211- Madde üzerinde yeni bilgiler. Hüceyre, hayât, mikrop, zehr

AyBuKe

Yönetici
Sigaranın tüberkülozu, kanseri ve damar sertligini kolaylasdırdıgı hakkındaki
korkunç hikâyelerin, temâmen yanlıs oldugu tesbît edilmisdir. Bu hastalıklara
yakalananlarda, sigara içmeyenlerin mikdârı içenlerden az olmadıgı muhakkakdır.
[m. 1964] yılı subat ayında, Amerikada New-York eyâleti tıb derneginde konusan
gögüs hastalıkları mütehassısı Dr. Alvan L.Barach, sigara içerken dumanı içeriye
çekmiyenlerde akciger kanseri yapdıgını gösterecek bir delîl yokdur demis-
dir. Birlesik Amerika saglık isleri bakanlıgının yüzlerle tabîb ve kimyâger çalısdırarak
aylarca yapdırdıgı incelemelerin sonucu, [m. 1963] sonbehâr gazetelerinde
devletce açıklandı. Bu yazıda, (Sigarayı çok içenlerde, kanser dahâ çok görülmüsdür.
Kansere sebeb, tütün degil, sigara kâgıdının yanmasından hâsıl olan katran
oldugu tesbît edilmisdir. Bunun için, tütünü, sigara seklinde degil, tütün yapragının
sarması, pipo ve nargile, lüleli çubuk seklinde içmelidir) denilmekdedir. Tütün
dumanında, kanserojen bir maddenin, ya’nî kanser yapan bir prodüinin bulundugu
idantifiye edilememisdir. Fazla duman verilen hayvanlarda tümör tevlîd
etmek kâbil olmamısdır. Bunun içindir ki, arasdırıcılar, isi istatistiklere dökmüslerdir.
Yukarıda yazılı Amerikan raporu da, tıbbî, fennî isbât sonucuna degil, istatistiklere
dayanarak bildirilmisdir. O hâlde bu rapor, problemi îzâh ve hal etmis
degildir. Nitekim Avrupa ve Amerikada birçok doktorlar, bu raporu ve açıklamaları
körü körüne kabûl etmemekdedirler. (Eczâcılık mecmû’ası), [m. 1970] yılı (12)
ci sayısında diyor ki, (Infarktüs) denilen kalb sektesinden sonra görülen ölümün,
çok sigara içenlerde, sigara içmiyenlere nazaran onaltı def’a dahâ az oldugu Amerikada
tesbît edildi. Nikotinin norepinefrin tesekkülüne te’sîr etdigi Amerikada
görüldü. Bu da, sigaranın zihn yorulmasını önledigini göstermekdedir.
Ba’zı sahslar, nikotine karsı hassâs olabilir. Bu keyfiyyet, yumurtaya, çilege karsı
hassâs insanların bulunmasına benzer. Bunlar, sigara içince, hazm ve sinir bozuklugu,
çarpıntı, damar tekallüsü, tansiyon yükselmesi gibi hâller görülür. Lâkin
tütün içenlerin yüzde doksanında ve hele az içen büyüklerde hiçbirsey görülmemekdedir.
O hâlde, büyük bir insanın az mikdârda içdigi tütüne, sıhhî bakımdan
harâm denemez. Böyle bir iddi’â, tecribeye, fenne uygun olmaz.
Doktor Gautier, Pârisde basılan fransızca (Formulaire)de koyu çayın ve kahvenin,
sigaranın zararını giderdigini yazmakda, tütünle zehrlenmege karsı, bir
bardak suya bir kahve kasıgı tanen veyâ mazı tozu, yâhud bir damla tentürdiyod
koyup içmeli ve yatıp çok örtünmelidir demekdedir.
ZEHRLI GAZLAR VE KORUNMA ÇÂRELERI: Zehrli bir cismin harbde
kullanılabilmesi için, bir takım taktik sartları da hâiz olması lâzımdır ki, bunları her
zehrde toplamak kolay degildir. Bundan dolayı, kimyâ sanâyı’inin birinci cihân harbine
verdigi üçbinden ziyâde zehrli maddeden, ancak otuzu kullanılmıs ve bunlardan
oniki kadarı ise yaramısdır. Bu savasda gaz atısı, düsmana zâyi’ât verdirerek
degil, rûhî te’sîr yapmak sûreti ile rol oynamısdır. Her yeni çıkan gaza karsı korunma
vâsıtalarının bulunması ve kıt’alarda gaz disiplini meydâna gelmesi ile bu silâhın
korkusu kalmamısdır.
Bugün iyi korunma vâsıtalarına ve bunların kullanılması ta’lîm ve terbiyesine
mâlik olan bir millet için gaz tehlükesi yokdur. Ilerdeki harblerde, ilk olarak
meydâna çıkarak, eldeki korunma vâsıtalarından geçecek olan her yeni bir silâh
ve bomba, korunma çâresi bulununcıya kadar rol oynıyacak ve belki de savas netîcesi
üzerine mühim te’sîr yapacakdır.
ELEKTRONIK ÂLETLER: Elektronik kelimesini,elektron kelimesi ile karısdırmamalıdır.
Elektronik kelimesi, bir ilm koluna verilen ismdir. Bu ilm kolu, elektro-
manyetik dalgaların üzerine kurulmusdur.
Bir endüksiyon makarasının ikinci makarasındaki ince bakır telden, çok sayıdaki
sargıların iki ucu, iki küçük küreye baglanır. Birbirine yakın olan iki kürenin
biri antene [gerilmis bakır tele], ikincisi, su borusuna, böylece topraga baglanır.
Kalın bakır telden içerdeki az sayıda sargılara pilden akım verilince, iki küre arasında
kıvılcım seklinde elektron atlaması olur. Elektronlar, anten ile, toprak arasında,
sâniyede milyonlarca def’a gidip gelir. Sâniyedeki gidip gelme sayısına
(Titresimli akımın frekansı) denir. Evlerimizde kullandıgımız elektrik akımının frekansı
ellidir. Frekansları onbinleri asan alternatif akımlara, (Yüksek frekanslı) de-
nir. Elektrik akımı geçen tellerin etrâfında, bir miknâtıs sâhası hâsıl olur. Anten
ile toprak arasında hâsıl olan akım [elektrik titresimi] de, kuvvetli miknâtıs meydâna
getirir. Bu miknâtıs, dalgalar hâlinde, fezâda [boslukda] her tarafa yayılır.
(Elektro-manyetik dalga) denen bu dalgaların yönü ve siddeti degisdigi için rast
geldikleri kapalı devrelerde, meselâ antenlerde, endüksiyon akımı meydâna gelir.
Bugün yüksek frekans alternatörleri ile ve triyod lâmbaları ile, elektrik titresimleri
ve böylece, elektro-manyetik dalgalar yapılmakda, bunlarla, telsizler, radyolar,
radar ve elektronik beyinler çalısdırılmakdadır. Elektronik beyin [Computer]lerin
iç yapısını, besbin dânesi bir yüksüge sıgan küçük transistörler ve diodlar ve bunları
baglıyan binlerce karısık elektrik devreleri teskîl eder. Bunların i’mâl ve tesbîti,
elektronik beyin ve otomatik makinelerle yapılır.
Elektronik beynin giris kısmında, husûsî daktilolarda delinmis ve üzerindeki delikler,
belli harf veyâ isâreti bildiren kartlar veyâ delikli serîtler yâhud da bir yazıcı
daktilo ile yapılacak isi gösteren bir program, makineye verilir. Program,
makinenin özel isâretleriyle ve istenen isi yapdıracak seklde, mütehassıslar tarafından
hâzırlanır. Bir kerre hâzırlanan program, belli bir is için her seferinde kullanılabilen
bir deste delikli kart olabilir. Programdan sonra ma’lûmât verilir. Girisde
kullanılan vâsıtalarla, kısa zemânda netîce alınır. Kartdaki delikler, devrelerin
açılıp kapanmasını saglar.
Elektronik beyin, kendisine verilen ma’lûmâtı ve programı hâfıza kısmı denen
yerde kayd eder. Bu kısm, içinden tel geçen ferromagnetik halkalardan ibâret, kor
denen, [Core: çekirdek] yüzbinlerce magnetik devreden ibâretdir. Altı kor birlesip,
bir postahânedeki numaralı posta kutuları gibi düsünülebilen pozisyonları teskîl
eder. Her pozisyon, korlarındaki akımın yönüne göre magnetize olarak teyp gibi
ma’lûmâtı kayd eder. Bunlara ma’lûmâtın girisi çıkısı, sâniyede besbin def’a olabilir.
Islemler merkez kısmında yapılır. Sâniyede, bin ile dört bin arasında toplama,
çıkarma, yirmibes ile ikiyüzelli arasında çarpma, bölme, besbin Lojik islem yapabilir.
Sekizyüz bilinmiyenli, sekizyüz denklemi bir insan, hiç yimeden, içmeden, ikiyüzelli
senede, kompütür, ya’nî bilgisayar ise, birkaç sâatde yapar. Fen kollarındaki
yeni kesfler için ve nemâz vaktlerini anlamak için lüzûmlu hesâbların yapılmasında,
hastalıkların teshîsinde, fabrikaların az mütehassısla çalısdırılmasında,
elektronik âletlerle çalısan tertîbli [programlı] hesâb makinaları (Robot)lar kullanılıyor.
Robot, makine adam demekdir. Bunlar, mekteblerde, evlerde ögretmen
yerine ders vermekde, problem çözmekdedirler. Gemilerin, tayyârelerin yerlerini
bulmakda, menzil hesâblarını yapmakda, harb gemilerinde atıs kontrolünde, hava
tahmînlerinde, tayyârelere ve rampadan atılan füzelere yol gösteren radar
Beaconlarında hep elektronik âletler kullanılmakdadır. Telsizle idâre edilen tayyâreler,
roketler, kıt’alar arası füzeler, elektronik bilgilerin kullanıldıgı yerlerdir.
Amerikalılar, 1975 de elektronik beyinle incelemeler yapan, (Viking 1 sonda cihâzı)
nı Merîh yıldızına yolladılar. Bu cihâz, ellialtı milyon kilometrelik yolu onbir
ayda kat’ etdikden sonra, 1976 temmuz ayında Merîh üzerine kondu. Çalısmaga
basladı. Toprak alıp, biyolojik ve fizik ve kimyâ tahlîlleri yapıp, Pasadena ilm
merkezine bildirdi. Merîh topragında bol oksigen gazı oldugu ve radio-aktif karbon
bulundugu anlasıldı. Pasadenadaki hayâtî tecribeler mütehassıslarından Dr.
Herold Klein, Viking 1 cihâzının gönderdigi haberlerin çok heyecân verici oldugunu
söylemisdir.
Ruslar, askerî harcamalarının çogunu, câsûsluk islerinde kullandılar. Elektronik
sanâyı’ın sırlarını, Amerikalılardan çaldıkları tesbît ve resmî raporlarla nesr
edildi.
 
Üst Alt