Vücudumuzdaki Mucize İlaç: Kortizol Hormonu

MURATS44

Özel Üye
Vücudumuzdaki Mucize İlaç: Kortizol Hormonu
Kortizol hormonu; ağrı, kaza, acı, yaralanma, enfeksiyon, aşırı sıcak, aşırı soğuk, alerji, oksijensiz kalmak, açlık, ateş yükselten faktörler gibi durumlara karşı insan bedeni içinde, birçok farklı cephede, insan için savaş verir.
Kortizol hormonunun insan vücudunda o kadar çeşitli görevleri vardır ki, bu hormonu incelemeye başlamadan önce bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz:
Hormonun bir hücreyi harekete geçirmesi başlı başına bir mucizedir. Çünkü hormonun bir hücreye etki etmesi için, o hücrenin iç yapısında bulunan sistemleri harekete geçirmesi gereklidir. Bu da hormonun ya o hücrenin zarında bulunan bir algılayıcıya bağlanması ya da hücrenin içine girerek hücre içinde bulunan bir mekanizmaya doğrudan etki etmesi ile gerçekleşir. Ancak her iki durumda da, hormon molekülü etkileyeceği hücre için özel olarak tasarlanmış olmak zorundadır. Hormon molekülünün yapısındaki en küçük bir uyumsuzluk, hücreyi etkileyememesine neden olur. Bu yüzden hormon ile etkilediği hücrede bulunan reseptör (algılayıcı) molekül arasındaki ilişki anahtar ve kilit arasındaki ilişkiye benzemektedir.
Kortizol hormonunun etkileri incelendiği zaman karşımıza çok önemli bir gerçek çıkmaktadır. Allah insan vücudunda birçok güvenlik sistemi yaratmıştır. Birbirinden farklı bu güvenlik sistemlerinin her birini oluşturan hücrelerin içine, tek bir anahtar ile açılan kilitler koymuştur. Örneğin bu kilit bir kılcal damar hücresinin içinde olabildiği gibi, bir karaciğer hücresinin içinde de olabilir. Bu da farklı hücrelerin ortak bir amaç için aynı anda harekete geçirilebilmelerini sağlar.
Şüphesiz bu, Allah'ın yaratma sanatının bir örneği olduğu gibi, aynı zamanda da evrim aldatmacasının iç yüzünü gösteren bir delil oluşturur. Çünkü farklı hücrelerin ortak bir amaç uğruna hareket etmek için programlanmış olmaları ve bu programı çalıştıran merkezi bir sistem bulunması, evrim teorisinin öne sürdüğü tesadüf masalının geçersizliğini bir kez daha gösterir. ,

Kortizol hormonu; ağrı, kaza, acı, yaralanma, enfeksiyon, aşırı sıcak, aşırı soğuk, alerji, iltihap, oksijensiz kalmak, açlık, ateş yükselten faktörler gibi durumlara karşı insan bedeni içinde savaş verir.
Kortizol hormonunun görevleri incelenirken unutulmaması gereken nokta şudur: Bu hormon şuursuz hücreler tarafından üretilir ve üretimi yapan hücreler bu hormonun nerede kullanılacağını asla bilemezler. Bu hücreler kortizolun savaştığı cephelerden hiçbir zaman şuurlu olarak haberdar olamazlar.

Şimdi böbrek üstü bezleri tarafından üretilen "kortizol" mucizesinin insan vücudundaki görevlerini ve Allah'ın muhteşem sanatının insan vücudunun detaylarında nasıl tecelli ettiğini görelim. Her aşamada kendi kendinize soracağınız "bu sistem tesadüfen var olabilir mi?" sorusu da, Allah'ın varlığını inkar eden evrim teorisinin çarpık mantığını size bir kez daha gösterecektir.
Kortizol hormonunun görevleri-Yaralanmalara karşı önceden önlem alır:
Adrenalin hormonu insanı tehlike anı için hazırlarken, kortizol hormonu insan vücudunu tehlike sonrası muhtemel gelişmeler için hazırlar. Örneğin muhtemel bir yaralanma riskine karşı, önceden bir tedbir alır ve vücuttaki amino asitleri seferber eder. Bu amino asitler bir yaralanma olduğu anda, doku tamiri için kullanılacak olan hammaddelerdir.

-Yaralanma esnasında acı hissini azaltır:
Bazı insanların yaralandıkları anda ve yaralandıktan uzun bir süre sonrasına kadar acı hissetmemelerinin nedeni budur. Böylece insan yaralı olduğu halde savaşacak, kendisini koruyacak veya kaçabilecek güç bulur.
Acı hissinin iletimi sinir hücreleri vasıtasıyla olur. Kortizol üreten hücreler sinir hücrelerinin elektrik iletmelerini yavaşlatan ve kısmen durduran mekanizmayı nasıl bilmektedirler?

-Acil durumlarda yağ ve proteinleri şekere dönüştürür:
Vücut hücrelerinin ve beyin hücrelerinin beslenmek için şekere ihtiyaçları vardır. Beyin hücrelerinin sürekli ve ne pahasına olursa olsun şekerle beslenmesi gereklidir. Aksi takdirde insan kısa sürede ölebilir.
Açlık anında şeker elde edilecek besin bulunmadığı için kandaki şeker miktarı düşecektir. Bu durumda devreye kortizol girer ve vücudun şekersiz kalmasına izin vermez. Depo edilen yağ ve proteinlerin şekere dönüşmesini ve kan şekeri düzeyinin belirli sınırlar içinde kalmasını sağlar.
Şimdi şu cümleyi bir düşünelim: "Yağın şekere dönüştürülmesi veya proteinin şekere dönüştürülmesi." Bu tip işlemlerden bahsedilirken tek bir cümle söylenip geçilir. Oysa yapılan işlem son derece zor ve karmaşık bir işlemdir. Bir madde başka bir maddeye dönüştürülmekte ve moleküler yapısı tamamen değişmektedir.
Eğer insanın önüne trilyonlarca kez büyütülmüş ve bir masa büyüklüğüne getirilmiş bir yağ molekülü veya protein molekülü konulsa ve kendisinden bu molekülü şeker molekülüne çevirmesi istense yapabileceği bir şey yoktur. Hangi atomun yerini hangisi ile değiştirmesi gerektiğini bilemez. Oysa hücrelerin içinde bu değişimi gerçekleştiren rafineriler vardır ve söz konusu değişim çok karmaşık işlemler sonucunda gerçekleştirilir. Kortizol hormonu işte bu işlemlerin seyrinin nasıl değiştirileceğini bilmektedir. Daha doğrusu kortizol hormonu bu değişimin başlamasını sağlayacak kilidi açacak tasarıma sahiptir. Öyleyse kortizol üreten hücreler, yağ-şeker veya protein-şeker dönüşümünü yapan sistemi çalıştıracak anahtarın şeklini nereden bilmektedirler?
CH3-(CH2)n-COOH (yağ molekülünün formülü) formülünü hangi işlemler sonucunda, CH2OH (şeker molekülünün formülü) formülüne nasıl dönüştürebileceğini nereden bilmektedir?

Acil durumlarda beyin ve kalbin beslenmesine öncelik verir:
Kortizol molekülleri acil durumda devreye girer ve vücut hücrelerinin şeker kullanımlarını azaltır. Ancak yine bir mucize görülür ve bu etkiyi beyin ve kalp gibi hayati organlarda göstermez. Adeta savaş anında seferberlik ilan edip, ekonomik kaynakların belirli bölgelere kaydırılması gibi, kortizol molekülleri beyin ve kalbin beslenmesine öncelik verir ve diğer doku hücrelerinin beslenmelerinde tasarrufa neden olurlar.
Kortizol molekülleri hangi hücrelerin daha hayati öneme sahip olduğunu nereden bilmektedirler? Bu önlemi hangi şuur ile almaktadırlar?

-Damarların kasılıp büzülmelerini düzenler:
Kan damarları sabit ve cansız borular değildir; bu damarların etraflarındaki kasların kasılabilmeleri ve gevşeyebilmeleri sayesinde damar çapları ihtiyaç doğrultusunda değişebilmektedir. Bu daralma emri de çeşitli hormonlar vasıtası ile damarlara ulaştırılmaktadır. Kortizol ise, damarları kasıcı büzücü faktörlere karşı damar cevaplarını düzenler ve acil durumlarda insana bir başka destek görevi görmüş olur.
Kortizol hormonu damar etrafında bulunan kasların kasılma sistemlerini nereden bilmektedir ki, bu sistemin kasıcı-büzücü faktörlere karşı cevap verme eylemlerini düzenleyebilmektedir?

-Suyun hareketini kontrol eder:
Suyun -gereksiz durumlarda- hücre içine girmesini engeller. Bu da kan hacminin korunması anlamına gelir. Bir kortizol molekülü suyun hücrelerin içine girme eğiliminde olduğunu nereden bilir? Bu suyu hücre dışında tutmak gerektiğine nasıl karar verir? Ve suyu dışarıda tutma yöntemlerini nereden bilebilir? Daha da önemlisi, suyun hücrenin dışında tutulması gereken zamanları nasıl tespit eder? Nasıl olur da her zaman değil de sadece gerektiğinde suyun hücreye girmesini engelleyecek bir anlayış ve şuura sahiptir?

İnsan hayatı için çok önemli olan bazı proteinlerin üretimini düzenler:
Kortizol hormonu zor durumda kaldığınız zaman bütün ihtiyaçlarınızı ayrı ayrı düşünür. Kemik iliğinde hemoglobin, akyuvar ve trombosit yapımını artırıp, kan düzeylerini yükseltir.
Görüldüğü gibi, gözle görülemeyecek kadar küçük tek bir molekül, birçok özelliğe, yeteneğe ve sorumluluğa sahiptir. Bu molekülün bunları yerine getirebilmesi için tüm bu özelliklerle birlikte özel olarak tasarlanmış olması gerekir. Kortizol hormonunun tesadüfen bu niteliklere sahip olarak ortaya çıktığını iddia etmek, büyük bir cehalet ve mantıksızlıktır. Bu hormon, Allah'ın yaratmasındaki uyumun ve kusursuz tasarımın delillerinden sadece biridir. Allah bir ayetinde kullarına şöyle buyurur:
"… Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi, 80)

-Yüksek ateşi önlemek için ilgili hormonun üretilmesini durdurur:
Ateş yükselmesi insan bedeninin hastalıkla savaşma belirtisidir ve insanı dinlenmeye ve yatmaya zorlar. Böylece vücudun ihtiyacı olan enerji yürümek, gezmek, çalışmak vs. gibi günlük işlere harcanmamış olur. Ateş yükselmesi hastalığın sebep olduğu bir yan etki değildir. Ateş, hastalıkla savaşta insanı dinlenmeye zorlamak için özel olarak ayarlanmış bir güvenlik önlemidir. Ateşin yükseltilmesi beynin "ateş merkezi" tarafından sağlanır. Beynin ateş merkezi de 'IL-1' isimli bir madde tarafından harekete geçirilir.
Kortizol hormonunun bir başka mucizevi etkisi tehlikeli ateş durumunda ortaya çıkar. Kortizol hormonu diğer bütün işlevlerinin yanı sıra, tehlikeli ateşin durması için de tasarlanmıştır. İnsanın yüksek ateşten ölme tehlikesi ile karşılaştığı durumlarda kortizol devreye girer ve ateş merkezini aktive eden IL-1 maddesinin üretimini durdurarak ateşi düşürür.
Peki kortizol IL-1 maddesinin ateşi yükselttiği ve yüksek ateşin insan için bir tehlike oluşturduğunu nasıl bilenebilir? IL-1 maddesinin nerede üretildiğini nasıl haber almış ve bu maddenin üretimini durdurmaya nasıl karar vermiştir?
 
Üst Alt