Kelime-i şehadet

nefsimutmainne

Aktif Üyemiz
Kelime-i şehadet
Erkek olsun, kadın olsun, hür olsun, köle olsun, insan olsun, cin olsun. (ancak cinler doğduğu andan itibaren mükelleftir) Adem ve Havva gibi. Eğer akıl baliğ ise Peygamber?in, Peygamberliğinden
haberdar olmuş konuşmaya kadir olan her insan kalbiyle inanıp diliyle ( ) söylemesi
vaciptir. Yani (farzdır) Manası; Dilimle ikrar kalbimle inanıp şehadet ederim ki; ibadete layık ve ona ibadet edeceğimiz Allah´tan başka hiçbir ilah yoktur. O Allah ki dengi benzeri ortağı yoktur ve yine
dilimle ikrar kalbimle inanır şehadet ederim ki Muhammed (a.s.v.) Allah tarafından, cin ve insanlara din ve dünyalarında hakkı ve doğruyu göstermek için, resul (elçi) olarak gönderilmiştir.

ALLAH´IN ZAT VE SIFATLARI HAKKINDA

Peygamberin peygamberliğini duymuş akıl baliğ ve gözü olan her insan Allah önceden yoktu sonra var olduğuna değil önceden var olduğunu ebedi kalacağını yüce Allah ne zat ne sıfat nede
ef-âlinde mahlukatlara ve hiçbir şeye benzemediğine inanmak her insanın üzerine farz ve vaciptir. Çünkü yüce Allah hiçbir şekilde Mesela; şekil ve renk olarak bize benzemez, babası,
annesi, hanımı, çocuğu olmaz ve yoktur. Yemez, içmez uyumaz,üstümüzde altımızda sağımızda, solumuzdadır demek olamaz.
Yeri mekanı var falan yerdedir denmez. Çünkü o her yerdedir.Hata yapması, uyuması ve unutması mümkün değildir. Hiçbir sıfatı bizim ki gibi değildir. Şunu da iyi bilmeliyiz ki Yüce Allah (cc)?ın
var oluşu hiç kimseye hiçbir yere muhtaç bir var oluş değildir ve yine iyi bilmeliyiz ki yüce Allah (c.c.)?nun ortağı yoktur ne zatında ne de sıfatında onun gibisi yoktur, onun gibi bir yaratıcıda yoktur o
her şeyin yaratıcısıdır ateşi yaratan odur. Ateşin kendisi yakmaz,bıçak başlı başına yara açmaz, ateş ve bıçak belki de sadece bir sebeptir. Konuşmalarımızın tutum ve davranışlarımızın yaratıcısı
da odur. Bizler sadece sebebiz. Çünkü cüz-i ihtiyari bizim elimizdedir. Görünüşte istiyerek konuşuyor ve davranışlarda bulunuyoruz ceza aldığımızda da bu söz ve davranışlardandır.
Bunu da bilmemiz lazım ki Allah?ın aynı iki sıfatı yoktur. Mesela;Allah(cc) nun iki ilmi yada iki kudreti olmaz. Allah sadece tek ilimle her şeyi biliyor. Kudretiyle de her şeyi vücuda getiriyor.
Mesela; Yüce Allah (cc) mümkün olan her şeyi istediği zaman kudretiyle yapabilir. Aklın kabul etmediği şeyler hariç. Aklın kabul etmediği şey; Mesela; şerik (ortak) sıfat gibi, çünkü kudret yeri
değildir mümkün de değildir olamazda. Çünkü Allah´ın sıfatları onun hakkında vaciptir. Şu da unutulmamalıdır ki Yüce Allah (cc) her şeyi kendi isteğiyle yapar. Mesela; bazılarını fakir, bazılarını
zengin, bazılarını öldürür, bazılarını dünyaya getirir (haşa) kimse onu zorlamıyor işte kudret ve iradenin arasında ki fark budur.

İrade; mümkün olan bir şeyi mümkün olabileceği bir şey ile ilmi olarak tahsis etmesi (belirlemesi). kudret ise o mümkün olan şeyi mümkün olan şeyin içinde icad etmesi, yaratması gibi. Yüce Allah
her şeyi bilendir ondan hiç bir şey gizli değildir. Yüce Allah (cc)´ın bilgisi ve ilmi gibi bir bilim ve ilim olamaz. Ve yine Yüce Allah (cc) hay?dır, ölmez ancak onun Hay olması insan gibi ruhla değil. Yüce
Allah (cc) duyuyor, görüyor, konuşuyor, dil vasıtasıyla değil,Yüce Allah´ın duyması, konuşması ve görmesi bizim görmemiz,duymamız ve konuşmamız gibi değildir. Duymak konuşmak
ve görmek gibi bir şey Allah?ın Hakkında söylemek mümkün değildir.

YÜCE ALLAH´IN HER İKİ KONUŞMASI HAKKINDA

Yüce Allah´ın iki çeşit konuşması vardır; bir tanesi ne harf ne de konuşmadır. Önceden var olan bir konuşmadır. İkincisi o da önceden vardır.Ancak harf ve konuşmadan mürekkeptir. Mesela; kelime
ve harflerden oluşan Kuran Yüce Allah (cc) önce Levhi Mahfuz´a daha sonra oradan da Cibril´in (Cebrail as) vasıtasıyla Hazreti Peygambere (a.s.v.) indirmiştir. Anlaşılan o ki Kuran Allah´ın
kelamıdır. Levhi Mahfuza konmuş Cebrail veya Peygamber´in sözü değildir. Allah?ın konuşması sadece ona has bir konuşmadır.Kuran´ın kelime ve lafızları değil belki kelime ve lafızlardan
anlaşılanı Allah´ın kadim sözleridir, Harf değildir. Aynıdır her iki konuşmaya da Allah?ın konuşması kelamı ve Kuran-ı Kerim denir.
Ancak harf ve konuşmadan mürekkep olan Allah?ın kelamı Kuran,harf ve sesten olan kelam?dan daha fazla kullanılır.

HAYR VE ŞER

Şunu iyi bilmemiz gerekir ki ne kadar hayır ve ne kadar şer varsa hepsi Allah?ın kaza ve kaderiyledir. Ancak günah işlemeye kötülük yapmaya Allah´ın rızası yoktur.
Kaza nedir .? Kaza Allah?ın önceden olmasını istediği ve dilediği şeydir.Kader nedir.? Kader Allah?ın kendi isteğine göre dilediği şeydir.
Örnek: Yüce Allah zeyd?in fakir olmasını önceden istemesine kaza, olduktan sonra fakir yapmasınaysa kader denir. Kısacası kaza önceden var olandır kader ise bir şeyin oluşundan sonra
meydana gelendir
Bizim ibadetimiz Allah(cc)?a fayda vermediği gibi günahlarımızda Yüce Allah (cc)?a zarar vermez. Yüce Allah (cc) alemden müstağnidir. Yüce Allah (cc) bizden taat istedigi gibi günahlardan
da uzak durmamızıda emretmiştir. Bazılarına ibadetlerinden dolayı fayda bazılarınada işlediği günahlardan dolayı zarar verir. Nasıl ki Allah(cc)?ın yaptığı işler amaçsız ise fayda ve zarar vermek için de değildir. Ancak bunuda bilmek lazım gelir?ki mahlukata iyisini vermek Allah?ın üzerine farz olmadığı gibi iyiliği bizlere yaptığı zaman bu onun bizlere olan fazl-ı keremidir. Cezalandırması ise
onun adaletidir. Ancak Yüce Allah (cc) dilediğini gerçekleştiren ve yapan bir Rab?dır. Onun üzerine hiçbir şey yapması farz değildir.
Mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Büyük günahları af edebildiği gibi kişiyi, kücük günahlarından dolayı da cezalandırabilir.
 
Üst Alt