34-namâzin vâcibleri

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Namâzın vâcibleri şunlardır:
1-Fâtiha sûresini okumak.
2-Fâtihadan sonra bir sûre veyâ en az üç kısa âyet okumak.
3-Fâtihayı, sûreden önce okumak.
4-Fâtihayı ve Fâtihadan sonra okunan sûreyi, farzların birinci ve ikinci rek’atlerinde, vâcib ve sünnetlerin her rek’atinde okumak.
5-Secdeleri birbiri ardınca yapmak.
6-Üç ve dört rek’atli namâzların ikinci rek’atinde teşehhüd mikdârı oturmak. Son oturuş farzdır.
7-İkinci rek’atde teşehhütden fazla oturmamak.
8-Secdede burnu alnı ile berâber yere koymak.
9-Son rek’atde otururken (Ettehıyyâtü) düâsını okumak.
10-Namâzda ta’dîl-i erkâna riâyet etmek.
11-Namâzın sonunda, (Esselâmü aleyküm ve rahmetullah) demek. 12-Vitr namâzının üçüncü rek’atinin sonunda, kunût düâsı okumak.
13-Bayram namâzlarında tekbîr getirmek.
14-İmâmın sabâh, Cum’a, bayram, terâvîh, vitr namâzlarında ve akşam ile yatsının ilk iki rek’atinde yüksek sesle okuması.
15-İmâmın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü, yatsının üçüncü ve dördüncü rek’atlerinde hafîf sesle okuması, vâcibdir. İmâmın yüksek sesle okuması vâcib olan yerleri, yalnız kılanın, yüksek ses ile de, hafîf sesle de okuması câizdir.
Kurban bayramının arefesinin sabâh namâzından, dördüncü günün ikindi namâzına kadar, yirmi üç farz namâzının akâbinde, (Tekbîr-i teşrîk) okumak vâcibdir.
SEHV (Yanılma ve Unutma) SECDESİ: Namâz kılan, namâzda farz olan bir şeyi, bilerek veyâ unutarak terk ederse, namâzı bozulur. Eğer bir vâcibi, unutarak terk ederse, namâzı bozulmaz. Fekat, sehv secdesi yapması lâzım olur.
 

Hasret ruzgari

Aktif Üyemiz
Secde-i sehvi bile bile yapmıyan veyâ nemâzın vâciblerinden birini bilerek terk eden kimsenin o nemâzı yeniden kılması vâcib olur. Kılmazsa günâhkâr olur. Sünnetin terkinde secde-i sehv gerekmez. Secde-i sehv, bir farzın tehîrinde veyâ bir vâcibin terk ve tehîrinde yapılır.
Namâzda birkaç kerre secde-i sehv îcâb etse, bir kerre yapmak yetişir. İmâmın yanılması, kendisine uyanların da secde-i sehv yapmalarını gerekdirir. İmâma uyan yanılırsa, kendisi imâmdan ayrı secde-i sehv yapmaz.
Secde-i sehvi yapmak için, tehıyyât okunup, bir tarafa selâm verildikden sonra, iki secde yapıp oturulur ve (Tehıyyât), (Salli ve bârik), (Rabbenâ) düâları okunarak namâz temâmlanır. Bir veyâ iki tarafa selâm verdikden sonra veyâ hiç selâm vermeden de secde-i sehv yapılabilir.
Secde-i sehvi îcâb etdiren husûslar:
Oturması lâzım gelen yerde kalkmak. Kalkması gereken yerde oturmak. Sesli okuması îcâb eden yerde, yavaş okumak. Yavaş okuması gereken yerde, sesli okumak. Düâ okunacak yerde, Kur’ân-ı kerîmden okumak. Kur’ân-ı kerîmden okunacak yerde düâ okumak. Meselâ, Fâtiha sûresi yerine Ettehıyyâtü düâsını okumak, Ettehıyyâtü okunacak yerde Fâtiha okumak gibi. Burada Fâtiha terk edilmiş oluyor. Namâzı temâmlamadan selâm vermek. Farz namâzların birinci ve ikinci rek’atlerinde zamm-ı sûreyi okumayıp, üçüncü ve dördüncü rek’atlerinde okumak. İlk iki rek’atde, Fâtihadan sonra zamm-ı sûre okumamak. Bayram namâzı tekbîrlerini terk etmek. Vitr namâzında kunût düâsını terk etmek.
TİLÂVET SECDESİ: Kur’ân-ı kerîmde ondört yerde, secde âyeti vardır. Bunlardan birini okuyanın veyâ işitenin, ma’nâsını anlamasa da, bir secde yapması vâcibdir. Secde âyetlerini yazan, heceleyen secde yapmaz.
Dağlardan, çöllerden ve başka yerlerden aksedip, geri gelen sadâyı işitenlerin ve kuşdan işitenlerin secde etmesi vâcib olmaz. İnsan sesi olması lâzımdır. Radyodan, ho-parlörden işitilen sesin, insan sesi olmadığı, hâfızın sesine benzeyen, cansız âlet sesi olduğu dahâ evvel bildirilmişdi. Bunun için radyodan ve teypden okunan secde âyetlerini işitenin tilâvet secdesi yapması vâcib olmaz.

Tilâvet secdesi yapmak için abdestli olarak, kıbleye karşı ayakda durup, elleri kulaklara kaldırmadan (Allahü ekber) diyerek secdeye yatılır. Üç kerre (Sübhâne rabbiyel a’lâ) denir. Sonra (Allahü ekber) deyip secdeden kalkınca secde-i tilâvet temâm olur. Önce niyyet etmek lâzımdır. Niyyetsiz kabûl olmaz.
Namâzda okuyunca, hemen ayrıca rükü’ veyâ bir secde yapıp ayağa kalkar. Okumasına devâm eder. Secde âyetini okudukdan sonra iki üç âyet sonra namâzın rükü’una eğilirse ve tilâvet secdesine niyyet ederse, namâzın rükü’u veyâ secdeleri, tilâvet secdesi yerine geçer. Cemâ’at ile kılan, imâm secde âyetini okuyunca imâmın okuduğunu işitmese de, imâmla birlikde, ayrıca bir rükü’ ve iki secde yapar. Cemâ’atin rükü’da niyyet etmesi lâzımdır. Namâz dışında, sonraya da bırakabilir.
ŞÜKR SECDESİ: Tilâvet secdesi gibidir. Kendisine ni’met gelen veyâ bir dertden kurtulan kimsenin, Allahü teâlâ için (secde-i şükr) yapması müstehabdır. Secdede önce (Elhamdülillah) der. Sonra secde tesbîhini okur. Namâzdan sonra secde yapmak mekrûhdur.
Namâzda ta’dîl-i erkâna riâyet etmiyenin bütün mahlûklara zarârı dokunur. Zîrâ o kimsenin günâhı sebebi ile yağmurlar yağmaz, yerde ekinler bitmez ve vaktsiz olarak yağmur yağmış olup, fâide yerine zarar vermiş olur, buyurulmuşdur.

 
Üst Alt