9- Münafıklar Bahsi

MURATS44

Özel Üye
b442.gif
-1-
Bu cümlede bulunan kelimelerin birbiriyle münasebetlerine ve ifade ettikleri nüktelere gelince;
b1098.gif
aralarında münasebet bulunan iki şeyi birbirine atfeden bir alettir. Burada ise makabliyle mabadi arasında bir münasebet görünmüyor. Fakat birinci temsille ikinci temsilin arasındaki münasebete bakarak şöyle silsileli birkaç cümleyi ihtar ediyor: Onlar şenlikli olan yerlerden firar ettiler. Şehirlilikten nefret ettiler. Gecenin istirahat zamanı olduğuna dair kanuna muhalefet ettiler. Hem nasihatlere itaat etmeyerek sanki necatları çöllerdeymiş gibi sahralara düştüler. En nihayet haybet ve hüsrana uğrayarak her taraftan Allah'ın belasına maruz kaldılar.
b478.gif
: Bu kelime-i mübareke ise, onların son ümit ve recalarının kesildiğine işarettir. Çünkü musibetzede olan bir adam, evvel ve ahir Allah'ın merhametine iltica etmekle müteselli olur. Halbuki Allah'ın kahır ve gadabına müstehak olanın elbette ve elbette necatından ümidi ve recası kesilir.
b445.gif
kelimesi, onları ihata eden musibetlerin, Allah'ın asar-ı azameti olduğuna işarettir. Yani, gökler, bulutlar, yağmurlar, geceler, onlara cihat-ı sitteden hücum ettikleri gibi, Allah'ın da gazap ve beliyyatı onları her taraftan ihata etmiştir. Ve keza, Allah'ın bütün kainatı ihata eden ilim ve kudreti ve bütün zerrata şamil olan emirleri göz önüne getirilirse
b445.gif
kelimesinden şöyle bir ihtar fışkırmaya başlar: Ey kafirler! Semavat ve arzın dışarısına çıkamazsınız. Dahilde ise her nereye kaçacak olursanız olunuz, Allah, ilim ve kudretiyle her yerde hazır ve nazırdır.
b447.gif
-2-
Bu kelimeyi muhit lafzına bağlayan
b1086.gif
harf-i cerri, Allah'ın gadabından kaçan kafirler, yine Allah'ın gadabına rast gelip musibet oklarına hedef olduklarına işarettir.
b449.gif
ünvanı ise üç işareti taşıyor.
1 Allah kafirleri kuşatmıştır.
2 Kafirleri​
 

MURATS44

Özel Üye
Birincisi: Temsil içerisinde mümessilleri, yani münafıkları göstermekle, samiin temsil ile meşgul olup mümesselden ve maksattan gafil olmamasını temin etmek içindir.
İkincisi: Temsil ile mümessellerin, yani yolcuların durumuyla münafıkların durumu arasında son sistemde bulunan müşabehetin kuvvetinden dolayı, birbirinin sıfatını ve yekdiğerinin lakabını ve soyadını taşıdıklarına işarettir.
Üçüncüsü: Kafirlerin kalbleri gibi, münafıkların da kalbleri zulmet ve azap içinde bulunduğuna işarettir. Zira yaptıkları cinayet ve kusurlarından dolayı, vicdanları dahi onları tazip etmekten geri kalmıyor. Evet, bizzat yaptığı cinayetin cezasını gören bir adamın vicdanı müsterih olmaz.
b450.gif
*
Bu cümledeki kelimelerin işgal ettikleri yerlerle münasebetleri ve herbirinin taşıdığı işaretleri ise, evvela bu cümle müste'nifedir. Yani makabliyle bağlı değildir. İstinafı ise mukadder bir suale cevaptır.
Sual : Berk, zulmetleri dağıtan ziyadar bir ateştir. Onlar onun ziyasından istifade etmediler mi?
Elcevap : Bir fayda ve bir menfaat görmeleri şöyle dursun, berkin zararından ve belasından korktular diye Kur'an-ı Kerim bu cümle ile o mukadder suale cevap vermiştir.
Kurbiyeti ve yakınlığı ifade eden
b451.gif
kelimesinin bu cümlede delalet ettiği mana şöyledir: Gözlerini hatfedecek, yani kaptıracak ve kör edecek esbap mevcut olduğuna rağmen, her nasılsa bir maniden dolayı henüz kör olmamışlardır. Kaptırmak manasını ifade eden
b452.gif
kelimesinde pek güzel ve latif bir belagat vardır. Şöyle ki:
Eşyanın suretlerini alıp getirmek için gözün gönderdiği ziya, esna-yı rahta eşyaya yetişmezden evvel, birden bire şimşek çakar; o şimşek kapıcı bir kuş gibi gözdeki o ziyayı alır, götürür. Veya gözün şuası, eşyanın şekillerini alıp getirirken, gecenin gözü hükmünde olan şimşek kemal-i sür'atle hücum ederek gözün elinden o şekilleri alır, götürür. Sanki, zulmeti kaldırmakla eşyayı gösteren şimşek, o bedbahtların eşyayı görmelerine razı olmadığından, onların gözlerinin şuasından o şekilleri alıp götürüyor.
* Çakan şiddetli şimşekler hemen hemen gözleri kör edecek şanındadır.​
 

MURATS44

Özel Üye
b453.gif
kelimesine tercihen zikredilen
b454.gif
ünvanı, Kur'an'ın beyan ettiği kat'i bürhanlara karşı körlük gösteren münafıkların basiret ve kalblerindeki kötü niyetlerini ve amellerini yad ettirmekle teşhir etmek içindir. Zira, göz kalbin aynasıdır. Kalbin muzmeratı gözde görünür.
b455.gif
-1-
Bu ayeti teşkil eden kelimelerin işaretleri:
Evvela, bu cümle yine müste'nife olup, makabliyle alakadar değildir. Ancak, samiin hatırına gelen şu suali cevaplandırıyor.
Sual : Onların musibeti tebeddül ve taaddüd ettikçe, acaba her iki halette halleri nasıl oluyor?
Elcevap : "Pimşeğin ziyasıyla yolları göründüğü zaman yürürler, zulmet çöktüğü zaman dururlar" diye Kur'an-ı Kerim şu cümle ile samiin o şüphesini izale etmiştir.
Sual :
b456.gif
-2- istiğrak ve istimrarı, yani umumiyet ve devamı ifade eden bir edattır.
b457.gif
-3- ise ne umumiyeti ve ne devamı ifade etmez. Bu itibarla şimşeğin ziyalandırmasında
b456.gif
'nın, zulmetin çöktüğünde
b457.gif
'nın kullanılması neye binaendir?
Elcevap : Onların ziyaya fazlaca hırs ve ihtiyaçları olduğu için en az bir ziyayı bile fırsat bilip kaçırmak istemediklerine işareten ziya üzerinde
b456.gif
istimal edilmiştir.
Sebebiyet ve menfaate delalet eden
b461.gif
-4- 'deki
b1069.gif
harfinden anlaşılır ki, bayılmak üzere olan bir musibetzede nefsine ait şeylerden maada hiçbir şeyi düşünmez. Hatta kudret-i İlahiyenin binlerle hikmetleri için kainatta neşrettiği ziyanın menfaati, tamamen kendisine ait olduğunu ve kendisi için gönderildiğini zanneder.
1 Onlar, şimşeklerin çaktığı ve etraf aydınlandığı zaman yürürler, karanlık çöktüğü vakit dururlar.
2 Her defasında.
3 Zaman.
4 Kendilerine ışık verdi.​
 

MURATS44

Özel Üye
Ziyanın adem-i devamı yüzünden sür'atli bir yürüyüşle yollarına devam etmeleri mukteza-yı hal ve makam iken, süratsiz, adi bir yürüyüş ifade eden
b463.gif
* tabiri, musibetin şiddetinden neş'et eden zafiyet yüzünden, sür'at-i seyre kadir olamadıklarına işarettir.
Sual : İnsanlar yerde yürüdükleri gibi, onların da yürümeleri yerde olmalıdır. Halbuki
b426.gif
'deki zamirin ziyaya raci olması cihetiyle, onların yürümeleri ziyada olduğu anlaşılır.
Elcevap : Onların ziya haricinde yürümeleri mümkün olmadığı için, sanki mesafeleri ve medar-ı hareketleri yalnız ziyaya münhasırdır.
b465.gif
'deki
b1098.gif
yolcuların evvelce gördükleri zulmet musibetini tazelemek için ikinci bir zulmet daha atıf ve ilave edildiğine işarettir.
b457.gif
nın ifade ettiği cüz'iyet ve kıllet ise, yolcuların zulmete karşı besledikleri nefret ve gösterdikleri körlük şiddetinden, fikren zulmeti düşünmediklerine, ancak aleddevam ziya için bir fırsat beklerlerken, birden bire zulmetin hücumuna maruz kaldıklarına işarettir.
b468.gif
'nin berke olan isnadı, berkin ziyasından sonra hücum eden zulmetin, başka zulmetlerden şedit olduğuna işarettir. Ve keza, musibetzede olan yolcuların tahayyüllerine göre, güya berkin ziyasından sonra şu boşluğu dolduran zulmetler hep berk ateşinin sönmesinden meydana gelen dumanlar olduğuna da hayali bir imadır.
Zarar için kullanılan
b469.gif
'deki
b470.gif
kelimesi, zulmet musibetinin tesadüfi olmayıp, ancak onların ceza-yı amelleri olduğuna işarettir. Ve musibetzede olan yolcuların, şu boşluğu dolduran zulmetler ve bütün insanlar içerisinden onları kast ve onlara zarar vermek için gönderilmiş olduklarını tahayyül ettiklerine bir remizdir.
Zulmet çöktüğü vakit sükunetle durup depreşmemeleri icap ederken, "ayağa kalktılar" manasını ifade eden
b471.gif
tabiri, musibetin şiddetinden ve musibetle çok uğraştıklarından, rüku vaziyetini andıran bellerinde bir tekavvüs peyda olduğuna ve zulmetin ani hücumundan tiksinerek ayağa kalkıp kaçanlar gibi, bellerini doğrulttuklarına işarettir.
* Yürürler.​
 

MURATS44

Özel Üye
b472.gif
*
Bu cümledeki kelimelerin işaretlerine gelince:
Evvelki cümlelerde gözlerini kör, kulaklarını sağır etmek şanında olan esbap zikredildikten sonra, bu cümlede müsebbebatı, meşiet-i İlahiye ile bağlar.
Sonra, evvelki cümlelere atfeden
b1098.gif
harfi, esbabın perdesi altında tasarruf eden ve bütün esbap ve illetler üzerinde murakebe eden bu kudretin, ancak nazar-ı hikmet olduğuna işarettir.
b474.gif
: Bu kelimenin tazammun ettiği kıyas-ı istisnai şöyle tasvir edilebilir: Meşiet-i İlahiyenin olmaması; zehab-ı sem' ve basarın olmamasına illettir. Zehab-ı sem' ve basarın olmaması da meşietinin olmadığını bildirmeye bir delil ve bir illettir. Ve keza meşiet-i İlahiyeden maada bütün esbap tekemmül etmiş de olsa, ancak meşiet-i İlahiyenin taallukuyla göz ve kulaklarının işi bitmiş olacağına işarettir.
b475.gif
tabiri, müsebbebatı esbapla bağlayan, meşiet ve irade-i İlahiye olduğuna delalet eder. Öyleyse tesir kudretindir. Esbap ise, kudretin, nazar-ı zahiride umur-u hasise ile mübaşereti görünmemesi için vaz edilmiş perdelerdir.
b478.gif
Lafz-i Celalinin sarahatle zikri, halkı fazlaca esbaba ehemmiyet vermekten zecir ve men etmekle, esbabın perdesi altında tasarruf eden yed-i Kudreti görmeye fikirleri davet eder.
b475.gif
fiilinin bir mef'ul ile takyid edilmeyerek mutlak bırakılması, meşiet ve irade-i İlahiyenin kainatın ahvalinden müteessir olmadığına ve mevcudatın sıfat-ı İlahiyeye tesirleri bulunmadığına işarettir. Yani, beşerin iradesi ve sair sıfatları, mevcudatın hüsün ve kubuh, büyüklük ve küçüklük gibi ahvalinden müteessir olduğu gibi, sıfat-ı İlahiye müteessir olmaz. Sıfat-ı İlahiyeye göre hepsi müsavidir.
Götürmek manasını ifade eden
b478.gif
'den anlaşılıyor ki, esbap müsebbebat üzere musallat ve müstevli değildir. Yani, esbabın irtifaı zamanında, esbapla bağlı ve kaim olan müsebbebatın adem deryasına düşmesi ihtimali yoktur. Ancak, esbabın arkasında hazır bulunan yed-i kudret o müsebbebatı hıfz eder. Ve hikmet-i İlahiye muvazene ve nizam kanunu mucibince başka mevkilere gönderir, ihmal etmez. Evet, hararet suyu kaynatmakla suyun bünyesini tahrip ettiği zaman, o tahrip
* Eğer Allah murad etse idi, onların kulaklarının ve gözlerinin nurlarını götürdü.​
 

MURATS44

Özel Üye
neticesi vücuda gelen buhar ademe gitmez, belki nizamat-ı havaiye mucibince muayyen bir mecraya sevkedilir ve muayyen bir mevkie çıkar, emr-i İlahiyeye intizaren orada durur.
Ve keza,
b478.gif
tabirinden anlaşılır ki, havass-ı hamse denilen duygular, sağır, kör, camid tabiattan neş'et etmiş değildirler. Ancak o duygular, Cenab-ı Haktan ihsan edilen hediyelerdir. Yalnız göz, kulak tabirleri adi birer isimdirler.
Ve keza,
b478.gif
'nin harf-i cer olan
b1086.gif
ile beraber gelmesinden anlaşılıyor ki, müsebbebat esbaptan ayrıldığı zaman başıboş bırakılmaz, yine bir nizam altına alınır. Çünkü
b482.gif
"beraberce götürmek" manasını ifade eder. Beraber götürülen birşey sahipsiz, başıboş bırakılmaz.
İhtar : Sem'in müfred olarak, basarın cem olarak zikirleri işitilen bir, görünen çok olduğuna işarettir. Evet, söylenilen sözler birer birer kulağa girer, öyle işitilir. Fakat çok şeyler bir defa bakmakla göze görünür.
b483.gif
*
Bu cümledeki nükteler ve işaretler:
Evvela, bu cümle münafıkları ve yolcuları istila eden dehşetin hakikat olduğuna bir fezleke ve bir hülasadır. Ve bu hülasadan anlaşılır ki, yolcuların ahvali, münafıkların ahvalini tamamıyla temsil ettiği ve herbir halleri yolcuların hallerinde göründüğü gibi, herbir zerrede ve herbir halde kudret-i İlahiyenin tasarrufu görünür.
Tahkiki ifade eden
b381.gif
dahil olduğu hükmün sabit ve sarsılmaz hakikatlerden olduğuna delalet ettiği gibi, meselenin azametini ve vüs'atini ve dikkatini ve nev-i beşerin bu gibi meselelerde aciz, zayıf ve kasır olduğunu remzen gösteriyor. Çünkü bu gibi yakini meselelerde tereddüdü intaç eden, ancak vehimlerdir. Vehimleri tevlit eden zafiyet, acz, kusurdur; bunlar ise insanın tıynetiyle yoğrulmuş sıfatlardır.
b478.gif
Lafza-i Celalinin burada sarahaten zikredilmesi, bu cümledeki hükmü ispat eden delile işarettir. Çünkü bütün mevcudat, taht-ı tasarrufunda ve daire-i şumulünde bulunan kudret, sair sıfatlar gibi Uluhiyetin lazimesidir.
* Şüphesiz Allah herşeye kadirdir.

b470.gif
kelimesinden anlaşılır ki, ademden eşyayı çıkaran kudret, o eşyayı mühmel ve başıboş bırakmaz. Ancak hikmetin murakabesi ve nezareti altında terbiye eder ve ettirir.
b487.gif
edatından anlaşılır ki, esbabın bütün eserleri ve hasıl-ı bilmasdar denilen ef'al-i ihtiyariyeye terettüp eden eserler, tamamen kudrete bağlıdır. Mevcuda ve mevcudata, neş'et ettiğine nazaran
b488.gif
tabirinden anlaşılır ki, eşya vücuda geldikten sonra da Saniden alakası kesilmez. Vücudun tekerrüründen ibaret olan bekaları için daima Sanie muhtaçtırlar.
b489.gif
kelimesinin bedel, sübut ve devamı ifade eden
b489.gif
sigasından anlaşılır ki, kudret, makdurat nisbetinde olmayıp, kudretin daire-i tasarrufu pek geniştir. Hem kudret zatiyedir, tagayyürü kabul etmez. Hem aynı zamanda kudret lazimedir, ziyade ve noksan olmaz. Hem kudret, Rezzak, Gaffar, Muhyi, Mümit gibi sıfat-ı fiiliyenin mercii ve mizanıdır.

• • •​
 

demir24

Aktif Üyemiz
Murat Hocam cok guzel bir paylasım. Allah Sizden Razı olsun.

Tevbe Suresi 97. Ayet

Kuranı Kerimde munafıklıkla ilgili yaklasık 111 ayet gecmektedir.

TEVBE 9/97. Bedevilerin küfür ve nifakları her yönden, daha ileridir. Allah’ın, Peygamberine indirdiğinin sınırlarını bilmemek, onlara daha layıktır. Allah bilendir, hakimdir.
 
Üst Alt