Teheccüd ehlinin sifatlari ve faziletleri

nefsimutmainne

Aktif Üyemiz
http://gulsultanim.azbuz.com/blog/y...580/TEHECCUD-EHLININ-SIFATLARI-VE-FAZILETLERI
Konu: TEHECCÜD EHLİNİN SIFATLARI VE FAZİLETLERİ


Yüce Allah, gece ibadet edenleri Rasulü Mustafa (s.a.v) ile birlikte zikretmiştir. Bu güzel işe karşılık olarak vereceği mükafatta onları Peygamberinden ayırmayarak hepsini şöyle övmüştür:

“Rasulüm, senin, gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalkıp ibadetle geçirdiğini ve senin yanında bulunan bir topluluğun da böyle yaptığını Rabbin elbette biliyor.”409

Yüce Allah, bu sûrede gece Kur’an okumanın kalb için daha uyumlu ve bu okuyuşun ezberleme ve zikretme için daha elverişli olduğunu bildirmektedir. Yani, anlama ve hıfzetmede kalp dile uyar.

Yüce Allah, gece ibadet edenleri “alim”, isimini vermiş ve onları havf ve reca-korku ve ümitle ibadet edenlerden yapmıştır. Ayrıca onlar için göz aydınlığı ve mutluluk vesilesi olacak mükafatı katında gizlemiştir. Gece ibadet edenlere ayette şöyle anlatılmıştır:

“Yoksa inkarcı kimse, o geceleyin secde ederek ve kıyamda bulanarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse gibi midir?”410

Yüce Allah, diğer ayetinde şöyle buyurmuştur:

“Ey Resûlüm deki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak, akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünüp anlar.”411

Bu ayetten anlaşılacak olan mana şudur:

İşte bu şekilde gecelerini ibadetle geçirenlerle; mağrur, gafil, uykucu ve geceyi eğlence ile geçiren kimse bir olmaz. Çünkü şu gafil kimse, neden sakınacağını ve Rabbinden neyi isteyeceğini bilmemektedir.

Yüce Allah, gece ibadet edenlerin dünyadaki vasıflarını ve ahirette onlar için hazırlanan nimetlerin özelliklerini şöyle anlatır:

“Onlar geceleri Rablerine secde ederek ve kıyamda ibadet yaparak geçirirler.”412

“Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere ibadet ettikleri için onların vücutları yataklarından uzak kalır.”413 Yani yataklarından kalkarlar. Azap korkusundan veya kendilerine vadedilen mükafatları elde etme arzusunda dolayı artık yatmakla huzur bulamazlar.

“Yaptıklarına karşılık olarak onlar için nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.”414

Denildi ki; onların yaptığı geceyi ibadetle geçirmeleridir.

Yine şöyle denilmiştir: Onlar havf ve reca/korku ve ümit ehlidirler. Havf ve reca gaybın müşahedesiyle meydana gelen kalbî amellerdendir. Bu kimseler gizli olan amellerinde ihlaslı olduklarından dolayı Cenab-ı Hak, kendilerine vereceği güzel karşılığı onlar için gizli tutmuştur.

Muhabbet ehli için, Yüce Allah’ın cemalinden ve rızasından başka mutluluk vesilesi yoktur. Bunun için onlar, sadece Allah rızası için amel yaparlar. Alimlerden biri,

“Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyiniz.”415 ayeti hakkında: “buradaki namazdan maksat gece namazıdır” demiştir. Buna göre mana; nefsinizle olan mücahedede gece namazı kılarak Allah’tan yardım isteyiniz. Yine bu namazla düşmanlarınıza karşı sabır ve sebat göstermede de yardım isteyiniz, demektir. Yüce Allah bir ayetinde şöyle buyurur:

“O namaz, huşû sahibi olanların dışındaki kimselere ağır gelen bir ibadettir.”416 Yani havf ve tevazu ehli için, bu ibadet, ağır ve cefa verici değil, aksine hafif, tatlı ve mutluluk verici bir ibadettir.

“Rasulullah’a: “Falan kimse gece namazı kılıyor, fakat sabah olunca hırsızlık yapıyor!” denildi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v): “Söylediğiniz o ibadet, yakında onu, yaptığı kötü işten alıkoyacaktır”417 buyurdu.

Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Abdullah b. Ömer, ne güzel bir insandır. Keşke gece namazı da kılsaydı.”418 Bundan sonra İbn Ömer’in gece namazını kaçırdığı hiç görülmemiştir.

Gece namazı hadislerde şöyle övülmüştür

“Gece namazına devam ediniz, çünkü o, Rabbinizin rızasına ulaştıran ve günahlarınızı temizleyen bir ibadettir.”419

“Gece namaz kılmak sizden önceki salihlerin adetidir. Bu namaz, sahibini kötülüklerden uzaklaştırır, günahları temizler, Şeytanın hilelerini defeder, vücuttan hastalıkları uzaklaştırır.”420

Yüce Allah, gece namaz kılmayı salihlerin vasfı yaparak şöyle buyurmuştur:

“Onların hepsi bir değildir, ehli kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secde ederek, namaz kılarak Allah’ın ayetlerini okurlar. Onlar, Allah’a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emrederler, kötülükten nehyederler. Hayırlı işlere koştururlar. İşte bunlar, salih insanlardandır.”421

Gece ibadetini, gecenin son üçte ikisinde yapmak müstehaptır. Bunun müstehap olan en az miktarı gecenin en son altıda biridir. Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v), hiç ara vermeden gece sabaha kadar ibadet etmezdi. Gecenin bir kısmında uyurdu. Gece ibadeti yapmadan sabaha kadar uyuduğu da vaki değildir.

Şöyle denilmiştir: “Gecenin ilk kısmında namaz kılmak teheccüd ehlinin yaptığı bir iştir. Ortasında namaz kılmak “Kânitîn” diye tarif edilen salihler içindir. Gecenin sonunda namaz kılmak normal namaz ehlinin işidir. Fecirden sonra kalkıp namaz kılmak ise gafillere mahsus bir haldir.

Bize Yusuf b. Mihran yoluyla Abdullah b. Ömer’in şöyle dediği nakledilmiştir: “Arşın altında horoz şeklinde bir melek bulunur. Bu meleğin gagası ve ayakları yeşil inci ve zeberceddendir. Gecenin ilk üçte biri geçtiğinde kanat vurur, öter ve şöyle der: “Gece ibadetine kalkacaklar kalksınlar.” Gecenin yarısı geçtiğinde yine kanat vurur, öter ve: “Teheccüd ehli kalksın.” der. Gecenin üçte ikisi geçtiğinde yine kanat vurur, öter ve: “Namaz ehli olanlar kalksınlar.” der. Sabah namazı olduğunda ise, yine kanat vurur, öter ve: “Geceyi gafletle geçirenler üzerlerinde günahlarıyla birlikte kalksınlar.” diye seslenir.”422

Alimlerden biri şöyle demiştir: Gece ehli, üç kısma ayrılır. Bunlardan bir kısmı, gece ibadetini yapmak isteyen vird ve zikir sahibi kimselerdir. Ancak gece onlara galip gelir ve uyurlar. Diğer bir topluluk da, geceleyin yol kateden kimselerdir. Bunlar sabreden ve sabırda yarışan alim insanlardır. Geceye karşı galip gelirler. Üçüncü kısım ise, muhabbet ehli olan alim insanlardır. Bunlar, aynı zamanda tefekkür, ilham, üns, huzur, zikir, naz-niyaz, sevgi ve mülakat ehlidirler. Bunlar geceyi mümkün olduğunca ibadetle geçirerek uyku nimetinden pek az istifade ederler. Sevgilileri onları uykularından kaldırmış ve ayakta ibadet yapmayı kendilerine kolaylaştırmıştır, Vuslatları, onlardan usanmayı gidermiş ve ilâhî uyarı ve kınama endişesi onların daha fazla uykusuz kalmasına vesile olmuştur.

Gece ehlinden birine, gece ile aran nasıl diye soruldu. Şu cevabı verdi: “Onu şimdiye kadar tam olarak göremedim. Şöyle bir yüzünü gösterir, sonra çekip gidiverir. Onu nasıl olduğunu düşünmedim.”

Diğer biri de şöyle demiştir: “Ben ve gece, yarış içinde oluruz. Bazen fecre ulaşmakta onu geçerim, bazen da beni tefekkürden alıkoyar.” Gece ehlinden birine gece ile aran nasıldır diye soruldu. Şu karşılığı verdi: “Her gece, iki ayrı durum içinde bulunurum. Gece karanlığının gelmesiyle sevinir, sona erip, günün ağarmasıyla üzülürüm. Şimdiye kadar ondan aradığımı tam elde edemedim.”

Muhabbet ehlinden birine, gece ile durumun nasıl diye soruldu. Şu karşılığı verdi: “Vallahi, ben gece ile nasıl olduğumu bilemiyorum. Bildiğim tek şey onu bir görüyor sonra kendi başıma kalıyorum. Gece, karanlığı ile geldiğinde ona ulaşıyor, ama onun sevincini tam yaşamadan sona eriyor.” Ardından şu şiiri söyledi:

Geldiğinde, onunla kucaklaşmayı tamamlamadan,
Veda etmek için selamı zuhur etti.

Bir diğeri de şu şiiri söylemiştir:

Senin hayalin, beni ziyaret etti,
Gitmek istediğinde ona yapıştım.

Keşke, gece sona ermemiş ve sabahın girdiğini de görmemiş olsaydım.
selam ve dua ile kalın
__________________
image.php
 
Üst Alt