18- Vasiyetnamemdir

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
Dünya fanidir; binler sene yaşamak olsa, baki olan hayat-ı uhreviyenin yanında, hiç-ender-hiç mesabesindedir. Fakat fani olmakla beraber, baki hayatın baki meyvelerini verecek bir mezraasıdır. Fırtınaların şiddeti, havanın dehşeti sizleri sarsmasın, korkutmasın. Bu mübarek mezraaya en mübarek ve nur ani ve verimli ve bereketli olan Nur tohumlarını ekiniz. Zira "Eken biçer," atalarımızdan kalma mübarek bir sözdür.
Ey Nurcular! Sizin hakiki vazifeniz dünyaya bakmak değildir. Farz-ı muhal olarak dünyaya da bakılsa, bakınız ve görünüz ve zuhuru muhtemel dehşetli yangınlar sebebiyle ve o yüzden karşılaşmanız ihtimali bulunan tehlikeler dolayısıyla katiyen sarsılmayınız, fütur getirmeyiniz. Çalışınız, çalışınız, çalışınız ve katiyen inanınız ki, Nurun şefaati, Nurun duası, Nurun himmeti sizleri kurtaracaktır. İşte bu davanın şahidi Emirdağlı Nurcuların dehşetli ateşten zararsız kurtulmalarıdır. Şimdiden umumunuza müjdeler olsun.
Kardeşiniz
Mustafa Osman
• • •
VASİYETNAMEMDİR

Aziz, sıddık kardeşlerim ve varislerim,
Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrukatım ve Risale-i Nur dan olan benim hususi kitaplarım ve güzel ciltlenmiş mecmualarım ve sair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur fabrikaların heyetine, başta Hüsrev ve Tahiri olarak o heyetten on iki kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki, emr-i Hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukatım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.
Kardeşlerim, bu vasiyetten telaş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zayıf olmakla beraber gizli münafıkların desiselerle müteaddit suikastları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbaniye ve hıfz-ı İlahi devam ediyor.

Kardeşiniz
Said Nursi
• • • Kardeşim Abdülmecid, Zübeyir, Mustafa Sungur, Ceylan, Mehmed Kaya, Hüsnü, Bayram, Rüştü, Abdullah, Ahmed Aytimur, Atıf, Tillolu Said, Mustafa, Mustafa, Seyyid Salih.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i imaniyede azimkar kardeşlerim,
Evvela: Birinci vazife-i Nuriye, inşaallah matbaanın pek çok fevkinde iş görecek. Şimdi de şakirtlerine büyük sevaplar ve kuvvetli İmân hizmetleri veriyor. Acaba bu vazife ileri gidiyor mu, yoksa bu kışın ağır şeraitiyle geri mi kalıyor?
İkinci vazife de, Onuncu Söz, zeyilleriyle beraber, iki Mucizat risaleleri ve zeyillerinin ahirinde bulunmak lazımdır. Birinci vazifesini bitirenler, yine mevcudu varsa, bir cilt içine almaya çalışsınlar; yoksa, tedarik etsinler. Çünkü alem-i İslam, şimdiki intibahı, vahdet-i İslama çalışması, herhalde Risale-i Nur gibi eserleri arayacak ve büyük dairelerin geniş nazarlarına elbette büyük mecmualar lazımdır.
Saniyen: Sizin bana yardımınız iki cihetle pek zahir ve pek büyüktür.
Birincisi: Sizin fütursuz hizmet-i Nuriyede çalışmanız benim bütün musibetlerimi ve sıkıntılarımı hiçe indiriyor, bilakis sürurlara kalbediyor.
İkinci cihet: Kat iyen biliniz ki, duanız, onların ağır ve işkenceli zulümlerini, benim hakkımda inayetkar, maslahattar merhametlere çevirmesine sebep olduğuna katiyen şüphem kalmadı.
Ezcümle: Memurları ve halkları benden ürkütmeleri, beni büyük hatalardan ve tasannulardan ve ihlasa münafi haletlerden ve vaktimi zayi etmekten kurtarıp, kader-i İlahinin hakkımda, zulm-ü beşeri içinde tam adaletini ve inayetini gösterdi. Buna kıyasen, başıma ne gelse, altında bir rahmet var. Yalnız benimle meşgul olmaları için on dirhem zarar, Risale-i Nur'un on bin lirasını kurtarıyor. Onun için, siz hiç beni merak etmeyiniz. Hatta bazan damarlarıma dokunduracak tarzdaki ihanetlerine karşı beddua etmek isterken, onların yakında ölüm idamıyla, kabr-i haps-i münferitte azapları ve bu ihanetlerinin neticesinde bana ait maslahatları ve hizmetimize menfaatleri düşündükçe, bedduadan vazgeçiyorum.
Salisen: Her hafta bir iki mektubunuz bana hem şifa, hem medar-ı teselli ve manevi bir sohbetle sizinle görüşmeye vesile olmasından, kemal-i şevkle postayı bekliyorum.
Umumunuza birer birer selam ve dua...
Said Nursi
• • •
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hakikat yolunda arkadaşlarım,
Bu defa, sizin beş altı mübarek mektuplarınıza yalnız bir tek müşevveş mektupla cevap vermemden gücenmeyiniz.​
 

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
Evvela: Halil İbrahim in mektubu, şahsıma verdiği fevkalade meziyetler için kabul etmemek mesleğimizce lazım gelirken, iki manidar tevafuku bana hem kendini kabul ettirdi, hem Lahikaya girdi. Fakat şahsıma ait kısmını bazan tayyettim ve bazısının üstünde "Risale-i Nur" kelimesini yazdım; ibaredeki suallerine cevap oldu.
Birinci tevafuk : Hakkımda teveccüh-ü ammeyi kırmak için bir yüzbaşı bana karşı beş vecihle kanunsuz hakaret ve ihanet ettiği aynı zamanda, belki aynı saatte, yüz tane böyle yüzbaşıdan ehl-i hakikat nazarında daha ehemmiyetli ve Risale-i Nur'un erkanından bir kardeşimiz, bu yeni mektubu, haddimden yüz derece ziyade ihtiram verip o gibi ihanetleri hiçe indirerek yazmış. Hem şakirtlerin erkan-ı mühimmesinden dört zat, aynı meseleye iştirak edip imza basmışlar. Ben de bu garip tevafukun hatırı için, mesleğime muhalif olan senakarane mektubu kabul edip tadil ederek Lahikaya geçirdim ve size de müsveddesini gönderdim.
İkinci tevafuk : Ben, gece, Asa-yı Musa Risalesi ni yazanları düşündüm ve yeni mektuplarda o noktada bahis aradım. Bu ağır kışta ve ara sıra bana münafıkların ilişmeleri, bunlara fütur vermek ihtimali var. Bu yazıcılara bir kamçı-yı teşvik lazım. Nasıl ki Hasan Feyzi ve Halil İbrahim in edibane iki tarifnameleri çokları yazıya teşvikle sevkettiler diye bir teşvik vesilesini aradım. Birden, sabahta benim ölümümü mevzu yapan ve şakirtleri korkutan ve sa yde ve yazıda acele etmelerine medar mektubu aldım, dedim: İbrahim Halil in sadakati, keramet derecesine çıkmış.
Saniyen: Feyzi ve Emin in mektubu, benim çok endişelerimi izale etti. Evet, bu iki kardeşimizin sadakatleri ve hizmetleri ve Risale-i Nur a sahabetlerinin çok ehemmiyeti var. Ve hapishanede dokuz ayda dokuz sene kadar kıymettar hizmet eden Hilmi ve Sadık ve İhsan ve Beşkardeş namında Risale-i Nur a kalemiyle çok hizmet eden ihtiyar Tahsin gibi ve Feyzi ve Emin in mektubunda işaret edilen umum o civarda çok alakadar olduğum kardeşlerimin hizmet-i Nuriyede devamları, beni sürurla ağlattırdı. Fakat öz kardeşim Abdülmecid, beni çok merak ediyor; görüşemediğim buranın müftüsünden, halimi anlamaya çalışıyor. Bundan sonra Feyzi ve Emin in üçüncüsü Abdülmecid olsun. Safranbolu kahramanlarından aldıkları lüzumlu mektupları ona da göndersinler.
Hem, benim tarafımdan ona yazsınlar ki: Eski Said in birinci talebesi bulunduğun gibi, yeni Said in dahi Hulusi ile beraber yine birinci safta talebelerisiniz.
Hem benim hakkımda musibet ve fena haberleri aldığı vakit, merhum pederim Mirza (r.h.) gibi olsun, merhume validem Nuriye (r.h.) gibi olmasın. Çünkü eski zamanda, dağdağalı hayatımda hakkımda acip havadisler peder ve valideme ihbar ediliyordu. "Sizin oğlunuz öldü veya vuruldu veya hapse girdi" gibi fena haberleri babam işittikçe, keyifleniyordu, gülüyordu. Derdi:
"Maşaallah! Oğlum, yine bir​
 

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
ehemmiyetli iş, bir kahramanlık göstermiştir ki, herkes ondan bahsediyor."
Validem ise, onun süruruna karşı şiddetle ağlıyordu. Sonra zaman, babamın haklı olduğunu çok defa gösteriyordu.
Salisen: Lütfü nün sebatkar ve pek ciddi varisi Abdullah Çavuş ve İslamköylü merhum Hafız Ali nin şakirt ve varislerinden Mustafa nın mektuplarını umum Nur fabrikasının kahramanları hesabına kabul ettim. Cenab-ı Erhamürrahimine hadsiz şükür olsun ki, o köyleri de Sava ve Kuleönü gibi bir medrese-i Nuriye hükmüne getirmiş.
• • •
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Sizin bu defa müteaddit mektuplarınıza, rahatsızlık mecburiyetiyle, birtek mektupla iktifa ediyorum.
Evvela: Risale-i Nur'un kahramanı Hüsrev, benim bedelime ölmek ve benim yerimde hasta olmak samimi ve ciddi istiyor. Ben de derim: Telif zamanı değil, şimdi neşir zamanıdır. Senin yazın, benim yazımdan ne derece ziyade ve neşre faydalı ise, hayatın dahi hizmet-i Nuriyede benim bu azaplı hayatımdan o derece faydalıdır. Eğer benim elimden gelseydi, hayatımdan ve sıhhatimden size memnuniyetle verirdim.
Saniyen: Şehid merhum Hafız Ali nin tam bir varisi Hasan Feyzi nin, Denizli hesabına ve o civarda ciddi kardeşlerimizin namına yazdığı parlak kaside ve dördüncü şehnamesi; ve orada dahi şakirtlerin faaliyetle Nura çalışmaları, benim zehirli, şiddetli hastalığıma bir merhem oldu. Cenab-ı Erhamürrahimine hadsiz şükür olsun, Denizli yi ikinci bir Isparta ve büyük bir İslamköyü yapıyor.
Evet, hakim-i adil, Muharrem ve Feyzi ve Hafız Mustafa, bir-iki senede, yirmi sene kadar hizmet-i Nuriyeyi yaptılar; Nurun şakirtlerini ebede kadar minnettar eylediler. Cenab-ı Hak, onlardan ve beraberlerinde Nura hizmet edenlerden ebeden razı olsun. Amin.
Salisen: Medrese-i Nuriyenin kahramanlarından ve Barlalı Marangoz Mustafa Çavuş ve Hafız Mehmed in tam varisi Marangoz Ahmed in medrese-i Nuriye namına pek samimi ve hazin taziyenamesi, beni sürurla ağlattırdı. Ben de derim: Madem o mübarek medresede küçük ve büyük çok Said ler var; ihtiyar, aciz, vazifesi bitmiş bir Said noksan olsa, ehemmiyeti yok. Hayat-ı bakıyede madem beraberiz; bir muvakkat müfarakat olsa da, sizi müteessir etmesin.
Rabian: Hakim-i adilden sonra en ziyade hakiki adalete çalışıp Risale-i Nur'un serbestiyetine hizmet eden
b889.gif
,
b641.gif
,
b1096.gif
,
b889.gif
en halis şakirtler içinde ve benim öz​
 

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
kardeşim ve birinci talebem Molla Mehmed ismiyle onun namı, dualarımda ve manevi kazançlarımda beraberdirler.
Hamisen: Bu saatte Konyalı Sabri de, Halil İbrahim ve Hasan Feyzi tarzında vasiyetnamem münasebetiyle kısa, fakat güzel bir kaside yazmış, Üstadına çok ziyade kıymet vermiş; kendi hüsn-ü zannının parlak aynasında, bu biçare kardeşine fevkalade ehemmiyet vermiş. Ve oranın alimleri pek ciddi Nura çalışmalarını yazıyor.
Ben de derim: O Üstad namı verdiği ve çok kıymet verdiği şahıs ise, Risale-i Nur'un şahs-ı manevisi olabilir. Ben de onun namına kabul ettim, Lahikaya geçirdim, hem size de bir suretini gönderdim.
Merak etmeyiniz, hastalığım gittikçe hafifleşiyor. Ispartalı Mustafa namında bir kardeşimizin samimi, fakat garip bir mektubu içinde vardı. Bu zat, hangi Mustafa dır, bilemedim, ona da çok selam ederim. Acip rüyası hayırdır, şimdi tabir edemem.
Umum kardeş ve hemşirelerimize birer birer selam ve dua ederiz, makbul dualarını isteriz.
Hasan Feyzi nin güzel kasidesini, bazı kelimeleri ilave ile Lahikaya geçirdik ve size de gönderdik.
Said Nursi
• • •
Çok aziz, çok sıddık ve sadık kardeşlerim ve Risale-i Nur cihetinde emin ve halis varislerim,
Çok manidar ve kuvvetli bir tevafuk ve şakirtlerin sadakatlerine delil, bir zahir keramet-i Nuriyeyi beyan etmeme bir ihtar aldım. Şöyle ki:
Ben vasiyetnamemi yazdığım aynı zamanda, gizli münafıklar, benim itimad ettiğim hizmetçilerimi zabıta tarafından yanıma gelmekten men ettikleri aynı vakitte, fırsat bulup, tanımadığım birisiyle, sabık dokuz defadan daha tesirli bir zehir bana yutturdular.
Hem aynı zamanda, Tonuslu ve alim kardeşlerimizden ve buraya kadar geçen sene beni görmek için gelip görüşmeden giden Hoca Haşmet, Yozgat tan buraya yazıyor ki: "Said vefat etmiş, Risale-i Nur'un yüz otuz risalesi muhafaza edilsin. Ta ki, ileride tab edeceğiz."
Hem aynı zamanda Halil İbrahim in, vefatım hakkında bir hazin mersiye hükmündeki parlak mektubu, şakirtleri ağlattırdı.
 

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
Hem bu zamana pek yakın, Hüsrev in, kendi adetine muhalif, benim vefatıma dair bir iki mektubunda, iki üç gün ömür gibi tabirlerle ecelime işaretleri, bir parça beni müteessir etti. Acaba ben gidiyorum diye endişe ettim.
Hem bu aynı hengamlarda, en ziyade hayat-ı dünyeviyedeki vazifemi düşünüp vefatımdan sonra şakirtler bu dehşetli zamanda benim bedelime de o vazifeyi yapacaklar mı diye çok merak ederken, birden Denizli, Milas, Isparta, İnebolu, ümidimin yüz derece fevkinde ve öyle bir sahabetkarane ve iltizam-perverane o vazifeye koşup başkaları da ve muallim ve alimleri koşturdular ki, beni hayret hayret içinde bıraktılar.
Elhasıl: Bu beş cihetteki tevafuk, zahir bir keramet-i Nuriyedir.
b194.gif

Kardeşlerim, merak etmeyiniz, Cevşen ve Evrad-ı Bahaiye bu defa dahi o dehşetli zehrin tehlikesine galebe etti. Tehlike devresi geçti, fakat hastalık devam ediyor.
Umum kardeşlerime birer birer selam ve selametlerine dua edip şüphesiz makbul olan dualarını isterim. Ve İnebolu da ve civarında hem çok hanımların, hem küçük yavrularının Risale-i Nur u yazmaya başlamalarını ve Kur'ân dersini çok masumların almasını bütün ruh u canımla tebrik ederiz.
b126.gif

Duanıza muhtaç kardeşiniz
Said Nursi
• • •
Kardeşlerim,
Siz müteessir olmayınız. Hem merak etmeyiniz. Yalnız dua ile bana yardım ediniz. Çünkü bir kaç gündür sol kolum çok ağrıyor, gece rahatsız ediyor. Kimseyi yanıma bırakmadığımdan, oda içindeki zaruri işlerimi zahmetle yapabilirim. Zannederim, eskiden beri bende bulunan kulunç illetinin bir şubesidir ki, buranın mizacıma çok dokunan maddi havası ve kışı, o insafsızların evhamı, tazyikatları ve manevi kışı, damarıma dokunur. Adeta bir yarım nüzul isabeti gibi ıztırap çektim. Fakat lillahilhamd, sizin makbul dualarınız, o tehlikeyi de hafif bir surete çevirdi. İnşaallah o suret de geçer; çok sevaplı faydası, yerinde kalır.
Kardeşlerim, Salahaddin in yazısına göre, o havalide dahi Asa-yı Musa mecmuası çok faaliyettedir, fütuhat yapıyor. Demek o tarafta o çok ehemmiyetli vazife-i Nuriyeyi yapıyor. Yüz bin elhamdülillah, yazanlara da yüz maşaallah, barekallah!
• • •
Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Allah a mahsustur. (Fatiha Sûresi: 2.) Bu Rabbimizin lütfundandır. (Neml Sûresi: 40)​
 
Üst Alt