P İsLami Fıkıh AnsikLopedisi (Alfabetik)

ceylannur

Yeni Üyemiz
PAMUK KULLANMA VE ABDEST
Sürekli pamuk kullanmak sağlığı olumsuz yönde etkilıyor, ne yapmamız gerekir? ·
Önce pamuk kullanmak normal bir durum değildir, fıtrata aykırıdır; gerek yoksa kullanılmaması iyidir Akıntı, abdest tutulamayacak düzeyde olursa, pamuk kullanmak müstehap olur Dezenfekte edilmiş hidrofil pamuğun sağlıga zararlı olacağını sanmıyorum Yine de bir tabibe sormak gerekir Zararlı olacağı bir mütehassıs doktor söylerse, artık iki durum söz konusu olur:1 Akıntı zaman zaman gelmekle beraber her namaz vakti bir namaz kılacak kadar gelmediği oluyorsa, bu gelmediği zamanlarda abdest alıp namazları kılmak gerekir 2 Bir namaz vakti o vaktin namazını kılacak kadar bir zaman bulamayacak şekilde geliyorsa, ondan sonra da her namaz vaktinde en az bir defa görülüyorsa, kişi özür sahibi demektir, her vakitte alacağı bir abdestle diledigi kadar namaz kılabilir: Ancak pamuk ya da tampon (kürsüf) zarar vermiyor ve akıntı onunla kesilebiliyorsa kişi özür sahibi olmaz Akıntı pamuğun dışına çıkmadıkça da abdesti bozulmaz
__________________
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PAMUK KULLANMADAN ABDEST: Her namaz vakti namaz abdesti almak şartı ile, hanımlar pamuk kullanmadan beş vakit abdestli sayılmış olurlar mı? Böylece Kur'ân-ı Kerîm okuma, tutma ve camiye gitme gibi şeyleri yapabilirler mi?
Abdesti bozan, önden ya da arkadan herhangi bir şeyin çıkmasıdır Abdestli olduğu süre içerisinde böyle bir şey çıkmadıkça, kadın da erkek de abdestli sayılır: Normal olan da, gerek yoksa pamuk vs kullanmamaktır Bu durumdaki bir kadın, beş vakit namazın tamamını dahî, başka şeyle abdesti bozulmadıkça, kılabilir Ancak sürekli akıntı oluyor ve abdest tutulamıyorsa, pamuk vs kullanmak
sünnet veya müstehap olmuş olur Akıntı pamuk- la kesilebildiği takdirde abdesti bozulmuş olmaz Pamukla da kesilemiyorsa bir anormallik var demektir; müslüman bir doktora görünmelidir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PARA İLE MUKABELE OKUMAK Ramazanda mukabele okuyup para almak, eve erkek hocanın gelip teravih namazı kıldırması ve buna para alması, yine eve erkek hocanın gelip mukabele okuması, para alması; kadınlarla aynı evde bulunması câiz midir? Bu parayı alanların %90'i fakirdir Bununla ihtiyaçlarını gideriyorlar
Kur'ân-ı Kerîm okuma karşılığında para almak haramdır, câiz değildir: Ibn Âbidîn alanın da verenin de günahkâr olduğunu söyler Imam Birgivî, ihtiyaçlı iseler leş yesinler de bunu yemesinler, daha iyi olur, der Bir erkeğin başka bir erkek, ya da kendi mahremi bir kadın (kendi karısı da olabilir) bulunmayan bir yerde başka kadınlarla bir arada bulunması haramdır(163 Kadızâde, Netâic N/122 ) Içlerinde böyle bir yakını yoksa, onlara ev gibi bir yerde namaz kıldırması mekruhtur (164 Serahsi, Mebsût I/166) Ramazanda bu yolla hayır yapmak isteyen kadınlar bir araya gelsinler En iyi bilenleri Kur'ân okusun, diğerleri dinlesin Iyi okuyamıyorlarsa,hatim yapmaları da şart değildir Okuyabildikleri kadar okur, okuma bilmeyenlere öğretirler Her oturuşta da okudukları yerin bir sayfası kadarının mealıni ve iki üç hadis-i şerif okurlar Böylece mukabeleleri merasim olmaktan çıkarmış, Kur'ân'ın ne demek istediğini bir nebze görmüş ve müslümanca bir iş yapmış olurlar Eğer söylediklerimize itiraz edenler olursa, evlerde kadınlara mukabele okuyan sanatkâr ya da artist hafızların günahlarından örnekler veririz ve sebep oldukları tek kuruşluk hayır var mıdır diye de onlara sorarız
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PARANIN HIZLA DEĞER YİTİRDİĞİ ENFLASYONİST ORTAMDA KARZ-I HASEN SURETİYLE BORÇ VEREN KİŞİ SATIN ALMA GÜCÜNDEKI PARAYI GERİ ALMAK İÇİN NE YAPMALIDIR? İslam dini malum olduğu üzere karz-ı hasene büyük ehemmiyet vermiştir Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Bir kimse müslüman bir kardeşinin dünya sıkıntılarından bir sıkıntısını giderirse Allah da kıyamet gününde onun sıkıntılarından birisini giderecektir Bir kul, kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah Teala onun yardımında olacaktır (müslim) Diğer bir hadiste şöyle buyuruyor: "Bir kimse iki defa bir dirhem karz-ı hasen olarak verirse onun için bir sadaka ecri vardır" (İbn Hıban)
Maalesef bu zamanda hayırsever kimseler azaldığından karz-ı hasenin azalmasına vesile olduğu gibi enflasyon daha da azalmasına sebebiyet vermiştir Karz-ı hasen vermek isteyen kimsenin mağdur olmaması ve bu kapının açık kalması için birkaç çare düşünülebilir

1- Karz-ı hasen vermek isteyen kimsenin ödünç isteyene altın vermesi ve istirdad zamanında da altın alması,
2- Borç isteyene piyasadaki normal fiyatla ticari birkaç meta vermesi,
3- Sakıncası yoksa ithalat ve ihracat ile meşgul olan veya dışarda çalışan kimse için döviz vermek ve almak,
4- Ebu Yusuf'un kavline göre hareket etmek Yani mevcut paraların değerlerinde meydana gelecek değişmeleri borçların ödenmesinde nazar-ı itibare almaktır (Resail-i İbn Abidin)

Ancak, imam A'zam ve İmam Muhammed bu görüşü kabul etmedikleri için ihtiyaten bundan sakınmak daha iyidir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PARDÖSÜ-ÇARSAF Daha önce genişçe anlattığımız üzere, kadınların evlerinden çıkarken "cilbâb" yani, hem olabildiğince vücut hatlarını gizleyerek bütün bedenlerini, hem de süslü elbiselerini örten üstlük, dışlık giymeleri gerekir Bu Kur'ân'ın emridir Ancak bunun sabit bir şekli yoktur Genellikle tefsir kitaplarında yapılan tanımı daha çok bugünkü çarşafa yakındır Ancak bazı tefsirlerdeki tanımı; başı ve göğüslerle beraber omuzları örten genişçe başörtüsünü ve kolu olsa dahi geniş, uzun ve sâde (süs unsuru taşımayan) pardösüvarı dışlıkları da içine alır Ancak kadının erkeğe ve özel elbiselerinde gayr-i müslim kadınlara benzememesi de asıldır
Buna göre:

a) Geniş olup kadının vücut hatlarını belli etmeyen,
b) Erkek pardösülerini ve gayr-i müslim kadınların özel kıyafetlerini andırmayan,
c) Kadının topuklarına kadar ayaklarını, yenleri açılmayacak, şekilde kollarını örten,
d) Rengi, nakış ve dikişleri ile çekicilik hedeflemeyen,
e) Üzerinden başın da yine sâde, süssüz ve geniş bir üstlük başörtüsüyle örtüldügü abâye ya da pardesüler de (Adına başka birşey de diyebilirsiniz) "Cilbâb" sayılabilir ve kadının dış elbisesi olarak kullanılabilir Koltuk altının açık olması zarar vermez Çünkü kolunu kaldırmasıyla görülen kısım, vücudu ya da iç elbiseleri değil, pardesünün oraya gelen kısımıdır Bu açıdan "çarsaf' belki de daha olumsuzdur ,Çünkü çarsaflı kadın kolunu kaldıracak olursa, kolunun çıplak yerlerinin yada iç elbiselerinin görülmesi muhtemeldir Ama çarsaf bu olumsuzluğuna rağmen, Kur'an-ı Kerim'de istenen "cilbâb"a bazılarınca daha uygun görülmüştür Zirâ kadın zâten dışarıda çok gezmez, onun karargâhı evinin içidir, zorunluluk olmadıkça dışarıda çalışmaz, elinde eşya taşımaz ki, kolu açılacaktır Üstelik kolları dahî kapatmakla vücut hatlarını âzamî ölçüde gizlemis olur, istenen de budur gibi bir espiri taşır
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PARFÜMDEN DOLAYI GUSÜL
Kullandığı kokunun erkek tarafından duyulması halinde kadının gusül abdesti alması gerekeceği doğru mudur?
Bilindiği gibi güzel koku Rasûlüllah Efendimiz tarafından övülmüş ve hem kadının hem de erkeğin kullanmaları tavsiye edilmiştir Ancak kadının kullanacağı kokunun yabancı erkekler üzerinde doğuracağı tepki hesaba katılarak, kadınların koku sürerek çıkmaları yasaklanmıştır Işin buraya kadar olan yönü ayrı bir konudur Zaten sağlam duygu ve karaktere sahip bir erkek, kendi karısınınyayâcağı tahrik edici kokudan, başka erkeklerin uyarılmasını aslâ arzu etmeyeceği gibi, edepli ve sağlam karakterli bir kadın da, yabancı erkekler için tahrikkâr ve uyarıcı olmak istemeyecektir Imdi bu konudaki bazı hadîs-i şeriflerin mealleri söyledir:

1- "Bir kadın güzel kokular sürünür ve kokusunu duysunlar diye erkeklerin yanından geçerse, şöyle şöyle dir" (Tirmizîdeki ilâveye göre, yani zaniyedir) (Ebû Dâvûd, teraccul 7; Tirmizi, edep No: 2787
2- "Kokulanarak mescide çıkan bir kadının namazı, evine dönüp gusül için yıkandığı gibi yıkanmadıkça kabul olmaz"( Ebû Dâvûd, teraccul 7)
3- "Kadın mescide gitmek istediğinde, kokusundan cünüplükten yıkandığı gibi yıkansın"( E1 Hindi VI/415) Ikinci ve üçüncü hadiselerin zahir (kelimelerinin) manalarına bakıldığında, koku sürünerek camiye giden ya da gitmek isteyen kadının tam bir gusül abdesti alması gerekeceği anlaşılır( Azımâbâdi, Avnü'1-Mâbûd XI/231) Halbuki yine hadis-i şeriflerden öğrenilen gusül sebebleri, (guslü farz kılan haller) bellidir ve kokulanmak onlardan birisi değildir Öyleyse bunu ya Alî el-Kârî'nin dediği gibi anlamak ve: Koku bedeninin her tarafına sürülmüşse her yerini yıkamalı, değilse, sürülen yerleri yıkar, demek lâzım,ya da -Allahu a'lem- bunda bir mübâlaga vardır Yani üstünü başını o kadar iyi yıkamalı ki, âdetâ gusül yapmış gibi olmalı, diye anlamak lâzımdır Ama kokunun sonu itibariyle gusle sebep olacak durumlara götüreceğine, koku ile onların hemen hemen aynı şeyler olduğuna da işaret olmalıdır O zaman da bu açıdan mübalağalı bir anlatım olmuş olur
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PARMAK VE GUSÜL Erkeğin parmağı hanımının fercine girerse, gusletmesi gerekir mi ?
Kadının fercine erkeğin kamışından başka bir şey, mesela parmak, insan dışındaki canlıların kamışı, odun, plastik âlet, yani yapay orgân sokulması halinde, seçkin görüşe göre, kadın şehvet duymus, ya da bundan şehveti kastetmiş ise, yıkanması gerekir, aksi halde gerekmez (bk Hanımlara Özel Ilmihal) Parmağın erkeğin parmağı olması ile kadının kendi parmağı olması arasında fark yoktur
__________________
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PAZARLIK ETMEK

Malın fiyatı; satıcı ile alıcının anlaşması sonucunda, yani pazarlıkla ortaya çıkar Pazarlık yapmak helâldir Helâl olmayan davranış, bir mala aşırı fiyat istemek veya değerinin çok altında fiyat vermektir Alıcı ile satıcı pazarlık yaparken ikinci bir alıcının pazarlık yapması caiz değildir Abdullah b Ömer, pazarlık üzerine ikinci bir şahsın pazarlık yapmasını Peygamberimizin yasakladığını söyler (el-Buhârî, Büyû, 58, üslim, Büyû, 14) Malı alma niyeti olmaksızın fiyatı artırmak veya kırmak, böylece üçüncü şahıslara zarar vermek, kapalı veya açık artırmalarda yapılan hîle ve gizli anlaşmalar da haramdır Bütün bu davranışlara dinimizde "necş: aldatma" denir ve Peygamberimiz tarafından yasaklanmıştır (el-Buhârî, Büyû, 64, Müslim, Büyû, 14)
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PERUK KULLANMA: Peygamberimiz (sas) aynı biçimde, saçına insan saçı takan ve taktıran kadınlara da lânet etmiştir (Örnek olarak bk Buhârî, libas 83, 85; Müslim, libas 115 ) Çünkü bu da Allah'ın beğendigi yaratılışı bozma ve karşısındakini aldatmak demektir Islâm'da bunların her ikisi de yasaktır
Kullanılan perukun, insan saçından başka bir şeyden olması halinde câiz olacağı söylenmiştir (Ibn Âbidin VI/373)Ancak peruku kadının bir başörtüsü gibi kullanması ayrı bir olaydır Çünkü kadının başını kapatma emri, saçının câzibesiyle ftneye sebep olacağı içindir Peruk ise bu câzibeyi çoğu zaman eksiltmez, tersine artırır Bu yüzden bu konunun iyi araştırılması gerekir Yani kadının insan saçından başka bir şeyden (ipek, yün sentetik elyaf vb) peruk kullanması câizdir Ama başörtüsü yokken, dışarıda bununla gezebilir mi? Bize gezemez gibi görünen bu konu iyi öğrenilmelidir Çünkü bu günlerde başörtüsünü yasaklayanlara karşı böyle bir çare düşünenler vardır
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
PERUK SATMAK VE ONU TAKMAK CAİZ MİDİR?
Peruk denilen takma saç, insanın saçından yapılmış ie kesinlikle haramdır Onu satmak, satın almak haram olduğu gibi takmak da haramdır Çünkü insan değerli bir varlıktır Mübtezel bir hale getirilip onun saçını veya herhangi bir uzvunu "zaruret olmadıkça" satmak ve kullanmak haram olur Peygamber (sav), Allah saçına ekleyen ve eklemek isteyen kadınlara lanet etmiştir, buyuruyor (Mecma'u'l-Enhur)
Ancak peruk deve tüyünden, naylondan veyahut sun'i herhangi başka bir şeyden yapılmışsa onu takmakta beis yoktur Hakkında hiç bir şey varid olmamıştır Mesela: Adamın başı keldir Manzarası pek iyi görünmüyor Çirkinliğini kapatmak için böyle sun'i bir peruk takmakta ne sakınca vardır Hadisin lanetlediği şey, kadının saçına insan saçını eklemektir Ama insan saçı olmazsa beis yoktur Mesela bir kadının saçı kısadır, saçına deve tüyünden ilave edip örgülerini çoğaltırsa asla günah sayılmaz (Mecma'u'l-Enhur)
__________________
 
Üst Alt