Hz.muhammed(S.a.v)'in Örnek Ahlakı - Önder

MURATS44

Özel Üye
ZORUNLU YÜRÜYÜŞ

Ordu, Mustalikoğulları kabilesine karşı harekete geçmiştir. Zafer kolaylıkla kazanılır... Fakat dönüş yolculuğunun başlarında yaşanan bir olay büyük bir tehlikenin habercisidir.

Bir mola yerinde, Medineli bir Müslümanla Mekke'den hicret etmiş bir diğer Müslüman arasında basit bir sebepten bir tartışma yaşanır. Sonra olay hızla büyür ve bir Mekkeli-Medineli çatışmasına dönmeye başlar. Önlem alınmazsa, o güne kadar Müslümanların en büyük maddi güç dayanaklarını oluşturan iç birlik ve kardeşlik ruhu ortadan kalkmak üzeredir.

Duruma hızla el koyan Hz. Muhammed (asv) emir verir; ordu yürüyüşe geçer. Oysa her zaman molada geçirilen günün en sıcak saatleridir. O gün akşama kadar ve gece boyu hızlı tempoyla yürüyüş devam eder. Ertesi gün öğle saatlerinde nihayet mola izni verilir, ama neredeyse yirmi dört saattir hareket halinde olan orduda hiç kimse dünkü kavgayı devam ettirebilecek güce sahip değildir. Bütün ordu yarı baygın bir biçimde uyuyakalır. Bu arada Hz. Muhammed (asv) baş gösteren tehlikeyi ortadan kaldıracak girişimlerde bulunmuş, kavganın büyümesi adına en tehlikeli saatler de atlatılmıştır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

MURATS44

Özel Üye
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif


ADAM HAKLIBir arkadaşından bir miktar hurma ödünç alır. Ödeme zamanı gelince de o an kendi imkânı olmadığı için, Medineli bir Müslümana kendi adına borcunu ödemesini söyler. Fakat Medinelinin verdiği hurmaların kalitesi daha düşüktür. Alacaklı kabul etmez. Medineli kızar:
“Allah’ın Elçisinin verdiği hurmaları mı reddediyorsun?" der. Alacaklı, boynunu bükerek;
"Eğer Allah'ın Elçisi de adaletli davranmazsa, kimden adalet bekleyeceğiz?" diye sorar.
Bu durumdan Hz. Muhammed (asv)'in bilgisi yoktur. Haberdar edilince hüzünlenir, gözleri dolu dolu:
der.

Emir verir, hurmalar değiştirilir.
 

MURATS44

Özel Üye
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif


KAN DAVASI
Mescit'te hutbe okurken, Müslümanlıkta yeni birisi, ayağa kalkar, kan davası gütmektedir. Hz. Muhammed (asv)'in sözünü keserek;
"Ey Allah'ın Elçisi!" der ve Mescid'te oturan bir grubu işaret ederek, "Bunların ataları bizim aileden birini öldürmüşlerdi. Biz de karşılık olarak onlardan birinin öldürülmesini talep ediyoruz." Hz. Muhammed (asv) sakin ama kararlı, cevap verir:
“Babanın intikamı oğlu üzerinden alınamaz.”
 

MURATS44

Özel Üye
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif



SOPAYI UZATINCAArkadaşları arasında savaş ganimetlerini paylaştırmaktadır. Kalabalık tarafından sıkıştırılır. Biri de ağırlığını Hz. Muhammed (asv)’e vererek, yaslanır. O ise elindeki küçük sopa ile yaslanan kişiyi iterek, uyarmak ve etrafını biraz rahatlatmak ister. Fakat kazara sopa adamın ağzının kenarını çizerek, biraz kanatır. Bunu görünce Hz. Muhammed (asv) ganimet dağıtımına derhal ara verir, sopayı adama uzatarak, onun da aynı şeyi kendisine yapmasını ve ödeşmelerini ister. Tavrı ciddidir. Herkes şaşkınlık içerisindedir. Arkadaşı bir an tereddüt ettikten sonra eliyle sopayı iterek konuşur:
“Ey Allah’ın Elçisi! Seni bağışlıyorum.”
 

MURATS44

Özel Üye
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif



HİÇ YALAN SÖYLEMEDİN


Görevinin ilk ve en sıkıntılı yıllarıdır. Dinini anlatmak için çaldığı her yüz kapıdan belki biri açılmaktadır. Bir gün yakın akrabalarını Mekke yakınlarındaki bir tepenin eteklerinde toplar, kendi kişiliğini ve arkada bıraktığı yaşamını peygamberlik iddiasının doğruluğuna delil olarak gösterecektir. Akrabalarına sorar:

"Şu tepenin arkasında bir düşman ordusu var, baskına hazırlanıyor desem, hiçbir kanıt istemeden bana inanır mısınız?”

“Evet" derler, "çünkü bu güne kadar senin hiçbir yalanına hiç kimse şahit olmadı. Yemin ederiz ki sen ‘Emin’sin."
Konuşmanın devamında ise aynı insanlar davetini ve peygamberliğini reddederler belki, ama aslında O'nu onaylamışlardır. Farkında olmadan..
 

MURATS44

Özel Üye
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif


GÜNEŞİ BİR ELİME AYI BİR ELİME...Kureyş'in ileri gelenlerinin korkusu giderek büyümektedir. Aldıkları bütün önlemlere rağmen Hz. Muhammed (asv)'in etrafındaki küme giderek genişlemektedir. Kendi aralarında toplanarak "Bir kez de tatlılıkla deneyelim." derler. İçlerinden O'nun üzerinde etkili olacağına inandıkları birini seçerek elçi yaparlar. Elçi, Hz. Muhammed (asv)'in karşısında konuşmaya başlar:
“Ey Muhammed, sen bizim tanrılarımızı incittin, içimize tartışma ve bozgunculuk tohumları ektin, dayanışmamızı, birliğimizi bozdun, hepimize üzüntü ve dert getirdin. Eğer zenginlik istiyorsan, seni ülkemizin en zengini yapalım. Güç, iktidar ve liderlik istiyorsan, seni başımıza reis yapalım. İstediğin güzel bir kadın varsa, söyle, hemen senin olacaktır. Eğer hastaysan ve bu peygamberlik iddian ondan kaynaklanıyorsa, en iyi doktorları bulup seni tedavi ettirelim.”
Elçi bir insanın bu teklifler karşısında dayanmasının imkânsız oluşundan aldığı güvenle O'nun cevabını bekleyerek sözünü noktalar. Şimdi söz Hz. Muhammed (asv)'dedir.
“Ben mal istemiyorum. Hükümdarlık arzum da yok. Hatice'den başkasında da gözüm yok. Hasta da değilim. Ben sadece Allah'ın aciz bir kuluyum. O Allah ki beni size elçi olarak gönderdi. Bunu kabul ediyorsanız peşimden gelin. Aksi halde şunu aklınızdan hiç çıkarmayın, güneşi bir elime, ayı diğer elime koysanız bile bu davadan dönmem.”
 

MURATS44

Özel Üye
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif


ON BEŞ GÜN SONRABir arkadaşı yanına gelerek, dilenir. Bundan hoşnut olmaz, herkesin kendi ayakları üzerinde durmasından ve kimseye yük olmamasından yanadır. O'nu bir şeyler verip göndereceği yerde, sorar:


“Evinde para eder eşyan var mı?”


“Örtü ve yatak olarak kullandığım bir çul ve su içtiğim bir kap var.”


“Git onları getir!”


Eşyalar mescide gelince açık arttırmayla satışa çıkarılır. İki gümüşe satılır. Hz. Muhammed (asv) paraları uzatarak: Bir gümüşle yiyecek al. Diğeriyle de bir balta alarak bana getir.
Arkadaşı söylenenleri yapar. Elinde balta ile geldiği sırada Hz. Muhammed (asv) kendi elleriyle baltaya bir sap hazırlamaktadır. Ve baltayı sapa takarak, arkadaşına uzatır.


“Şimdi ormana git, odun kes ve sat. On beş gün sonra görüşelim."
der.


Arkadaşı on beş gün sonra gelir. Yüzü gülmektedir.


"Ey Allah'ın Elçisi! On gümüş biriktirdim." diyerek paralarını gösterir. Allah'ın Elçisi de gülmektedir şimdi:


“Bunlarla biraz yiyecek ve giyecek al. İhtiyaçlarını gör ve unutma, kendi kendine yetmek bir insan için dilenmekten daha onurludur. Dilenmek sadece hasta ve sakat olanlar içindir.”
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif


ON BEŞ GÜN SONRABir arkadaşı yanına gelerek, dilenir. Bundan hoşnut olmaz, herkesin kendi ayakları üzerinde durmasından ve kimseye yük olmamasından yanadır. O'nu bir şeyler verip göndereceği yerde, sorar:


“Evinde para eder eşyan var mı?”

“Örtü ve yatak olarak kullandığım bir çul ve su içtiğim bir kap var.”
“Git onları getir!”

Eşyalar mescide gelince açık arttırmayla satışa çıkarılır. İki gümüşe satılır. Hz. Muhammed (asv) paraları uzatarak: Bir gümüşle yiyecek al. Diğeriyle de bir balta alarak bana getir.
Arkadaşı söylenenleri yapar. Elinde balta ile geldiği sırada Hz. Muhammed (asv) kendi elleriyle baltaya bir sap hazırlamaktadır. Ve baltayı sapa takarak, arkadaşına uzatır.
“Şimdi ormana git, odun kes ve sat. On beş gün sonra görüşelim."
der.

Arkadaşı on beş gün sonra gelir. Yüzü gülmektedir.
"Ey Allah'ın Elçisi! On gümüş biriktirdim." diyerek paralarını gösterir. Allah'ın Elçisi de gülmektedir şimdi:
“Bunlarla biraz yiyecek ve giyecek al. İhtiyaçlarını gör ve unutma, kendi kendine yetmek bir insan için dilenmekten daha onurludur. Dilenmek sadece hasta ve sakat olanlar içindir.”
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif




YOLUNU KAYBETTİĞİNDE



Bir göçebe Arap, Müslüman olma niyetiyle gelmiştir; fakat henüz kararı kesin değildir. Netleştirmek için Hz. Muhammed (asv)'e sorar
“İnsanları neye çağırıyorsun?”
“Yalnız Allan’a ibadet etmeye. O Allah ki, başın bir derde girdiğinde O’nu çağırırsın, seni kurtarır. O Allah ki, bir kuraklık olduğunda O’nu çağırırsın. Yeri yeşertir. O Allah ki, çölde yolunu şaşırdığında O’nu çağırırsın, yolunu buldurur.”

Gelen adamın bütün soru işaretleri silinmiştir. Çünkü Hz. Muhammed (asv) davet ettiği dini onun anlayacağı şekilde anlatmıştır.
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
http://www.resulullah.org/sites/default/files/2-onder.gif


BAZEN OLURBir arkadaşı kimseye açamadığı büyük bir sıkıntıyı Hz. Muhammed (asv)'e getirir:
“Ey Allah'ın Elçisi! Karım bir çocuk doğurdu, teni esmer. Ben ise beyazım?..”
Hz. Muhammed (asv) sorunu anlamıştır. Nezaketi daha ileri gidilmesine izin vermez. Arkadaşının sözünü bitirmesini beklemeden bir soru sorar:
“Senin develerin var mı?”
“Evet, var.”
“Peki, renkleri nedir?”
“Genellikle kırmızı”
“İçlerinde boz renkli de olur mu?”
“Evet, bazen olur.”
“O boz renk nereden gelmiştir?”
“Herhalde atalarından birine çekmiştir.”
“Karının doğurduğu çocuk da belki atalarından birine çekmiştir.”
Arkadaşı tatmin olmuş bir vicdan ve mutlu bir yüz ile yanından ayrılır.
 
Üst Alt