Temîmü’d-Dârî (r.a.)

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Aslen Filistinliydi. Hıristiyanların ileri gelen âlimlerinden biriydi. Hicret’in 9. senesinde bir heyetle Şam’dan Medine’ye, Re*sû*lul*lah’ı (a.s.m.) görmeye gelmiş ve görüştükten sonra da İslam’la şereflenmişti.
Peygamberimiz (a.s.m.) onların kalplerini İslam’a iyice ısındırmak için, bir is*tekleri olup olmadığını sordu. Temîmü’d-Dârî diğer arkadaşlarıyla birlikte Re*sû*lul*lah’tan (a.s.m.) ne isteyeceklerini istişare edip, Kudüs köylerinden olan Hebron, Mertum ve Halilürrahman’ın idaresini istemeye karar verdiler. Ancak tekrar Re*sû*lul*lah’ın (a.s.m.) huzuruna geldiklerinde Peygamberimiz (a.s.m.) mucize olarak, onların aldıkları kararı kendilerine bildirdi. Böylelikle imanları bir kat daha arttı.
Hz. Ebû Bekir zamanında Kudüs fethedildiğinde, Re*sû*lul*lah’ın (a.s.m.) ver*miş olduğu fermana uyularak, buraların idaresi Temîmü’d-Dârî’ye ve sülalesine verildi.
Temîmü’d-Dârî ve kabilesinin diğer temsilcileri, Re*sû*lul*lah’ın (a.s.m.) vefatı*na kadar Medine’de oturdular. Peygamberimiz (a.s.m.), Hayber’in gelirlerinden 100 deve yükü hurmanın bunlara verilmesini vasiyet etti.
Temîmü’d-Dârî, Şam’dan Medine’ye gelirken yanında birkaç tane yağ kandili ve bir miktar da zeytin yağı getirmişti. Bir gün hizmetçilerine bu yağ kandilleri*ni mescide yerleştirmelerini söyledi. Karanlık basınca da kandilleri yaktırdı. Peygamberimiz (a.s.m.) mescide geldiğinde ortalığın kandillerle aydınlandığı*nı görünce çok sevindi.
“Bunu kim yaptı?” diye sordu. Orada bulunanlar, “Temîmü’d-Dârî yaptı, yâ Re*sû*lal*lah!” diye cevap verdiler.
Bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.m.), Temîmü’d-Dârî’ye, “Sen İslam’ı nurlandırdın, mescidi güzelleştirdin, Allah da seni dünyada ve ahirette nurlandırsın!” diye dua etti. Re*sû*lul*lah (a.s.m.) ayrıca memnuniyetinden dolayı, “Eğer bir kızım olsaydı, onu seninle evlendirirdim!” buyurdu.
Temîmü’d-Dârî (r.a.), Re*sû*lul*lah’tan (a.s.m.) birçok hadis rivayet etmiştir. Bunlardan bir tanesi şöyledir:
Re*sû*lul*lah (a.s.m.) buyurdu: “İslam, gecesi ve gündüzü bulunan her yere mu*hakkak ulaşacaktır. Allah bu dinin ulaşmadığı hiçbir ev ve çadır bırakmayacak*tır; Allah bu dinle şereflenmek isteyenleri şereflendirecek, hor ve hakir düşmek isteyenleri de hor ve hakir düşürecektir.”
Temîmü’d-Dârî (r.a.), Şam’da vefat etmişti.[1]

_______________________________________
[1]Tabakât, 1: 343-344; Sîre, 368-369; Üsdü’l-Gàbe, 2: 215; Hz. Muhammed ve İslamiyet, 9: 357-364; Müs*ned, 4: 103.


Yazar:
Sahabeler Ansiklopedisi
 
Üst Alt