Küçük Canlılardaki Tasarım Harikaları

MURATS44

Özel Üye
Küçük Canlılardaki Tasarım Harikaları
[SAGAAL]
91.gif
[/SAGAAL]
Böceklerin hassas antenleri haberleşmek için kullandıkları kimyasalları, bir robot gibi
tasarlanmış vücutları, her türlü koşulda yaşamalarını sağlayan dayanıklı
yapıları, savunma ve saldırı amaçlı kullandıkları zehirli, diğer canlılarla
girdikleri ortak yaşam şekilleri, kelebek gibi kimi böceklerin sahip oldukları
estetik doku metamorfoz, avlanma ve kamuflaj taktikleri gibi sayısız özellik tek
tek incelendiğinde ortaya olağanüstü bir tasarım çeşitliliği çıkar.

Diğer canlılarla kıyaslandığında, böceklerin çok ayrı bir yeri vardır. Fosil kayıtlarından anlaşıldığı gibi, böcekler en az 400 milyon yıldır varlıklarını sürdürmektedirler. Bu dönem boyunca, çeşitli felaketler yaşanmış, dünyadaki hayvan türlerinin büyük bir kısmı yok olmuştur. Bu olaylardan belki de hiç etkilenmeyen canlılardan biridir böcekler. Sahip oldukları üstün tasarımla her türlü ortamda yayılmış ve çoğalmışlardır. Çölde, ormanda, göllerde, volkanlarda, sıcak sularda, buzullarda, kısacası her yerde böceklere rastlamak mümkündür. Mesela bazı böcekler bir tür antifriz üreterek vücut sıvılarının donmasını engellerler. Böylece Himalaya dağlarının yüksek tepelerinde, bazıları da Sahra Çölünde 47°C'nin üstündeki sıcaklıkta yaşayabilir.

Böceklerin türü ve sayısı o kadar fazladır ki, bilim adamları bu konuda kesin bir rakam verememektedirler. Son yapılan çalışmalara göre böcek türlerinin tahmini sayısı 2 ile 30 milyon arasındadır. Bu türlerin içinde sadece 370.000 adeti tanımlanabilmiş, ayrıca 15.000 kadar fosil böcek türü bulunmuştur. Bugün bilinen hayvan türlerinin dörtte üçünü böcekler oluşturmaktadır ve tahmini sayıları 1 trilyondan fazla, toplam ağırlıkları ise 2.7 milyar ton olarak belirtilmektedir. Bu rakam 45 milyar insanın toplam ağırlığına eşittir. Yani yaşayan her insan başına 170 milyondan fazla böcek düşmektedir. Bu inanılmaz sayılardan da anlaşılacağı gibi, böcekler hem nüfuslarıyla, hem sahip oldukları tasarımlarıyla, hem de besin zincirinde en önemli halkalardan birini oluşturmalarıyla, bize önemli mesajlar vermektedirler.

Kuşkusuz evrimciler, böceksiz bir dünyada yaşamayı çok isterlerdi. Bu canlıların fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkmaları, hiçbir sözde evrimsel ataya sahip olmamaları, son derece kompleks organlara sahip olmaları ve en önemlisi de bu kadar fazla çeşitlilik göstermeleri, evrim teorisi ile mantıklı olarak cevaplanması oldukça zor olan sorunlar yaratmaktadır.

Böceklerdeki tasarım

Milyonlarca böcek türünü tek tek inceleyecek olursak her birinin farklı bir tasarıma sahip olduğunu görürüz. Sadece kanatları açısından bile, birbirine benzemeyen birçok çeşit vardır. Mesela kelebeğin kanatlarıyla sineğin kanatları tamamen farklı tasarıma sahiptir. Aynı şekilde yusufçukla çekirge, hamamböceğiyle karınca, arıyla pire gibi, böcek olduğu halde, son derece farklı tasarıma sahip, henüz tam sayısı belirlenememiş milyonlarca böcek vardır. Böceklerin her birinin sahip olduğu özellikleri tek tek burada incelememiz mümkün değildir, ancak böceklerin yapılarındaki bazı ortak tasarımları inceleyebiliriz.

Dış kabuk

[SAGAAL]
92.jpg
[/SAGAAL]
Böcekler, bir iskelete sahip değildirler. Bunun yerine vücutlarını bir zırh gibi saran dış
iskelete sahiptirler. İşte bu zırhın ana maddesi kitindir. Kitin son derece
hafif ve incedir. Bu nedenle böcekler onu taşımakta hiçbir zaman zorlanmazlar.
Böceğin bedenini dışardan sarmasına karşın, iskelet işlevi görecek kadar
sağlamdır. Ama aynı zamanda da son derece esnektir. Vücut içinden uçları kendine
bağlı olan kasların kasılıp esnemesi ile hareket edebilir. Bu, böceklere
hareketlerinde çabukluk kazandırdığı gibi, dışarıdan gelecek darbelerin etkisini
de azaltır. Üzerindeki özel kaplama maddesi nedeniyle dışarıdan içeri su
geçirmez. Vücut içindeki sıvıları da dışarı çıkarmaz. Sıcaktan hatta
radyasyondan etkilenmez. Çoğu zaman etrafa tam uyum sağlayacak bir renktedir.
Bazen de caydırıcılık sağlayacak kadar parlak olabilir. Kitin maddesi, bilim
adamları ve tasarımcıların yapay olarak üretmeyi hayal ettikleri bir maddedir.
Özellikle Birinci Dünya Savaşı'ndan itibaren, kitin kullanılarak üretilebilecek
malzemelerin ve araçların tasarımı yapılmıştır.

Uçuş sistemleri

[SOLAAL]
93.jpg
[/SOLAAL]
Böceklerin farklı uçma sistemleri ise diğer bir akıllı tasarım örneğidir. Kral kelebeği
Kuzey Amerika'dan Orta Amerika'nın içlerine kadar uçabilir. Sinekler ve
yusufçuklar ise havada asılı durabilirler. Böceklerin kanatları da farklı
tasarımlara sahiptir. Kimi böceklerde iki, kimilerinde dört kanat vardır. Bazı
böceklerin kanatları içeri katlanır ve üzerinde koruyucu bir kabuk vardır;
bazıları zar kanatlı, kelebek gibi böcekler ise pul kanatlıdır. Her kanat türü
kendi içinde ayrı bir mükemmellik sergilemektedir. Böceklerin kanat eklemi,
mükemmel esneme özellikleri olan resilin adlı özel bir proteinden oluşmuştur.
Hem doğal hem de suni kauçuktan çok daha üstün özellikleri bulunan bu madde,
laboratuarlarda kimya mühendislerince üretilmeye çalışılmaktadır. Resilin,
esneme-bükülme yoluyla üzerine yüklenen tüm enerjiyi depolayan ve üzerine etki
eden kuvvet kaldırıldığında bu enerjiyi tümüyle geri verebilen bir maddedir. Bu
açıdan bakıldığında resilinin verimi %96 gibi çok yüksek bir değere
ulaşmaktadır. Bu sayede kanadın yukarı kaldırılması sırasında harcanan enerjinin
yaklaşık %85'i depolanmakta ve aşağı kanat hareketinde bu enerji yeniden
kullanılmaktadır. Göğüs duvarları ve kaslar da bu enerji birikimine imkan
tanıyacak özel bir yapıda yaratılmıştır. Bu sayede ortaya inanılmaz bir enerji
çıkar ve kanatların saniyede 200 (balarısı) hatta 1000 (tatarcık) kere
titremesini sağlar.

Ayaklar

Çok basit bir canlı olarak görülen karıncaların ayaklarını inceleyen bilim adamları hem mükemmel bir tasarımla, hem de robot üreticilerine ilham verecek bir sistemle karşılaştılar. Massachusetts Üniversitesi biyologlarından Elizabeth Brainerd ve ekibi, Harvard ve Würzburg Üniversiteleri ile ortak olarak, karıncaların ve arıların nasıl olup da tavan gibi yüzeylerde ters ve dikey olarak yürüdüklerini araştırmış ve ilginç sonuçlara ulaşmışlardır. Cam yüzeylerde hızla ilerleyen arılar ve karıncalar kameraya çekilmiş ve bu böceklerin ayaklarında bulunan yapışkan organların diğer canlılardan farklı olduğu ortaya çıkmıştır. Örnek olarak bir tür kertenkele türü olan geko verilmiştir. Gekoların ayaklarındaki yapışkan yastıklar her adımın sonunda yapıştığı yüzeyden sıyrılmaktadır.

Bu ise yavaş ve statik bir harekete yol açmaktadır. Böceklerin sahip oldukları sistem ise çok daha dinamik bir yapı sergilemektedir. Brainerd bu konuda şu yorumları yapmaktadır:

[SAGAAL]
94.jpg
[/SAGAAL]
Karıncaların ve arıların ayakları hayret verici bir şekilde kompleks yapılardır. Mikroskopla
incelendiğinde, her bir ayak boğanın boynuzlarına benzeyen bir çift pençeye
sahiptir, bu pençelerin arasında yerleşmiş olarak, arolium adı verilen yapışkan
ayak yastıkları vardır. Böcek bir yüzeyde koştuğu zaman pençeler yüzeyi
yakalamaya çalışıyorlar. Eğer pençeler yüzeyi yakalayamazsa geri çekiliyorlar ve
devreye yapışkan yastıklar giriyor. Ayak yastığı hızla açılıyor ve kanla şişiyor
ve pençelerin arasından çıkarak yapışkan yastığın yüzeye yapışmasını sağlıyor.
Daha sonra sönüyor ve geri katlanıyor. Bütün bu işlem sadece saniyenin on veya
yüzde biri kadar bir sürede tamamlanıyor ve böcek hızla ilerlerken, şimşek gibi,
her adımda tekrarlanıyor. Ayrıca ayak yastığı, ıslak bir kağıt parçasının
pencere camına yapışması gibi, böceklerin yumuşak yüzeylere yapışmasını sağlayan
bir sıvı salgılar.

Araştırmacılar pençelerin hareketini kontrol eden tendonların sadece pençelerin geri çekilmesinden değil, ayak yastığını hareket ettirmekten de sorumlu olduğunu bulmuşlardır. Bu sistem, mekanik ve hidrolik sistemlerin birleşmesiyle oluşmuş mükemmel bir tasarımdır. Robot üreticileri bu sistemi taklit ederek tıpta kullanılacak küçük robotların üretimi üzerinde çalışmaktadırlar.

Anten

[SOLAAL]
95.jpg
[/SOLAAL]
Böceklerin antenleri de özel bir tasarım sergiler. Bu canlılar çevrelerinde olup biten
olaylardan antenleri sayesinde haberdar olurlar. Haberleşmek için kullandıkları
kimyasallar antenler tarafından yakalanır ve analiz edilir. Antenler kimi zaman
dokungaç olarak değerlendirilse de asıl görevleri, böceğe hassas bir koku duyusu
sağlamaktır. Antenin üzerinde çok sayıda koku siniri sıralanmıştır. Bu sayede
böcek yiyecekleri koklar, karşı cinse ait, feromon adı verilen kimyasal
habercileri veya koku taşıyan molekülleri tespit eder. Bu antenler karınca,
balarısı gibi böceklerde, kimlik belirleme ve kimyasal iletişim için de
kullanılır. Bu canlılar karşı tarafa antenleriyle dokunarak aldıkları kimyasal
sinyalleri analiz eder ve karşı tarafın dost mu yoksa düşman mı olduğunu tespit
ederler. Sivrisinekler, antenleriyle sesleri de yakalayabilirler. Ayrıca
antenler estetik bir görüntünün oluşmasında da önemli bir role sahiptirler.

Böceklerin yukarıda anlattığımız kütüphane dolusu kitaplara konu olan özellikleri aslında bu canlılar hakkında bilebildiğimiz kısıtlı bilginin sonucu ortaya çıkmıştır. Daha keşfedilmemiş veya incelenmemiş milyonlarca böcek vardır ve bunların her biri ayrı bir tasarıma sahiptir.

Bu gerçekler karşısında insana düşen ise acizliğini ve Allah'a olan muhtaçlığını fark edebilmesi ve Allah'ın gücünü takdir etmesidir.
"İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir". (Enam Suresi, 102)
 
Üst Alt