Benim Halkım Kur’an’ı Terk Etti

faruk islam

Özel Üye
Benim Halkım Kur’an’ı Terk Etti
Kur’an, peygamberin kıyamet günü Allah’a şöyle şikayette bulunacağını söyler:
“Peygamber diyecek ki: “Ey Rabbim! Benim halkım bu Kur’an’ı terketti.” (Furkan; 25/30)
Ayette geçen “Kur’an-ı mehcur” tabiri terk edilmiş, bir kenara atılmış, bırakılmış, uzaklaşılmış Kur’an demek…
Peygamber rabbine hangi halkı şikayet edecek dersiniz?
Kim bu Kur’an’ı bir kenara atan halk?
Elinize aldığınız herhangi bir mushafın üzerinde “Kur’an-ı azim” veya “Kur’an-ı Kerim” yazar.
Büyük, şanlı, asil Kur’an; içinde insanlığın şerefi ve itibarı olan, kemikleşmiş değer ve ilkeleri bulunan, onları ısrarla vurgulayan, insanlığa sürekli bunları hatırlatan (zikr), temel değerlerinin (hablun min’ennâs) savunucusu, vicdanının sesi (basâiru li’nnâs) olan Kur’an demek…
Ne asil bir isim…
Demek artık şöyle okuyacağız: Kur’an-ı mehcur…
“Geçip giden varsa İslam’ın şu çiğnenmiş diyarından”, viran olmuş yurtların, metruk binaların, ot basmış evlerin örümcek bağlamış duvarlarında asılı duran, artık bir manası kalmamış, bunun için de dönüp bakmaya gerek olmayan, terkedilmiş, bir kenara atılmış, kendi haline bırakılmış Kur’an demek…
Ne hazin bir isim…
“Kur’an Mekke’de nazil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı” diye meşhur bir söz var…
Kur’an’ın tarihteki serancamını adeta özetliyor: Nazil oldu… Okundu… Yazıldı…
Peki nerede anlaşıldı? Nerede yaşandı? O niye yok?
Manidar değil mi?
Kendinizi bir yoklayın.
En son ne zaman Kur’an’ı okudunuz demiyorum, ne zaman dediğini anlamaya çalıştınız?
Yani Kur’an’ı en son ne zaman terk ettiniz?
Biliyorum bir çoğumuz için trajik bir soru.
Kur’an’ı terk etmek…
Ondan umudunu kesmek…
Gerek duymamak…
Heyecan duymamak…
Okuduğu halde terk etmek…
Yazdığı halde terk etmek…
Konuştuğu halde terk etmek…
Saygı duyduğu halde terk etmek…ALINTI
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt