Günahlar

faruk islam

Özel Üye
GÜNAHLAR
Kumar Oynamak
animislam3en4nu1.gif
-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi
animislam3en4nu1.gif
'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?" (Maide: 91)
Kur'an'ın bir çok yerinde
animislam3en4nu1.gif
'ın insanların mallarını batıl yolla yiyenlerden hoşlanmadığını ifade eden ayetler vardır.
"Kim bir arkadaşına gel seninle kumar oynayalım derse, sırf bu sözden dolayı keffaret vermesi gerekir." (Buhari, Müslim)
Sadece "oynayalım" demek keffaret gerektirirse ya onu fiilen oynamak nasıl olur?
Mescid-i Haram'da Günah İşlemek
animislam3en4nu1.gif
-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Doğrusu inkar edenleri,
animislam3en4nu1.gif
'ın yolundan yerli ve yolcu bütün insanlar için eşit kılınan Mescid-i Haram'dan alıkoyanları ve orada zulm ile yanlış bir yola saptırmak isteyeni, can yakıcı bir azaba uğratırız." (Hacc: 25)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Veda haccında şöyle buyurdu:
"Dikkat ediniz!
animislam3en4nu1.gif
'ın gerçek dostları muhakkak namazı dosdoğru kılan, Ramazan orucunu tutan,
animislam3en4nu1.gif
rızasını umarak malının zekatını veren ve
animislam3en4nu1.gif
'ın yasakladığı kebair (büyük günahlar)dan kaçınanlardır. Adamın birisi:
"Ya Rasulullah! Büyük günahlar nedir?" diye sordu.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"O büyük günahlar dokuzdur.
animislam3en4nu1.gif
'a şirk, haksız yere bir mü'mini öldürmek, sihir, savaş meydanından kaçmak, yetimin malını yemek, babaya eziyet etmek, kıbleniz Mescid-i Haram'ı helal kılmak (orada kan dökmek). Bu büyük günahları yapmaksızın namaz kılan, zekat veren ve bu hal üzere ölen hiçbir kişi yoktur ki, kapıları altın işlemeli olan yerde Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber olmasın." (Hakim, Taberani, Beyhaki sahih senedle rivayet etmişlerdir.)
"
animislam3en4nu1.gif
katında insanların en düşman olanı, nefsi müdafaa dışında kan davası, düşmanlık ve kinden dolayı birini Mescid-i Haram'da öldürendir." (Ahmed)
Cuma Namazını Terketmek
Abdullah b. Mes'ud radiyallahu anh'dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Nerdeyse birine (yerime) namaz kıldırmasını emredip de cuma namazına gelmeyenlerin evlerini yıkmaya niyetlenmiştim." (Müslim)
"Bazı kimseler ya cuma namazına katılmamayı terkedecek yoksa
animislam3en4nu1.gif
onların kalblerini mühürleyecek ve sonra onlar gafillerden sayılacaklardır." (Müslim)
"Önemsemeyerek üç cuma namazını terk eden kimsenin kalbini
animislam3en4nu1.gif
mühürler." (Ebu Davud, Nesei sahih senedle rivayet etmişlerdir.)
Hafsa radiyallahu anh'dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Ergenlik çağına erişmiş herkesin cuma namazına gitmesi farzdır." (Nesei)
(Cuma namazı diğer vakit namazları gibi değildir. Farz olabilmesi için vakit namazlarının şartları dışında bir takım belli şartları vardır. Bu şartlar tahakkuk etmedikçe cuma namazını kılmak farz olmaz ve onun yerine öğle namazı kılınır. Bundan dolayı da cuma namazını terkeden günah işlemiş sayılmaz bilakis doğru bir iş işlemiş olur.)
Müslümanların Aleyhine Casusluk Yapmak ve Onların Gizli Yönlerini Başkalarına Bildirmek
Bu konuyla ilgili olarak Hatib b. Ebu Beltea radiyallahu anh'ın hadisi vardır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'yi fethetmek için Medine'de savaş hazırlıklarına başlamıştır. Sadece müslümanların bildiği bu haberi bir mektupla Hatib b. Ebi Beltea, Mekke'de bulunan ailesini korumak için müşriklere iletmek istedi. Ancak vahiyle bu durum Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e bildirilince, mektubu oraya götürmek üzere yola çıkan kadının saç örgüleri arasından mektup alınmıştır.
Hz. Ömer radiyallahu anh Hatıb'ı münafıklık yaptığı için öldürmek istemişti. Fakat Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e vahiy tarafından Hatib'in müslümanların gizli sırlarını müşriklere ifşa etmek için değil de sadece orada bulunan ailesini korumak için bu mektubu yazmış olduğu bildirilince hükmü onun zahirine göre değil de batınına göre verdiğinden Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Ömer radiyallahu anh'ın onu öldürme isteğine karşı gelmiştir.
(Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hatib b. Ebi Beltea hakkında vahiyden ötürü batinen hüküm vermiştir. Fakat Rasulullah'ın ölümüyle vahiy kesilmiş olduğundan kişilerin batınına (kalbine) göre hüküm vermek imkansız olmuştur. Bu yüzden böylesine bir şeyi yapan yani; Hatib b. Ebi Beltea gibi zahiren casuzluk yaptığı belli olan kimseye karşı Hz. Ömer radiyallahu anh'ın hükmettiği gibi zahiren hükmederek casus hükmünü ve dolayısıyla onun kafir olup öldürülmesi gerektiğine hükmetmeliyiz. Bu hükmün dışında onun batınına göre hüküm vermeye çalışmak vahyi bilme iddiasından başka bir şey değildir.)
 
Üst Alt