-ı evvel" denir Bu, Ebû Yusuf, Imam Muhammed, Şâfiî, Mâlik ve Ahmed b Hanbel'in görüşüdür Ebû Hanîfe'ye göre ise, öğlenin vakti, fey-i zeval dışında, cisimlerin gölgesi, iki misli uzayıncaya kadar devam eder Bununla öğle namazı vakti çıkmış, ikindi vakti girmiş olur Buna "asr-ı sânî" denir
Hac farızasını yerine getirmek için dünyanın her tarafından Mekke ye gelen müslümanlar, namazlarını Harem-i Şerifte kılmaya özen gösterirler
Cisimlerin gölgesinin mislini hesaplamada, zeval vaktinde bu cisimlerin sahip oldukları gölge, uzunluğu itibar etmede uzayan gölgeye ilâve edilir
Çoğunluk fakihlerin delili şu hadistir: Cebrail aleyhisselâm, Hz Peygamber'e namaz vakitlerini öğretirken, ikinci gün her şeyin gölgesi bir misli olduğu zaman öğle namazını kıldırmıştır (Ebû Dâvûd, Salât, 2; Tirmizî, Mevâkît,1; Nesâî, Mevâkît, 6, 10,15; Ibn Hanbel, I, 383, III, 330; Mâlik, Muvatta', Salât, 9)
Ebû Hanîfe'nin delili ise, Hz Peygamber'in şu hadisidir: "Öğle namazını hava serinlediği zaman kılınız Çünkü öğle vaktindeki sıcaklığın şiddeti, cehennemin sıcaklığını andırır" (Buhârî, Mevâkît, 9, 10, Ezân, 18) Arabistan yöresinde sıcağın en şiddetli olduğu zaman, her şeyin gölgesinin bir misli olduğu zamandır Bu yüzden öğleyi yazın serine bırakmak (ibrâd) müstehap sayılmıştır (el-Mevsilî, el-Ihtiyâr, I, 38, 39; Zühaylî, age, I, 508)
Cuma namazının vakti de, tam öğle namazının vakti gibidir
3) Ikindi Namazının Vakti: Ikindi vakti, öğle vaktinin çıktığı andan itibaren başlar ve güneşin batması ile son bulur Ikindi vakti; çoğunluk müctehidlere göre, her şeyin gölgesinin bir misli, Ebû Hanîfe'ye göre ise, iki misli olduğu andan itibaren başlar ve ittifakla güneşin battığı zamana kadar devam eder Zira Hz Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "Güneş batmadan önce, ikindi namazından bir rekata yetişen kimse, ikindi namazına yetişmiştir" (Malık, Muvatta', Vükût, 5; Ebû Dâvûd Salât, 5; Ibn Mâce, Salât, 2; Ibn Hanbel, II, 236, 254)
Çoğunluk müctehidlere göre, ikindi namazını güneşin sararma vaktine kadar geciktirmek mekruhtur Çünkü Resulullah (sas) şöyle buyurmuştur: "Bu vakitte kılınan namaz münafıkların namazıdır Münafık oturup güneşi bekler Güneş şeytanın iki boynuzu arasına girdiği (batmaya yüz tuttuğu) zaman, çabuk olarak ikindiyi dört rekat kılar, Allah'ı çok az anar" (Mâlik, Muvatta', Kurân, 46)
Islâm âlimlerinin büyük çoğunluğuna göre Kur'an-ı Kerim'de sözü edilen "orta namaz", ikindi namazıdır Delil, Hz Âişe (ranhâ)'nin naklettiği şu hadistir: "Hz Peygamber (sas); "Namazlara devam edin, orta namaza da devam edin" (el-Bakara, 2/238) ayetini okudu "orta namaz ise ikindi namazıdır" buyurdu (Ebû Dâvûd Salât, 5; Ibn Hanbel, V, 8; Ibn Kesîr, Muhtaşaru Tefsirî Ibn Kesîr thk M Ali es-Sâbûnî, Beyrut 1981, I, 218) Ikindi namazına "orta namaz" denmesi iki adet geceye ait, iki adet de gündüze ait namazın arasında bulunması yüzündendir
4) Akşam Namazının Vakti: Akşam namazının vakti, güneş yuvarlağının tam olarak batmasıyla başlar ve şafağın kaybolması ile sona erer Ebû Hanîfe'ye göre, şafak, akşamleyin batı ufkundaki kızartıdan sonra meydana gelen beyazlıktır Ebû Yusuf, Imam Muhammed ve Hanefiler dışındaki diğer üç mezhep ile Ebû Hanîfe'den başka bir rivayete göre ise şafak, ufukta meydana gelen kızıllıktan ibarettir Bu kızıllık gidince, akşam namazının vakti çıkmış olur Delil, Ibn Ömer'in; "Şafak, ufuktaki kırmızılıktır" (es-San'ânî, Sûbûtüs-Selâm, I, 106) sözüdür Hanefilerde fetvaya esas olan görüş Ebû Yusuf ve Imam Muhammed'in görüşüdür
5) Yatsı Namazının Vakti:
Yatsının vakti, kırmızı şafağın kaybolduğu andan itibaren başlar ve ikinci fecrin doğmasına kadar devam eder Ikinci fecir doğunca yatsının vakti çıkmış olur Delil, Ibn Ömer (ra)'den rivayet edilen şu hadistir: "Şafak kırmızılıktır Şafak kaybolunca namaz kılmak farz olur" (es-Sanânî, age, I,114) Başka bir delil, Ebû Katade hadisidir: "Uyku halinde kusur yoktur Kusur ancak, diğer namazın vakti gelinceye kadar namazı kılmayandadır" (Müslim, Mesâcid, 311)
Yatsı namazını gecenin üçte birine kadar geciktirmek müstehaptır Gecenin yarısına kadar geciktirmek mübah, bir özür bulunmadıkça ikinci fecre kadar geciktirmek ise mekruhtur Çünkü bu durumda namazı kaçırmaktan korkulur
Vitir namazının vaktinin başlangıcı, yatsı namazından sonradır Vitrin sonu ise, ikinci fecrin doğmasından biraz önceye kadardır
Vitir namazını, uyanacağından emin olmayan kimse için uyumadan önce kılmak, uyanacağından emin olan kimse için ise, gecenin sonuna kadar geciktirmek daha faziletlidir
Teravih namazının vakti, tercih edilen görüşe göre, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder Teravih, vitir namazından önce de, sonra da kılınabilir Ancak yatsı namazı kılınmadan önce teravih namazı kılınsa, iadesi gerekir Bayram namazlarının vakti, güneş doğup, kerahet vakti çıktıktan sonra başlar, güneşin gökyüzünde en yüksek noktaya çıkışına (istivâ) kadar devam eder Ramazan bayramı namazı, bir özür sebebiyle birinci gün istivâ zamanından önce kılınamazsa, ikinci gün istivâ zamanına kadar kılınır, artık özür bulunmasa da üçüncü gün kılınamaz Kurban bayramı namazı ise, bir özür sebebiyle, birinci gün kılınamazsa ikinci gün kılınır Ikinci gün de bir özür sebebiyle kılınamazsa üçüncü gün istivâ zamanına kadar kılınır Bu namazları bir özür bulunmaksızın böyle ikinci veya üçüncü güne bırakmak ise çirkin bir ameldir Bu bayram namazları, istivâ zamanından veya zeval vaktinden sonra ise hiç bir halde kılınamaz Kazaları da caiz değildir (namaz vakitleri için bk Ibnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, I, 151-160; Ibn Âbidîn, Reddül-Muhtâr, I, 321-342; el-Meydânî, el-Lübâb, I, 59-62; eş-Şîrâzî, el-Mûhezzeb, I, 51-54; Ibn Kudâme, el-Muğnî, I, 370-395; ez-Zühaylî, age, I, 506 vd)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZ VE MÜZİK
Alt katta müzik çalınırken yukarıda namaz kılınır mı?
Aşağıda ya da yukarıda müzik gibi bir gürültünün olması, namazın sahih olmasına engel değildir Ancak bu, dikkatı dağıttığı ölçüde, namazın sevabını azaltır Çünkü Allah (cc,); "Namazı, beni anmak için kıl" (57 Ta-hâ (20) 14) buyurur Rasûlüllah Efendimiz de (sav); düşünerek kılınamayacağından ötürü uykulu iken namaz kılınmamasını emretmiştir Yani namaz bir bakıma Allah'la (cc) irtibata geçme ve O'nunla konuşma demektir Bu irtibatı koparân, ya da zayıflatan herşeyden sakınarak ve O'nu görüyor gibi ibadet etmek gerekir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZ - NAMAZIN ÖNEMİ
Eğer Islâm'i tek kelime ile anlatmamız istense, "Namaz" diyebiliriz Bu yüzden Allah Rasülü namazı, "dinin orta direği" diye nitelemiştir(el-Hindî age I/278 (1372), Ebu Naîm'den)
İnsanlar Allah'ı tanımak için yaratılmışlardır (K ez-Zâriyat (51 ) 56: Ayrıca bk, Aclûn[M1]î[M2], Kesfu'I-hafâ N/173) Allah'ı iyi tanımışlığın en güzel göstergesi namazdır
Namazın toplayıcılık niteliği vardır Onda her türlü ibadetten bir parça bulunur (Imam Rabbani Mektubat'ında bunu güzel izah eder)
Namazı Yaratıcımız (cc) imana denk tutmus ve kıble değiştiginde, "geçmiş namazlarımız boşa mi gitti?" diye soranlara, "Allah sizin imanınızı zayi etmez" buyurarak, namazdan "iman" diye söz etmiştir (K Bakara (2) 143)
Bu yüzden sevgili Peygamberimiz (sas)'in arkadaşları da: "Biz namazdan başka hiçbir ibadeti terketmeyi küfre yani kâfir olmaya denk saymazdık" demişlerdir
Dünyada en üst makamdan en aşağı görülenine kadar herkesi aynı safta toplayıp, Allah'ın karşısında hepsinin insan olarak eşit olduklarını namaz kadar vurgulayan bir başka eylem yoktur
İnsanın bedeninin gıdaya ve çeşitli vitaminlere ihtiyacı olduğu gibi, ruhunun da gıdaya ve vitaminlere ihtiyacı vardır Ruhun temel gıdası namazdır Ve insanın bedeni çeşitli kirlerle kirlendigi gibi ruhu da kirlenir Namaz bu her iki kiri de temizler
Namaz insanı yalnızlık duygusundan kurtarır Günde en az beş defa tekbir alırken dünyayı ve içinde bulunanları arkasına atan, bu hareketiyle en azından şunları demek ister:
Bütün dünya bir yana olsa bana Allah'ım yeter Ben ondan başka boyun eğecek kimse tanımıyorum
Allah-u Ekber = En büyük Allah'tir, diyorum ve benim namazıma O'nun ihtiyacı olmadığını da böylelikle itiraf ediyorum
Namaz sevgili Peygamberimiz aracılığıyla bizzat Yüce Allah'ımızın bize gönderdiği bir hediyedir; onu nasıl reddederiz?
Namaz Miraç hediyesi olmakla mü'minlerin Miracı sayılmıştır Yani namaz insanı manâ âleminde alabildiğine yükselten bir asansördür Ona tutunmayanlar aşağıların aşağısında kalacaklardır
Namaza belki de en az muhtaç olan insan, Allah'ın Rasûlü Muhammed'dir Ama o, aynı zamanda namazı en iyi anlayan insandır Bu yüzden onun, ayakları şişecek kadar namaz kıldığıolurdu Aişe annemiz ona bir seferinde acıyarak: "Ey Allah'ın Rasûlü, Allah senin geçmiş gelecek bütün günahlarını bağışladığını söylüyor, öyleyse kendini bunca yormak niçin?" diye sorduğunda O da:
"Sükreden bir kul olmayayım mi?" buyurmuştur (Buharî tefsir 48, teheccüd 6; Müslim, münafikûn 79, 81) Demek ki namaz, Allah'ımızın verdiği sayısız nimetlere karşı da bir şükür, yani tesekkürdür
Artık kalp temizliğinin nasıl olduğunu daha iyi anlıyor olmalıyız Demek ki, kalp temizliği namaz kılmamayı değil, daha çok kılmayı gerektirir
Ancak namazın bütün bu iyi etkileri için bir şart vardır: Onu Allah'la yüzyüzeymis gibi kılmak Yani "huşû" ya da "ihsan" Kendisini Allah'la konuşuyor sayarak o şekilde namaz kılmak Onun için namaz kılanın önünden geçilmez Konuşanlar, arasından geçmek terbiyesizliktir
Bu yüzden Allah, kurtuluşa erecekler içerisinde öncelikle namazlarını "huşû" içinde kılanları sayar ("Mû'minler elbette kurtulacaktır: Onlar ki, namazlarında huşuludurlar, boş şeylerden yüzçevirirler, zekâtlarını verirler, ırzlarını korurlar:' K Müminûn (23) 1-9)
Bu yüzden Allah (cc) "Beni anmak için namaz kıl" (Tâ-hâ (20) 14) buyurur Demek ki namaz Allah'ı anmak yani zikretmek ve hatırlamak için kılınır
Bu yüzden Allah (cc): "dosdoğru kılınan namaz insanları her kötülükten alıkoyar" (Akebût (29) 45) buyurur Bunu herkes, kırk gün değil, sadece bir hafta, hattâ bir gün huşû'lu namaz kılmakla açık seçik görür Ama olabildiğince düşünerek, olabildiğince kontaktta
Bu yüzden Allah Rasûlü dünya meşgaleleriyle yorulduğu ve sıkıldığızamanlarda: "Ey Bilal, kalk da bizi ferahlat!" (Ebû Dâvûd, edep 78; Müsned V/364, 371) yani, ezan oku da namaz kılalım, buyururlardı
Onun arkadaşlarından bazıları da namaza durduklarında Allah'tan başka her şeyi unuturlardı Hattâ birisinin sırtına ok saplanmışti Acısına dayanamadığı için çıkaramıyorlardı Bu yüzden o namaza durduğunda çıkardılar Duymamıştı bile (Benzer bir olay için bk Kandıhlevî, Hayâtu's-sahabe NI/605)
Bir başkası, namazda hatırına gelip kendisini Allah'ı anmaktan alıkoyduğu için, çok değerli hurma bahçesini Allah Rasûlü'ne bağışladı (bk Kandıhlevî age NI/544; Ibnü'I-münzir, et-Tergib I/316 )
Artık nasıl namaz kılmayız? Nasıl AlIah'a kulluğu kabullenmeyiz? Nasıl çocuğumuza namaz kıldırmamakla ona acıdığımızı zannederiz? Namazın yaşınıda, onu emreden belirliyor ve elçisine: "Çocuklarınız yedi yaşına gelince onlara namaz kılmayı öğretin ve onları namaza başlatin, on yaşına geldiklerinde de, eğer namaz kılmadıkları olursa, dövün, yataklarını da ayırın" 24 dedirtiyor Gerçekten de çocukken başlanılmayan şeylere sonradan alışmak çok zordur
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZDA AÇIKTAN OKUMAK
Yeni yetişen kızların namazı ve namaz surelerini öğrenmelerini sağlamak için kadınların namaz kılarken sûre başlarını biraz sesli okumaları halinde, her iki tarafın namazlarına zarar gelmiş olur mu?
Imamdan başkasının namaz kılarken gizli okuması vâciptir Ancak tek başına kılan erkekler de, açıktan okunan farzlarda, isterlerse fâtiha ve zam-mı sûreyi açıktan okuyabilirler Kadınlar her hâlükârda içinden okumalıdırlar Açıktan okumanın en az sınırı okuduğunu en yakınındaki bir iki kişinin duymasıdır Fakat konuşanı ikaz etmek veya kelimeyi iyi çıkarmak, ya da uykusunu kaçırmak gibi bir özürden dolayı, bazı kelimeleri açıktan okumak namaza zarar vermez denmiştir Çünkü Rasûlüllah Efendimiz'in gizli okuyuşunun da bazen duyulacak kadar olduğu olmuştur Buna göre yanında namaz kılana bazı yerleri duyuracak kadar sesli okumak namaza engel değildir; ancak öğretmeyi namaz dışında yapmak daha iyidir (Bk Tahtavî, 204-205)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZDAN SONRAKİ ZİKİR VE DUA NASIL YAPILMALIDIR YANİ YÜKSEK SESLE Mİ YOKSA GİZLİCE Mİ YAPILIR?
Yapılan zikir ve duanın sessizce yapılması sünnettir Çünkü seadet asrında ve Hulefa-yı Raşidin zamanında zikir ve dua sesli olarak yapılmazdı Ancak cemaat cahil olursa öğreninceye kadar seslice, öğrendikten sonra gizlice yapılmalıdır
Bu zamanda zikir ve dua yapmasını bilmeyen yeni kimseler cemaata katıldıkları için zikir ve duanın müezzin tarafından seslice yapılması daha uygundur
__________________
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZDA İKEN OKUYUŞUN DUYULMASI
Namazlarda gizli okumamız gereken yerde sesimizi başkası duyarsa, ya da namazda iken tebessüm edersek namazımız bozulur mu? Namazda okumamız gereken duaları terkedersek namazımız ne olur?
Imam olan kimsenin Sabah, Akşam ve Yatsı namazlarının farzlarının ilk iki rekatlarında Fatiha ve Zamm-ı Sûreyi açıktan okuması, Cuma ve Bayram dışında, diğer bütün namazlarda imamın da, cemaatin de, tek başına kılanın da gizli okuması vaciptir Vaciplerin terkedilmesiyle namaz bâtıl olmaz Terketme unutarak olmuşsa "sehiv secdesi" ile tel'afi edilir Kasten olmuşsa kötü bir iş yapılmış ve günaha girilmiş olur Ama namaz yine tamamdır Namaz kılanın, yanındaki bir-iki kişinin duyacağı kadar fısıldaması açık değil gizlidir Açık okumak -Ibn Abidîn'e göre- meselâ birinci saftakilerin hepsine duyurmakla olur(Mehmet Zahni Efendi, 250) Ya da fısıldama gizli okuma, ses çıkararak okuma da açık okumadır, denebilir Namazda sessizce tebessüm etme; dudaklar oynamasa da namazı bozmaz Titreme olur ve kendi işitecek kadar da olsa gülme bulunursa namazı bozulur Sesli (kahkaha) ile gülerse hem namazı, hem de abdesti bozulur Dualardan maksat Fatiha ve Zamm-ı Sure ise terkedilmeleri halinde sehiv secdesi yapılır ve namaz tamam olur Çünkü bunları okumak vaciptir Sübhaneke, tesbihler ve "salli" ve "barikler" ve ara rekâtlardaki tahiyyat ise, sünnet olduklarından, terkedilmeleriyle sehiv secdesi gerekmez
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZDA KADININ AYRICALIĞI
Namazda kadının ayakları bitişik mi yoksa açık mı tutul malıdır?
Bazı fıkıh ve ilmihal kitaplarında kadınların namazın bazı noktalarında erkeklerden ayrıldıkları yazılıdır Ancak bunlar farz, vâcip, ya da sünnet derecesinde ayrılıklar değildirler Yani kapatılacak avret ve saf düzeni dışında, kadınların namazı da erkeklerin namazı gibidir, denebilir Meselâ, kadınlar tekbirde ellerini kulaklarına kadar değil, omuzlarına kadar kaldırırlar Bu konuda bir hadîs-i şerif de vardır (43 Nemenkânî, I/251) Ancak Rasûlüllah Efendimizin bizzat kendilerinin de tekbirde ellerini omuzlarına kadar kaldırdıkları vâkidir (44 Aynî, V/10; Ibn Hacer, Fethû'I-Bûrî NJ2l B vd ) Kadınlar kıyamda ellerini göğüslerinin üzerine koyarlar Rükûda doksan derece, dümdüz eğilmeyip, dizlerini kırar ve biraz meyilli dururlar Secdede kollarını açmayıp uyluklarına yapıştırırlar vs Ancak bunların hepsi, bu şekli tesettüre daha uygun olacağı için söylenmiştir Meselâ rükûda yarıyı geçinceye kadar (kırkbeş dereceden fazla) eğilmedikçe rükûun kadın için de sahih olmayacağı söylenmiştir Çünkü cemaatle namazda tam eğilmenin yarısının üzerinde imama yetişen, o rek'ata yetişmemiş sayılır Bu, kadın için de böyle olacağına göre, kadının da rükûda en az yarıyı (kırkbeş dereceyi) geçecek şekilde eğilmesi gerekir Zaten kadınlar için dizlerini tutmadan ellerini dizlerinin üzerine koyarlar denmektedir Eli, avuç içi dizleri tam ortalayacak kadar indirmekle, rukû sahih olacak kadar eğilinmiş olur Ancak bir çok kadın bunu yapmamakta ve belki de rükû'larının sıhhatine zarar vermektedirler Kadının ayaklarının durumunda da, oturuş biçimi dışında erkeğinkilerden ayrı bir durumâ şahit olunmuş değildir Erkeğin ayak topuklarını rükûda iken birleştireceğine dair bir görüş vardır(45 Nemenkânî I/186-87) Ihtimal ki, tesettüre daha uygun olacağı için kadınların namaz boyunca ayaklarını birleştirecekleri söylenmiştir Ama erkekler hakkındaki bu görüşün bir yanlış anlama sonucu beyan edildiği söylenmiştir Rükû'da herkesin kendi topuklarını birbirine değil, yanındakinin topuklarına birleştirdigi rivayeti vardır Bunu yanlış anlayanlar topukların rükû da birleştirileceğini söylemişler (46 age I/186 )ve ihtimal ki, bunun kadınlar için sürekli yapılmasının uygun olacağı kanaatine varmışlardır Halbuki, bu erkekler için olmayınca kadınlar için de olmayacaktır
__________________
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
NAMAZI BOZAN ŞEYLER
Namazı bozan şeyler:
l Unutarak da olsa konuşmak,

2Peygamberimizden nakledilmeyen ve insanların sözlerine benzeyen duâlarla duâ etmek,
3Ah! Oh! Üf! gibi ünlemler kullanmak ,
4Cennet ve Cehennemi düşünmek gibi şeyler dışında, mesela bir yerinin acımasından ağlamak,
5Özürsüz yere boğazını temizlemek,
6Aksiran kimseye karşılık olarak "Yerhamükellah" ya da benzeri bir şey demek
7Şaşırtıcı bir habere "Sübhanellah" gibi bir ünlemle karşılık vermek;
8Birisinin ölüm haberine "istirca"da bulunmak, yani "innâ lillahi ve innâ ileyhi râciun" demek
9Sevinçli bir habere "elhamdülillah" demek ,
10Allah'tan başka ilah var mıdır? Sorusuna "Lâilâhe illallah" demek ,
11Canını sıkan bir söze "lâhavle velâ kuvvete" demek, (Bu altı maddedeki cümleleri, namazda olduğunu duyurmak için söylerse namazı bozulmaz),
12Imamından başkasının yanlışını düzeltmek,
13Selâm vermek, selâm almak,
14Mushafı yüzünden okumak, (yazıya bakıp ta anlamını kavramak bozmaz),
15Yemek, içmek (ağzında kalan nohuttan küçük şeyi yutmak bozmaz),
16Pis yere secde etmek,
17Dışarıdaki kimseyi namazda olup olmadığı konusunda şüpheye düşürecek ölçüde hareket ve davranışta bulunmak (Amel-i kesîr),
18Bir namazda iken diğerine başlamak

Namazla Ilgili Diğer Bazı Konular
Nafile namazlarda kıyamı, yani "Fâtiha"dan sonra okunan sureyi uzatmak, rekatleri çogaltmaktan iyidir
Nafile kılan, namazını bitirmeden bozsa, onu kaza etmesi vacip olur
Oturduğu yerde nafile namaz kılmak caizdir, mekruh değildir
Dört namazı özrü olmaksızın oturarak kılmak câiz değildir:

1 Farzı,
2 Vacibi,
3 Adağı,
4 Sabah namazının sünnetini

Sabah namazı vaktinde kılınamazsa, o günün öglesine kadar sünnetiyle beraber kılınır
Geçmiş namazların farz ve vaciplerini kaza etmek gerekir
Namazda yanılma secdesini gerektiren birden çok yanılmaya, bir secde yeterlidir
Namazı ayakta kılmaya güç yetiremeyen, oturarak kılar, ona da güç yetiremeyen, yüzü kıbleye gelmek üzere başı ile ima ederek kılar Onu da yapamayan namazlarını sonraya bırakır, gözü ve kaşı ile ima etmez
Kur'ân-ı Kerim'de ondört yerde geçen secde âyetlerinden birini okuyan ya da dinleyen, namazın bir tek secdesi gibi bir secde yapar
Sefer müddeti yolculuğa çıkanlar, dört rekâtli farz namazlarını iki rekât olarak kılarlar Üç rekât olanlar ise yine üç rekât olarak kılınır
 
Üst Alt