Meşlul Duası

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
©VuSLaT

Meşlul Duası
Meşlul Duası Hakkında - Meşlul Duasının Anlamı - Günahından Dolayı Cezalandırılan Gencin Duası


MEŞLUL DUASI

“Günahından Dolayı Cezalandırılan Gencin Duası”

Bu dua Kef’amî’nin kitaplarından ve “Muhecu’d-Deavat” kitabından nakledilmiştir. Bu duayı Emirul Müminin Hz. Ali (as), babasına karşı işlediği günah ve sitemdem dolayı felç olan bir gence öğretmiştir. Genç bu duayı okuduktan sonra rüya âleminde Resulullah’ın (saa) gelip elini onun bedenine sürdüğünü ve “Allah’ın ism-i azamını gözet; senin işin hayırla sonuçlanacaktır” buyurduğunu görüyor. Uykudan uyanınca iyileştiğini ve vücudunun sapasağlam olduğunu görüyor.

Duanın fazileti hakkında Hz. Ali (as) şöyle buyurmuştur: İçerisinde Allah’ın ism-i azamı olan bu duayı kim okursa, Allah Teala onun duasını kabul eder; gam, üzüntü, hastalık ve fakirlik onun yaşandısından uzaklaşır, günahları ise bağışlanmış olur.

Bu dua şöyledir:

“Allah’ım! Ben senin “Bismillahirrahmanirrahim” ismin hürmetine senden diliyorum; ey yücelik ve ikram sahibi, ey diri ve varlıkları ayakta tutan, ey kendisinden başka ilah olmayan diri, ya Hu, ey kendisinden başka kimse “Hu”nun ne demek, nasıl, nerede, hangi nitelikte olduğunu bilmeyen; ey saltanat ve melekût sahibi, ey izzet ve iktidar sahibi, ey –âlemin– padişahı, ey bütün kusurlardan münezzeh, ey selametlik beren, ey gözetip kontrol eden, ey izzet ve kudret sahibi, ey azametli, ey yaratan, ey var eden, ey şekillendiren, ey yarar veren, ey düzen veren, şiddetli olan, ey icat eden, ey varlıkların mercii, ey –zalimleri– helak eden, ey iyilerin dostu, ey övülmüş, ey ma’bud, ey –herkesten– uzak, ey –herkese– yakın, ey kabul eden, ey gözeten, ey hesaba çeken, ey icat eden, ey –makamı– yüce, ey mevkisi yüksek, ey duyan, ey bilen, ey halim, ey kerim, ey hekim, ey kadim, ey ulu, ey azim, ey şefkatli, ey nimet veren, ey mükâfat veren, ey yardım dilenilen, ey yücelik sahibi, ey cemal sahibi, ey vekil, ey yeten, ey sürçmeleri bağışlayan!

Ey nimet ulaştıran, ey azamet sahibi zat, ey yol gösteren, ey hidayet eden, ey her şeyin başlangıcı, ey evvel, ey ahir, ey zahir, ey batın, ey ayakta duran (müstakil) tutan, ey sürekli, ey âlim, ey hakim, ey yargılayan, ey adil, ey herkesten ayrı, ey herkes ve her şeyle birlikte olan, ey tertemiz, ey tertemiz eden, ey her şeye gücü yeten, ey iktidar sahibi, ey büyük, ey azamet sahibi, ey yegane, ey tek, ey ihtiyaçsız, ey doğurmayan ve doğrulmayan ve hiçbir şey O’nun dengi olmayan, –ey– eşi ve kendisiyle birlikte yardımcısı olmayan ve kendisine müşavir tutmayan, bir desteğe ihtiyacı olmayan ve kendisinden başka ilah bulunmayan; senden başka ilah yoktur; sen zalimlerin söylediklerinden çok yüce ve büyüksün, ulusun.

Ey yüce, ey makamı yüksek, ey şanı yüce, ey (müşkülleri) açan halleden, ey çok bağışta bulunan, ey rahatlatan ve dinlendiren, ey yardım eden, ey zalime karşı gelen, ey imdada yetişen, ey helak eden, ey intikam alan, ey ölüleri dirilten, ey –insanlardan sonra âlemin– varisi olan, ey talep eden, ey galip olan, ey kendisinden hiç kimse kaçamayan, ey tevbeleri kabul eden, ey inleyenlerin imdadına koşan, ey çok bağışlayan, ey sebepleri yaratan, ey –kapalı– kapıları açan, ey nerede çağrılırsa icabet eden, ey tertemiz, ey şükredenlere nimet veren, ey affeden, ey bağışlayan, ey nurun nuru, ey işleri düzene koyan, ey şefkatli, ey her şeyden haberdar olan, ey sığınak veren, ey aydınlatan, ey basiret sahibi, ey destek veren, ey yüce, ey yegâne, ey tek, ey ebedi, ey dayanak, ey ihtiyaçsız, ey yeten, ey şifa veren, ey vefa eden, ey afiyet veren, ey ihsan eden, ey iyilik yapan, ey nimet veren, ey üstün, ey yüce, ey tek olan, ey yüce olup kahreden, ey malik olup güç yetiren, ey gizli olup her şeyden haberi olan, ey ibadet edilip mükâfat veren, ey kendisine karşı günah işlenip bağışlayan, ey düşünceler kendisini ihata etmeyen, hiçbir göz kendisini göremeyen ve hiçbir şey kendisine gizli kalmayan!

Ey beşere rızık veren, ey bütün kaderleri takdir eden, ey makamı yüce olan, ey erkânı sağlam olan, ey zamanı değiştiren, ey kurbanı kabul eden, ey nimet ve ihsan sahibi, ey izzet ve saltanat sahibi, ey Rahim ve Rahman olan, ey her gün bir işte olan, ey hiçbir şey kendisini başka bir şeyden alıkoymayan, ey şanı yüce, ey her yerde hazır olan, ey bütün sesleri duyan, ey duaları kabul eden, ey talepleri yerine getiren, ey hacetleri reva eden, ey bereketleri indiren, ey gözyaşlarına acıyan, ey sürçmeleri affeden, ey sıkıntıları gideren, ey iyiliklerin dostu, ey dereceleri yükselten, ey istekleri veren, ey ölüleri dirilten, ey dağınıkları bir araya toplayan, ey niyetlerden haberdar olan, ey geçip gideni geri getiren, ey sesler kendisine karışmayan, ey istekler kendisini usandırmayan ve karanlıklar kendisini örtmeyen, ey yerin ve göklerin nuru, ey nimetleri veren, ey ıstırapları gideren, ey insanları yaratan, ey ümmetleri bir araya toplayan, ey dertlere şifa veren, ey nur ve karanlıkları yaratan, ey bağış ve ihsan sahibi, ey arşına hiçbir adım ulaşmayan, ey cömertlerin en cömerdi, ey bağışta bulunanların en fazla bağışta bulunanı, ey duyanların en iyi duyanı, ey görenlerin en iyi göreni!

Ey kendisine sığınanları koruyan, ey korkanların güveni, ey sığınanların desteği, ey müminlerin dostu, ey yardım isteyenlerin imdadına koşan, ey talep edenlerin maksadı, ey bütün gariplerin arkadaşı, ey bütün yalnızların munisi, ey avarelerin sığınağı, ey kaçanlara yer veren, ey bütün kaybolanları koruyan, ey yaşlı ihtiyarlara merhamet eden, ey küçük bebeğe rızık veren, ey kırılmış kemiği onaran, ey bütün esirleri kurtaran, ey fakir zavallıları zenginleştiren, ey korkup sığınanların koruyucusu, ey tedbir ve takdir sahibi, ey zorlar kendisine çok kolay olan, ey açıklamaya ihtiyacı olmayan, ey her şeye kadir olan, ey her şeyden haberi olan, ey her şeyi gören, ey rüzgârları gönderen, ey sabahları yaran, ey ruhları –diriltip mezarından– dışarı çıkaran, ey bağış ve ikram sahibi, ey bütün –hacetlerin– anahtarları elinde olan, ey bütün sesleri duyan, ey geçip giden her şeyden önde olan, ey bütün canları ölümlerinden sonra dirilten, ey zor durumda hazırlığım, ey gurbet (yalnızlık) zamanımda koruyucum, ey yalnızlık zamanımda can yoldaşım, ey nimetli zamanımda velinimetim, ey bütün yollar beni aciz bıraktığı (yüzüme kapandığı) ve akrabalarım beni olayların kucağına teslim ettiği ve arkadaşlarım yardımlarını esirgeyerek beni yalnız bıraktığı zaman sığınağım!

Ey desteği olmayanların desteği, ey dayanağı bulunmayanların dayanağı, ey birikimi olmayanların birikimi, ey sığınağı olmayanların sığınağı, ey koruyucusu olmayanların koruyucusu, ey hazinesi olmayanların hazinesi, ey dayanağı olmayanların dayanağı, ey imdada koşacak kimsesi olmayanların imdadı, ey komşusu olmayanların komşusu, ey sürekli yanımda olan komşum, ey sağlam dayanağım, ey yakin üzere benim ilâhım, ey çok eski Kâbe’nin Rabbi, ey şefkatli, ey arkadaş!

Beni olayların zor zincirlerinden kurtar, benden bütün gam ve kederleri, fakirlik ve yoksulluğu gider, beni karşısında gücüm olmayan şerden koru ve gücüm yeten şeyde de bana yardım et; ey Yusuf’u Yakub’a döndüren, ey Eyyub’un dert ve acısını gideren, ey Davud’un hatasını affeden, ey İsa b. Meryem’i yükseltip Yahudilerin elinden kurtaran, ey –denizin– karanlıklarında Yunus’un nidasına icabet eden, ey Musa’yı –vahiy– kelimelerini almak için seçen, ey Adem’in hatasını bağışlayan ve İdris’i rahmetiyle yüce makama yükselten, ey Nuh’u boğulmaktan kurtaran, ey ilk Ad kavmini ve onun peşinden Semud kavmini helak eden, ey Lut kavmini yok eden ve Şuayb kavmine öfkelenip kahreden, ey İbrahim’i kendisine Halil eden, ey Musa’yı kendisiyle konuşmak için seçen, ey Muhammed’i –Allah’ın salatı onun ve bütün Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun– kendisine habip kılan, ey Lokman’a hikmet veren, ey Süleyman’a ondan sonra kimsenin layık olmadığı bir saltanat veren, ey zorba padişahlar karşısında Zülkarneyn’e yardım eden, ey Hızır’a hayat veren, Yuşa b. Nun için güneşi battıktan sonra geri çeviren, ey Musa’nın annesinin kalbine ilgi yerleştiren ve İmran kızı Meryem’in rahmini temiz kılan, ey Zekeriya oğlu Yahya’yı günahtan koruyan, ey Musa’nın –kardeşi ve kavmine karşı– öfkesini yatıştıran, ey Zekeriya’ya Yahya’yı müjdeleyen, ey büyük bir kurbanlığı fidye vererek İsmail’i kurban olarak kesilmekten kurtaran, ey Habil’in kurbanını kabul eden ve Kabil’in üzerine laneti kılan, ey Muhammed –Allah’ın salatı onun ve bütün Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun– fethi için orduları yenilgiye uğratan! Muhammed ve Ehl-i Beyt’ine, bütün peygamberlere, mukarreb meleklere ve sana itaat eden herkese salât eyle!

Senden, senin kendisinden razı olduğun bir kişinin istediği ve onları kabul etmeyi kendine kesin kıldığın bütün şeyleri istiyorum! Ey Allah, ey Allah, ey Allah, ey Rahman, ey Rahman, ey Rahman, ey Rahim, ey Rahim, ey Rahim, ey yücelik ve ikram sahibi, ey yücelik ve ikram sahibi, ey yücelik ve ikram sahibi; onun (yücelik ve ikramın) hürmetine, onun hürmetine, onun hürmetine, onun hürmetine, onun hürmetine, onun hürmetine, onun hürmetine; kendini isimlendirdiğin veya kitaplarından birinde indirdiğin ya da kendi yanındaki gayb ilminde kendine mahsus kıldığın bütün isimlerin, arşının izzetli makamları, kitabının rahmetinin nihayeti ve “Yeryüzünde bulunan ağaçlar kalem olsa, denizler de mürekkep olsa, arkasından yedi yüz deniz daha gelip yardım etse de Allah’ın kelimeleri yazılsa, yine bunlar tükenir, Allah’ın kelimeleri tükenmez. Allah öyle üstündür, öyle –buyruğunun– hürmetine senden istiyorum!

Kitabında vasıflandırıp “En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin” dediğin ve “Çağırın beni icabet edeyim size” dediğin ve “Kullarım sana benden sorarlarsa söyle: Ben onlara yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm” dedin ve “De ki: Ey Nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir” dedin güzel isimlerin hürmetine senden istiyorum!

Allah’ım! Ben senden istiyorum, ya Rabbi sana dua ediyorum, ey efendim! Sana ümit besliyorum ve ey mevlam, duamı kabul etmene tamah ediyorum. Çünkü sen bana vaat ettin ve ben emrettiğin gibi dua ettim; o halde benim hakkımda sana yakışır bir şekilde davran ey kerim; hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Allah’ın salâtı Muhammed ve onun tertemiz Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun.”

*Sonra kendi hacetlerini iste; inşallah kabul olunur. “Mehcu’d-Deavat” kitabının rivayetine göre bu duanın taharetli olarak okunacağı bildirilmiştir.

—————

“Mefatihu’l-Cinan” kitabından alıntıdır.

Yazar: Şeyh Abbas Kummî

Sayfa:176
 

MURATS44

Özel Üye
Allah razı olsun adminim. Gönüllere hükmeden bir dua. Hedefi belli, yönü belli olan bu kadar içten ve samimi duaları Yüce Râbb'imiz geri çevirir mi acaba?
Eline , yüreğine sağlık.
 
Üst Alt