İstiğfar ve Dua - 3

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Konunun ilk bölümleri için aşağıdaki linkleri tıklayınız,,

-----------> http://www.rasulehasret.com/tasavvufi-kavramlar/46463-istigfar-ve-dua-1-a.html#post101655


-----------> http://www.rasulehasret.com/tasavvufi-kavramlar/46464-istigfar-ve-dua-2-a.html#post101656


Allah’a yöneliş ve kalbin yüce bir seviye kazanmasında, duâ ve istiğfâr son derece önemlidir. Muhtelif tesirler sebebiyle her an değişip Hak'tan sapması muhtemel olan kalbin hidâyetten ayrılmaması için, insanın duâya sarılmaktan başka çâresi yoktur. Bu hususta yüce Rabbimiz kullarına şöyle duâ etmelerini tâlim etmektedir: "Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalbimizi bâtıla kaydırma ve katından bize rahmet bağışla. Muhakkak lutfu en bol olan sensin." (Âl-i İmrân, 8)

Bu ilâhî talimi, hayatının virdi hâline getiren Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, sık sık: "Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl." (Tirmizî, Kader, 7) şeklinde duâ ederlerdi.

Dua, kalplerin temizlenmesinin en mühim vasıtalarından biridir. Şu âyet-i kerîme kalbin mânevî kirlerden arınmasında duânın ehemmiyetine ne güzel işaret eder: "(Muhâcir ve ensardan) sonra gelenler (Rablerine) şöyle dua edip yalvarırlar: "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce îmân etmiş kardeşlerimizi bağışla! Îmân edenlere karşı kalplerimizde hiçbir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Sen sonsuz şefkat ve merhamet sahibisin." (el-Haşr, 15)

Çünkü önce hedefe varmaya mânî olan menfîliği izâle etmek ve bu suretle kalp zeminini asıl gayeye müsait hâle getirmek gerekir. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kalbin duyarsızlığından ve onda bulunan menfî duygu ve düşüncelerden arınmak için, Allâh'a ilticâ ve niyâz hâlinde bulunmak gerektiğini kendi şahsında şöyle misâllendirir: "Allâhım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten ve kabul olunmayacak duâdan sana sığınırım." (Müslim, Zikr, 73) "Allâhım! Beyaz elbiseyi kirden arındırdığın gibi, kalbimi de günahlardan temizleyip arı duru eyle." (Buhârî, Deavât, 39)

Kalb-i selîme vasıl olabilmek, ancak yüce Rabbimizin lutfuyla gerçekleşir. Nitekim Rabbine selim bir kalp takdim etmeye muvaffak olan Hazret-i İbrâhim -aleyhisselam- gizliliklerin ortaya serileceği mahşer gününde mahcup olmamak için Rabbinden şu niyazda bulunur: "(Rabbim!) Malın ve evlâdın fayda vermediği, yalnız Allâh'a kalb-i selîm getirenlerin fayda göreceği o diriliş gününde, beni mahcup etme!" (eş-Şuarâ, 87-89)

Nebiyy-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de cedd-i mükerremleri İbrâhim -aleyhisselâm- gibi, Rabbine aynı şekilde iltica ve niyazda bulunmuştur: "Allah’ım! Sen'den doğru söyleyen bir dil ve selîm bir kalp isterim." (Tirmizî, Deavât, 23)

Diğer taraftan duada tekrar ve sebat da ehemmiyetlidir. Sebat için duâ metninin en az üç kere tekrarlanması nebevî bir usûldür. Duâ, samîmi olduğu takdîrde aslâ ve kat'â reddedilmez. Lâkin bâzı talepler, samîmî olmasına rağmen, bâzen "kader-i mutlak"a muvâfık düşmez. Bundan dolayı duâ eden, fütûr (bezginlik) göstermemeli ve duâya devâm etmelidir. Zîrâ dünyada icâbet edilmeyen duâların karşılığı âhiret âleminde görülecektir.
 
Üst Alt