Bekir Ağa'nın Yazdığı Mektuplar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
olunan mübarek Nurları birer birer mütalâa ederek her birisinden ayrı ayrı ve büyük nurlu güneş gibi ışıklar gördüm ve çok büyük istifade ettim. O nurlar uhrevî yolumu irae ettiler. Allah sizden razı olsun. Ahiret yolunda bulunan çok noksanlarımı gösterdiler, teşekküründen âcizim. O nurları temsil ve tasvir edecek kudreti kendimde görmediğimden, ruhumu yoklayarak hissiyat-ı kalbiyemi şöyle tasvir etmeğe -min-gayri haddin- cür’et eyleyeceğim. Hata vaki olursa da affımı istirham ediyorum. Efendim, görmüş olduğum Risale-i Nur deryasındaki lezzet ve saadetin dünyada hiç emsalini göremediğim gibi, kendi vicdanî muhakemem neticesinde kat’iyen anladım ki; o Risaleler her biri başlı başına ve ayrı ayrı birer tefsir-i Kur’an’dır. Mahlukat içerisinde hilkaten insan şeklinde ve hakikat noktasında insaniyetten sukut eden ve serâpa manevî yaralar içinde bulunan insanlara bu Nurların mütalâası seri, şifalı bir ilâç ve yaralarına gayet nafi bir tiryak ve merhem olduğunu ufacık karihamla anlayabildim. Bu Nurların kıymetini zaman gösterecek ve dillerde destan olarak şark ve garbı gezecek itikadındayım. Ve inşaallah Avrupa’ya karşı dahi Kur’an’ın ne kadar parlak bir güneş olduğunu gösterecektir.
Tekrar ellerinizi öperek, duanızı isterim efendim hazretleri.
Talebeniz
Süleyman
***

(Ümmî fakat allâmelerin işini gören ve esrar-ı Kur’aniyeye karşı Isparta’nın intibahına sebep olan ahiret kardeşim Adilcevazlı Bekir Ağa’nın Sözler hakkındaki ihtisasatıdır.)
Fazilet-meab Üstadım Hazretleri,
Efendim, evvelâ arz-ı tazim ve hürmetle mübarek ellerinizi öperek, her an ve zaman lisanıma yakıştığı kadar dua eder ve duanızı rica ediyorum. Efendim, malumunuz fakir talebeniz ve kardeşiniz cahil olduğum halde, güneş-misali olan Risale-i bergüzidelerinizden umum Nur Risalelerinizi okutup dinledim. Güneşin nuruna sed çekilemediği gibi ve sed çekilmek ihtimali olmadığı gibi risalelerinize de sed çekilemez. Onları istima’da ruh
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
ve kalbimi tedkik ettim, tedkikatımda ne gibi hissetmiş ve anlamış olduğumu aradım, baktım ki; ruh ve kalbimde bir feyezan ve coşkunluk var ki, beni bilâ-ihtiyar bu vazifeye sevk etmek için hemen “haydi haydi” diye tazyikata başladı. Ben de ruhumda olan bu vakıayı takib ederken o Nurların irae ettiği miftahları gördüm ve gösterildi. Anladım ki, bu anahtarlar ile icab eden kapıları açıp, o Nurlara ehil olan kardeşlerimi (min gayri haddin) arayıp bulmak vaziyeti âdeta bana emrolunup, o Nurlardan güneş gibi nur saçılması hususunda ben de bu hâli kendime vazife addettim. O Nurlardan almış olduğum anahtarları teslim ile, hain-i din olan mülhidlerin elleri kımıldanmayacak derecede kırılması için, hamden lillâh bu kardeşlerimi arayıp buldum. Emanetullah ve emanat-ı Peygamberînin (a.s.m.) gayet parlak yakut ve zümrütten kıymettar olan hazinelerini o zatların ellerine teslim ettim. Elhamdülillâh Cenab-ı Hak muvaffak etti. O mübarek eserlerinizi mütalâa eden eşhas, insan iseler ve insaniyetle alâkaları varsa iman eder. İnanmadıkları takdirde ya insaniyetten istifa etmeli veyahut insan değiliz demeli. Bu eserler başlı başına ayrı ayrı birer fatihtir. İnşaallah her cihetle fethederek fatih olacaktır. Cenab-ı Mevlâ ahirette cümlemizi sevabına nail eyleyip, şefaatına mazhar buyursun. Âmin...
Tekrar mübarek ellerinizi bûs ile, duanızı istirham eylerim, efendim hazretleri.
Abdulceliloğullarından
Adilcevazlı
Emrullah oğlu Bekir
***

(Sözleri, müştakların ellerine yetiştiren
kardeşim Bekir Ağa’nın fıkrasıdır.)
Elimizdeki hakaik-ı Kur’aniyeyi câmi Nur Risaleleri, her an ve zaman bizi tarik-i hakikatın nurlarına istiğrak ederek, şu zaman-ı hâzıranın ehl-i imanın kalbine verdiği ızdırabı izale etmektedir.
Hakka şükürler olsun ki, ehl-i imanın üzerine musallat olan ve gayr-ı kabil-i tahammül olan hâlât karşısında, iman ve irşadın nuranî dairesi dahilinde, hak ve hakikata lâyık bir vazifede istihdam ediliyoruz. Şu zamanda
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt