Ali imran suresi 92 ayetin tefsiri

faruk islam

Özel Üye
Sure: 3 - Al-i İmran Suresi
Ayet:92
Konu: İnsanı "Birre" Ulaştıracak Yol

بســـم الله الرحمن الرحيم

لَن تَنَالُواْ الْبِرَّ حَتَّى تُنفِقُواْ مِمَّا تُحِبُّونَ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَيْءٍ فَإِنَّ اللّهَ بِهِ عَلِيمٌ
92 - Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe birre ulaşamazssınız. Ne infak ederseniz Allah muhakkak onu bilir.

Ayette geçen "birr" kelimesinin manası hakkında alimler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir.
1 - Bazılarına göre "birr" den kasıt "cennet"tir. Bu görüşe göre ayetin manası şöyle olur:
"Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe "birr"in sevabını alamazsınız. Yani; cennete girmeye hak kazanamazsınız."
Bu görüşe göre sevilen mallardan Allah yolunda infak etmek cennete kolayca girmeye sebep olan bir ameldir. Fakat bu ameli işlemeyenlerin cennete hiç giremeyecekleri elbette söylenemez. Bilakis başka salih amelleri sebebiyle veya Allah'ın affetmesiyle cennete girebilirler. Ancak sevilen mallardan infak etmeyenler cennete kolayca girmeyi sağlayan yolu kendi elleriyle kapatmış ve işlerini zorlaştırmışlardır.
2 - Bazılarına göre "birr"den kasıt; "salih ameller"dir. Bu görüşe göre ayetin manası şöyle olur:
"Sevdiğiniz mallardan harcamadıkça salih amel işlemiş olamazsınız."
3 - Bazılarına göre; "itaat"tır. Bu görüşe göre ayetin manası şöyle olur:
"Sevdiğiniz mallardan harcamadıkça Allah'ın razı olduğu itaati (sadaka v.b. hayır amelleri) gerçekleştirmiş olamazsınız."
Sahabelerin ne kadar üstün ve değerli olduklarını gösteren delillerden birisi de sevdikleri mallarınının en iyilerinden tasadduk etmeleridir.
Enes b. Malik (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir:
"Ebu Talha, Medine'de ensarilerden en çok hurma ağacına sahip olan kişi idi. Hurmalıkları içinde ise en çok "Beyruha" adındaki bahçesini severdi. Bu bahçe mescidin karşısında idi ve içinde tadı çok lezetli olan bir su vardı. Rasulullah (s.a.s) bu bahçeye girer ve o sudan içerdi. Ali İmran: 92 ayeti inince Ebu Talha Rasulullah (s.a.s)'e şöyle dedi:
"Ey Allah'ın rasulü! Mallarımdan en çok sevdiğim "Beyruha"dır. Onu Allah için tasadduk ediyorum ve Allah katında bana faydalı olmasını umut ediyorum. Onu al ve Allah'ın sana emrettiği şekilde kullan." Rasulullah (s.a.s) bu sözleri duyunca:
"Bahin! Bahin! (bu söz, birşeyden razı olununca veya hoşlanılınca söylenen bir sözdür.) Senin yaptığın kazançlı bir ticarettir. Söylediklerini duydum. Fakat ben, bu bahçeyi muhtaç olan akrabalarına vermeni daha uygun görüyorum" dedi. Bunun üzerine Ebu Talha:
"Öyleyse ben senin dediğin şekilde yapayım" dedi ve bu bahçeyi amcasının oğullarıyla diğer akrabalarına dağıttı. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)
Müslim'in rivayetinde ise:
"Hassan b. Sabit'e ve Ubade b. Ka'be verdi." ibaresi geçmektedir.
İbni Ömer (r.a) şöyle dedi: "Al-i İmran: 92 ayetini duyunca: "Allah'ın bana verdiği en sevdiğim şeylerin neler olduğunu düşünmeye başladım ve Mercane adındaki rumi cariyemden başka bana daha sevgili hiçbirşey bulamadım. Bunun üzerine: "O, Allah için hürdür" dedim. şayet, Allah için verdiğim şeylerden geri dönmekten hoşlanmama huyum olmasaydı onunla nikahlanırdım. Fakat ben onu, sevdiğim azadlı kölelerimden olan Nafi ile evlendirdim."
İbni Ömer yaşamı boyunca bin köle azad etmiştir.(Bezzar, Abd b. Humeyd)
Allah katında kazınılacak mükafaatların büyüklüğü, yapılan amel ve harcanan şeylerin nefse ağır gelmesiyle doğru orantılıdır.
Sevilmeyen şeyleri harcamak nefse ağır gelmez. Fakat sevilen şeyleri harcamak zordur. Nefsinin engellemesine rağmen kişinin sevdiği mallarını Allah için harcaması onun Allah'a olan sevgisinin ne kadar büyük olduğunu gösterir. Zaten Allah'ın en çok sevdiği kimseler de mallarını ve canlarını Allah yolunda feda eden şehidlerdir. Bu sebeple onlara, nebiler hariç insanların ulaşabileceği en büyük mükafaatı vermiştir. Onlar ölü değildir. Yalnız Allah'ın bildiği bir hayat içinde yaşamaktadırlar.
Yegane yaratıcı olan Allah (c.c) elbette insan tabiatını çok iyi bilmektedir. Ona, yapamayacağı ve kaldıramayacağı yükleri yüklemez. İşte bu sebeple Allah (c.c) müslümanlardan, sevdikleri tüm mallarını değil, bir kısmını harcamalarını istemiştir. Bu da Allah'ın kullarına olan rahmetinin ne kadar büyük olduğunu gösterir. Çünkü ne kadar zor olsa da, sevilen malları Allah için harcamak, kulların kudretinde olan birşeydir.
İnsanlar ancak sevdikleri mallarını Allah yolunda harcadıkları zaman en üstün mertebelere ulaşabilirler. Tıpkı hayatlarını Allah için feda eden şehidlerin ulaştığı şehadet mertebesi gibi.
Sevilen şeylerden Allah yolunda ne kadar çok harcanırsa, Allah'a olan yakınlık da o derece artar ve rızası da o derece çok kazanılmış olur.
"Ne infak ederseniz Allah muhakkak onu bilir."
Allah (c.c) kullarının kendisi için harcadığı malları sevip sevmediklerini, harcarken ihlasla mı yoksa gösteriş olsun diye mi, kendisi için mi yoksa nefis, makam ve mevki elde etmek için mi harcadıklarını elbette çok iyi bilmektedir ve herkese niyetine göre yaptıklarının karşılığını verecektir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Alt