Hz.Muhammed(s.a.v)'in örnek ahlakı

MURATS44

Özel Üye
İSTEMEZ MİSİN EY ÖMER?Hz. Ömer (ra), sessizce, dinlenmekte olduğu odaya girer. Bir an çevresine göz gezdirir. Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de, içinde birkaç avuç arpa bulunan küçük bir torba vardı. İşte Allah Resûlü'nün odasında bulunan eşyalar bundan ibaretti. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer (ra)'in hıçkırıkları O'nu (asm) uyandırır. Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören Hz. Ömer (ra) ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. Hz. Muhammed (asv) hayretle sorar:

“Ey Hattab oğlu! Niçin ağlıyorsun?”


“Ey Allah'ın Elçisi! İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken, Bizanslılar Kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki Allah'ın Elçisisin... İzin versen de, biz de seni...”
Maksat anlaşılmıştır, Allah'ın Elçisi (asm), gelecekteki halifesinin sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işareti ile keser ve;

"Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı "(Ankebut, 29/64)

ayetini okuduktan sonra ekler:

“İstemez misin ey Ömer? Dünya onların olsun, ahiret te bizim!..”
 

MURATS44

Özel Üye
GÖĞSÜNÜ AÇIP

Bedir savaşından önceki saatlerdir... Son bir kez safları kontrol etmekte, askerine çeki düzen vermektedir. Saftan bir az önde duran arkadaşlarından Hudayr oğlu Üseyd'i hafifçe göğsünden iterek safa girmesini ister. Şakacı bir kişi olan Üseyd ise:
"Ey Allah'ın Elçisi" der "canımı acıttın, izin ver, karşılığını alayım."Hz. Muhammed (asv) hemen önüne geçerek:
"Buyur, al hakkını" der.
Üseyd ise son derece ciddi bir tavırla:
"Fakat" der "Ey Allah'ın Elçisi, benim göğsüm çıplaktı, sende ise elbise var " Hz. Muhammed (asv) gömleğini çözerek:
"Haydi" der "şimdi al hakkını."
Peygamberini kucaklayarak öpmeye başlayan Hudayr oğlu Üseyd, bir yandan da
"Ey Allah'ın Elçisi" demektedir. "Anam babam sana feda olsun, istedim ki, hayatım seni öpmekle son bulsun.
 

MURATS44

Özel Üye
HİZMET GÖRDÜRMEYİ SEVMEMArkadaşlarından Rabia oğlu Amir'le beraber mescide gitmektedir. Ayakkabısının bağı çözülür. Amir hemen atılıp, bağlamak ister. Hz. Muhammed (asv) engel olur, kendi bağlar. Bir yandan da Amir'e hitap eder:

“Bu, başkasına hizmet gördürmektir. Ben ise başkasına hizmet gördürmeyi sevmem.”
 

MURATS44

Özel Üye
DAHA GÜÇLÜ DEĞİLSİNİZİslam'ın ilk büyük meydan sınavı Bedir'e doğru yol alınmaktadır. Deve azdır, ancak üç kişiye bir tane düşer ve sırayla binilir. Hz. Muhammed (asv) ile aynı deveyi paylaşan arkadaşları, kendi haklarından gönüllü olarak vazgeçerler. Sürekli O’nun (asm) binmesini isterler. O ise kabul etmez:

"Siz" der, "benden daha güçlü değilsiniz. Kaldı ki ben de sizin kadar sevap kazanmaya muhtacım."
 

MURATS44

Özel Üye
DOYUNCA HEP AĞLARIMHz. Muhammed (asv) 'in vefatından sonraki yıllardır. Bir akrabası Hz. Ayşe (r.anha)'yi ziyaret eder. Hz. Ayşe (r.anha) onun için bir sofra kurdurtur. Ve sonra dayanamayıp ağlamaya başlar. Akraba sebebini sorar. Hz. Ayşe (r.anha):
"Ben doyuncaya kadar her yemek yiyişim de ağlarım,"
der.
Akraba daha da meraklanıp, sorar:

"Niçin?"
“Çünkü Allah'ın Elçisi bütün ömrü boyunca doyuncaya kadar hiç yemedi. Sıkıntı içerisindeydi. Bir günde iki öğün yemedi. Ekmek yediği zaman hurma yemedi, hurma yediği zaman ekmek yemedi. Sürekli başkalarını kendine tercih ettiği için hep böyle yaşadı. Şimdi ise insanlar yediklerini eritmek için ilaç kullanıyor. Hz. Muhammed (asv) bütün ömrü boyunca kızartılmış bir koyunu hiç görmemiştir.”
 

MURATS44

Özel Üye
HERKESTE BİR O'NDA İKİMekkeli düşmanları yanlarına aldıkları bazı çöl kabileleriyle birlikte on bin kişilik bir ordu düzüp, Medine üzerine yürürler. Müslüman mücahitlerin sayısı ancak üç bin kişidir. Şehirde kalıp, savunma savaşı yapmaya karar verirler. Medine'nin etrafına büyük bir hendek kazılmaya başlanır. Hz. Muhammed (asv) kazılan toprağın hendek dışına taşınması işinde çalışmaktadır. Görgü tanığı bir arkadaşının anlatımıyla toz-toprak O'nun (asm) göğüs ve karın derisini örtmüş durumdadır.
Üç gün süren hendek kazımının en zor tarafı, aynı günlerde bütün şiddetiyle devam eden açlık ve kıtlıktır. Arkadaşları, çalışırken, açlıktan düşüp bayılmamak için karınlarına taş bağlamışlardır. Bir ara karşısına dizilirler. Ahirette kendilerinin bu fedakârlıklarına şahitlik etmesini isterler... Ve elbiselerini sıyırıp, taşları gösterirler. O sadece tebessüm eder. Sonra da kendi elbisesini sıyırır... Hz. Muhammed (asv) 'in karnında iki taş birden bağlıdır.
 

MURATS44

Özel Üye
BEN DE ODUN TOPLAYAYIMBir yolculuktadırlar... Yemek için mola verilir. Arkadaşlarının her biri bir görev üstlenir. Hz. Muhammed (asv) ' de:
"Ben de ateş için odun toplayayım."
der.
Arkadaşları önüne geçmek isterler:

"Ey Allah'ın Elçisi! Siz dinlenin biz o işi de görürüz." Hz. Muhammed (asv) bütün ciddiyetiyle cevaplar:
"Gerçekten bunu isteyerek yapacağınızı biliyorum. Ancak ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam. Bunu Allah'ta sevmez."
Ve odunları toplamaya koyulur.
 

MURATS44

Özel Üye
SESSİZCE YATAĞINA UZANIRMedine'de Hicret'i takip eden ilk günlerdir. Medineli Müslümanlar, bütün maddi varlıklarını Mekke'de bırakıp gelen kardeşleriyle her şeylerini paylaşırlar. Her eve on tane misafir düşmüştür. Hz. Muhammed (asv) de bu evlerden birini başka muhacir arkadaşlarıyla paylaşır. Onlardan biri olan Esved oğlu Mikdad anlatmaktadır:
"Evde, sütleri ile evin geçiminin sağlandığı bir kaç keçi vardır. Keçiler sağıldığında herkes kendi payına düşen sütü içer... Hz. Muhammed (asv) 'in payı kasede kalırdı. Bir gece Hz. Muhammed (asv) eve geç geldi. Herkes kendi payını içerek, yatmıştı. O kâseyi boş buldu, ama sesini çıkarmadı. Sadece şöyle dua etti.”
"Ey bugün beni doyuran Allah'ım, onları da doyur!"

Daha sonra uyanan Mikdad peygamberinin açlığını gidermek için keçilerden birini kesip, pişirmeye davranır. Hz. Muhammed (asv) izin vermez. Onun yerine ikinci kez sağılan keçiden çıkan bir kaç damla sütü içer ve sessizce yatağına uzanır.
 

MURATS44

Özel Üye
BEN KRAL DEĞİLİMEbu Hüreyre ile birlikte, çarşıya alışverişe çıkmışlardır. Alış verişi bitirdikten sonra satıcıya tartması için para yerine kullanılan gümüş parçalarını uzatır ve:
"Dikkatli ol, ağırca tart."
der.
Şaşırarak hiç bir müşterisinden böyle bir teklif duymadığını söyleyen satıcıya Ebu Hüreyre karşısındakinin peygamber olduğunu bildirir... Satıcı derhal Hz. Muhammed (asv) 'in ellerine kapanarak öpmek ister... O izin vermez.

“Bunu İranlılar krallarına karşı yaparlar. Ben kral değilim, içinizden bir insanım...”

Eve dönüş sırasında Ebu Hüreyre yükünü taşımaya yardımcı olmak ister. Ona da izin vermez.
"Kişi, eşyasını, taşıyabiliyorsa, sadece kendi taşımalıdır."
 

MURATS44

Özel Üye
ANCAK ALLAH İÇİNArkadaşları, O yanlarına her girdiğinde hızla ayağa kalkmaktadırlar. En sonunda bir gün dayanamaz:
"İranlıların birbirlerini büyük görerek ayağa kalktıkları gibi siz de bana ayağa kalkmayın. Çünkü ben, bir kulun yemek yediği gibi yemek yiyen, bir kulun oturduğu gibi oturan bir kulum."

Bunun benzeri başka bir olayda ise uyarısına şu eklemeyi de yapar:
"Hiç kimse için kalkılmaz. Ancak, Allah için ayakta durulur."

Bundan sonra arkadaşları O (asm) içeri her girdiğinde kendilerini zorla tutarlar ayağa kalkmaz, oturmaya devam ederler.
 
Üst Alt