Cennet Ve Cennetin Köşkleri

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ


قُصُورُ الْجَنَّةِ لِمَنْ!

Cennetin Köşkleri


Yazar
Abdulhamîd el-Hindavî
Çeviri
Fatih Yiğit
Dizgi
Mustafa Kurudirek
بِسْمِ اللهِ الرَّحمن الرَّحِيم



إِنَّ الْحَمْدَ ِللهِ نَحْمَدُهُ وَنَسْتَعِينُهُ وَنَسْتَغْفِرُهُ وَنَعُوذُ بِاللهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِناَ وَمِنْ سَيِّئاَتِ أَعْمَالِناَ، مَنْ يَهْدِهِ اللهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هاَدِيَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ



ياَ أَيُّهاَ الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ حَقَّ تُقاَتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنْتُمْ مُسْلِمُونَ



ياَأَيُّهاَ الناَّسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ واَحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهاَ زَوْجَهاَ وَبَثَّ مِنْهُماَ رِجاَلاً كَثِيراً وَنِساَءً وَاتَّقُوا اللهَ الَّذِي تَساَءَلُونَ بِهِ وَالأَرْحاَمَ إِنَّ اللهَ كاَنَ عَلَيْكُمْ رَقِيباً



ياَأَيُّهاَ الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَدِيداً يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْماَلَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَنْ يُطِعِ اللهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فاَزَ فَوْزاً عَظِيماً



أَمَّا بَعْدُ: فَإِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللهِ وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ صلي الله عليه وسلم وَشَرَّ الأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلَّ ضَلاَلَةٍ فِي النَّارِ


Hutbetu’l-Hace


Şüphesiz hamd, Allah içindir. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülerinden O’na sığınırız. Allah kimi hidayete erdirirse, onu saptıracak yoktur! Kimi de saptırırsa onu hidayete erdirecek yoktur!
Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim. O tektir ve ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) O’nun kulu ve Rasulüdür.
“Ey iman edenler! Allah’tan sakınılması gerektiği gibi sakının ve ancak Müslümanlar olarak ölün.”
Âl-i İmran 102
“Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden korkun! Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının! Şüphesiz Allah, üzerinizde gözetleyicidir.”

Nisâ 1
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah ve Rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”
Ahzâb 70, 71
Bundan sonra;
Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır! Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir, her dalalet ateştedir!
Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır.
Hutbetu’l-Hace: Bu duayı, Cuma hutbelerinde ve tüm konuşmalarında okuyan Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Selem) bizzat ashabına da öğretmiştir.
Müslim 867, Nesei 3/188

İthaf

“Dünyanın meskenlerinin kendilerini sıktığı, nefisleri Adn cennetlerindeki meskenleri arzu eden kimselere…
Dünyanın sarayları ve süsleri arasında zühd içinde yaşayan kimselere…
Gayretlerini hakiki âlem için harcayıp çalışan mü’min kimselere…
Hayal âleminde kumlara saray yaptıran gafil kimselere…
Rabbine boyun eğen tertemiz nefislere…
Ki onlar şöyle derler: ‘Ey Rabbimiz! Katında cennette bizim için bir ev yap!’
Bütün bu kimselere bu kitapçığı armağan ediyorum.”

Önsöz

Bu kitapçık, bir ayet konusunun gölgesi altında kaleme alınan kitapçıklar dizisinin dördüncü bölümüdür. Bu risale, mü’min olan nefisleri Firavun’un karısı Asiye’nin boyun eğmesi karşısında düşünmeye davet eder. Ki o kadın gelip geçici nimetler ve süslerin içerisinde zühde erişmiş, Firavun’un sarayına süs ve ihtişamına küçümseme ile bakmıştır.
Allah’ın mü’min kullarına vad ettiği bitmeyecek tükenmeyecek nimetler ve yıpranmayacak köşklere kalben iman etmiş ve Rabbine şöyle yalvarmıştır:

“Rabbim, katında cennette bana bir ev yaptır. Beni Firavun’dan ve yaptıklarından kurtar. Beni zalimler topluluğundan kurtar.”
Tahrîm 11

Firavun’un karısı Asiye sütunları yüksek geniş bir sarayda yaşıyordu. O sarayın süs ve ihtişamı kalpleri çekiyordu. Fakat o mü’min kadın bunlardan hiçbir şeye meyletmedi. Nefsi bunlarla mutmain olmamıştı. Biliyordu ki, bunların tamamı yok olacaktı, sonunda gideceği yer karanlık bir kuyu idi. Biliyordu ki, kendisi ya ebedi cennetlik ya da ebedi cehennemlik olacaktı. Kabri ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukur olacaktı.

Bundan dolayı o, tükenmeyecek nimetleri ve yıpranmayacak tertemiz meskenleri arzu etti. Bu dünyanın nimetlerinden yüz çevirdi. Cennette katında bir ev isteyerek mülkün sahibine yöneldi.

‘Rabbim katında cennette bana bir ev yap; ayetindeki katında kelimesi üzerinde düşünmek gerekir. Çünkü Allah’ın katında bulunanlar hariç her şey yok olmaya mahkûmdur.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Sizin yanınızda bulunanlar tükenir, Allah’ın katında olanlar ise ebediyen kalır.”
Nahl 96

Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, insanlar dünyayı imar etmeye uğraşıyorlar. Ahiretlerini yıktıklarını önemsemiyorlar. Dünyanın meskenleri insanların çoğunu Allah’ın rahmet ettiği kimseler hariç ahiretin meskenlerinden alıkoydu. Bina yaptırmada, binaları yükseltmede, badana boyalarında çeşit çeşit süs ve mobilyalarla döşenmesinde uğraştıklarını görürsün.

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çokça yatak döşek edinmekten ve bu konuda aşırı gitmekten nehyetmiştir. Nitekim Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bir döşek erkek için ikinci döşek kadın için, üçüncüsü misafir için dördüncüsü ise şeytan içindir.”
Müslim

Bununla birlikte Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine yumuşak döşek kullanmayı yasaklamamıştır. Fakat kendi sünneti bunun tam tersidir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dünyanın süs ve ziynetlerinden yüz çevirirdi.

Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in uyuduğu döşeği hurma liflerinden örülmüş üzerine de deri geçirilmiş bir döşekti.”
Buhari
Yine Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle anlatıyor:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yaslandığı yastığı hurma liflerinden örülmüş ve üzerine deri geçirilmiş bir yastıktı.’
Müslim

Müslümanın yapması gereken; emelini azaltması hevesini bu geçici metadan çevirmesi, bu dünyayı en büyük arzusu en son dileği haline getirmemesidir. Aksine bitmeyecek tükenmeyecek olan nimetleri ve yıpranmayacak olan köşkleri arzu etmesidir.
Acaba o köşklere giden yollar neydi?!

Acaba o köşklerin kapıları, kapılarının anahtarları neydi?!

İşte bu küçük kitapçıkta açıklamayı umduğumuz konu budur. Allah-u Teâlâ’dan kastımızı ve niyetimi kendisi için halis kılmasını, sevabımızı ve ecrimizi çoğaltmasını diliyoruz. Ve özellikle bu kitapla kullarına fayda sağlamasını istiyoruz.
Abdulhamîd el-Hindavî

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Cennetin Köşkleri ve Meskenlerinin Çeşitleri

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Cennetin Köşkleri ve Meskenlerinin Çeşitleri


Cennetin tasviri hakkında rivayet olunan hadisler gerçekten çoktur. Biz cennetin sarayları ve meskenleri hakkında rivayet olunan bazı hadisler üzerine kısaltma yapacağız. Kitapçığımızın konusu da budur. Cennetin nimetleri gerçekten çoktur. Bu konuda birçok kitap yazılmıştır.

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Sahabeler, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e şöyle sordular:
−Cennetin yapısı nedir, ya Rasulallah!?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Kerpiçlerinin bir kısmı altından, bir kısmı gümüştendir. Harcı kokulu bir bitkidir. Çakıl taşları inci ve yakuttandır. Toprağı zaferandır. Cennete giren kimse nimetlenir, mahrum olmaz. Ebedi kalır ölmez, elbiseleri eskimez. Gençlikleri yıpranmaz’ buyurdu.”
Tirmizi
Semure bin Cündeb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bana iki kişi geldi ve beni götürdüler. Ta ki bir şehre geldik. Kerpiçlerinin bir kısmı altından bir kısmı gümüşten yapılmıştı’ buyurdu.”
Buhari
Bundan sonra, Allah’tan sakinleri olmayı isteyerek bazı sarayları ve meskenleri anacağız.
1.png


سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Firdevs Cenneti

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Firdevs



Firdevs: Cennet köşklerinin en büyüğüdür.
Allah-u Teâlâ Firdevs’in sakini mü’minler hakkında şöyle buyuruyor:
“İşte, asıl onlar varis olanlardır. Firdevs’e varis olan kimseler orada ebedi kalacaklardır.”
Mü’minun 10, 11
Ubade bin Samit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Cennette yüz derece vardır. Her derecenin arası gökle yer arası gibidir. Firdevs en yüksek derecedir. Firdevs cennetinde dört ırmak akar. O ırmakların üzerinde arş vardır. Allah’tan cenneti istediğiniz vakit, Firdevs’i isteyin! Firdevs önceki sadık mü’minlerin meskenidir. Firdevs’in sahiplerinin meskeni, Rahman’ın arşının altındadır’ buyurdu.”
Buhari, Tirmizi
Cennetteki ne yüce makam, FİRDEVS’dir.
Sakinlerine en mutlu! Onların üzerinde Rahman’ın arşı vardır. Rahman’a komşu olan kimselere ne mutlu!

1.png


سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ



 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Gurfe

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Gurfe


Allah-u Teâlâ kullarının mükâfatı hakkında şöyle buyurmuştur ki onlara bu şerefli sıfatı vermiş ve onları Rahman’ın kulları diye isimlendirmiştir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“İşte onlara sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel yerleşme ve ikamet yeridir.”
Furkan 75, 76
Bu, cennetin meskenlerinin en iyisidir. Bundan dolayı özellikle ‘el-Gurfe’ diye isimlendirilmiştir. Onun diğer meskenlere göre harika özellikleri vardır. Bu meskenin sahipleri diğerlerine göre daha yüksek durumdadır. Çünkü Allah onları bu meskenle özel kılmış ve ikram etmiştir.
Birçok sahih hadiste rivayet olunduğu üzere Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu eşsiz meskeni nitelemiştir.
Ebu Musa (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Mü’min kulun, cennette tek bir inciden yapılmış geniş bir köşkü vardır. O köşkün genişliği altmış mildir. Her köşesinde mü’min kul için bir eş vardır. Diğer insanlar onları göremezler. Mü’min kul bunları dolaşır. Kapları ve içindekileri gümüş olan iki bahçesi, yine kapları ve içindekileri altın olan iki bahçesi vardır. Adn cennetinde insanlar ile Rablerini görmeleri arasında ancak Rabbin vechinde (yüzünde) bulunan Kibriya Ridası vardır’ buyurdu.”
Mil: 1.610 metredir.
Buhari, Müslim
İşte bunlar Rahman’ın kullarıdır. Onların dünyada hususiyet kazandığı özellikleri vardır. Bundan dolayı Allah-u Teâlâ ahirette de özel olmaları için üstün nitelikleri bulunan bu harika meskeni yaratmıştır. Herkese yaptığına göre mükâfat vardır.

1.png

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ


 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Cennette Meskenler

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Meskenler


Allah-u Teâlâ şöyle buyurarak haber veriyor:
“Fakat Rablerinden sakınanlara üst üste yapılmış altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu Allah’ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez.”
Zümer 20
Yine Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan meskenlere yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir.”
Ankebut 58
Başka bir ayette Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evlatlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar meskenlerinde güven içindedir.”
Sebe 37
Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Cennet ehli, aralarında üstünlükte yarışmak için üzerlerinde bulunan ufukta duran parlak yıldızı gördüğün gibi üstlerindeki meskenlere bakışırlar.’
Sahabeler:
−Bu nebilerin meskenidir, oraya kimse ulaşamaz, dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır, aksine nefsimi elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, Allah’a iman edip Nebilerini doğrulayan kimseler ulaşacaklardır’ buyurdu.”
Buhari, Müslim
1.png


سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ



 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Adn Cennetlerinde Tertemiz Meskenler

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Adn Cennetlerinde Tertemiz Meskenler


Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaâd etmiştir. Allah’ın rızası ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş budur.”
Tevbe 72
Yine Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Sizi acı azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? Allah’a ve Rasulüne iman eder, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. İşte bu takdirde, O sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var. Allah’tan yardım ve yakın bir fetih, mü’minleri müjdele.”
Saf 10, 13
Büyük müfessir Hafız ibni Kesir (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki:
“Allah-u Teâlâ içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlerde bitmez tükenmez nimetler ve hayırlardan mü’min erkek ve mü’min kadınlar için hazırladığı şeyleri haber veriyor.”
Yani sonsuz olarak orada kalacaklardır. ‘Tertemiz meskenler’ yapısı ve sağlamlığı ile şahane.
Kurtubi (Rahmetullahi Aleyh) dedi ki:
“Allah-u Teâlâ’nın buyruğu:
“Allah, mü’min erkek ve mü’min kadınlara cennetleri vaâd etmiştir. Yani bahçeler ki onların altından ırmaklar akar yani ağaçlarının ve odalarının altından ırmaklar akar.”
Bakara Suresinde geldiği gibi:
“O ırmaklar Allah’ın kudretiyle akarları olmadan akarlar. Orada ebedi kalacaklardır. Tertemiz meskenler, çeşitli yakut ve inciden yapılmış saraylardır. Onların kokusu beş yüz yıllık mesafeden hissedilir.”
Horasanlı Ata (Rahmetullahi Aleyh) dedi ki:
“Adn cennetleri diye bahsedilen cennetteki köşklerdir. Onun üzerinde Rahman’ın arşı vardır.”
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) ise:
“O cennetin ortasıdır” dedi.
Hasan (Rahmetullahi Aleyh) ise:
“O, altından yapılmış bir köşktür ki, nebi, sıddık, şehit yahut adil bir hâkim kimse hariç hiç kimse oraya giremez.”
Mugatil ve Kilbi ise:
“Adn cennetteki en yüksek derecedir. Tensim adlı pınar ordadır. Etrafındaki cennetler onunla korunmuştur. Adn cenneti Allah’ın yarattığı günden nebileri, sıddıkları, şehitleri, salihleri ve dilediği kulları koyacağı güne kadar saklıdır.”
Allah’ın rızası ise daha büyüktür. Yani Adn cennetinden daha büyüktür. İşte büyük kurtuluş budur.
1.png


سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Cennet Ehlinin Meskenlerinin En Düşüğü

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Cennet Ehlinin Meskenlerinin En Düşüğü


Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizden birinin cennetteki en düşük makamı ona şöyle denmesidir:
−‘Dile’ O adam birçok şeyler diler.
Sonra ona:
−‘Diledin mi?’ denir.
O:
−‘Evet’ der.
Ona:
−‘Dileğin şeyler ve bir misli senindir’ denir’ buyurdu.”
Müslim
Abdullah bin Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Şüphesiz ben cehennemden en son çıkacak, cennete en son girecek olan adamı biliyorum. O adam sürünerek ateşten çıkar.
Allah-u Teâlâ:
−‘Git, cennete gir’ buyurur. O adam cennete gider ve dolu zanneder.
Geri döner ve:
−‘Rabbim, cenneti dolu olarak buldum’ der.
Allah-u Teâlâ:
−‘Git cennete gir, dünya ve on misli senindir’ buyurur.
O adam:
−‘Rabbim, Sen Melik olduğun halde benimle alay mı ediyorsun?’ der’ buyurdu.”
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) dedi ki:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) azı dişleri görününceye kadar güldü.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e şöyle denilmişti:
Bu adam cennetin en düşük derecesindedir.”
Müslim
Diğer bir rivayette ise şöyle gelmiştir:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Ona denir ki:
−‘Git cennete gir’ O adam cennete gider ve insanların bütün yerleri aldığını görür.
Ona:
−‘İçinde bulunduğun zamanı hatırlıyor musun?’ denir.
O:
−‘Evet’ der.
Yine ona:
−‘Dile’ denir. O adam da birçok dilek diler.
Ona:
−‘Dilediğin ve dünyanın on katı senindir’ denir.
O adam:
−‘Rabbim! Sen Melik olduğun halde benimle alay mı ediyorsun? der.’
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) azı dişleri görünene kadar güldü.”
Müslim
Başka bir rivayette ise:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Cennete en son giren kişi cehennemden çıkarken bazen yürür bazen düşer. Cehennemden kurtulduğu vakit döner ve:
‘Beni senden kurtaran Allah’ın şanı ne yücedir’ der. Allah bana öncekilere ve sonrakilere yapmadığı ihsanı yapmıştır, der. Ona bir ağaç gösterilir.
Derki:
−‘Rabbim beni bu ağaca yaklaştır, gölgesinde gölgeleneyim, suyundan içeyim.’
Allah-u Teâlâ:
−‘Ey Âdemoğlu! Bunu sana verirsem umulur ki başka şeyler de istersin.’
Kul:
−‘Hayır, Rabbim’ der ve başka bir şey istemeyeceğini vaad eder. Rabbi, kulunun sabırsızlığını mazur görür ve altında gölgelenmesi, suyundan içmesi için ağaca yaklaştırır. Sonra cennetin kapısının yanında ilkinden daha güzel bir ağaç yükseltilir.
Kul:
−‘Rabbim, altında gölgelenmem ve suyundun içebilmem için beni bu ağaca yaklaştır, Senden başka bir şey istemiyorum’ der.
Allah-u Teâlâ:
−‘Ey Âdemoğlu! Az önce başka bir şey istemeyeceğine dair bana söz vermedin mi? Her halde bu ağaca seni yaklaştırsam başka şeyler de istersin’ buyurur.
Kul yine başka bir şey istemeyeceğine dair Allah’a söz verir. Allah-u Teâlâ kulun sabırsızlığını bilir ve mazur görür, kulu ağaca yaklaştırır. Sonra cennetin kapısından ilk ikisinden daha güzel olan başka bir ağaç gösterilir.
Kul:
−‘Rabbim! Altında gölgelenebilmem ve suyundan içebilmem için beni bu ağaca yaklaştır, Senden başka bir şey istemiyorum’ der.
Allah-u Teâlâ:
−‘Ey Âdemoğlu! Az önce başka bir şey istemeyeceğini bana vaad etmedin mi?’ buyurur.
Kul:
−‘Rabbim! Bundan başka bir şey istemeyeceğim’ der. Rabbi kulunun sabırsızlığını mazur görüp onu ağaca yaklaştırır. Kul ağaca yaklaştığı vakit cennet ahalisinin seslerini işitir ve:
−‘Rabbim! Beni cennetine al’ der.
Allah-u Teâlâ:
−‘Ey Âdemoğlu! Senin isteklerini ne durdurur. Sana dünya ve bir benzerini vermem seni hoşnut eder mi?’ buyurur.
Kul:
−‘Rabbim! Sen âlemlerin sahibi olduğun halde benimle alay mı ediyorsun?’ der buyurdu.”
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) bu hadisi rivayet ettikten sonra güldü.
Sonra:
“Benim neden güldüğümü sormayacak mısınız? dedi.
Yanında bulunanlar:
−Neden gülüyorsun? dediler.
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh):
−Çünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de gülmüştü.
Sahabeler:
−Neden gülüyorsun ya Rasulallah? diye sorduklarında ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Allah Azze ve Celle’de gülmüştür’ dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kulun bu sorusu üzerine Allah-u Teâlâ:
−‘Ben alay etmiyorum, fakat dilediğimi yapmaya benim gücüm yeter,’ buyurmuştur.”
Müslim
Düşün ey Allah’ın kulu! Bu, cennete en son girecek olan kişinin makamıdır. Bu dünyanın on misli o adama aittir. Bunları bildikten sonra kökleri ne kadar sağlam olsa da, ziynetleri süsleri ne kadar çok olsa da bu fani dünyaya önem vermemiz yakışmaz.
1.png

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
İtaat Sarayları

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

İtaat Sarayları


Bunlar birçok saraylardır ve büyük ödüllerdir. Allah-u Teâlâ bu köşkleri; kendisine itaat eden, kendisinin haber verdiği ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bildirdiği her sözü tasdik eden kimseler için hazırlamıştır. Dolayısıyla bu köşkler itaatkâr kullar için hazırlanmış büyük ödüllerdir.
Allah’ın, Nebimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vasıtasıyla bize bildirdiği bir takım ödülleri ben topladım.
Allah’ın kulları! O ödüllere ulaşmak için acele edin! Elde etmek için birbirinizle yarışın! Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“(Bu konuda) yarışanlar birbirleriyle yarışsınlar.”
Mutaffifin 26
Hakkında haber verilen köşkler:
1) Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in köşkü ve diğer Nebilerin köşkleri.

2) Şehitlerin köşkleri.

3) Cihad eden mü’minlerin köşkleri.

4) Cennetin en yüksek derecesinde bir köşk.

5) İnciden yapılmış bir köşk.

6) Kıskançlık köşkü.

7) Önü arkasından, arkası da önünden görünen köşkler.

8) Allah için mescit yaptıran kimse için bir köşk.

9) Kuşluk (namazı) köşkü.

10) Nafile oruç tutan kimse için bir köşk.

11) Reyyan köşkü.

12) Hamd köşkü.

13) Haklı iken kavgayı kesen kimse için bir köşk.

14) Doğruluk köşkü.

15) Cennetin dereceleri.

16) Ziyaret köşkü.

17) Sevgi köşkü.

18) Zikir köşkü.

19) İşlerini Allah’a havale eden kimse için bir köşk.

20) Tüm Müslümanlar için hazırlanmış bir yurt.

Ey Allah’ın kulları! İşte bu yirmi köşk ki biz bunları itaat köşkleri diye isimlendirdik Allah-u Teâlâ bunları; Cihat ederek, çokça namaz kılarak, oruç tutarak, nafile ibadetler yaparak, mü’minleri teselli ederek ve bunların dışındaki faziletli amelleri işleyerek itaat eden mü’min kulları için hazırlamıştır.
Bu köşkler ve meskenler az önce bahsettiğimiz ilk beş bölümün dışındadır.
İlk köşkler mü’minlerin cennetteki dereceleridir. Bunlar ise itaatin mükâfatıdır. Allah-u Teâlâ’dan o köşklerde nimetlenmeyi diliyoruz.
1.png

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Firdevs’in Köşkleri

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Firdevs’in Köşkleri


Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz mü’minler kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında huşu içindedirler. Onlar ki boş şeylerden ve yararsız işlerden yüz çevirirler. Onlar ki zekâtı verirler. Onlar ki, iffetlerini korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin sahip oldukları (cariyeleri) hariç (bunlarla ilişkiden dolayı) kınanmış değillerdir.
Kim de bundan ötesine gitmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. Yine onlar, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler. Onlar namaza devam ederler. İşte asıl bunlar varis olacaklardır. Firdevs’e varis olan bu kimseler orada ebedi kalacaklardır.”
Mü’minun 17, 20
Bu yüksek saraylar genel olarak namaz kılanlar için değil aksine namazı huşu içerisinde kılanlar içindir.
Asıl huşu kalbin huşusudur. Kalp huşulu olduğu vakit uzuvlarda huşulu olur. Allah’a boyun eğer ve emirlerine teslim olur.
Bu köşkler; faydasız, boş, batıl işlerle uğraşanların değil!
Bu köşkler; filmleri, dizileri izleyen, maçları takip eden ve müzik dinleyenlerin değil!
Bu köşkler; devamlı nizah eden kavgacıların ve dedikodu yapanların değil!
Bu köşkler ancak; boş sözden yüz çeviren huşulu, zekâtı veren kimselerindir ki onlar nefislerini ve mallarını temizlerler.
Onların kalpleri ince, nefisleri merhametli ve ruhları temizdir.
Bu köşkler, iffetlerini koruyan kimseler içindir.
Onlar öyle insanlardır ki, elbiseleri iffet ve hayâdır.
Onlar öyle insanlardır ki, emanetleri ve vaâdlerini yerine getirirler. Vaâdlerin ve emanetlerin kaybolduğu bu zamanda o insanlar ne kadar azdır!
Bu köşkler öyle insanlar için hazırlanmıştır ki, onlar namazlarına devam ederler. Namazlarını vakitlerinde kılarlar. Tadili erkâna ve huşuya riayet ederler.
Onlar, Firdevs cennetine mirasçı olacaklardır ve orada ebedi kalacaklardır.
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizden her birinizin iki makamı vardır. Biri cennette diğeri ise cehennemdedir. Kişi ölür de cehenneme giderse cennet ehli onun makamına varis olur. İşte Allah’ın ‘onlar varislerdir’ buyruğu buna işaret etmektedir’ buyurdu.”
İbni Mace
1.png


سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Firdevs’in Yüce Makamları

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Firdevs’in Yüce Makamları


Ey Allah’ın kulu! Bilmelisin ki Firdevs cennetindeki köşkler, az önce anılan nitelikleri kendinde bir araya getiren kişiler için hazırlanmıştır. Kendinde bu üstün nitelikleri toplayan kullara bu makamlarda kimse eşit olamaz şehitler hariç. Onlar Firdevs cennetinde yüce makamlardadır.
Naim bin Hemmam (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir adam, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
−Hangi şehit daha faziletlidir diye sordu.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Onlar çarpışma anında ölünceye kadar dönmezler. Onlar cennette yüce makamlara erişeceklerdir. Rableri onlara güler. Allah-u Teâlâ dünyada iken bir kula güldüğü vakit artık ona hesap yoktur’ buyurdu.”
Ahmed Müsned
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in anlattığı bu eşsiz harika makam kimin acaba?
Allah Azze ve Celle bu makamı bir takım kullarına vaâd etmiştir. O kulları kendi şerefli zatına izafe etmiş, onları on kıymetli şekilde sıfatlamış ve onları ‘Rahman’ın kulları’ diye adlandırmıştır.
Acaba onların vasıfları neydi! Bu harika makamı hak ettikleri işler neydi?!
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Rahman’ın kulları, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında ‘selam’ der geçerler. Geceleri Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler. Ve şöyle derler:
‘Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Gerçekten orası ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir. (Onlar) harcadıklarında ne israf ederler ne de cimrilik ederler. İkisi arasında bir yol tutarlar.
Yine onlar, Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahını bulur. Kıyamet günü azabı kat kat arttırılır ve alçalmış olarak devamlı kalır. Ancak tevbe edip iman eden ve iyi davranışlarda bulunalar hariç. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcı ve merhamet sahibidir. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.
(O kullar) yalan yere şahitlik etmezler. Boş sözlerle karşılaştıklarında vakarla geçer giderler. Kendilerine Rahman’ın ayetleri okunduğu vakit onlara karşı kör ve sağırmış gibi davranmazlar. (Ve o kullar) ‘Rabbimiz, bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve nesiller bağışla. Bizi takva sahipleri için önder kıl’ derler. İşte sabretmelerine karşılık onlara cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmetle karşılanacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.”
Furkan 63, 76
Bu harika köşk ve eşsiz makam ancak;
Yeryüzünde tevazu ile yürüyen kimseler için hazırlanmıştır. Onlar öyle insanlardır ki, mütevazi, yumuşak kalpli ve yumuşak sözlüdürler. Allah’a boyun eğerler, kullara karşı alçak gönüllüdürler. Nefislerini Allah için ve mü’min kardeşleri için alçaltırlar.
Allah-u Teâlâ şöyle buyurarak o kulları nitelemiştir:
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah’ın sevdiği ve kendilerinin de Allah’ı sevdiği, mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı sert ve zorlu, Allah yolunda cihat eden ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan bir toplum getirir. Bu Allah’ın dilediğine verdiği lütuftur. Allah’ın lütfü ve ilmi geniştir.”
Maide 54
Bu makam öyle bir topluluğun hakkıdır ki, onlar kötülüğe iyilikle, eziyet edenlere yüz çevirerek ve affederek, düşmanlığa ve cehalete hoşgörü ve selamla karşılık verirler.
Onların geceleri en hayırlı gece, gündüzleri en hayırlı gündüzdür. İnsanlara güzel muamele ederler. Allah’a güzel bir şekilde ibadet ederler. Ne mutlu onlara!
Bununla beraber onlar mütevazidir. Devamlı endişe ederler, şefkatlidirler. Nefislerini alçaltmaya özen gösterirler.
Nefislerini kınayarak küçültürler. İbadetleri ancak tevazularını arttırır. Onlar korku ve endişe içerisindedirler. İhsanı ve korkuyu bir arada bulundururlar. Rablerine şu şekilde dua ederler:
‘Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Onun azabı gelip geçici değil süreklidir. Gerçekten orası ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir.’
İhsan: Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmektir.
Onlar ellerini Allah’a itaat için uzatırlar. Allah’a isyan etmekten el çekerler. Mallarını Allah’ın sevdiği işler için harcarlar, Allah’ın hoşnut olmayacağı işler için harcamazlar.
Onlar, harcadıkları vakit israf da etmezler cimrilik de etmezler. İkisi arasında bir yol tutarlar.
Onlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak tutmazlar. Allah ile beraber hiçbir ilaha dua etmezler. İnsanların yaptıkları gibi, ne evliyalara ne nebilere ne meleklere ne kubbelere ne bir toprak parçasına ne ağaca ne de başka bir şeye sığınmazlar.
Onlar, Allah’a asi olma konusunda hiç kimseye itaat etmezler. Amelleriyle de sadece Allah’ın rızasını umarlar.
Onlar, öyle insanlardır ki, Allah onları büyük günahlardan korumuştur. Onlar Allah’ın sınırlarını korurlar, Allah da onları korur.
Onlar; Allah ile beraber başka bir ilaha dua etmezler, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina da etmezler.
Onlar, Allah’ın nimet verdiği bir topluluktur. Onlar, büyük ve küçük günahları terk ederler.
Onlar, boş sözlerin peşine gitmezler, müzik dinlemezler. Günah ve kötülük meclislerine şahit olmazlar. Boş işlere uğradıkları vakit ise vakar ile geçip giderler.
Onlar, Rablerinin ayetleri anıldığı vakit kör ve sağırmış gibi davranmazlar.
Onlar, aile ve çocuklarına güzel terbiye ve nasihat ederler. Eş ve çocuklarının Allah’a itaatte ve emirlerini yerine getirmede kendileri için göz aydınlığı olmalarını umarlar.
Onlar, Rabbimiz! Eşlerimizden ve çocuklarımızdan bizler için göz aydınlığı ver. Bizi takva sahibi kulların için önder kıl, derler.
Onlar, Allah’a itaatte birçok iyi hasleti kendinde toplayan insanlardır. Onların her biri hayırda timsaldir. Allah’a itaatte onlar örnek alınır.
Onlar, yüksek gayret sahibi insanlardır ki, Allah’tan din hususunda önderliği ve muttakilere örnek olmayı isterler.
“İşte onlara sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. Orada ebedi kalacaklardır. Orası ne güzel yerleşme ve ikamet yeridir.”
Furkan 75, 76
Onlar, bu harika makamın sahipleridir. Ne mutlu onlara, ne mutlu onların yolundan gidenlere…
1.png

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

 
Üst Alt