Hafız Ali, Sabri ve Sarıbıçak Ali'nin Yazdıkları Bir Fıkra

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Elhasıl: Isparta’daki kardeşlerimizin umumî rahmet içindeki Risale-i Nur’un bereketine dair dava ettikleri hususiyeti, bu iki kuvvetli delil ile tasdik ediyoruz.
Barla’da
Şem’i, Mustafa Çavuş, Bekir Bey, Muhacir Hafız Ahmed, Süleyman
***

(Üç cesetli bir ruhun bir fıkrasıdır.
Yani: Hafız Ali, Sabri, Sarıbıçak Ali)
Otuz Birinci Mektubun On Yedinci Lem’asının On Yedinci Notasının yedi meselesinden İkinci Meselesi iken Yirminci Lem’a olan İhlâs Risalesini aldım. Kuleönünde kardeşim Ali Efendi ile, Yirmibirinci Lem’a namıyla projektör misal, geceleri gündüze çeviren, pek mübarek ve çok kıymettar ve gayet müessir bir risale ile, Yirmi İkinci Lem’a olan, Yedinci Notanın Üçüncü Meselesi iken, Lemaat’a karışmakla, sosyalizm* ve Bolşevizm* oyunlarıyla, âlem-i insaniyetin fıtrat-ı hayat-ı hakikiyesini unutturmak, ebedî zulümatı, müsavat-ı esasiye namı ile, kendi şahıslarını istisna ederek, millet-i İslâmiyeyi esassızlığa attıkları, gazlı bombaları ile bir nevi geceyi getirdikleri gibi, güya istila ettiği manevî toprakta, kuvve-i inbatiyeye medar olacak bir hayat dahi bırakmayarak ihrak ettikleri bir anda, şu lem’a o âlemi tenvir ile, güneşi gösterip, âb-ı hayatı ile uyanık zemin üzerini yeşerttiğini gösteriyor.
Muhterem efendimiz!
Bir hafta mukaddem, maddeten küçük ve manen büyük bir nâme-i mergubelerinizi, Bekir Bey vasıtasıyla bir ordu kuvvetinde aldım. Cenab-ı Erhamürrahimîne hesabsız hamd ve şükür olsun ki, bizim gibi âciz, zaif, fakir, kusurlu kullarını, hiçbir zaman maddî ve manevî takviye-i rahmetinden baid tutmuyor. Esen rüzgarlar muvakkaten kapı ve pencerelerden girseler de, o hanenin sahibi derhal kapatıyor ve ayıktırdığını gösteriyor. Gerçi çok okuyamıyorsak da, yazıyı aynı vaziyette yazıyor.
1
barla_413_1.gif



1- Allah'a hamdolsun. Bu, Rabbimin bana bir lütfudur.

 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Muhterem efendim!
“Şu yazılan risaleleri nasıl buldunuz.” buyuruyorsunuz? Yâ hazret-i Üstad! Ne diyelim! Bizim manevî yara ve hastalıklarımızı teşhis buyurup, öldürmemek için her nevi mualeceleri ile memzuc, hem mugaddi, hem müessir tiryaklarını Cenab-ı Hakkın ihsanı ile gönderiyorsunuz. İhlâs hakkında evvelce ve bilhassa sonra ihsan edilen risaleleri okudukça, vücudumun ağrıdığını ve her zerresinin titrediğini, müteaddit diyarlardan tevellüd eden kurtlar oynamaya başlayınca, en ahmak ve eblehçe hareketlerimi gösterdiler.
Şu Sözler bittecrübe yazılmasıyle, umum kardeşlerimiz ikaz ediliyor. Ve her ferde kudsiyeti ile, güya o ferde hitab eder gibi, bir ulviyetle mâ-i zemzem içiriyor. İhlâsı tam, vicdanı temiz, ruhu teslim, cismi lâtif, nesebi tahir kardeşlerimiz, bu ikaz ile Cenab-ı Erhamürrahimîne niyaz edip, “Yâ Rab, cümle ihvanımızı yaramaz şeylerden halâs et ve ihlâs-ı tamme ihsan et.” dualarında, sâlifü’l-arz haslet-i hamse-i âliye ve ehliyeden olmayan ve kesafetli ruhuyla müteaddit nuru karıştıran ve zâhir haliyle sebeb-i Risale olup, umumun dua ve himmetlerini her an arzulayan, bu uğurda Risale-i Nur’a serfüru ve serfeda edenleri, Cenab-ı Erhamürrahîmin, Habib-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Kur’an-ı Hakîm ve hizbü’l-Kur’an hürmetine mağfiret buyurup, niyet edip talep ettikleri hizmetinde muvaffak buyursun. Âmin.
Şu mübarek risaleler, hararetli bir adamın suyu gördüğünde ufak bir kapta ise, kazanına koymak; büyük göl ve deniz ise, içine girmek istediği gibi, şu zamanın nursuz yakıcı şiddet-i hararetine karşı, ihlâs denizini göstermekle harareti kesmek, hem her nevi cevahir ve elmas içinde bulunduğunu beyan etmekle o denize davet ediyor, nefsin talibi olduğunu riya ve hubb-u cah gibi her cihette zararlı yılanlar gibi zehirleyen, ibadet perdesi altında dünyayı tahsil etmek isteyip, kabir kapısında hatasını bildiği ve teveccüh-ü nâsa muhabbetten, Firavun gibi gark olurken dönmek isteyip, kimseye müyesser olmadığını ve daha teferruatı ile o âlemleri bu lem’alar öyle tenvir ediyorlar ki, eğer murad-ı ilâhî olsa, bu zamanın şöhret-perest zındıkları da görselerdi, ellerindeki vücudlarına zemherir getiren buzları atıp, ihlâs ile iman edip, Kur’an’ın elmas cevahirlerini alırlardı.
Muhterem efendim!
Keramet-i Aleviye risalesi çok cihetlerle keramet olduğu gibi, Risale-i Nur şakirdlerini intibaha ve teşvike, sa’y ve gayretle, cesaret ve şecaate


 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt