Oruç Ahlâkı

ceylannur

Yeni Üyemiz
Oruç Ahlâkı
“Nice oruçlular vardır ki, tuttuğu oruçtan yanına çektiği açlık kâr kalır.”
Hadis-i Şerif

Oruç ibadeti başlı başına bir disiplindir. Ve riyanın karışmadığı en önemli ibadettir.

Nasıl ki her ibadetin bir yapılış şekli varsa, orucun da kendine has kuralları vardır.

Bir oruçlu yemeden içmeden ve cinsel yönelişlere girmeden gününü geçireceği gibi, bunun ötesinde de göz önünde bulunduracağı temel ilkeler vardır.

Oruçlu, sadece yemek ve içecek bekçisi değildir.

Davranışlara, sözlere, hareketlere yansıyan bir oruç vardır.

Yani dilimiz de oruç tutacaktır.

Ellerimiz, gözümü, ayaklarımız, kulaklarımız, ruhumuz, zihnimiz de oruç tutacaktır.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den gelen bir rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini terk etmesine ALLAH’ın ihtiyacı yoktur.”( Buhari, Müslim, Sıyam: 29; İbn Mâce, Sıyam: 21, Tirmizi,)

Rabbimiz bizim sadece aç kalmamızı istememektedir.

Aç ve susuz kalmak şeklî bir haldir.

Onu davranışlarımızla tamamlamak, bütünlemek gerekmektedir.

Bize sataşan birine, kavgaya gelen birine, tartışmak isteyen birine, aldatmak isteyen birine, günaha çağıran birine, “Ben oruçluyum.” Dememiz istenmektedir: “Oruç perdedir. Biriniz oruçluyken kötü söz söylemesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız bir laf edecek veya kavga edecek olursa, “Ben oruçluyum.” Desin” (Buhari, Müslim, Muvatta, Ebu Davut, Tirmizi, Nesei, İbni Mace, Kütüb-i Sitte, c.9 sh. 420)

Ben oruçluyum. Yani tüm kötülüklere, hatalara, günahlara, yanlışlıklara kapalıyım.

Özel bir konumdayım, korumadayım…
 
Üst Alt