7- Tasavvufi Edeb ve Ahlak

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
MÜRÎDİN AİLESİ İÇİNDEKİ ÂDABI
Nikah akdi ile evlilik kurmuş olan müslüman erkek ve kadın bir vücud gibidirler. Birbirlerine karşılıklı olarak riayet etmeleri gereken hakları ve edebleri vardır. Bunlar içinde farz, vacib, sünnet ve mubah olanları vardır. Bunlara, derecelerine göre layık oldukları önemi vermek ve tatbik etmek hem emr-i ilâhî, hem sünnet-i peygamberî hem tarikat âdabı, hem de saadetleri gereğidir.
Peygamberimiz fertlerin âdâb ve sorumluluk derecelerini şöyle belirtiyorlar: "Biliniz ki hepiniz çobansınız ve hepiniz gözettiğinizden sorumlusunuz. Devlet reisi bir muhafızdır ve emri altındakilerden sorumludur. Erkek ev halkının üzerinde muhafızdır, bütün ev halkından sorumludur. Kadın da kocasının evinin ve çocuklarının gözetleyicisidir ve onlardan sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malının bekçisidir ve ondan sorumludur. Biliniz ki hepiniz bir çobansınız ye her biriniz beklediğinizden sorumlusunuz." (Buhari, Müslim rivayet etmişlerdir.)
Cenab-ı Hak, evliliği ilâhî sınırlarla emniyet altına almıştır. Bu sınırlar, huzur ve saadetin devamı için gereken şartlardır. Bu şartlara uymamak aileyi yıkmaktır. Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak: "Allah'ın sınırlarını aşanlar zalimlerin tâ kendileridir." (Bakara Suresi/229) buyurmaktadır.
Yine: "İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi haklarını nasıl korudu ise onlar da öylece görünmeyeni koruyanlardır." (Nisa suresi/34) buyuruyor.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Kadın beş vakit namazını kılar, bir ay orucunu tutar, ırzını muhafaza eder, kocasına da itaat ederse cennet kapılarının dilediğinden girsin" (Mişkatü'i-Mesabih.) buyuruyor.
KADININ HAKLARI:
Kadının maddi ihtiyaçlarını, maişetini temin etmek erkeğe aiddir. Bir hadis-i şerifde şöyle buyuruluyor: "Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin. Onları dövmeyin, çirkin demeyin, fena söz söylemeyin. " (Müslim rivayet etmiştir.)
Cenab-ı Hak buyuruyor: "Kadınlarınızla iyi geçinin. Onlardan hoşlanmadı iseniz bile... Olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır takdir etmiş bulunur". (Nisa Suresi/19).
Peygamberimiz buyuruyor: "Mü'min bir erkek, mü'mine kadınına kızıp durmasın. Eğer onun bir huyundan hoşlanmazsa başka huyundan memnun olabilir."
İyi niyetli, ülfet edilir insan, kendi zevcesinde hoşuna gidecek nice meziyetler bulabilir. Ayıp ve hata aramaya değil, meziyet aramağa bakmalıdır. Marifet iltifata tabidir. İltifat görmeyen marifet zayi olur gider.
Yine Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: "Kadınlar hakkında birbirinize iyiliği tavsiye ediniz." (Buhari, Müslim)
Olur-olmaz basit şeyler için kadına darılmak, konuşmamak dinen yasaklanmıştır.
Aile sırları dışarıya ifşa edilmez. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: "Kıyamet gününde Allah huzurunda en kötü durumda bulunan kim-selerden biri de aile sırlarını ifşa eden kimsedir,"(Müslim.) Birbirini garip tecessüslerle sıkıştırmak üzüntüye sebeb olur. İyilik ve hüsn-i zan varken kötülüğe, su-i zanna düşmek doğru değildir. Hele mürid olmuş bir kişinin edeb olarak iyiliği seçmesi seyr u sülûkünde tekâmülünü gösterir, huzurunu artırır.
Ailenin dînî bilgilerinin artmasına, ahlâkının güzelleşmesine calışmak erkeğin vazifeleri arasındadır.
Hanımın hizmetlerini takdir etmek, yorgunluğunu giderecek söz söylemek, seveceği şeyleri almak, söz verdiği vakitte gelmek olgun bir müslüman erkeğin vazifeleri ve âdabı cümlesindendir.
ERKEĞİN HAKLARI:
Cenab-ı Hak, "Erkekler, kadınlar üzerinde hâkimdirler" buyuruyor. (Nisa Suresi/34). Allah'ın bu fermanı, erkeğe bazı kabiliyetleri kadına verdiğinden üstün olarak ihsan etmesinden dolayıdır. Bu sebeble eve hâkim erkekdir. Ailede sorumlu odur. Böyle olunca kadın erkeğin şeriat dahilindeki her emrine itaat etmeğe mecburdur. Kadın, nafile ibadetlerini bile erkeğinin izni dairesinde eda edebilir.
Aralarındaki işleri müşavere, ülfet, ünsiyet, muhabbet, nezâket, hulâsa edeb dahilinde idare ederler.
Kadın, kocasının bir parçası, hayat arkadaşı, huzur ve rahat vesilesi, sevgi ve şefkat kaynağıdır. Bu bakımdan birbirlerini tamamlarlar.
Kadın, evinin düzenine, temizliğine, çocuklarının bakım ve terbiyelerine, yemelerine, giymelerine dikkat eder. Bu nezaket ve dirayetini güzel halleriyle kocasına göstermeye çalışır ve bunu ihmal etmeden devam ettirir. Kocasını her gün karşılamada, yolcu etmede ve onunla konuşmasında asalet ve necabetini gösterir.
Yorgun gelen aile reisini evine bağlamak, dinlendirmek, yuvasında mutlu etmek, kendi hizmet ve emeğini ona hissettirmek müslüman kadının şiarıdır.
Bunun aksini yapmak kadın için dünyada ve ahirette hüsrandır. Hadis-i şerifde Peygamberimiz, "Hangi kadın zaruret olmaksızın kocasından boşanmak isterse cennet kokusu ona haramdır" (Mişkatü'i-Mesabih) buyuruyor.
Ancak dört mühim şey boşanmaya mecbur kılar:
1-İslâm dininden çıkmak,
2- Cinnet getirmek,
3- Evlilik hayatı için tehlikeli olan önemli ve bulaşıcı bir hastalık veya aile hayatını devam ettiremeyecek bir noksanlık bulunması.
4- Zina ettiğinin kesin delillerle isbat edilmiş olması.
Bunlardan biri veya birkaçı iki tarafdan birinde bulunursa diğer taraf haklı olarak boşanma taleb eder.
Bunlardan başka işlerde basit bir münakaşadan dolayı boşanma taleb etmek caiz değildir. Allah'ın takdirine karşı gelinmeyecek, ıslahına çalışılacak, sabırla büyük ecre nail olunacaktır.
Evlilikde karşılıklı sevgi ve cazibenin devamı için gereken şeyleri ihmal etmemelidir. Aile yuvası, insanın rahatı, huzuru ve seadeti için kurulur. Bunları bozacak hallere, huzuru kaçıracak durumlara meydan vermemek lazımdır. Birbirlerine uymaya, birbirlerini tamamlamaya Hakk'ın verdiğine razı olmaya azmetmelidirler.
Erkek ve kadının ana ve babalarının hakları birdir.
Erkek, kayınvalide ve kayınpederine, kadın da kayınvalide ve kayınpederine kendi ana ve babaları derecesinde hürmet, muhabbet ve itaat göstermelidirler. Din ve asalet bunu gerektirir.
Bu hal, "ana-babaya iyilik" olarak Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olduğu gibi seadetin devamına da esas olur.
Yıkılmaya yüz tutmuş nice yuvalar ana ve babalara itaat sayesinde yeniden yapılmış, mutlu bir yuva olmuştur.
Bir aile için günlük riayet edilecek edebler:
1- Her işinde İslâm'a uygunluğu gözetmek.
2- Nezaket ve iltifatla konuşmak.
3- Kadının meziyetlerini bazan kendine, bazan yakınlarına söylemek.
4- Münakaşa etmemek.
5- Kırıcı, üzücü söz söylememek.
6- Birbirlerinin akrabalarının aleyhinde bulunmamak.
7- Komşu haklarına riayet etmek.
8- Birbirlerini ilgilendiren işlerde istişareye önem vermek.
9- Çocuklarının İslâmî terbiyeleriyle her gün meşgul olmak. Evde dînî ve ahlâkî bir kitaplık kurmak. Dînî bilgilerini, siyer ve İslâm tarihini beraber okuyup anlamaya önem vermek.
10- Sohbetlere davet etmek. Sohbette edinilen bilgileri eve aktarmak.
11- Sohbet arkadaşlarına halisane hizmet etmek. Çocukları sohbette bulundurmak ve hizmet ettirmek​
 
Üst Alt