Hakiki adalet ister ki şu küçücük insan

radyomevlana

Aktif Üyemiz
Sırr-ı Sakatî -kuddise sirruh-, dersinde talebelerine; “Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen, onlardan değildir.” (Hâkim, Müstedrek, IV, 352; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 87) hadîsini îzâh ederken, bir talebesi heyecanla içeri girer ve:

“–Üstadım! Sizin mahalle yandı, kül oldu. Yalnız sizin ev kurtuldu.” der.

Sırr-ı Sakatî sevinç içinde “Elhamdülillâh!..” der.

Otuz sene sonra bir dostuna:

“–Ben o vakit, «Elhamdülillâh!..» demekle, bir anlık da olsa sırf kendimi düşünmüş, felâkete uğrayanların ızdırâbından uzak kalmış oldum. İşte, otuz senedir o hâlimin tevbesi içindeyim!..” der.

Sonsuz Affedicilik ve Sonsuz Adalet Bağdaşır mı?

Sen ancak zikre (Kur’an’a) uyan ve görmeden Rahman’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.”
(Yasin Suresi, 36:11)

“Hakiki adalet ister ki, şu küçücük insan, şu küçüklüğü nispetinde değil, belki cinayetinin büyüklüğü, mahiyetinin ehemmiyeti ve vazifesinin azameti nispetinde mükâfat ve mücazat (ceza) görsün.”
(Bediüzzaman)
 
Üst Alt