Z İsLami Fıkıh AnsikLopedisi (Alfabetik

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZEKAT VERMEKLE MÜKELLEF OLAN KİMSE BORÇLUSU BULUNAN BİR MUHTACA BORCUNU KAPATMAK ŞARTIYLA ZEKAT VERİRSE CAİZ OLUR MU?
Zekat vermekle mükellef olan kimse, borçlusu bulunan bir muhtaca borcunu kapatmak şartıyla zekat verirse caiz değildir Ancak şart koşmadan her iki taraf bunu niyet ederlerse verilen şey zekat sayıldığı gibi borç da kapanmış olur Hatta borçlu olan kimse alacaklıya "benim durumum müsait değildir, bana zekat verirsen ben senin borcunu kapatırım” dese, o da verirse yine caizdir Çünkü şartlı olarak verilmiştir Belki bir teklif vaki olmuştur
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZEKATA NİYET ETMEDEN FAKİRE BİR ŞEY VERİP, BİLAHARE ONU ZEKAT SAYMAK CAİZ OLUR MU?
Niyyetsiz olarak fakire verdiği şey zekata niyyet ettiği anda hala fakirin elinde mevcut ise Hanefi mezhebine göre zekat sayılır, değilse sayılmaz
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZEKATA TABI MALLAR NASIL DEĞERLENDIRILECEK, BUGÜNKÜ RAIC DEĞERIYLE MI, YOKSA ALIŞ FIYATIYLA MI?
Zekata tabi malların değerinin düşüp kalkması her zaman muhtemeldir Onun için ne yıl başında ne de ortasındaki değer nazar-i itibare alınmaz Yıl sonunda bilir kişiler tarafından değerlendirilip o günkü raice göre her şeyin fiatı yerinde tesbit edilecektir Yani fabrika malı fabrika fiatına göre, piyasa malı ise piyasaya göre hesaplanacaktır
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZEKATTAN BORÇLU OLAN KİMSE VEFAT EDERSE VARİSLERİ TEREKESİNDEN ZEKATINI VERMEĞE MEVBUR MUDURLAR?
Zekattan borçlu olan kimse imkan bulduğu halde zekatını vermeden önce vefat ederse Şafii mezhebine göre vasiyet etmezse de terekesinden verilmesi gerekir Çünkü hayatta iken zimmetinde sabit olmuştu Sair kul hakları gibi vefatıyla sakit olmaz
Hanefi mezhebine göre ise vasiyet etmemiş ise terekesinden alınmaz Çünkü vefatıyla tereke varislere intikal eder Yalnız varisler baliğ oldukları takdirde teberru ederek murisin zekatını çıkarabilirler
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZENGİN BİR MÜSLÜMAN FAKİR OLAN DAMADINA ZEKAT VEREBİLİR Mİ? (EVLAD, ANNE, BABA, TORUN VE SAİREYE ZEKAT VERİLMEZ) HÜKMÜNE Mİ GİRER?
Anne baba, evlad ve torunlarına; evlat ve torunlar da anne ve babalarına zekat veremezse de damad hakiki evlat sayılmadığı için muhtaç olduğu takdirde kayın babasıyla kayın validesinin zekatlarını alabildiği gibi muhtaç kayın babasıyla kayın validesine de zekat verebilir Yani usül ve fürü hakkında cari olan zekat hükümleri nikah sebebiyle meydana gelen kayınbabalık ve damadlık vasfına haiz olan kimseler hakkında cari değildir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BAZI ZEKÂT MES'ELELERİ Zekatımı memur olan ve evlenmek için paraya ihtiyacı bulunan bir yakınıma verebilir miyim? Verebilirsem hepsini aynı kişiye verebilir miyim?
Gelinimin 93 gr altını var Onun zekâtından da ben mi sorumluyum? Yoksa kendisinin mi vermesi gerekir?
Zekat Tevbe Sûresi'nin (9) 60 ayetinde sayılan sekiz sınıfa veya bunlardan sadece birine verilir: Hanefi mezhebine göre bu sınıflardan birine giren tek bir şahsa da verilebilir Şafiî mezhebinde olduğu gibi o sınıftan en az üç kişiye dağıtılması şart değildir(Ibn Abidîn, N/62 (MA)) Çünkü adı geçen ayette "fakirlere", "miskinlere" gibi cemî (çoğul) kalıbı kullanılması, zorunlu olarak onlardan bir çoğuna verileceği anlamına gelmez Belki, o cinse verileceğini gösterir Dolayısı ile kişi zekâtını bir fakire de verebilir Buna göre sözünü ettiğiniz yakınınız usûl ve furuûnuz, yani ana-baba ve onların ana-babaları, evlat ve onların evlatları Ve eşiniz değilse zekatınızı onlara verebilirsiniz Üstelik zekatta yakınlardan başlamak daha evla olduğu için zekatınızı en iyi şekilde ödemiş olursunuz Ancak bilindiği gibi zekat zengine verilmez Zenginligin sınırı da kişinin "nisab"a sahip olmasıdır Bir diğer ifade ile, ihtiyaç mallarından fazla, elinde 85 gr altını veya 200 dirhem gümüşü, ya da bunlardan birine denk herhangi bir parası veya ticaret malı bulunan adam zengindir Şimdi sizin verdiğiz para tek başına ve sınırın üzerinde ise, ya da onun elindeki bir miktarla beraber bu sınırın üzerine çıkarsa, o kişi aldığı para ile zengin durumuna yükselmiş olacağından, ona o miktar zekat vermek caiz olsa bile mekruhtur (Merginânî, el-Hidâye I/114; Mavsilî, el-Ihtiyar, I/121 (Ç)) Caizdir, çünkü zekatın sıhhatında şart olan, onu fakire vermektir ve zekât verdiği anda o fakir idi Dolayısı ile fakire verme şartı yerine gelmiş olur Zenginlik ise, verdikten sonra oluşan bir durumdur Mekruhtur (yani hoş değildir) çünkü zekâtı ona verirken nisab miktarıni aştıktan sonrası sanki zengine verilmiş gibi olur ve yakınında pislik varken namaz kılan adamın durumuna benzemiş olur (Merginânî, age, I/115) Dolayısı ile Imamı Azam'ın (ra): "Bir kişiye verilip onun zengin edilmesini daha güzel bulurum" sözündeki, "zengin edilmesi" ifadesini; o anda istemeye muhtaç bırakılmaması şeklinde anlamak gerekir (agk) Ama Imamı Züfer bir kişiye "nisab"ı geçecek şekilde zekât vermenin hiç caiz olmadığını söyler (Mavsilî, age I/121; Merginânî, age I/114) Ancak sonraki fıkıhçı imamlarımızdan bazıları, alanın borcu olsa ve borcu çıkarıldıktan sonra kalan, "nisab"ı aşmasa, veya çoluk-çocuğu bulunsa ve onlara dağıtması halinde, her birilerine düşen, "nisab"ı aşmasa, "nisab"ın üstünde zekât verilmesinde bir mahzur olmadığını söylemişlerdir
Ikinci sorunuza gelince: Islâmda kadınlar da müstakil şahsiyet ve müstakil mükelleftirler Malları olur, alır-satarlar, şirket kurar ticaret yaparlar Meşru oldukça buna kocaları dahi karışamaz Kendi mallarından da kendileri sorumludurlar Binaenaleyh, eğer toplamı "nisab" miktarına ulaşan altın-gümüş cinsinden süs eşyaları ve paraları varsa onlardan kadın sorumludur Harcamak onun elinde olduğu gibi zekâtı da ona gerekir Ama kadına İslam'ın tanıdığı hakların tanınmadığı, kadının ezildigi, erkeğin hakimiyeti değil de baskısının bulunduğu ailelerde, hanıma ya da geline, altınlar bir kandırmaca olarak verilmişse, istendiğinde zorla da olsa alınabiliyor ve kadının isteğine hiç bakılmıyorsa demek ki, o altınlar aslında kadının değildir O onlarla sadece kandırılmaktadır, o takdirde zekâtlarını da erkeğin, ya da bu durumda olan kayınpederin vermesi, kurbanı onun kesmesi gerekir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
BİR KİMSE BİR MİLYON LİRA İLE TİCARET HAYATINA ATILIR, YIL SONUNDA, MESELA ÜÇYÜZBİN LİRA VERECEĞİ BEŞYÜZBİN LİRA DA ALACAĞI OLURSA ZEKATINI NASIL VERECEKTİR? Şafii mezhebine göre ticaret yılı sonunda mevcut ticaret malını adil iki bilirkişi tesbit edecek Alacağını da ona ekleyecek, sonra vereceğini düşürmeden yekünün zekatını verecektir Farzedelim ki yıl sonunda ticarethanede mevcut malın değeri bir milyonikiyüzbin liradır Beşyüzbin de alacağı olduğu takdirde yekünu 1700000lira eder Buna göre verilecek zekatın miktarı 42500 liradır
Hanefi mezhebine göre ise; mevcut mal ile, alacak tesbit edilecek Sonra vereceği hesaplanacak, o düşürüldükten sonra kalanın zekatıverilecektir Bizim misalimizde mevcut malın değeri ile alacağı 1700000 lira olursa, vereceği olan 300000 lirayı düşürecek ve sadece 1400000 liranın zekatını verecektir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZIHÂR : "Zihâr", sırt anlamına gelen "zahr" kelimesinden türetilen bir kelimedir Anlamı : "sırtlaşma, sırtını sırtına benzetme" demektir Terim olarak erkeğin, karısına "sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek, onun kendine haram olduğunu, yani onu boşadığını bildirmesi demektir
Cahiliyyet devrinde erkekler karılarını bu yolla da boşarlardı ve bu, dönüşü olmayan bir boşama biçimi olduğundan, bununla kadınları mağdur etmiş olurlardı Islâm bunu kaldırdı ve karısını "zihâr" yoluyla boşanmayı, dönüşü olmayan bir boşama olmaktan çıkardı Ancak karısını annesine benzetmek, çirkin bir olay olduğundan, bu yolla karısını boşayan, eğer ona dönmek isterse dönebilecek, ancak ilişki kurmadan önce peşpeşe iki ay oruç tutacak, bunu yapamıyorsa altmış fakiri sabahlı akşamlı doyuracaktır Bu oruca "zihâr keffareti" denir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZINA CEZASI (HADD-I ZINA): Evli erkek ve kadın için recm (taşlayarak öldürme), bekâr erkek ve kadın için yüz sopa (celde) vurmaktır: "Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun Allah'a ve ahiret gününe inanan (insan) lar iseniz Allah'ın dini (ni uygulama hususu)nda sizi, onlara karşı acıma duygusu tut (up engelle) mesin Mü'minlerden bir grup da onlara yapılan, uygulanan cezaya şahid olsun" (en-Nûr 24/2)
Recm cezası Hz Peygamber'in uygulamasıyla sabittir: "Cüheyne'den bir kadın zinadan gebe olduğu halde Rasûlullah (sas)'e gelerek: "Ey Allah'ın Rasûlü! Haddi icap eden bir iş yaptım, bana hadd(i şer'îyi) icra et' dedi Peygamber (sas) kadının velisini çağırdı: Buna iyi bak, çocuğu doğurduğunda bana getir' buyurdu (Velisi denileni) yaptı Peygamber (sas) emretti Kadının elbisesi sıkıca bağlandı, sonra emir verdi, kadın taşlandı Daha sonra (cenazesi) üzerine namaz kıldı Bunun üzerine Hz Ömer; Ey Allah'ın Rasûlü, onun üzerine namaz kıldınız, halbuki o zina etmişti' dedi Rasûlullah (sas): "O öyle bir tevbe etti ki Medine halkından yetmiş kişiye taksim olunsa hepsine kâfı gelirdi Allah için canını vermesinden daha faziletli bir şey biliyor musun?' "buyurdu (Müslim Hudûd 28; Ibn Mâce, Diyet, 36' Malık, Müslim, Muvatta" Hudûd, 11)
Zina cezasının tatbik edilebilmesi için dört âdil erkek şahidin hakim huzurunda açıkça şahitlikte bulunması ve zina eden kişinin zinanın haram olduğunu bilmesi gerekir
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
ZINA ETTIĞI KADINLA EVLENMEK
Zina eden bir erkekle bir kadın sonra birbirleriyle evlenebilirler mi?
Evlenebilirler Önceki zinânin günahı, cezası ayrı bir konudur
 
Üst Alt