15- Melakieye Îman ve İnsanın Yaratılışına Dair

MURATS44

Özel Üye
b1082.gif

-1-

Eşyayı melaikeye göstererek dedi ki: "Eğer iddianızda sadık iseniz, bunların isimlerini bana söyleyiniz." Melaike, dediler ki: "Seni her nekaisden tenzih ve bütün sıfat-ı kemaliye ile muttasıf olduğunu ikrar ederiz. Senin bize öğrettiğin ilimden başka bir ilmimiz yoktur; herşeyi bilici ve her kimseye liyakatine göre ilim ve irfan ihsan edici Sensin." Cenab-ı Hak dedi ki: "Ya adem! Bunların isimlerini onlara söyle." Vakta ki adem, isimlerini onlara söyledi, Cenab-ı Hak dedi ki: "Size demedim mi semavat ve arzın gaybını bilirim ve sizin adem hakkında lisanla izhar ettiğinizi ve kalben gizlediğinizi bilirim."
Mukaddeme

Bu talim-i esma meselesi, ya Hazret-i adem Aleyhisselamın melaikenin inkarlarına karşı mucizesi olup, melaikeyi inkardan ikrara icbar etmiştir; yahut melaikenin, hilafetine itiraz ettikleri nev-i beşerin hilafete liyakatini melaikeye kabul ettirmek için izhar ettiği bir mucizedir.
Ey arkadaş! Herşeyin Kitab-ı Mübinde mevcut olduğunu tasrih eden
b1083.gif
-2- ayet-i kerimesinin hükmüne göre; Kur'an-ı Kerim, zahiren ve batınen, nassen ve delaleten, remzen ve işareten, her zamanda vücuda gelmiş veya gelecek herşeyi ifade ediyor. Buna binaen, gerek enbiyanın kıssa ve hikayeleri, gerek mucizeleri hakkında Kur'an-ı Kerimin işaratından fehmettiğime göre, Haşiye mu'cizât-ı enbiyadan iki gaye ve hikmet takip edilmiştir.


_________________________________________


1- (Bakara Sûresi: 31-33.)
2- Kuru ve yaş hiçbirşey yoktur ki, ap açık bir kitapta bulunmasın
 

MURATS44

Özel Üye
Birincisi: Nübüvvetlerini halka tasdik ve kabul ettirmektir.
İkincisi: Terakkiyat-ı maddiye için lazım olan örnekleri nev-i beşere göstererek, o mucizelerin benzerlerini meydana getirmek için nev-i beşeri teşvik ve teşci etmektir. Sanki Kur'an-ı Kerim, enbiyanın kıssa ve hikayeleriyle terakkiyatın esaslarına, temellerine parmakla işaret ederek, "Ey beşer! Şu gördüğün mucizeler, birtakım örnek ve nümunelerdir. Telahuk-u efkarınızla, çalışmalarınızla şu örneklerin emsalini yapacaksınız" diye ihtar etmiştir.
Evet, mazi, istikbalin aynasıdır; istikbalde vücuda gelecek icatlar, mazide kurulan esas ve temeller üzerine bina edilir. Evet, şu terakkiyat-ı hazıra, tamamıyla dinlerden alınan işaretlerden, vecizelerden hasıl olan ilhamlar üzerine vücuda gelmişlerdir. Evet:
1. İlk saat ve sefine, mucize eliyle beşere verilmiştir.
2. Kainatın ihtiva ettiği bütün nevilerin isimlerini, sıfatlarını, hassalarını beyan zımnında beşerin telahuk-u efkarıyla meydana gelen binlerce fünun sayesinde,
b1085.gif
-1- ayetiyle işaret edilen Hazret-i adem'in mucizesine mazhar olmuştur.
3. Bütün san'atların medarı olan demirin yumuşatılıp kullanılması sayesinde icad edilen bu kadar terakkiyatla nev-i insan,
b1086.gif
-2- ayetiyle işaret edilen Hazret-i Davud'un mucizesine mazhardır.
4. Yine telahuk-u efkar ile, tayyare gibi, icad edilen terakkiyat-ı havaiye sayesinde nev-i beşer
b1087.gif
-3- ayetiyle sür'ati beyan edilen Hazret-i Süleyman'ın mucizesine yaklaşıyor.


___________________________________


1- Ve Ademe bütün isimleri öğrettik. (Bakara Sûresi: 31.)
2- Ve demiri onun için yumuşattık. (Sebe Sûresi: 10.)
3- Sabahtan bir aylık, öğleden snra da bir aylık yol aldı. (Sebe Sûresi: 12.)
 

MURATS44

Özel Üye
5. Kıraç ve kumlu yerlerden suları çıkartan santrifüj aleti,
b1088.gif
-1- ayetiyle işaret edilen Hazret-i Musa'nın (a.s.) asasından ders almıştır.
6. Tecrübeler sayesinde ve telahuk-u efkar ile husule gelen terakkiyat-ı tıbbiye, Hazret-i İsa'nın (a.s.) mucizesinin ilhamatındandır. Hakikaten şu mucizelerle bu terakkiyat arasında pek büyük münasebet ve muvafakat vardır. Evet, dikkat eden adam, bila-tereddüt, o mucizeler bu terakkiyata birer mikyas ve nümunelerdir diye hükmeder.
Ve keza,
b1089.gif
-2- ayet-i kerimesinin delaletine göre, Hazret-i İbrahim ateşe atıldığı zaman, ateşin harareti burudete inkılap etmesi, beşerin keşfettiği yakıcı olmayan mertebe-i nariyeye ve yakıcılığına mani olan vasıtaları bulmaya örnek ve me'hazdır.
7.
b1090.gif
-3- ayet-i kerimesinin-bir kavle göre-işaret ettiği gibi, Hazret-i Yusuf'un (a.s.), Kenan'da bulunan babasının timsalini görür görmez Zeliha'dan geri çekilmesi ve kervanları Mısır'dan avdet ettiğinde Hazret-i Yakub'un
b1091.gif
-4- yani, "Ben Yusuf'un kokusunu alıyorum" demesi ve bir ifritin Hazret-i Süleyman'a "Gözünü açıp yummazdan evvel Belkıs'ın tahtını getiririm" demesine işaret eden
b1092.gif
-5- ayet-i kerimesi, pek uzak mesafelerden celb-i savt, suret vesaire gibi beşerin keşfettiği veya edeceği icadata nümune ve me'hazdırlar.
8. "Hazret-i Süleyman'a kuş dilini öğrettik" manasında
b1093.gif
-6- olan ayet-i kerime, beşerin keşfiyatından radyo, papağan, güvercin gibi alat ve hayvanların konuşmalarına ve mühim işlerde kullanılmasına me'hazdır.
Ve hakeza, beşerin henüz keşfedemediği çok mucizeler vardır; istikbalde yavaş yavaş keşfine muvaffak olur.


______________________________


1- Asanı taşa vur! (Araf Sûresi: 160.)
2- Ey ateş, serin ve selametli ol. (Enbiya Sûresi: 69.)
3- Rabbinin delillerini görmeseydi.. (Yusuf Sûresi: 24.)
4- (Yusuf Sûresi: 94.)
5- Sen daha gözünü açıp kapamadan onu sana getiririm. (Neml Sûresi: 40.)
6- Bize kuşların dili öğretildi. (Neml Sûresi: 16.)
 

MURATS44

Özel Üye
Bu ayetin nazmında dahi emsali gibi üç vecih vardır.
Birinci vecih: Evvelki ayetle irtibatıdır. Şöyle ki:
1. İnsanın hilkati hakkında melaikenin itirazlarına, evvelki ayette umumi, fehmi kolay, ikna edici bir cevap verilmiştir. Bu ayetle, avam ve havassı ikna eden tafsilatlı bir cevap verilmiştir.
2. Evvelki ayette, beşerin hilafet meselesi tasrih edilmiştir. Bu ayette ise, nev-i beşerin melaikeye karşı gösterdiği mucize ile, dava-yı hilafeti ispat edilmiştir.
3. Evvelki ayette, beşerin melaikeye tereccuh etmesine işaret edilmiştir. Bu ayette, tereccuhunun illetine işaret edilmiştir.
4. Beşerin arzda hilafet-i kübraya mazhar olmasına evvelki ayetle delalet edilmiştir. Burada ise, bütün tecelliyata mazhar bir nüsha-i camia olarak gösterilmiştir. Bu da, ayrı ayrı istidatlara malik ve ilim ve istifadelerinin yolları çok olduğundandır. Evet, beşer, zahir ve batın havas ve duygularıyla, bilhassa derinliğine nihayet olmayan vicdanıyla kainatı ihata etmiş bir kabiliyettedir.
İkinci vecih: Cümlelerin birbiriyle irtibatlarıdır. Şöyle ki:
b1094.gif
-1- cümlesi,
b1095.gif
-2- cümlesinin mazmununu tahkik ve icmalini tafsil ve ibhamını tefsirdir. Ve keza, Cenab-ı Hakkın arzında beşerin halife olması, Allah'ın hükümlerini icra ve kanunlarını tatbik etmesi içindir. Bu ise, tam bir ilme mütevakkıftır. Ve keza, birinci ayette, kelamın sevkiyatı iktizasınca şöyle bir takdir olacaktır: adem'i halk etti, tesviye etti, cesedine nefh-i ruh etti, terbiye etti, sonra esmayı talim etti ve hilafete namzet kıldı. Sonra vakta ki adem'i melaikeye tercih etmekle rüçhan meselesinde ve hilafet istihkakında ilm-i esma ile mümtaz kıldı; makamın iktizası üzerine, eşyayı melaikeye arz ve onlardan muarazayı talep etti; sonra melaike aczlerini hissetmekle Cenab-ı Hakkın hikmetini ikrar ettiler. Kur'an-ı Kerim, buna işareten,


b1096.gif
-3-

dedikten sonra,
b1097.gif
-4- evvelce İblisin enaniyet ve kibrine kanarak yaptıkları istifsardan pişman olarak


b457.gif
-5-

dediler. Sonra vakta ki istidatlarının adem-i camiiyetinden dolayı, melaikenin aczi zahir oldu; makamın iktizası üzerine, adem'in iktidarının beyanı icap etti ki, muaraza tamam olsun. Bunun için,
b1099.gif
-6- hitabıyla adem'e ferman etti. Sonra, vakta ki mesele tebeyyün etti ve hikmetin sırrı zahir oldu, geçen cevab-ı icmalinin bu tafsilata netice kılınması makamın iktizasından olduğuna binaen,


b1100.gif
-7-

Yani, "Sizin ketmettiğiniz şeyi bilirim."



___________________________________


1- Ve Ademe bütün isimleri öğretti.
2- Ben sizin bilmediğinizi bilirim.
3- Sonra eşyayı melaikeye göstererek dedi ki: "Eğer iddanuzda doğru iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin" (Bakara Sûresi: 31.)
4- Dediler.
5- Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen herşeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Sûresi: 32.)
6- Cenab-ı Hak dedi ki: "Ya Adem onlara bu varlıkların isimlerini bildir." (Bakara Sûresi: 33.)
7- Cenab-ı Hak dedi ki: "Size demedim mi, Ben göklerin ve yerin gizliliklerini de bilirim, sizin açığa vurduklarınızı ve gizlediklerinizi de bilirim" (Bakara Sûresi: 33.)
 

MURATS44

Özel Üye
Şu mukavele ve mükalemeden anlaşılıyor ki, İblisin enaniyeti, kibri, melaikeye sirayet etmiştir ve yaptıkları istifsara, bir taifenin itirazı da karışmıştır.
Üçüncü vecih: Cümlelerin heyet ve nükteleri:
b1101.gif


Yani, Cenab-ı Hak, adem'i (a.s.) bütün kemalatın mebadisini tazammun eden ali bir fıtratla tasvir etmiştir ve bütün maalinin tohumlarına mezraa olarak yüksek bir istidatla halk etmiştir ve mevcudatı ihata eden ulvi bir vicdan ve ihatalı on duyguyla teçhiz etmiştir ve bu üç meziyet sayesinde, bütün hakaik-i eşyayı öğretmeye hazırlamıştır, sonra bütün esmayı kendisine öğretmiştir.
Demek bu cümlenin evvelindeki
b1098.gif
şu mukadder olan üç cümleye işarettir.
b1103.gif
-1- : Bu kelimenin ihtiyar edilmesi, ilmin ulüvv-ü kadrine ve kadrinin yüksek derecesine ve hilafete mihver olduğuna işarettir.
Ve keza, esmanın tevkifine, yani Pari' tarafından bildirilmiş olduğuna remzdir. Zaten esma ile müsemmeyat arasında takip edilen münasebat-ı vaz'iye, bunu teyid ediyor.
Ve keza, mucizenin vasıtasız Allah'ın fiili olduğuna imadır. Fakat felasifeye göre harikalar, ervah-ı harikanın fiilidir.


________________________________________


1- Öğretti.
 

MURATS44

Özel Üye
b1104.gif
: hilafeti irade edilen ve adem ismiyle tesmiye edilen küre-i arzın sahibi şahs-ı mahuttur. İsminin tasrihi, teşrif ve teşhiri içindir.
b1105.gif
-1- : isim ve sıfat ve hasiyet gibi eşyayı birbirinden ayırıp temyiz ve tayin eden alamet ve nişanlardır; yahut insanlar arasında münkasım olan lügatlardır.
b1106.gif
-2- : Arz edilen eşya olduğu halde, zamirin esmaya rücuundan, ismin ayn-ı müsemma olduğuna kail olan Ehl-i Sünnetin mezhebine işarettir.
b1107.gif
-3- : Adem'in melaikeden cihet-i imtiyazı ve melaikenin muarazadan sebep ve medar-ı aczi, esmanın heyet-i mecmuası olduğuna işarettir. Yoksa esmanın bir kısmını, belki kısm-ı azamını melekler de bilirler.


b1108.gif
-4-

b1109.gif
terahi ve bu'd-u mesafeyi ifade ettiği cihetle, şöyle bir takdire işarettir.


b1110.gif


Yani, "Adem sizden daha kerim ve hilafete daha müstahak ve layıktır."
b1111.gif
Müşterilere gösterilmek üzere kumaş toplarının açılıp arz edildiği gibi, eşyanın envaı da bast edilerek enzar-ı melaikeye gösterilmiştir. Bu tabirden şöyle bir işaret çıkıyor ki: Mevcudat, müdrik ve alimin malıdır. İlimle alır, isimle ahzeder, suretlerinin temessülüyle temellük eder.
b1112.gif
müzekker ve akıllar cemaatinden kinayedir. Burada müzekkerin müennese ve akılın gayr-ı akıla tağlib ve teşmiliyle, mecazen enva-ı eşyaya irca edilmiştir. Bu itibarla,
b1113.gif
kelimesinde bir mecaz, iki tağlib vardır. Bu mecaz ile o tağlibleri icbar eden esbab,
b1114.gif
kelimesinin işaret ettiği üsluptur. Çünkü melaikeye enva-ı eşyanın arzı, manevi bir resm-i geçit manzarasını andırıyor. Malum ya, resm-i geçitleri yapan, müzekker ve akıl insanlardır. Bunun için, burada iki tağlibe ve dolayısıyla bir mecaza mecburiyet hasıl olmuştur.
b1116.gif
arz edilenin levh-i a'lada nakşedilen suretler olduğuna işarettir.
1 İsimler.
2 Onlara gösterdi.
4 Sonar eşyayı meleklere göstererek buyurdu: "Eğer halifeliğe daha layık olduğunuz iddasında doğru iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin." (Bakara Sûresi: 31.)
 

MURATS44

Özel Üye
Haşiye
b457.gif
-1-

b977.gif
-2-





Haşiye: İntihabım olmayarak, ihtiyarsız bir tarzda, adeta umum Sözlerin ve Mektupların ahirlerinde şu ayet


b457.gif


bana söylettirilmiş. Pimdi anladım ki, tefsirim de, şu ayetle hitam buluyor. Demek inşaallah bütün Sözler, hakiki bir tefsir ve şu ayetin bahrinden birer cetveldir. En nihayet, yine o denize dökülüyorlar. Şu tefsirin hitamında, güya her Söz, manen şu ayetten başlıyor. Demek, o zamandan beri, yirmi senedir daha şu ayeti tefsir ediyorum; bitiremedim ki tefsirin ikinci cildini yazayım.



Said Nursi

Allah'ın avn ü inayetiyle; ümidimin, iktidarımın fevkinde şu tercümeyi iyi-kötü yaptım. Noksanları çoktur, Müellifçe ıslahları lazımdır. Zaten onun himmetiyle bu kadarını ancak yapabildim. Yoksa, nazm-ı Kur'an'daki icazlı olan i'cazı, kısa ve veciz olarak beyan eden bu tefsiri sönük, kör bir fikirle tercüme etmek, Abdülmecid'in işi değildir. Yine onun fart-ı şefkatinden himmeti yetişti, ikmaline muvaffak oldum.

Müellifin küçük kardeşi ve Nur talebesi Abdülmecid



________________________________


1- Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen herşeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Sûresi: 32.)
2- Duaları şu sözlerle :"Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Alemlerin Rabbi olan Allaha Mahsustur. (Yunus Sûresi: 10.)
 
Üst Alt