A'li imran suresi 74-75 ayetleri n tefsiri

faruk islam

Özel Üye
Sure: 3 - Al-i İmran Suresi
Ayet:74
Konu: Allah (c.c) Rahmetini Dilediğine Verir

بســـم الله الرحمن الرحيم

يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
74 - (Allah) rahmetini dilediğine tahsis eder. Şüphesiz ki Allah büyük fazilet (lütuf) sahibidir.

Allah, katından bir lütuf olarak rahmetini dilediğine verir. Çünkü o, kimlerin bu rahmete ve fazilete layık olduğunu çok iyi bilir.
“Şüphesiz ki Allah büyük fazilet (lütuf) sahibidir.”
Allah (c.c)'nun bir ümmete hayatı düzenleyici bir kitap vermesinden daha büyük bir lütuf ve ikram var mıdır? Bir ümmete, içlerinden bir rasul göndermesinden daha büyük bir rahmet var mıdır?
Müslümanlar Allah (c.c)'nun bu ayetini duyduklarında kendilerinin Allah katındaki değerlerinin ne kadar büyük olduğunu hissederler. Çünkü Allah onlara kitap ve rasul göndererek onları beşeriyyetin komutanı, doğru yola götüren öncüleri kıldı. Müslümanlar bu nimetin büyüklüğünü çok iyi bilirler ve Allah'ın kitabına sımsıkı olarak gururla bağlanırlar. Bu nimetin ellerinden çıkmaması için çok titiz davranırlar. Bu nimetin ellerinden çıkartılması için çalışan yahudi, hristiyan ve diğer tüm kafirlerin tuzaklarına karşı daha uyanık ve tedbirli olurlar.
Allah (c.c) bu ve bunun gibi ayetlerle müslümanları terbiye etmekte, doğru yolda kalmaları ve kendilerine verilen nimetten dolayı kinlenen kafirlerin tuzaklarına karşı uyanık ve tedbirli olmaları için eğitmek

Sure: 3 - Al-i İmran Suresi
Ayet:75
Konu: Kitap Ehlinin Emanet Konusundaki Tavırları

بســـم الله الرحمن الرحيم

وَمِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ مَنْ إِن تَأْمَنْهُ بِقِنطَارٍ يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ وَمِنْهُم مَّنْ إِن تَأْمَنْهُ بِدِينَارٍ لاَّ يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ إِلاَّ مَا دُمْتَ عَلَيْهِ قَآئِمًا ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ لَيْسَ عَلَيْنَا فِي الأُمِّيِّينَ سَبِيلٌ وَيَقُولُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
75 - Kitap ehlinden öyleleri vardır ki; tonlarca mal emanet etsen onu sana (aynen) geri iade ederler. Ve (yine) onlardan öyle kimseler de vardır ki; bir dinar emanet etsen, başlarında dikilip durmadıkça onu sana geri vermezler. Bu onların: "Ümmiler (in malını yemek) konusunda üzerimize hiçbir sorumluluk yoktur" demelerindendir. Böylece onlar Allah'a karşı bile bile yalan söylerler.

Allah (c.c) daha önceki ayetlerde kitap ehlinin İslam'a olan düşmanlıklarından, müslümanlara olan kin ve tuzaklarından ve karakterlerinden bahsetmişti. Bu ayette ise emanete karşı tutumları bakımından kitap ehli içinde en çok rastlanan iki tip insandan haber vermekte ve kitap ehlinden herkesin istisnasız kötü kimseler olmadığını, bilakis aralarında az da olsa iyi karakterli kimselerin bulunduğunu bildirmektedir.
Kitap ehli içinde bulunan insan tiplerinden ilki; kendilerine tonlarca ağırlıkta mal emanet olarak verilse de asla hıyanet etmeyen sağlam karakterli kişilerdir. Onlar kendilerine emanet edilen şeyleri eksiksiz olarak geri iade ederler. Kendilerine emanet edilen tonlarca malı eksiksiz geri iade eden böyle kimseler daha az miktardaki mala da elbette hiç ihanet etmezler.
Kitap ehli içinde bulunan insan tiplerinden ikincisi ise; kendilerine çok az miktarda mal emanet edilse bile mutlaka hıyanet edenlerdir. Bunlar gerek sözle gerekse mahkeme vasıtasıyla zorlanmadıkça kendilerine verilen emaneti geri iade etmezler. İşte bunlar, kitap ehlinin çoğunluğunu oluşturanlardır.
Bu kimselerden başka ayette zikredilmeyen üçüncü grup insan tipi daha vardır ki bu kimseler; kendilerine çok az miktarda mal emanet edilse ne yapılırsa yapılsın onu asla geri iade etmezler. Ayette bu kimselerin zikredilmemesinin sebebi diğer iki taifeye nazaran çok az sayıda olmalarındandır.
Allah (c.c) ayette ehli kitabın içinde emaneti yerine getiren ve emaneti yerine getirmeyen kimselerin varlığından haber vermektedir. Fakat mü'minlerin kitap ehlinden kimlerin emaneti yerine getirdiğini, kimlerin getirmediğini tespit etmeleri çok zor olduğu için en iyisi emanet konusunda onların hepsinden uzak durulmalıdır.
“Bu onların: "Ümmiler (in malını yemek) konusunda üzerimize hiçbir sorumluluk yoktur" demelerindendir.”
Kitap ehlinden kendilerine verilen emanetleri geri iade etmeyenler bu yaptıklarını kendi dinlerine mal ediyorlardı. Fakat Allah'ın kendilerine vermiş olduğu şeriatte böyle bir hüküm yoktu.
Onların ümmilerden kastettikleri; araplar ve kendi dinleri dışında olan herkesti. Böyle kimselerin mallarının iade edilmesi gerekmediğine ve böyle yapmakla haram işlenmiş olunmadığına inanıyorlardı.
“Böylece onlar Allah'a karşı bile bile yalan söylerler.”
Kitap ehli bu inancın ve bu uygulamanın Allah'ın dinine zıt olduğunu çok iyi bilmekteydi. Fakat sapık din adamlarının fetvalarına körü körüne o derece bağlanmışlardı ki; Allah'ın ayetlerine zıt olsa bile bunun Allah'tan bir hüküm olduğuna inanıyorlardı.
Emin Olan Kafirin Şehadeti Kabul Edilir mi?
Emin olan kafirin şahitliğinin kabul edilip edilmeyeceği konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir.
İmam Ebu Hanife (r.a) bu ayeti delil göstererek; "bazı kafirlerin, emin oldukları için şahitlikleri kabul edilir" demiştir.
Cumhura göre; bazı kafirlerin maddi konularda emin olmaları, onların her konuda emin oldukları anlamına gelmez. Şahitlikte adalet kesin şart olduğu için maddi konularda emin olsalar bile kafirlerin şahitliği kabul edilmez.


 
Üst Alt