Yirmi Dokuzuncu Lem'a

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Yirmi Dokuzuncu Lem'a

On üç seneden beri kalbim, aklım ile imtizaç edip Kur'ân-ı, Mu'cizü'l-Beyânın gibi, âyetler ile emrettiği tefekkür mesleğine teşvik ettiği ve -2- hadîs-i şerifi bazan bir saat tefekkür bir sene ibâdet hükmünde olduğunu beyân edip, tefekküre azîm teşvikât yaptığı cihetle, ben de bu on üç seneden beri meslek-i tefekkürde akıl ve kalbime tezâhür eden büyük nurları ve uzun hakikatleri kendime muhafaza etmek için, işârât nevinden bazı kelimâtı, o envâra delâlet etmek için değil, belki vücudlarına işaret ve tefekkürü teshil ve intizamı muhafaza için vaz' ettim. Gayet muhtelif Arabî ibârelerle kendi kendime o tefekkürde gittim zaman o kelimâtı lisânen zikrediyordum. Bu uzun zamanda ve binler defa tekrarında ne bana usanç geliyordu ve ne de verdiği zevk noksanlaşıyordu ve ne de onlara ihtiyac-ı ruhî zâil oluyordu. Çünkü bütün o tefekkürât, âyât-ı Kur'âniyenin lemeâtı olduğundan, âyâtın bir hâssası olan usandırmamak ve halâvetini muhafaza etmek hâssasının bir cilvesi, o tefekkür âyinesinde temessül etmiştir.


1- Belki düşünürsünüz. (Bakara Sûresi: 219, 266.)
Umulur ki düşünürler. (A'raf Sûresi: 176; Nahl Sûresi: 44; Haşir Sûresi: 21.)
Onlar kendi üzerlerindeki İlâhi san'at mu'cizelerini hiç düşünmezler mi? Gökleri, yeri ve her ikisi arasındakileri Allah yaratmıştır. (Rum Sûresi: 8.)
Düşünen bir topluluk için âyetler, deliller vardır. (Yunus Sûresi: 24; Ra'd Sûresi: 3; Nahl Sûresi: 11, 69; Rum Sûresi: 21; Zümer Sûresi: 42; Câsiye Sûresi: 13.)

2- Bir müddet tefekkür, bir senelik nâfile ibâdetten daha hayırlıdır. (Keşfü'l-Hafâ,1:1004.)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Bu âhirde gördüm ki, Risâle-i Nur'un eczâlarındaki kuvvetli ukde-i hayatiye ve parlak nurlar, o silsile-i tefekkürâtın lem'alarıdır. Bana ettikleri tesiri başka zâtlara da edeceği düşüncesiyle, âhir ömrümde mecmuunu kaleme almak niyet etmiştim. Gerçi çok mühim parçaları risâlelerde derc edilmiştir; fakat hey'et-i mecmuasında başka bir kuvvet ve kıymet bulunacaktır.
Âhir-i ömür muayyen olmadığı için, bu hapisteki mahkûmiyetim ve vaziyetim ölümden daha beter bir şekil aldığından, âhir hayatı beklemeyerek, kardeşlerimin ısrarı ve ilhahlarıyla, tağyir etmeyerek, o silsile-i tefekkürât Yedi Bâb üstünde yazıldı.
(Bu Lem'anın diğer altı bâbı Teksir Lem'alar- mecmuasında neşredildiğinden burada derc edilmedi.)


Otuz üç mertebesinden yedi mertebeyi zikredeceğiz. O mertebelerden mühim bir kısmı Yirminci Mektubun İkinci Makamında ve Otuz İkinci Sözün İkinci Mevkıfının âhirinde ve Üçüncü Mevkıfının evvelinde izah edilmiştir. Şu mertebelerin hakikatini anlamak isteyenler o iki Söze müracaat etsinler...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt