yardım edermisiniz

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
selamün aleyküm fahrettin hocam benim size 3 tane sorum var cevabını bulmam lazım yardım edermisiniz
1-Hakikatin bilincinde olduğu halde hakikate düşmanlık edenleri nasıl değerlendiriyorsun. onlarda tevekkül ehlindenmidirler.mesela ebu cehil hakikati biliyordu ve bilincinde olduğu şeyide icra ediyordu, ancak ebu cehil küfrün tevekkül ehlindenmiydi acaba, yani yapabileceğini yaptıktan sonra gerisini hübel'e mi bırakıyordu..?
2-Mevlana Oğlunun Moğollar ile savaşması neticesinde cenaze namazını neden kıldırmamıştır..?
3-2 ) Mevlana "Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir" der. bu anlaşılabilir bir cümledir.peki, birşeyin görüntüsünü bulunmaması gereken bir yere yansıtıp, sonra o şeyi o yerde aramak nasıl değerlendirilmelidir...?
bu soruların cevabını bulmam lazım hocam yardım edermisiniz

şimdiden teşekkür ederim
 

fahrettin tırınk

Site İmamı
selamün aleyküm fahrettin hocam benim size 3 tane sorum var cevabını bulmam lazım yardım edermisiniz
1-Hakikatin bilincinde olduğu halde hakikate düşmanlık edenleri nasıl değerlendiriyorsun. onlarda tevekkül ehlindenmidirler.mesela ebu cehil hakikati biliyordu ve bilincinde olduğu şeyide icra ediyordu, ancak ebu cehil küfrün tevekkül ehlindenmiydi acaba, yani yapabileceğini yaptıktan sonra gerisini hübel'e mi bırakıyordu..?
2-Mevlana Oğlunun Moğollar ile savaşması neticesinde cenaze namazını neden kıldırmamıştır..?
3-2 ) Mevlana "Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir" der. bu anlaşılabilir bir cümledir.peki, birşeyin görüntüsünü bulunmaması gereken bir yere yansıtıp, sonra o şeyi o yerde aramak nasıl değerlendirilmelidir...?
bu soruların cevabını bulmam lazım hocam yardım edermisiniz
şimdiden teşekkür ederim


evet kıymetli kardeşim ayyüzlüm ,gerçek anlamda tevekkül iman etmiş halis müminlere hastır.
dolayısı ile onlar bizim yaptığım anlamda tevekkül edemezler.
her ne kadar tapındıklarından bir beklentileri olsada bile onlar tevekkül sahibi asla deyildirler.
buna delil olarak bir çok ayeti celile var ama ben bir tanesini vereyim.
- Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur. (hac suresi ayet 46)
kalp gözü kör olan asla tevekkül de edemz.

ikinci sorunuza gelince,mevlananın oğlu aladdin, baba,sının da arkadaşı olan şems in hanımı kimya hatunu sevibte onunla evlenememesi neticesinde, bu iş aladdin tarafından müthiş kıskanç lığa varıb bir dedikodu çıkartmak sureti ile şemsin ölmesine oğlunun sebeb olduğuna inandığından dolayı, oğlınun cenaze namazını kılmadığı rivayet olunsada bile, biz müslümanlar bu konulara önem vermememiz ve içeriği bizleri ilgilendirmemesi gerekmektedir.

üçüncü sorduğunuz soruyu tam olarak anlayamadım. ama o kadar önemli olmaması lazım bu sözler bizim için.
çünki bizim için önem arz eden şeyler, kur'anı kerim ve hadisi şerifler, ve de islam büyükleriki, mevlana için bizler bir tahlil yapacak durumda olmadığımız için bazı yorumlara katılmamamız gerekmekyedir.
çünki anlamadan yanlış bir şey söyleriz vebalinden kalkamayız...


 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
ALLAH razı olsun değerli hocam,güzel cevaplar emeğinize sağlık.....:güll
Bizlerde faydalandık inşaallah....
 

mahzungarip

Yönetici
Allah cc. razı olsun hocam.kıymetli bilgilerinizden dolayı teşekkür ederim.Müsade ederseniz bir kaç şeyde ben söylemek isterim.. ayyüzlümün ilk sorusu hakikat bilincine vakıf olduğu halde bir insan nasıl o hakikate ters düşer ve düşmanlık eder demiş ve ebu cehili örnek vermiş.Buna cevaben şu hususu hatırlatmaktada fayda vardır.Efendimiz a.s bıkmadan usanmadan tebliğ ettiği din-i islam-i mübini yine defaatle kovulduğu ebu cehilin kapısına giderek bir kez daha imana davet eder ve ebu cehilde Ey Muhammed yeter artık gelme kapıma bu kadar ısrar etme ve eğer ki senin bu ısrarın Rabbin katında sorumluluktan kurtulmaksa ben şahitlik edeceğim ki Ey Allah'ım Muhammed tebliğini yaptı diyeceğim mahşer günü der. ve Efendimiz a.s boynu bükük üzgün bir vaziyette geri dönüp giderken yanında getirdiği amcazadesi Hz. Ali r.a derki ey ebu cehil sen gerçekten Muhammed'in peygamber olduğuna inanmıyormusun ? ebu cehil'se evet bende biliyorum ki o bir peygember ama neden o? biz kendi içimizdem okuma yazması olan zengin soylu birini bekliyorduk, oysa ümmi bir çoban der..kısaca anlattım gerçi, ama umarım konu anlaşılır.insandaki nefsi emmare en büyük düşman ve en büyük tehlike arzeden,insanı bildiği doğruya düşman kestiren ve uçuruma götüren bir nefistir Allah muhafaza..çünkü isanın nefsinin hoşuna gitmeyen şeyler fıtratı gereği düşman kesilir ve sevmez.çünkü haşa nefsi emmare insanı sen ilahsın demeye kadar götürür.bir insan inançsız olamaz,doğru veya yanlış.Allah'u teala insanın kalbine dercettiği inanç geni yakın zamanda fransız bilim adamlarıncada tesbit edilmiştir.Yüce Rabbim bizleri nefsin kötü arzu ve isteklerinden korusun ve muhafaza eylesin inşallah..son soruya gelince o biraz derin bi konu:) tasavvufu kolay kolay anlamak biraz zor o yüzden böyle felsefi konulara fazla kafa yormayın derim:).elbetteki açıklaması var ancak uzunca olur eğer kaleme dökersek:) kısaca kendi fikrimi söyleyecek olursam ( tasavvufta herkes farklı anlayabilir ve yorumlayabilir)yansıtma olayına güneşi örnek vereiliriz.mesela güneş ışıkları veya ay ışığı suya vurduğunda parlar ve küçük küçük güneşcikler meydana gelir yani yakamoz:) veya ayna tutalım güneşe ve bi deneyelim ayna içerisindeki güneş ne kadar ısıtır veya bir yılan aynada yansıyorsa acaba ne kadar ısırır:) Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Risale-i Nur eserinde der ki: güneş nasıl ki bizi ısıtır soba gibi ve okşar sıcaklığıyla başımızı ama bizde desek ki elimizi uzatıp bizde ona dokunalım diye düşünsek olmaz..:) güneş bize uzakken ısıtıyor ama biz güneşe yaklaştıkça üşürüz öyle değil mi?:) kısaca biz aynadaki yılanı gerçek sanıp onu orda vurmaya kalkarsak hakikatte olmadığı yerden vurmaya kalktığımız için çabamız boşa çıkacaktır...o yüzden yansımalara aldanmamak lazım.şu manayıda çıkarabbiliriz.hakikatte kainatı yaradanın Allah olduğunu biliyoruz ve her bir mevcudatın onun sanatı olduğuna kalben iman ediyoruz.birde diğer dinlerden olanlara bakalım.budizm,şamanizm,ateşe tapma veya maddiyyunu örnek verirsek onlar yansımayı hakikat zannedip arkasındaki Halıkı görmüyorlar ve yukarıda da dediğim gibi insanda inanç geni olduğu için bir şeye inanması gerekiyor ve doğru yolu bulamadığındaysa yanlışı doğru zannedip hakikat biliyor:)yansımalar bu olsa gerek.umarım anlaşılmıştır:) vesselam...
 

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
evet kıymetli kardeşim ayyüzlüm ,gerçek anlamda tevekkül iman etmiş halis müminlere hastır.
dolayısı ile onlar bizim yaptığım anlamda tevekkül edemezler.
her ne kadar tapındıklarından bir beklentileri olsada bile onlar tevekkül sahibi asla deyildirler.
buna delil olarak bir çok ayeti celile var ama ben bir tanesini vereyim.
- Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur. (hac suresi ayet 46)
kalp gözü kör olan asla tevekkül de edemz.

ikinci sorunuza gelince,mevlananın oğlu aladdin, baba,sının da arkadaşı olan şems in hanımı kimya hatunu sevibte onunla evlenememesi neticesinde, bu iş aladdin tarafından müthiş kıskanç lığa varıb bir dedikodu çıkartmak sureti ile şemsin ölmesine oğlunun sebeb olduğuna inandığından dolayı, oğlınun cenaze namazını kılmadığı rivayet olunsada bile, biz müslümanlar bu konulara önem vermememiz ve içeriği bizleri ilgilendirmemesi gerekmektedir.

üçüncü sorduğunuz soruyu tam olarak anlayamadım. ama o kadar önemli olmaması lazım bu sözler bizim için.
çünki bizim için önem arz eden şeyler, kur'anı kerim ve hadisi şerifler, ve de islam büyükleriki, mevlana için bizler bir tahlil yapacak durumda olmadığımız için bazı yorumlara katılmamamız gerekmekyedir.
çünki anlamadan yanlış bir şey söyleriz vebalinden kalkamayız...


ALLAH razı olsun hocam çok faydasını gördüm teşekkür ederim bilmedigim okadar çok şey var rabbim razı olsun hocam selamün aleyküm
 

Ayyüzlüm

Yeni Üyemiz
mahzungarip™;13492' Alıntı:
Allah cc. razı olsun hocam.kıymetli bilgilerinizden dolayı teşekkür ederim.Müsade ederseniz bir kaç şeyde ben söylemek isterim.. ayyüzlümün ilk sorusu hakikat bilincine vakıf olduğu halde bir insan nasıl o hakikate ters düşer ve düşmanlık eder demiş ve ebu cehili örnek vermiş.Buna cevaben şu hususu hatırlatmaktada fayda vardır.Efendimiz a.s bıkmadan usanmadan tebliğ ettiği din-i islam-i mübini yine defaatle kovulduğu ebu cehilin kapısına giderek bir kez daha imana davet eder ve ebu cehilde Ey Muhammed yeter artık gelme kapıma bu kadar ısrar etme ve eğer ki senin bu ısrarın Rabbin katında sorumluluktan kurtulmaksa ben şahitlik edeceğim ki Ey Allah'ım Muhammed tebliğini yaptı diyeceğim mahşer günü der. ve Efendimiz a.s boynu bükük üzgün bir vaziyette geri dönüp giderken yanında getirdiği amcazadesi Hz. Ali r.a derki ey ebu cehil sen gerçekten Muhammed'in peygamber olduğuna inanmıyormusun ? ebu cehil'se evet bende biliyorum ki o bir peygember ama neden o? biz kendi içimizdem okuma yazması olan zengin soylu birini bekliyorduk, oysa ümmi bir çoban der..kısaca anlattım gerçi, ama umarım konu anlaşılır.insandaki nefsi emmare en büyük düşman ve en büyük tehlike arzeden,insanı bildiği doğruya düşman kestiren ve uçuruma götüren bir nefistir Allah muhafaza..çünkü isanın nefsinin hoşuna gitmeyen şeyler fıtratı gereği düşman kesilir ve sevmez.çünkü haşa nefsi emmare insanı sen ilahsın demeye kadar götürür.bir insan inançsız olamaz,doğru veya yanlış.Allah'u teala insanın kalbine dercettiği inanç geni yakın zamanda fransız bilim adamlarıncada tesbit edilmiştir.Yüce Rabbim bizleri nefsin kötü arzu ve isteklerinden korusun ve muhafaza eylesin inşallah..son soruya gelince o biraz derin bi konu:) tasavvufu kolay kolay anlamak biraz zor o yüzden böyle felsefi konulara fazla kafa yormayın derim:).elbetteki açıklaması var ancak uzunca olur eğer kaleme dökersek:) kısaca kendi fikrimi söyleyecek olursam ( tasavvufta herkes farklı anlayabilir ve yorumlayabilir)yansıtma olayına güneşi örnek vereiliriz.mesela güneş ışıkları veya ay ışığı suya vurduğunda parlar ve küçük küçük güneşcikler meydana gelir yani yakamoz:) veya ayna tutalım güneşe ve bi deneyelim ayna içerisindeki güneş ne kadar ısıtır veya bir yılan aynada yansıyorsa acaba ne kadar ısırır:) Bediüzzaman Said Nursi hazretleri Risale-i Nur eserinde der ki: güneş nasıl ki bizi ısıtır soba gibi ve okşar sıcaklığıyla başımızı ama bizde desek ki elimizi uzatıp bizde ona dokunalım diye düşünsek olmaz..:) güneş bize uzakken ısıtıyor ama biz güneşe yaklaştıkça üşürüz öyle değil mi?:) kısaca biz aynadaki yılanı gerçek sanıp onu orda vurmaya kalkarsak hakikatte olmadığı yerden vurmaya kalktığımız için çabamız boşa çıkacaktır...o yüzden yansımalara aldanmamak lazım.şu manayıda çıkarabbiliriz.hakikatte kainatı yaradanın Allah olduğunu biliyoruz ve her bir mevcudatın onun sanatı olduğuna kalben iman ediyoruz.birde diğer dinlerden olanlara bakalım.budizm,şamanizm,ateşe tapma veya maddiyyunu örnek verirsek onlar yansımayı hakikat zannedip arkasındaki Halıkı görmüyorlar ve yukarıda da dediğim gibi insanda inanç geni olduğu için bir şeye inanması gerekiyor ve doğru yolu bulamadığındaysa yanlışı doğru zannedip hakikat biliyor:)yansımalar bu olsa gerek.umarım anlaşılmıştır:) vesselam...
mahzun kardeşim sanada teşekkür ederim hocamın verdigi cevaplarla birlikte sorularıma cevap buldum ALLAH razı olsun
 
Üst Alt