Sure İsimleri hakkında Önemli Bilgiler

Muhtazaf

Yardımcı Yönetici (Şair|Yazar)
Yönetici
Sure İsimleri hakkında Önemli Bilgiler

الأوّل: هل أسماء القرآن الكريم توقيفيّةٌ أم اجتهاديّةٌ(1)؟
1.Kısım : Kurandaki Sure İsimleri nasıl koyulmuştur, İçtihadî mi , yoksa Tevkifî(nassı şerif ile) midir?
وقد جزم السيوطيُّ-رحمه الله- بأنّها توقيفيّة؛ فقال:
«وقد ثبت جميع أسماء السّور بالتّوقيف من الأحاديث والآثار، ولولا خشية الإطالة لبيّنت ذلك
İmam Suyuti bunların tevkifî(nassı şerif) ile olduğunu iddia etmiş ve şöyle demiştir :
Sure isimlerinin hepsi hadis ve eserlerden nass ile sabit olmuştur.Eğer konuyu uzatmaktan korkmasaydım bunu elbette açıklardım.
ثمّ استدلّ على ذلك؛ فقال:
«وممّا يدلُّ لذلك ما أخرجه ابن أبي حاتم عن عكرمة، قال: كان المشركون يقولون: سورة البقرة وسورة العنكبوت يستهزئون بها؛ فنزل: ]إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئينَ
Sonra bu konuda delil getirerek şöyle dedi : İbn Ebi Hatim'in tahric ettiği şu hadis bunun için delil teşkil eder : İkrime(ra) demiş ki : Müşrikler , Bakara(İnek) ve Ankebut(Örümcek) suresi deyip bununla alay ederlerdi.
Bunun üzerin Yüce Allah şu ayeti Kerime nazil buyurdular : İstihza(Alay) edenlere karşı biz sana kafiyiz.(Hicr Suresi,95)
[El-İtkan Fî Ulumil Kuran,1/187]
وممّا يدلُّ على أنّ أسماء السُّور كانت معروفة عند الصحابة y على عهد النّبيّ r ما ثبت في الصحيحين في قصة الـرّجل الذي أراد أن يتزوّج امرأةً، وليس معه شيءٌ من المال، فقال له النبي r : ماذا معك من القرآن؟، قال: معي سورة كذا، وسورة كذا عدّها قال: «أتقرؤهن عن ظهر قلبك؟»، قال: نعم. قال: «اذهب، فقد ملكتكها بما معك من القرآن»(4) .
Buhari ve Müslimdeki rivayette , Adamın Peygamberimiz(sav)'e evlilik için gelmesi ve Resulullah(sav)'in ona ''Kurandan hafızanda ne var?'' diye sorması ve adamın ''şu sure ve şu sure kadar var'' dediği rivayette delil olarak alınır.
[Sahihi Buhari,5030]
وما ثبت في حديث حذيفة t قال: صليتُ مع النبي r ذات ليلةٍ، فافتتح البقرة، فقلت: يركع عند المائة، ثم مضى، فقلت يصلي بها ركعة، فمضى، فقلت: يركع بها، ثم افتتح النساء، فقرأها، ثم افتتح آل عمران، فقرأها...الحديث
Şu hadisde delil olarak sabit olmuştur : Hüzeyfe (ra) anlattığına göre : Kendisi gece Peygamberimiz(sav) ile namaz kılmış.Peygamberimiz(sav) ilk rekatta Bakarayı sonra Nisa Suresini sonra Ali İmran suresini okumuş.(Müslim,772)
بل قد ثبت عنه عليه الصلاة والسّلام تسميّته لبعض السور؛ كالبقرة وآل عمران؛ وذلك في قوله : «يؤتى بالقرآن يوم القيامة وأهله الذين كانوا يعملون به تقدمه سورة البقرة، وآل عمران...» الحديث(
Bilakis Resulullah(sav) , Bakara ve Ali İmran Sureleri gibi bazı Sureleri bizzat kendisi isimlendirmiştir.
Delil olarak şu hadis vardır.Resulullah(sav) şöyle diyordu : Kuran kendisiyle amel eden ehline Kıyamet günü (şefaatçi olarak) gelir. Bu sırada Kur'an'ın önünde Bakara ve Ali İmran sureleri vardır.
Bir defâsında Rasûlullah (s.a.v), sayıca kalabalık bir müfreze gönderecekti. Onlara Kur’ân okuttu. Her biri ezberinde olduğu kadarıyla Allah’ın âyetlerinden okudu. Allah Rasûlü (s.a.v), yaşça en genç olan sahâbînin yanına geldi ve:
“–Ey fülân! Senin ezberinde ne var?”buyurdu.
O da:
“–Ezberimde falan falan sûreler, bir de Bakara Sûresi var!” dedi.
Efendimiz (s.a.v):
“–Ezberinde Bakara Sûresi var mı? diye sordu:
Delikanlı:
“–Evet!” deyince, Fahr-i Kâinât Efendimiz:
“–Haydi git, onların emîri (kumandanı) sensin! Çünkü bu sûre, neredeyse dînin tamamını ihtivâ eder buyurdu.
Cemaatin ileri gelenlerinden biri:
“–Yâ Rasûlallah! Muhtevâsını yaşayamayacağım korkusu, benim Bakara Sûresi’ni ezberlememe mânî olmuştur” dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“–Kur’ân’ı öğrenin, okuyun, okutun ve onunla amel edin! Çünkü Kur’ân’ı öğrenen, okuyan ve onunla amel eden kişi, içi misk dolu dağarcık gibidir ki, kokusu her tarafa yayılır. Kur’ân’ı öğrenip uyuyan (onunla amel etmeyen) kimse de, içine misk doldurulup ağzı bağlanmış dağarcık gibidir.”(Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 2/2876; Heysemî, VII, 161)
وروى عثمان أنّ النّبيّ كان إذا نزلت عليه الآيات يدعو بعض من كان يكتب له، ويقول له: ضع هذه الآية في السورة التي يذكر فيها كذا وكذا
Osman(ra) naklettiğine göre : Peygamber (s.a.)'e zaman zaman bazı âyetler nazil olunca, kâtiblerden birini çağırır ve; "şu âyeti şu olayların anlatıldığı sureye koy" derdi. Başka bir veya iki âyet nazil olunca da aynı şekilde "bunları da falan olayların zikredildiği sureye koyun" derdi.(Ebu Davud,786)

وهذا التّقرير لا ينفي وجود أسماء اجتهاديّة من بعض الصحابة ، أو من بعدهم من العلماء والمفسرين؛ حفظتها لنا دواوين الحديث، وكتب التّفسير وعلوم القرآن، ومن ذلك ما رواه سعيد بن جبير قال: قلت لابن عبّاس: سورة الحشر، قال: قل سورة النّضير(8). يعني: بني النّضير.

Bu takrir (yerleştirme,karar kılma) , bazı Sahabenin,Alimlerin ve Müfessirlerin bununla ilgili içtihadının varlığını nefyetmez.(Yani Sahabenin de bununla ilgili içtihadı vardır)

Bunlar Tefsir kitapları ve Kuran İlimlerinde iki kısım olarak korunmuştur.Bunlardan biri şu rivayettir.

Said b. Cübeyr diyor ki : İbn Abbâs'a Haşr Suresi hakkında sordum.O da '' Nadîr Suresidir" dedi.Yani Nadîr oğulları anlamına geliyor.

قال الحافظ ابن حجر –رحمه الله-: «كأنّه كره تسميتها بالحشر؛ لئلا يظنّ أنّ المراد يوم القيامة، وإنّما المراد به هنا إخراج بني النضير

İbn Hacer bu rivayet hakkında Fethul Bari adlı eserinde şöyle diyor: Dâvudî bu konu hakkında şöyle demiş : İbn Abbas oradaki cevabında bu surenin Haşr Suresi olarak isimlendirilmesini hoş görmemiş gibidir.Çünkü Haşr(toplanış) deyince insanlar bu surenin konularını Kıyamet günü Haşr(toplanış) olarak anlarlar.Fakat bu Sure Beni Nadir(Nadir oğulları) hakkındadır.(Fethul Bâri,3805)

وقال الشيخ الطاهر ابن عاشور-رحمه الله-: «فابن جبير سمّاها باسمها المشهور، وابن عباس يسمّيها سورة بني النضير، ولعلّه لم يبلغه تسمية النبي إيّاها سورة الحشر؛ لأنّ ظاهر كلامه أنـه يرى تسميتها سورة بني النضير لقوله لابن جبير: قل بني النضير

Şeyh Tahir b. Aşur da konu hakkında diyor ki : Öyleyse İbn Cübeyr onu(Haşr Suresini) meşhur ismiyle isimlendirmiştir.

Ve İbn Abbas da onu Benî Nadîr Suresi olarak isimlendirmiştir.Ve belkide bu isimlendirme Peygamberimiz(sav)'e kadar ulaşmamıştır.(Öyleyse bu sahabe içtihadıdır)

İbn Abbas(ra) İbn Cübeyre ''Beni Nadir de ! '' demişti.Çünkü onun sözünün zahirine(dış manasına) göre , onu Beni Nadir olarak isimlendirmişti.(Tahrir ve Tenvir,28/56)
ويجدر التّنبيه هنا إلى أن بعض السّور لها أكثر من اسم توقيفي؛ ورد به الحديث أو الأثر؛ كسورة الفاتحة مثلاً؛ فإنّها تسمّى (أمّ القرآن)، و(أمّ الكتاب)، وغير ذلك من الأسماء
Burada şuna dikkat çekmek gerekir ki : Nas ile sabit olan bazı Sureler birden fazla isim ile adlandırılabilirler.Örnek olarak Fatiha Suresi , Ummul Kuran,Ummul Kitap ve diğer başka adlar olarak isimlendirilmiştir.(El-Burhanu Fi Ulumil Kuran,1/269)

وَعِنْدَ ابْنِ مَرْدَوَيْهِ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنِابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : نَزَلَتْ سُورَةُ الْحَشْرِ فِي بَنِي النَّضِيرِ

Zira İbn Merdeveyhiden gelen başka bir rivayete göre : İbn Abbas şöyle demiş : Haşr Suresi , (Benî Nadîr) Nadîr oğullları hakkında inmiştir.(Fethul Bâri,3805)

أمّا سورة (غافر) فإنّها تسمّى سورة (المؤمن)؛ لقوله تعالى فيه: ]وَقَالَ رَجُلٌ مُؤْمِنٌ

Ğafir suresine gelince o Mumin Suresi diye adlandırılmıştır.Çünkü 40.ayette ''Ali Firavundan Mümin bir adam dedi ki '' sözü vardır.(El-İtkan Fi Ulumil Kuran,1/194)

وأمّا تسمية سورة (المسد) بسورة (اللّهب)؛ فقد قال الشيخ الطّاهر ابن عاشور: «وعنونها أبو حيان في (تفسيره): "سورة اللهب"، ولم أره لغيره

Mesed suresinin Leheb olarak isimlendirilmesine gelince , Şeyh Tahir b. Aşur şöyle demiştir : Ebu Hayyan Tefsirinde bu sureye Leheb Suresi olarak başlık verdi.Bunun dışında da görmedim.(Et-Tahrir vet-tenvir,30/359)

وأمّا سورة (الشرح)، وتغيير اسمها إلى (الانشراح)؛ فقد قال الشيخ ابن عاشور: «سمّيت في معظم التفاسير، وفي (صحيح البخاري)، و(جامع الترمذي): سورة (ألم نشرح)، وسُمّيت في بعض التفاسير سورة (الشرح) ومثلُه في بعض المصاحف المشرقيّة؛ تسميةً بمصدر الفعل الواقع فيها من قوله تعالى: ]أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ[[الشرح:1]، وفي بعض التفاسير تسميتها سورة (الانشراح)

Şerh Suresinin değiştirilerek İnşirah Suresi olarak adlandırılmasına gelince , Şeyh İbn Aşur diyor ki : Büyük tefsirlerde , Sahihi Buharide, Camiut Tirmizide ''Elem Neşrah'' şeklinde , bazı tefsirlerde (Eş-Şerh) ve bunun gibi bazı doğu mushaflarında da böyledir.İsim olarak bu fiilin vaki olmasının sebebi,kaynağı şu ayetten dolayıdır ''Biz senin göğsünü şerhetmedik mi (açmadık mı?) (Haşr,1)

Bazı tefsirlerde de İnşirah Suresi olarak isimlendirilmiştir.

(Et-Tahrir vet-tenvir,30/359)

والله أعلم، وصلّى الله على نبيّنا محمّد، وعلى آله، وصحبه، وسلّم.

Allah en doğrusunu bilir.Allah Peygamberimiz Muhammede,Aline ve arkadaşlarına salat ve selam etsin.

Kaynaklar :

(1) انظر: البرهان في علوم القرآن (1/269).

(2) الإتقان في علوم القرآن (1/186).

تنبيه: لم أجد – فيما وقفت عليه- من العلماء من نصر القول بأنّ أسماء السور اجتهادية، وإن كان صنيع بعض المفسّرين-كالفخر الرازي وغيره- الذين يذكرون أسماء للسور لم ترد في السنّة أو الأثر يدل على اختيارهم هذا الرأي، والله أعلم.

(3) الإتقان في علوم القرآن (1/187).

(4) صحيح البخاري (ح/5030)، وصحيح مسلم (ح/1425).

(5) رواه مسلم (ح/772).

(6) رواه مسلم (ح/805).

(7) رواه أبوداود (ح/786)، والترمذي (3086)، وصحّحه.

(8) رواه البخاري (ح/4029).

(9) فتح الباري (7/332).

(10) التحرير والتنوير(28/56). وقد حكى هناك توجيه الحافظ لكلام ابن عباس، واستبعده، ورأى أنّ الأحسن أنّ ابن عباس أراد أنّ لها اسمين، والله أعلم.

(11) انظر: البرهان في علوم القرآن (1/269)، الإتقان في علوم القرآن (1/187).

(12) انظر: الإتقان في علوم القرآن (1/194). وقد ورد في تسميتها بذلك حديث ضعيف؛ رواه الترمذي (ح/2879)، وضعفه هو وغيره، واشتهر تسميتها بسورة (المؤمن) من زمن الصحابة t، فمن بعدهم، والله أعلم.

(13) التحرير والتنوير (30/359).

(14) التحرير والتنوير (30/359).



 

TaHKaR

Aktif Üyemiz
Rabbim bize Kur’ân’ı öğret, okumayıda, okutmayıda ve onunla amel etmemizi sağla...amin........
 
Üst Alt