Birinci Şua

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
takılıp o nuru neşrettikleri meydandadır. Risale-i Nur'un yarı ismi iki defa bu cümle-i âyette bulunmasıyla o münasebeti pek letafetlendiriyor.

Yirmi Sekizinci Âyet

Sûre-i Tevbe'de
b952.gif
âyetindeki
b953.gif
cümlesi, kuvvetli ve letafetli münasebet-i mâneviyesiyle beraber şeddeli
b1069.gif
'lar, birer
b1069.gif
ve şeddeli
b889.gif
asıl kelimeden olduğundan, iki
b889.gif
sayılmak cihetiyle 1324 ederek, Avrupa zâlimleri devlet-i İslâmiyenin nurunu söndürmek niyetiyle müthiş bir suikast plânı yaptıkları ve ona karşı Türkiye hamiyetperverleri, hürriyeti '24'te ilânıyla o plânı akîm bırakmaya çalıştıkları halde, maatteessüf, altı-yedi sene sonra, Harb-i Umumî neticesinde yine o suikast niyetiyle, Sevr Muahedesinde Kur'ân'ın zararına gayet ağır şeraitle kâfirâne fikirlerini yine icrâ etmek olan plânlarını akîm bırakmak için Türk milliyetperverleri cumhuriyeti ilânla mukabeleye çalıştıkları tarihi olan 1324'e, tâ '34'te, tâ '54'te tam tamına tevâfukla, o herc ü merc içinde Kur'ân'ın nurunu muhafazaya çalışanlar içinde Resâili'n-Nur Müellifi '24'te ve Resâili'n-Nur'un mukaddematı '34'te ve Resâili'n-Nur'un nuranî cüzleri ve fedakâr şakirtleri '54'te mukabeleye çalışmaları göze çarpıyor. Hattâ hakikat-i hali bilmeyen bir kısım ehl-i siyaseti telâşa sevk ettiler ve bu itfâ suikastine karşı tenvir vazifesini tam îfa ettiklerinden, bu âyetin mânâ-yı işârîsi cihetinde bir medâr-ı nazarı olduklarına kuvvetli bir emaredir. Şimdi İslâmlar içinde nur-u Kur'ân'a muhalif hâletlerin ekserîsi o suikastlerin ve Sevr Muahedesi gibi gaddarâne muahedelerin vahim neticeleridir.
Eğer şeddeli
b889.gif
dahi şeddeli
b1069.gif
'lar gibi bir sayılsa, o vakit 1284 eder. O tarihte Avrupa kâfirleri devlet-i İslâmiyenin nurunu söndürmeye niyet ederek on sene sonra Rusları tahrik edip Rus'un '93 muharebe-i meş'umesiyle âlem-i İslâmın parlak nuruna muvakkat bir bulut perde ettiler. Fakat bunda Resâili'n-Nur şakirtleri yerinde Mevlâna Halid'in (k.s.) şakirtleri o bulut zulümatını dağıttıklarından, bu âyet bu cihette onların başlarına remzen parmak basıyor.


Allah'ın nûrunu üflemekle söndürmek isterler. Allah ise nûrunu tamamlamaktan başka birşeye râzı olmaz -kâfirler isterse hoşlanmasınlar. (Tevbe Sûresi: 9:32.)
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli
b1069.gif
'lar ve
b889.gif
ikişer sayılsa, bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise, Hazret-i Mehdînin şakirtleri olabilir. Her ne ise... Bu nurlu âyetin çok nuranî nükteleri var.
b962.gif
-1- sırrıyla kısa kestik.

Yirmi Dokuzuncu Âyet
Sûre-i İbrahim'in başında
b963.gif
-2- âyetidir. Şu âyetin dört beş cümlesinde dört beş îma var. Mecmuu bir işaret hükmüne geçer.
Birincisi:
b964.gif
cümlesi ifade eder ki: "Kitab-ı Mübîn vasıtasıyla, on dördüncü asırdaki zulümattan, insanlar biiznillâh Kur'ân'dan gelen bir nura çıkarlar." Bu meâl ve hususan nur lâfzı, Resâili'n-Nur'a mutabık olduğu gibi, makam-ı cifrîsi şeddeli,
b588.gif
iki
b588.gif
olmak üzere 1338 veya 9 ederek, harb-i umumî zulümatında telif edilen Resâili'n-Nur'un fâtihası olan İşârâtü'l-İ'câz tefsiri, o zulmetler içindeki zuhuru tarihine tam tamına tevafuku ve âyetteki nur kelimesi, Risale-i Nur'daki Nur lâfzına îma ile bakıyor.
İkincisi:
b967.gif
cümlesi evvelki cümledeki Nuru târif ederek der: O nur Cenâb-ı Hakkın izzet ve mahmudiyetini gösteren yoldur. Bu cümlenin makam-ı ebcedîsi 548 veya 50 olarak, Resâili'n-Nur'un şeddeli
b588.gif
, bir
b588.gif
olmak üzere adedi olan 548'e tam tamına tevafuk eder. Eğer okunmayan iki elif sayılsa, mertebesine işaret eden iki farkla yine tam tamına tevafuk eder. Bu îmayı teyid eden, hem letafetlendiren bir münasebet var. Şöyle ki:
Alem-i İslâm için en dehşetli asır, altıncı asır ile Hülâgû fitnesi ve on üçüncü asrın âhiri ve on dördüncü asır ile Harb-i Umumî fitneleri ve neticeleri olduğu münasebetiyle, bu cümle makam-ı ebcedî ile altıncı asra ve evvelki cümle gibi



1 Bir damla su denizin varlığına işaret eder.
2 Elif lâm râ. Bu bir kitap ki, insanları Rablerinin izniyle inkâr karanlıklarından îman nûruna çıkarman, kudreti her şeye galip olan ve her türlü hamde lâyık olan Allah'ın yoluna kavuşturman için sana indirdik. İbrahim Sûresi: 14:1.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
b970.gif
kelimeleri ile bu asra, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid devirlerine îma eder.
Hem, sabık âyetlerde ise, Resâili'n-Nur'un ikinci ismine tevafukla işaret eden umum o âyetler, dehşetli asır olan Hülâgû ve Cengiz asrına dahi îma ederler. Hattâ o âyetlerin hem o asra, hem bu asra îmaları içindir ki, Hazret-i Ali (r.a.) Ercûze'sinde ve Gavs-ı âzam (r.a.) Kasîde'sinde Resâili'n-Nur'a kerametkârâne işaret ettikleri vakit hem o asra, hem şu asra bakıp hiddetle işaret etmişler.
Üçüncüsü:
b971.gif
kelimesindeki
b972.gif
'ın adedi 1372 ederek bu asrın zulümleri, zulmetleri ne vakte kadar devam edeceğini, o zulmetlerin içinde bir nur daima tenvire çalışacağını îma ile Risale-i Nur'un tenvirine remzen bakar.
Dördüncüsü:
b973.gif
cümlesi diyor ki: "1345'te Kur'ân'dan gelen bir nur ile insanlar karanlıklardan ışıklara çıkarılacak." Bu meâl ise, 1345'te fevkalâde tenvire başlayan Resâili'n-Nur'a tam tamına cifirce, hem mealce muvafık ve mutabık olmakla, Risale-i Nur'un makbuliyetine îma, belki remzediyor.
Beşincisi:
b974.gif
'deki
b975.gif
kelimesi Kur'ân'a has baktığı için hariç kalmak üzere,
b976.gif
cümlesinin makamı Risaletü'n-Nur'un birinci ismine tam tamına tevafuk etmesi, Risaletü'n-Nur'un, Kitab-ı Münzelin tam bir tefsiri ve mânâsı olduğunu ve ondan yabani olmadığını remzen ifade eder. Çünkü
b977.gif
382,
b978.gif
423,
b979.gif
144, yekûnu 949; eğer tenvin nun sayılsa 999 ederek Risaletü'n-Nur'un (eğer şeddeli
b588.gif
, bir
b588.gif
sayılsa) adedi olan 948 (eğer şeddeli
b588.gif
, iki
b588.gif
olsa) 998 sırlı, yani vahiy olmadığını ifade için birtek farkla tevafuk edip ona îma eder.
Elhâsıl: Bu birtek âyette mezkûr beş cümlenin münasebet-i mâneviyeyi gözeterek beş adet îmaları bir kuvvetli işaret, belki bir delâlet hükmüne geçebilir
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
kanaati bana bunu yazdırdı. Hatâ etmişsem, Kitab-ı Mübîni şefaatçi edip Erhamürrahimînden kusurumun affını niyaz ederim.
b457.gif

Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. Bakara Sûresi: 2:32.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Yirmi dokuzuncu âyetin sehvine dair tafsilât

b424.gif


Küçük bir sehivden kuvvetli bir işaret-i gaybiye gördüm. Ondan bildim ki, o sehiv bunun içinmiş. Şöyle ki:
Birinci Şuâ olan İşârât-ı Kur'âniyenin, yirmi dokuzuncu âyet Sûre-i İbrahim'in başında,
b424.gif
içinde
b987.gif
cümlesine makam-ı cifrîsi sehven "1334 ederek Risale-i Nur'un fâtihası olan İşârâtü'l-İ'câz tefsirinin zuhuru ve tab'ı tarihine tevafukla bakar" denilmiş. Halbuki, melfuz harflerinin makamı 1339 olup o tefsirin fevkalâde iştiharı ve Dârü'l-Hikmet tarafından ekser müftülere gönderilen nüshalar, müteaddit ve maddî ve mânevî inkılâpların sarsıntılarından vikaye noktasında -çok emâreler ve müftülerin itirafıyla -birer kale ve ekser müftülerin ellerinde birer elmas kılıç hükmüne geçmeleri tarihine tevafukla takdirkârâne bakar. Okunmayan iki elif sayılsa, 1341 edip Risale-i Nur'un mebde-i zuhuruna tam tamına tevafukla bakar.
Bu küçük sehiv şöyle bir mânâyı birden kuvvetli ihtar etti ki: O Sûre-i İbrahim'in (a.s.) başındaki âyetin Risale-i Nur'a remzen bakan yalnız onun dört cümlesi değil, belki o birinci sayfa âhirine kadar münasebât-ı mâneviye cihetinde bir mânâ-yı remziyle, efrad-ı kesiresi içinde Risale-i Nur'a gizli bir hususiyetle îma eder, remzen bakar. Ben şimdilik o hakikat-i remziyeyi beyan edemem. Yalnız kısa bir işaret edilecek.
Evet, Risale-i Nur'un mayası ve meşrebi tefekkür ve şefkat olduğu cihetle, Hazret-i İbrahim'in (a.s.) hususî meşrebi olan tefekkür ve şefkat noktasında tam tevafuk etmek sırrıyla şu sûrede daha ziyade Risale-i Nur'u kucağına alıyor. Baştaki âyet, dört cümle ile en karanlık bir asrın kara kara içinde, zulmet zulmet içinde insanları nura çıkaran ve Kur'ân'dan çıkan bir nura parmak bastığı gibi, en karanlık


Bu bir kitap ki, insanları Rablerinin izniyle inkâr karanlıklarından îman nûruna çıkarman için sana indirdik. İbrahim Sûresi: 14:1.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
çinde bulunan ve Risale-i Nur'un cereyanına muhalif gidenleri tarif eder.

Üçüncü Âyet:
b988.gif

Bu dahi, üç cümlesiyle bazı münasebât-ı mâneviye ve muvafakat-ı mefhumiye cihetinde ve hem Risale-i Nur'un mesleğine, hem mülhidlerin mesleğine îmaen bakar ve birinci cümlesiyle der ki: "O bedbahtlar, bazı ehl-i imanın (imanları beraber olduğu halde) ve bir kısım ehl-i ilmin (âhireti tam bildikleri halde) onlara iltihak delâletiyle, bilerek ve severek hayat-ı dünyeviyeyi dine ve âhirete, yani elması tanıdığı ve bulduğu halde beş paralık şişeyi ona tercih etmek gibi sefahet-i hayatı, dinî hissiyata muannidâne tercih edip dinsizlikle iftihar ederler."
Bu cümlenin bu asra bir hususiyeti var. Çünkü hiçbir asır böyle bir tarzı göstermemiş. Sair asırlarda o ehl-i dalâlet âhireti bilmiyor ve inkâr ediyor. Elması elmas bilmiyor, dünyayı tercih ediyor.
Ve ikinci cümlesi olan
b1172.gif
ile der ki: "O bedbahtların dalâleti, muhabbet-i hayattan ve temerrüdden neş'et ettiği için kendi halleriyle durmuyorlar, tecavüz ediyorlar. Bildikleri ve onunla ecdatları bağlı olan dine, adâvetkârâne, membalarını kurutmak ve esasatını bozmak ve kapılarını ve yollarını kapatmak istiyorlar."
Ve üçüncü cümlesi olan
b990.gif
ile der ki: "Onların dalâleti fenden, felsefeden geldiği için acip bir gurur ve garip bir firavunluk ve dehşetli bir enâniyet onlara verip nefislerini öyle şımartmış ki, kâinatı idare eden İlâhî kanunların şuâlarını ve insan âleminde o hakaikin düsturlarını süflî hevesatlarına ve müştehiyatlarına müsait görmediklerinden -hâşâ hâşâ! -eğri, yanlış, noksan bulmak istiyorlar." İşte bu âyet, üç cümlesiyle mânen bu asırda acip bir taife-i dâlleye tam bir tevafuk-u mânevî ile, mânâ-yı işârîsiyle çok efradı içinde hususî baktığı gibi, tevafuk-u cifrîsiyle dahi başlarına parmak basıyor.
Evet, evvelki cümle olan
b991.gif
'in makamı 1327; eğer şeddeli
b1069.gif
ve
b1086.gif
ikişer sayılsa Arabî tarihiyle


Onlar dünya hayatını seve seve âhrete tercih ederler, halkı Allah yolundan alıkoyarlar ve doğru yolu eğri göstermeye çalışırlar. Öyleleri, haktan pek uzak bir sapıklık içindedirler. İbrahim Sûresi: 14:3.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
1359 edip o tuğyanlı taifenin savletli zamanını göstererek tam tevafukla bakar.
b994.gif
'in makamı; tenvin, nun olmak cihetiyle 1209 ederek şeriat-ı İslâmiyeye suikast olarak ecnebî kanunlarını adliyeye sokmak fikri ve teşebbüsü tarihine tam tamına tevafukla bakar. Ve bu emareler gibi çok îmalarla baştaki âyetin kuvvetli işaret ettiği Risale-i Nur'un muarızlarına zâhir bir surette baktığı gibi, mefhum-u muhalifi delâletiyle dahi Risale-i Nur'a tam bakar. Hattâ dördüncü âyette Risale-i Nur'un Türkçe olmasını tahsin eder ve beşincide Arabî ve Türkçeyi tam bilmeyen ve mürşidleri ve âlimleri perişan olan vilayat-ı şarkiyede Risale-i Nur imdatlarına ve her taifeden ziyade başlarına gelen hadiseler ve âyette
b995.gif
-1- tâbir edilen elîm vakıaları hatırlarına getirmekle ikaz ve irşad etmelerine bir mânâ-yı işârî ve remzî ile emrediyor. Bu âhir ki ehemmiyetli işareti beyan etmeme şimdilik izin olmadığından, yalnız herbirinin birtek remzi gayet kısa beyan edilecek. Şöyle ki:

Dördüncü Âyetin:
b996.gif
-2- cümlesi makam-ı cifrîsiyle ve baştaki âyetin işaretleri karinesiyle, risalet ve nübüvvetin her asırda veraset noktasında naipleri, vekilleri bulunmak kaidesiyle, bir mânâ-yı remzî cihetinde, vazife-i ırsiyeti yapan Risale-i Nur'u efradı içine hususî bir iltifatla dahil edip lisan-ı Kur'ân olan Arabî olmayarak Türkçe olmasını takdir ediyor. Evet, bunun makamı
b997.gif
'eki tenvin
b588.gif
sayılmak ve şeddeli
b1069.gif
iki sayılsa ve şeddeli
b790.gif
bir sayılsa 1358, her ikisi bir
b641.gif
sayılsa 1328; şeddeliler iki sayılsa, tenvin sayılmazsa, 1318, hem tenvin, hem şeddeliler sayılsa 1368 ederek Risale-i Nur'un beş devresine ve beş vaziyetine remzen ve îmaen bakar.
Beşinci Âyette:
b1002.gif
-3-
b1003.gif





1 Allah'ın geçmişteki azap günleri İbrahim Sûresi: 14:5.
2 Hak dini onlara açıklasın diye, her peygamberi Biz kendi kavminin lisanıyla gönderdik. İbrahim Sûresi: 14:4.
3 Kavmini karanlıklardan nûra çıkar ve Allah'ın geçmişteki nimet ve azap günlerini onlara hatırlat. İbrahim Sûresi: 14:5.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
ümlesinde makam-ı cifrîsi, şeddeliler birer sayılmak cihetinde 1351 ederek Risale-i Nur'un şimdilik beyanına iznim olmayan ehemmiyetli vazifesinin ve bu evâmir-i Kur'âniyeyi imtisalinin tarihine tam tamına tevafuk-u cifrî ve muvafakat-ı mâneviye karinesiyle ve kıssadan hisse almak münasebât-ı mefhumiye remzi ile Risale-i Nur'a îmaen bakar. Daha yazılacak çok gaybî işaretler var; fakat izin verilmedi, şimdilik kaldı
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt