Evrenin Hesaplanamayan Büyüklüğü

MURATS44

Özel Üye
Evrenin Hesaplanamayan Büyüklüğü


Muhteşem büyüklükteki evrenin sahip olduğu hassas dengeler, bu kusursuz düzenin Allah’ın üstün yaratışı sonucunda var olduğunu kanıtlamaktadır.

Amerikan bilim adamları, Dünyamızın da içinde bulunduğu Güneş Sistemine en uzak gezegeni buldular. İnternetteki space sitesindeki habere göre, Jüpiter büyüklüğündeki gezegen, Samanyolu Galaksisinden 5 bin ışık yılı uzaklıktaki bir yıldızın etrafında, dar bir yörüngede dönüyor. Gezegenin, yıldızın etrafını dönüş hızının 29 saat gibi kısa bir süre olduğunu belirten bilim adamları, yüzeyinin çok sıcak olduğunu ve binlerce dereceyi bulduğunu kaydettiler. Harvard Smithsonian Merkezi’ndeki astronomlar, gezegeni, etrafında döndüğü yıldızın yaydığı ışıktaki küçük değişimler sayesinde tespit ettiler. Astronomlar, gezegenin periyodik olarak 29 saatte bir yıldızın önüne geçtiğini ve yıldızın yaydığı ışığın bu sırada azalmış göründüğünü ortaya çıkardılar. Işıktaki değişimin ise, bir sivrisineğin 300 kilometre uzaklıktaki bir otomobil farının önünden geçmesine eşdeğer olduğunu açıkladılar. Astronomlar şimdiye kadar Güneş Sistemimizin dışındaki 100’den fazla gezegenin çoğunu da bu yöntemle saptadılar.

Yukarıdaki bilimsel gelişmenin bizlere işaret ettiği çok önemli bir nokta var. Evrenin muhteşem büyüklüğü!

Işığın saniyede yaklaşık 300.000 km gibi bir hıza sahip olduğu düşünülürse 5 bin ışık yılına karşılık gelen mesafenin büyüklüğünü kavramak insan için zor bir durumdur. Üstelik bu büyüklük, içinde bulunduğumuz Güneş Sistemimizin içinde, evrenin büyüklüğüne oranla oldukça dar bir aralıktır.

Bu durumda evrenin büyüklüğü üzerinde düşündüğümüzde karşımıza çok daha muazzam boyutlar çıkacaktır.

Evrenin büyüklüğünü anlamak için bu incelemeye devam edelim…

Dünya gezegeni, bildiğimiz gibi Güneş Sisteminin bir parçasıdır. Bu sistem, evrenin içindeki diğer yıldızlara göre orta-küçük bir yıldız olan Güneş'in etrafında dönmekte olan dokuz gezegenden ve onların elli dört uydusundan oluşur. Dünya, bu sistemde Güneş'e en yakın üçüncü gezegendir.

Güneş'in çapı, Dünya'nın çapının 103 katı kadardır. Bunu bir benzetmeyle açıklayalım; eğer çapı 12.200 km. olan Dünya'yı bir misket büyüklüğüne getirirsek, Güneş de bildiğimiz futbol toplarının iki katı kadar büyüklükte yuvarlak bir küre haline gelir. Ama asıl ilginç olan, aradaki mesafedir.

Gerçeklere uygun bir model kurmamız için, misket büyüklüğündeki Dünya ile top büyüklüğündeki Güneş'in arasını yaklaşık 280 metre yapmamız gerekir. Güneş Sisteminin en dışında bulunan gezegenleri ise kilometrelerce öteye taşımamız gerekecektir.

Ancak bu kadar dev bir boyuta sahip olan Güneş Sistemi, içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisine oranla oldukça küçük boyutlardadır. Çünkü Samanyolu Galaksisinin içinde, Güneş gibi ve çoğu ondan daha büyük olmak üzere yaklaşık 250 milyar yıldız vardır. Bu yıldızların içinde Güneş'e en yakın olanı Alpha Centauri'dir. Eğer Alpha Centauri'yi az önce yaptığımız ölçeğe, yani Dünya'nın misket büyüklüğünde olduğu ve Güneş ile Dünya'nın arasının 280 metre tuttuğu ölçeğe yerleştirirsek, onu Güneş'in 78 bin kilometre uzağına koymamız gerekir!

Modeli biraz daha küçültelim. Dünya'yı gözle zor görülen bir toz zerresi kadar yapalım. O zaman Güneş ceviz büyüklüğünde olacak ve Dünya'ya üç metre mesafede yer alacaktır. Bu ölçek içinde Alpha Centauri'yi ise Güneş'ten 640 kilometre uzağa koymamız gerekir.

Samanyolu Galaksisi, işte aralarında bu denli devasa mesafeler bulunan 250 milyar yıldızı barındırır. Spiral şeklindeki bu galaksinin kollarının birisinde, bizim Güneşimiz yer almaktadır.

Ancak ilginç olanı, Samanyolu Galaksisinin de uzayın geneli düşünüldüğünde çok "küçük" bir yer kapladığıdır. Çünkü uzayda başka galaksiler de vardır, hem de tahminlere göre, yaklaşık 300 milyar kadar. Bu galaksilerin arasındaki boşluklar ise, Güneş ile Alpha Centauri arasındaki boşluğun milyonlarca katı kadardır.

George Greenstein, bu şaşkınlık uyandıran büyüklükle ilgili, The Symbiotic Universe (Simbiyotik Evren) adlı kitabında şöyle yazar:
NOT
“Eğer yıldızlar birbirlerine biraz daha yakın olsalar, astrofizik çok da farklı olmazdı. Yıldızlarda, nebulalarda ve diğer gök cisimlerinde süregiden temel fiziksel işlemlerde hiçbir değişim gerçekleşmezdi. Uzak bir noktadan bakıldığında, galaksimizin görünüşü de şimdikiyle aynı olurdu. Tek fark, gece çimler üzerine uzanıp da izlediğim gökyüzünde çok daha fazla sayıda yıldız bulunması olurdu. Ama pardon, evet; bir fark daha olurdu: Bu manzarayı seyredecek olan "ben" olmazdım... Uzaydaki bu devasa boşluk, bizim varlığımızın bir ön şartıdır.” (George Greenstein, The Symbiotic Universe. s. 21)​
Greenstein, bunun nedenini de açıklar; uzaydaki büyük boşluklar, bazı fiziksel değişkenlerin tam insan yaşamına uygun biçimde şekillenmesini sağlamaktadır. Ayrıca Dünya'nın, uzay boşluğunda gezinen dev gök cisimleriyle çarpışmasını engelleyen etken de, evrendeki gök cisimlerinin arasının bu denli büyük boşluklarla dolu oluşudur.

Evrenin bu büyüklüğünü ve muhteşem düzenini kusursuz bir uyum içinde yoktan vareden alemlerin Rabbi olan Allah’tır. Evrenin büyüklüğü ve sahip olduğu hassas dengeler, Allah'ın üstün yaratma sanatının apaçık delilleridir. Modern bilimin ulaştığı bu sonuç ise, Kuran'da bundan 14 yüzyıl önce haber verilmiş olan bir gerçeğin doğrulanmasından ibarettir.
AYET-İ KERiME
Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara Kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (Araf Suresi, 54)
 
Son düzenleme:

TaHKaR

Aktif Üyemiz
soluk soluğa okunacak bir yazıydı. Çok beğendim. Hele ''- 250 milyar yıldız (mesela 250 milyar ışık gibi) olanlar tıpkı gökyüzünde varmış bilmiyordum bunu .'' Çok düşündürücü.
 

romeo

Yeni Üyemiz
universe.gif


Görünür evren 14 milyar ışıkyıllık bir yarıçapa sahipmiş gibi görünüyor, çünkü evren yaklaşık 14 milyar yaşında. Daha uzak nesnelerden gelen ışıkların en basit anlamda bize ulaşacak zamanları olmadı. Bu nedenle evrendeki herkes, kendilerini kendi görünür evrenlerinin ortasında bulacak. Evrenin kusursuz ölçeği, evrenin genişlemekte olduğu gerçeğiyle karmaşıklaşmaktadır. Görünür evrenin kenarında gördüğümüz gökadalar, ışıklarını bize çok daha yakınken salmışlardı ve şimdi bizden çok daha uzakta olacaklar.
Evrenin gerçek boyutları, muhtemelen görünür evrenden çok daha büyüktür. Evrenin geometrisi, onun sınırsız büyüklükte olabileceğine ve sonsuza kadar genişleyebileceğine işaret eder. Evren sonsuz değilse bile, görünür evrenimiz çok daha büyük bir bütünlüğün içerisinde küçücük bir nokta kadar olmalı.

Allah'ın büyüklüğüne küçücük bir örnek. Emeklerinize sağlık. Mükemmel bir konu .
 

MURATS44

Özel Üye
Teşekkür ederim yorumlarınız için. Konuyu çok daha önce açılmış bir konu ile birleştirerek daha güzel hale getirmişsin kehribar. Resimlere bakınca ALLAH'ın büyüklüğünü daha güzel idrak ediyoruz değil mi? Dünya ne kadar da küçükmüş meğer? Konuyu hatırlattığın için teşekkür ederim.Güzel yorumlarınız için eyvalah..
 

NuSReT

Aktif Üyemiz
Evrendeki en büyük yıldız

içindeki sadece bir yıldızın büyüklüğü bu kadarsa kainatın büyüklüğüne akıl sır ermez.Hiç bir teknoloji bunu bilemez. Allahın büyüklüne ve kudretini kimse ölçemez. Görünen evren kısıtlı bir alan görülmeyen görülemeyen yerlerde kim bilir neler var daha.
 
Üst Alt