Hedy

ceylannur

Yeni Üyemiz
HEDY

1- Hedy Kurbanı:



ALLAH Rasülü (s.a.) hacda kurban olarak hem davar ve hem de deve kesti. Hanımları adına hacda sığır kurban etti. Hem (Mekke'de) ikameti sırasında, hem umre esnasında ve hem de hacda kurban kesti. Hz. Peygam-ber'in (s.a.) sünneti davan damgalamak değil, boyunlarına kurbanlık nişanı takmaktı.

İkâmet halinde iken, hacda keseceği kurbanı gönderdiği vakit ihramh için haram olan şeyler O'na haram olmazdı (yani kurbanlık hayvanı gön­derme, ihram giymede olduğu gibi bir etki meydana getirmez).

Hac kurbanı olacak deve sevkettiğinde develerin boyunlarına kurbanlık nişanı takar ve onları damgalardı: Sağ hörgüçlerinin yan yüzeyini kan aka­cak şekilde biraz yarardı. Şafiî diyor ki: Damgalama sağ yana yapılır. Hz. Peygamber (s.a.) bu şekilde damgalamıştır.

Hz. Peygamber (s.a.) hac kurbanını gönderdiği vakit götüren kişiye, kurbanlıklardan herhangi biri ölmek üzere olursa kesmesini, sonra hayva­nın papucunu kanma bulamasını ve hayvanın yan tarafına koymasını, gerek kendisinin gerekse yoldaşlarından hiçbirinin o kesilen hayvandan yememesi-ni emreder[685] sonra kendisi gelince etini payîaşUnrdi. Hz. Peygamber'in (s.a.) hayvanın etinden yemeyi yasaklaması bir sedd-i zerîa (= mazeret kapısını tıkama)dır. Zira muhtemeldir ki, hayvanları götüren kimse hayvanın ölüm­cül bir hal alması ve böylece onu kesip yemek için korumada kusurlu dav­ranabilir. Ama hayvandan hiçbir şey yiyemeyeceğini bilirse korumaya çaba sarf eder.

Yukarıda da geçtiği üzere Hz. Peygamber (s.a.) ashabına bir deveyi ve aynı şekilde bir sığırı yedi kişinin ortaklaşa kesebileceğini söyleyerek onları hac kurbanında ortak yaptı.

Hac kurbanını götüren kimsenin, ihtiyaç duyduğu vakit başka bir bi­nek buluncaya kadar uygun tarzda kurbanlık hayvana binmesini mubah saymıştır.[686] Hz. Ali (r.a.) de: "Kurbanlık hayvanın yavrusundan arta ka­lan sütü içebilir." Demiştir.[687]

[685] Ahmed, 1896, 2189, 2518; Müslim, 1325; Ebu Davud, 1763; îbn Mâce, 3105. Bu konuda Ahmed (4/334), Ebu Davud (1762), Tirmizî'(910) ve îbn Mâce (3106) Naciye el-Huzâî'den ayrıca şu hadisi rivayet ederler: ALLAH Rasûlü (s.a.), Naciye el-Huzâî

ile kurbanlık hayvan gönderdi ve ona: "Şayet hayvanlardan herhangi biri ölmek üzere olursa kes, sonra papucımu kanma bula ve sonra da insanlarla onun arasını serbest bırak." buyurdu. Bu hadisin senedi sahihtir. Tirmia "hasen-sahihtir" demiş, îbn Hibbân (976) ve Hâkim (1/447) hadisin sahih olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca bu konuda Ah-med ve Müslim (1326) Ebu Kabîsa Züeyb b. Haîhaîa'dan hadis rivayet etmişlerdir.

[686] Müslim, 1324: Câbir b. Abdullah'a hacda kurban olarak kesilecek hayvana binilip binilemeyeceğini sordular. O da şöyle cevap verdi: Hz. Peygamber'in (s.a.): "Binmek zorunda kalırsan başka bir hayvan buluncaya kadar uygun'bir tarzda bin." buyurdu­ğunu işittim. Ayrıca bu. konuda Mâlik (1/377), Buharı (25/12) ve Müslim (1322) Ebu Hureyre'den hadis rivayet etmişlerdir.

[687] Muvatta'm Zürkânî şerhinde (2/325) kaydedildiğine göre ürve b. Zübeyr şöyle demiş­tir: "Kurbanlık devene binmek zorunda kalırsan hayvana meşakkat vermeyecek şekil­de bin. Şayet sütünü içmek zorunda kalırsan yavrusu içtikten sonra iç." Bu rivayetin senedi sahihtir.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/313-314.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Hedy Kesmesi:



Hz. Peygamber (s.a.) develeri sol ön ayaklan bağlanmış, bukağılanmış, üç ayak üzerinde ayakta oldukları halde keserdi. Hayvanı keserken besmele çeker ve tekbir getirirdi. Kendi kurbanım kendi eliyle keserdi. Kurbanların­dan bir kısmım kesmesi için vekil tayin ettiği de olurdu. Nitekim yüz deve­den geri kalanı kesmesini Hz. Ali'ye (r.a.) emretmiştir. Davarı keseceği za­man ayağını hayvanın (boynunun) yan tarafına basar, sonra besmele çeker, tekbir getirir ve keserdi.[688] Yukarıda geçtiği üzere Hz. Peygamber (s.a.) kur­banını Mina'da kesmiş ve: "Bütün Mekke sokakları kurban kesim yeridir" buyurmuştur.[689] İbn Abbas ise: "Develerin kurban edilecekleri yerler

Mce'dedîr. Ancak Mekke kanlardan arındırılmıştır. Mina, Mekke'dendir." de­miştir. İbn Abbas kurbanını Mekke'de keserdi. [690]

[688] Buharı, 73/10; Müslim, 1966.

[689] Müslim, 1218 (149); Ebu Davud, 1937; İbn Mâce, 3048; Ahmed, 3/326; Dârimî, 2/56-57.

[690] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/314-315
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Hedy Kurbanından Yemek:



Hz. Peygamber (s.a.) gerek kurbanlarından, gerekse hac kurbanların­dan yemelerini ve azık edinmelerini ümmetine mubah kılmış, bir keresinde o sene civar halktan Medine'ye gelen bir grup yoksul muhacirden ötürü üç günden fazla kurban etini yanlarında bulundurmalarını sahabilere ya­saklamış ve böylece sahabilerin o insanlara ihsanda bulunmalarım arzu et-miştir.[691]

Ebu Davud, Cübeyr b. Nüfeyr yoluyla Sevbân'm şöyle dediğini kayde­der: ALLAH Rasülü (s.a.) kurban kesti. Sonra "Ey Sevbân! Bizim için şu koyunun etini ıslâh et." buyurdu. Medine'ye varıncaya kadar devamlı Hz. Peygamber'e (s.a.) o etten yedirdim.

Bu olayı Müslim de rivayet etmiştir. Ondaki metin şöyledir: Sevbân anlatıyor: ALLAH Rasûlü (s.a.) Veda Haccı'nda bana: "Şu eti ıslâh et" bu­yurdu. Ben de ıslâh ettim. Artık Hz. Peygamber (s.a.) Medine'ye varıncaya kadar devamlı o etten yedi.[692]

Hz. Peygamber (s.a.) kâh hac kurbanlarının etlerini paylaştırır, kâh "Di­leyen kendisine parça ayırabilir" buyururdu.[693] Hem onu, hem de bunu yapmıştır. Bu hadis düğünde ve benzer zamanlarda saçılan şeyleri yağmala­manın (kapışmanın) caizliğine delil gösterilmiştir. İkisinin arası anlaşılma­yacak bir şekilde ayırtedilmiştir. [694]

[691] Müslim, 1971.

[692] Ebu Davud, 2814; Müslim, 1975; Dârimî, 2/79; Beyhakî, 9/291. Ahmed (3/386) ve Tahavî (2/308) Ebu'z-Zübeyr yoluyla Câbir'in şöyle dediğini rivayet ederler: "ALLAH Rasûlü (s.a.) ile birlikte kurbanların etlerini hem yedik, hem de Medine'ye varıncaya kadar azık edindik." Bu rivayetin râvileri sikadır. Dârimî (2/80) ve Ahmed (3/368), Şu'be—Amr b. Dinar—Aîâ senediyle Câbir b. Abdullah'ın: "ALLAH Rasûlü (s.a.) ile birlikte kurban etlerini Medine'ye kadar azık edindik." dediğini rivayet ederler. Bu rivayetin senedi sahihtir. Ahmed (3/85) hasen bir senedle Ebu Saîd el-Hudrî'nin: "Hac kurbanından yapılan kavurmayı azık edinirdik. Hatta üzerinden hemen hemen bir sene geçerdi" dediğini rivayet eder.

[693] Buharî, 25/121, 122, 123; Müslim, 1317. Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: "Hz. Peygamber (s.a,) hacda yüz deve kurban etti. Develerin etlerini paylaştırmamı emretti, paylaştır­dım. Sonra emretti, semerierini paylaştırdım. Sonra da emretti, derilerini paylaştır­dım." Ebu Davud (1765) ve Ahmed'in (4/350) Abdullah b. Kurt'tan rivayet ettikleri bir hadise göre ALLAH Rasûlü (s.a.) beş veya altı deve kestikten sonra "Dileyen kendisi­ne parça ayırabilir" buyurdu. Bu hadisin senedi güçlüdür.

[694] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/315-316.
 

ceylannur

Yeni Üyemiz
Hedy Kesim Zamanı:



Hz. Peygamber (s.a.) umre kurbanım Merve tepesi eteğinde, kıran hac-cı kurbanım ise Mina'da keserdi. îbn Ömer de aynı şekilde yapardı. Hz. Peygamber (s.a.) hac kurbanını ihramdan çıkmadan asla kesmezdi. Kurban bayramının birinci gününden önce ne kendisi, ne de sahabîlerden herhangi biri kurban kesmiştir. Yine hac kurbanını ancak güneş doğduktan ve şeytan taşladıktan sonra keserdi. İşte kurban günü sırayla yapılan dört şey ilkinden başlamak üzere sırasıyla şöyledir: Şeytan taşlama, kurban kesme, tıraş olma ve tavaf. Hz. Peygamber (s.a.) bunları işte bu şekilde sıraya koymuştur. Güneş doğmadan kurban kesimine asla izin vermemiştir. Kuşkusuz böyle bir şey O'nun sünnetine aykırıdır. Şayet hac kurbanı güneş doğmadan önce kesilecek olursa tıpkı kurbanda uygulanan hüküm tatbik edilir. [695]

[695] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/316.
 
Üst Alt