Al-i imran suresi 39 ayet tefsiri

faruk islam

Özel Üye
3 - Al-i İmran Suresi
Ayet:39
Konu: Zekeriyya (a.s)'ın Bir Çocukla Müjdelenmesi

بســـم الله الرحمن الرحيم

فَنَادَتْهُ الْمَلآئِكَةُ وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي فِي الْمِحْرَابِ أَنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَى مُصَدِّقًا بِكَلِمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ الصَّالِحِينَ
39 - (Zekeriyya) mihrabda namaz kılarken ve dua ederken melekler ona şöyle seslendiler: "Muhakkak ki Allah sana, Allah'tan gelen bir kelimeyi tasdik eden, seyyid, nefsine hakim ve salihlerden bir nebi olan Yahya'yı müjdeliyor."

Allah (c.c), Zekeriyya (a.s)'ın duasına icabet etti ve mihrabda Allah'a ibadet ederken bir çocukla müjdelemeleri için melekleri ona gönderdi. Melekler şöyle seslendiler: "Ey Zekeriyya! Allah (c.c) seni Yahya adında bir erkek çocukla müjdeliyor."
"Yahya" kelimesi; ibranice "yuhanna" kelimesinin arapçadaki söyleniş şekli olup imanla ve nübüvvetle hayat verilmiş manasındadır.
Yahya (a.s)'ın Sıfatları:
1 - Allah'tan gelen bir kelimeyi tasdik eden.
Müfessirler ayetin bu kısmının tefsiri konusunda değişik görüşler zikretmişlerdir.
a - Ayetteki "kelime"den kasıt; İsa (a.s)'dır. Çünkü İsa (a.s) Allah'ın "ol" kelimesiyle babasız olarak dünyaya gelmiş ve nübüvveti ilk olarak Yahya (a.s) tarafından tasdik edilmiştir.
b - "Kelime"den kasıt; kitap ve vahiydir. Çünkü kelime lafzı, sadece tek kelimeden ibaret sözler için değil bir çok kelimeden oluşmuş sözler ve cümleler için de kullanılır. Dolayısıyla bu ayetin anlamı; Allah tarafından gelen kitapları ve vahyi doğrulayan manasındadır. Doğru olan görüş budur.
2 - Seyyid: Efendi İlim ve iyi amel bakımından kavminin en üstünü olan kimse.
3 - Nefsine hakim: Kendisinin kıymetini düşürücü herhangi bir söz veya amel işlemeyen, iffetli olduğu için Allah'ın caiz kılmadığı şekilde kadınlara yaklaşmaktan uzak durandır.
Bazı tefsir kitaplarında ayetteki "hasur" kelimesi iktidarsız ve erkeklik organı tomurcuk gibi çok küçük olan şeklinde tefsir edilmiştir. Bu ise kemal sıfatlardan değil, eksiklik bildiren sıfatlardandır. Oysa Allah (c.c) bu sıfatı Yahya (a.s)'ı yermek için değil övmek için kullanmıştır. Bu da gösteriyor ki ayetteki "hasur" kelimesi onların iddia ettikleri manada değildir. Bütün nebileri yerici sıfatlarla vasıflandırmaktan Allah'a sığınırız.
4 - Salih
5 - Nebi
Yahya (a.s) küçüklüğünden beri en iyi ve en mükemmel sıfatlara sahib bir zattı. Nübüvvet küçükken (otuz yaşına ulaşmadan) ona verilmişti. Allah (c.c) bu konuda şöyle buyuruyor:
"Biz ona hükmü (henüz) küçükken verdik." (Meryem: 12)
Yahya (a.s) kafası kesilmek suretiyle öldürülerek vefat etmiştir.
Salihlerden Bir Nebi:
Bu konuda akla şöyle bir soru gelebilir: Acaba nebilerden salih olanlar ve salih olmayanlar olduğu için mi ayette "salihlerden bir nebi" ibaresi kullanılmıştır. Yoksa nebilerin hepsi salihlerden midir?
Bütün nebiler şüphesiz salihlerden ve Allah'ın yarattıkları arasında en seçkinlerdendir. Allah (c.c) onları, risaleti insanlara aktarmaları için seçmiştir. Allah (c.c), risaleti insanlara aktaracak, önemli olan bu görevi yerine getirecek kimseleri, içinde bulundukları ümmetin ahlak bakımından en üstünleri arasından seçer.
Yine bu konuda şöyle bir soru sorulabilir:
Nebi kelimesi; takva ve salah bakımından en üstün kişi manasını taşıdığı halde bu ayette "salihlerden" kelimesi niçin zikredilmiştir?
Allah (c.c), Yahya (a.s)'ı nebi olarak vasıflandırmıştır. Bu, aynı zamanda ona verilen görevi de bildirmektedir. Bu görev yüce bir görevdir. Bu görevi yüklenen kişi ancak bu görevin yüceliğinden dolayı yüceltilir. Nebilik sıfatı kişiye has bazı sıfatları kapsamaz. Yani Yahya (a.s)'da nebilik sıfatının bulunması Allah'ın ondaki diğer sıfatları zikretmesine engel değildir. Bu o'nun kıymetini te'kid etmek içindir. Salihlik sıfatı, Yahya (a.s)'da hem nübüvvetten önce hem de nübüvvetten sonra mevcut olan bir sıfattı. Eğer Yahya (a.s) nebilerden olmasaydı yine de Allah'ın salih kullarından olurdu. Salah sıfatı; nebiler dahil bütün insanların yükselebileceği en mükemmel sıfattır. Bu sebeple nebiler (salavatullahi aleyhim) bu sıfata ulaşmak için hep Allah'a dua etmişlerdir.
Allah (c.c) Süleyman (a.s)'ın duasını şöyle zikretmiştir:
"Rabbim! Bana ve anne babama verdiğin nimetine şükretmem ve senin razı olacağın işleri yapmam için bana yardım et! Ve beni rahmetinle salih kullarının arasına sok." (Neml: 19)
İbrahim (a.s) şöyle dua etmişti:
"Rabbim! Bana salihlerden bir çocuk ver." (Saffat: 100)
Allah (c.c) İsa (a.s) hakkında şöyle buyuruyor:
"Hem beşikteyken, hem de hem de yetişkin iken insanlarla konuşacak ve salihlerden olacaktır." (Ali İmran: 46)
Allah (c.c) Zekeriyya ve İlyas (a.s) hakkında şöyle buyuruyor:
"Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas hepsi de salihlerdendir." (En'am: 85)
Evlenmemek Bir Fazilet midir?
Yahya (a.s) hiç evlenememiştir. Yahya (a.s)'ın hayatını delil alarak evlenmemenin bir fazilet olduğunu söylemek doğru değildir. Şayet evlilik konusunda Yahya (a.s) örnek alınacak olunursa, bu durumda Yahya (a.s)'ın Rasulullah (s.a.s)'den daha üstün olduğu söylenmiş olur ki bu doğru değildir. Bu konuda bizler için en iyi örnek Muhammed (s.a.s)'dir. Rasulullah (s.a.s) bütün nebi ve rasullerin sonuncusu ve en üstünü olduğu halde evlenmiş, evlenmeye teşvik etmiş ve ruhbanların yaptığı gibi hiç evlenmemeyi de yasaklamıştır.
DAVETCİNİN TEVSİRİDİR
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
"Rabbim! Bana ve anne babama verdiğin nimetine şükretmem ve senin razı olacağın işleri yapmam için bana yardım et! Ve beni rahmetinle salih kullarının arasına sok." (Neml: 19) amin ecmain inşallah....

ALLAH c.c razı olsun emeklerine sağlık,
 
Üst Alt