Imanin şartlari

faruk islam

Özel Üye
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ


]İMANIN ŞARTLARI


]ALLAH'A İMAN
]MELEKLERE İMAN
]KİTAPLARA İMAN
]PEYGAMBERLERE İMAN
]AHİRET GÜNÜNE İMAN
]KADERE İMAN
] ALLAH'A İMAN

]Allah vardır ve kemâl sıfatlara sahibtir. Onun varlığı ve sıfatları hiçbir mahluğunkine benzemez. O, tekdir, fakat bu teklik sayı yönüyle değil; eşi, ortağı, dengi, benzeri olmaması yönüyle tekliktir.
]Onun tekliği sıfatlarındaki, uluhiyyetindeki ve rububiyye-lindeki tekliktir. Yâni tüm mahlukâtın yegâne yaratıcısı, sahibi, rızık vericisi, terbiye edicisi "O" olduğu gibi, yarattıkları üzerinde tasarruf hakkına sahib olan, onların yaşamlarını düzenleyici emir ve yasakları bildiren yegâne teşri (kanun koyma) mercii, göklerde ve yerde kanunlarına tâbi olunup, hükmüne teslimiyet gösterilmeye lâyık yegâne varlık, yine Odur. İbâdet ve itaat yalnız Onun hakkıdır. Bunun aksi bir hâl, yâni Rabbi Zül Celalin uluhiyyeti ve rububiyyeti ile ilgili herhangi bir sıfatının, herhangi bir mahluğa verilmesi ya da yalnız Onun hakkı olan ibadet ve itaatin yaratılmışlardan birisine yapılması, Allaha imanı geçersiz kılan ve sahibine müşrik sıfatını kazandıran amellerdir. Yegâne rızık verici Allah olmasına rağmen, bir yaratılmıştan rızık beklemek; herşeyi hakkıyla bilen ve gören "O" olmasına rağmen, bu sıfatları bir yaratığa vermek, yegâne kanun koyma hakkı Ona ait olmasına rağmen kişi ya da kişilerce vaazedilmiş beşeri kanunları kabul etmek; adaleti sadece Allahtan ve Onun âdil yasalarından beklemenin gerekliliğine rağmen, özü zulme ve beşeri ihtiraslara dayalı sistemlere muhakeme olmak ya da bunu istemek ve böylelikle Allah'ın reddettiği zâlimlerden adalet beklemek Allaha imanı bozucu amellere bazı örneklerdir. Allaha iman ancak bu tür şirklerden uzak olarak yerine getirilen imandır. Yoksa, Allah'ın varlığına inanıldığı halde, yalnız Onun hakkı «lan ibadet, itaat ve teşri (kanun koyma)nin şu veya bu şekilde, şu veya bu yaratığa verilmesine, uluhiyyetinde ve rububiyyetinde Allaha şu veya bu şekilde ortak koşulmasına elbette "Allaha iman" denemez.
]MELEKLERE İMAN
]Melekler nurdan yaratılmış ve kendilerinde erkeklik ya da dişilik gibi herhangi bir cinsiyet bulunmayan, isyan ve günahtan uzak olarak her an Rabbi Zü-1 Celâle ibadet ve itaat eden kullardır. Meleklerin varlığı duyu organlarıyla algılanamayan gaybi gerçeklerden olduğu için bunlara iman ancak Kuranda ve sünnette bildirildiği şekliyle olmalıdır. Her biri ayrı bir işlevi yerine getiren ve İslâmın bildirdiği bir gerçeği ifâde eden meleklere sahih yolla adı bildirilenlere adı ile, diğerlerine de toplu olarak iman mutlaka gerekmektedir.
]KİTAPLARA İMAN
]Allah (c.c),insanların tevhid inancından uzaklaşıp, Ona şirk koşmaya başladığı dönemlerde gönderdiği bazı rasullere; tevhide çağıran, insanlara Rablerini anlatan ve onların hayatlarını düzenleyici hükümler kapsayan kitablar ve sahifeler indirmiştir. Bu kitab ve sahifeler, Allah katından rasullere bildirilen vahyi içermektedir. Bunların herbiri sadece gönderildiği kavim için geçerli olmasına rağmen en son olarak indirilen ve en mükemmel şeriati içeren semavi kitab, Kuran, böyle değildir. O nun vaazettiği hükümler, kanunlar ve yasalar kıyamete kadar herçağ ve heryerde insanların hayat pratiğini şekillendirmesi gereken yegâne ilâhi sistemdir. Kuran dan önce indirilmiş olan kitablar ise, şahsi ve maddi ihtirasları ile hareket eden din düşmanı din adamlarınca (....) tahrif edildiği ve içine insan sözü karıştırılarak, ilâhi hakikatler, beşeri fikir, düşünce ve yalanlarla, değiştirildiğinden günümüze, Allah katından indirildiği andaki saflığı ile ulaşmamış ve Rabb-i Zü-1 Celâlin bizzat koruması altındaki Kuran, bu tahrif edil-niş kitabların batıllığını isbât ederek, yürürlükten kalkmıştır. Buna rağmen, günümüzde muharref haldeki:
]Zebur, Tevrat ve İncil gibi Kuranda ve hadislerde adı bildirilenlere ismiyle, bildirilmeyenlere ise genel olarak imanı -ki bu iman tahrif edilmeden önceki hallerinin Allah katından indirilmiş olduğuna imandır- evet, bu imanı Kuran, İslâm inancının bir gereği saymıştır.
]PEYGAMBERLERE İMAN:

]Tevhidi unutup, "sadece Allaha ibadet" inancından uzaklaşarak, ibadet ve itaatte şirk koşmaya başladıklarında insanları uyarmak, sahte ilâh ve tağutları reddedip sadece Rabb-i Zül Celâle yönelmeye davet etmek, Allah'ın dini olan Lailahe illallah davasını yüklenmek ve bu hakikati -Allah'ın izniyle- insanların akıllarına, kalblerine ve sosyal yaşantılarına nakşet mek, bu davaya nananları müjdelemek, kâfirleri ise korkutmak üzere Allah tarafından görevlendirilen ve yine Onun katından desteklenen Allah'ın seçkin kulları, tevhid bayrağının seçkin taşıyıcıları ve tevhid davasının seçkin önderleridir, rasuller.
]Onların görevi risâlettir. Yâni, Rabbden gelen hakikâtleri, aynen ve zamanında insanlara ulaştırmak. Çağı ve yeri ne olursa olsun her rasulün getirdiği ortak davet ise "Lailahe illallah ve o seçkin şahsiyetlerin ortak ismi "müslüman"dır. Nuh, İb rahim, İsâ, Musa, Yusuf, Lût, Hûd, Dâvud, Muhammed ve adı kitapta ve hadiste zikredilen veya zikredilmeyen bütün rasûl ve nebiler müslüman idi ve tâbi oldukları dâva, Lailahe illallah davası, yâni; teşri (kanun koy ma), insan hayatını yönlendirici emir ve yasaklar bildirme, ibadet ve itaat edilme hakkını sadece Allaha verme, Ondan başka bu haklara sahib olduğunu iddia eden sahte ilâh ve tağutlan reddetmektir. İşte bu davayı yüklenmiş olan ve sahih yolla ismi bildirilen peygamberlere ismiyle, ismi bildirilmeyenlere de genel olarak inanç, imanın önemli bir şartıdır.
]AHİRET GÜNÜNE İMAN:
]Ölümden sonra berzah (kıyamete kadar olan zaman ve bu sürede olan olaylar) hesap, mizan, cennet, cehennem, kabirde azab veya mükâfat, amellerine karşılık azab ya da mükâfat göreceklerin acı veya lezzeti beden ve ruhları ile duyacaklarına ve tüm bunların temelini oluşturan öldükten sonra dirilmeye imandır.
]KADERE İMAN:
]Kadere imanın Allah katında geçerli olabilmesi için şu dört şeye seksiz şüphesiz iman etmek gerekir:
]Birincisi:]Allah'ın ezelî ve kadim ilmine iman etmektir. Allah'u Teâlâ ezeli ve kadim ilmiyle ne olacağını bildi. Ve bu ezelf ilmiyle bildiği şeyleri yazdı.
]İkincisi:]Allah'ın, olmasını dilediği şeyin mutlaka olacağına, olmamasını dilediği şeyin mutlaka olmayacağına, gökte ve yerde meydana gelen bütün hareketlerin ve sessizliklerin Allah'ın izniyle olduğuna iman etmek.
]Üçüncüsü:]Allah'u Teâlâmn bütün mahlukatı yarattığına ve kainatin içindeki herşeyin Allah'ın yaratmasıyla ve takdiriyle meydana geldiğine iman etmek. "
]Dördüncüsü:] Kendisine isabet eden şerrin kendisinden başkasına isabet edebileceği haİde kendisine isabet ettiğini zannetmemek. Veya kendisine isabet eden hayrın bir tesadüf sonucu kendisine isabet ettiğine inanmamak.HANİFİ HIKFINDAN LINTIDIR
 
Üst Alt