Kıyamet'in küçük alametleri

MURATS44

Özel Üye
10) Malın Çoğalıp Yaygın Olması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 10) Malın Çoğalıp Yaygın Olması Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Aranızda mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz! Hatta mal sahibi, sadakasını kim kabul eder diye tasalanır. Nihayet mal sahibi, sadakayı bir kimseye arz eder de kendisine arz edilen;
−‘Benim mala ihtiyacım yoktur!’ der, buyurdu.”
Buhari 1339
İbni Hacer (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Bu hadiste üç hale işaret vardır.
Birinci Hal:
Sadece malın çoğalmasına işaret vardır. Bu hal, sahabe zamanında gerçekleşmiştir. Çünkü hadiste Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
“Aranızda mal çoğalır” buyurmuştur.
İkinci Hal:
Malın çokluğundan dolup taşmasına işarettir. Yani kimse, diğerinin malını almaya tenezzül etmez hale gelmiştir. Bu da sahabe asrının sonlarında, tabiin asrının başlarında meydana gelmiştir. Çünkü hadiste:
“mal sahibi… tasalanır” ifadesi vardır. Bu, Ömer bin Abdulaziz (Rahmetullahi Aleyh) dönemine uygulanabilir.
Üçüncü Hal:
Malın haddinden fazla bollaşıp herkesin zengin olacağına işarettir. Mal sahibi sadakasını kabul edecek kimse bulamamaktan tasalanacak. Hatta sadakayı hak etmeyen birine arz edecek de o kimse almaktan çekinerek “mala ihtiyacım yoktur!” diyecek.
Bu zaman, İsa (Aleyhisselam) zamanıdır. Bu sonuncu halin şu şekilde olması da muhtemeldir. Ateş çıkar, insanlar mahşere toplanma işi ile meşgul olurlar. Hiç kimse mala iltifat etmez. Aksine olabildiğince azaltmaya çalışır.”
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
11) Arap Arazilerinin Bahçelikler ve Nehirlere Dönmesi

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 11) Arap Arazilerinin Bahçelikler ve Nehirlere Dönmesi Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz! Nihayet bir kimse malının zekâtını çıkarır da, kabul eden kimse bulamaz! Arap arazileri, bahçelikler ve nehirlere dönmeden kıyamet kopmaz!’ buyurdu.”
Müslim 3/201
İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in:
‘Arap arazileri, bahçelikler ve nehirlere dönmeden…’ ifadesinin manası:
İnsanlar arazileri bırakacak ve arazilerden yüz çevirecekler. Ziraat yapılmayan ve sularından içilmeyen bir şekilde boş kalacak. Bu da erkeklerin azlığı, harplerin çokluğu, fitnelerin peş peşe çıkması, arzuların azlığı, boş vaktin olmaması ve bunlara önem verilmemesi sebebiyledir.”
Şeyh Yusuf Vabil ise şöyle demiştir:
“Bana zahir olan görüşe göre, İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh)’in yorumunda şüphe vardır. Çünkü Arap toprakları suyu az, nebatı olmayan, kurak bir yerdir. Sularının çoğu yağmur sularından ve kuyulardan sağlanmaktadır. Eğer sahipleri, arazileriyle meşgul olmayıp ziraat yapmazlarsa arazileri bahçeliklere ve nehirlere dönüşmez.
Hadisin zahiri şuna delalet eder:
Arap beldelerinde sular çoğalacak, hatta akarsular olacak. Bunlarla da nebat bitecek. Bahçeler, ormanlar meydana gelecek. Bu asırda nehir gibi akan pınarların çıkması ve bunlarla birçok ziraat yapılması bunu kuvvetlendirir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in haber verdiği olacaktır.”
Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Tebük gazvesinde:
‘Sizler inşallah yarın, Tebük pınarına varacaksınız. Sizler o pınara kuşluk vakti girmedikçe asla gitmeyeceksiniz. Sizden Herkim o pınarın yanına giderse ben gelmedikçe suya el sürmesin!’ buyurdu.
Nihayet pınarın yanına geldik. İki adam bizden önce suya gelmişlerdi. Pınarın suyu, ayakkabı tasması gibi içerden akıyordu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) pınarın yanına önceden gelen iki kişiye:
−‘Bu pınarın suyuna el sürdünüz mü?’ diye sordu.
Onlar:
−Evet, dediler.
Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara kızdı ve Allah’ın dilediği kadar ağır sözler söyledi. Sonra insanlar, elleri ile azar azar su aldılar ve suları bir kapta topladılar. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kapta ellerini ve yüzünü yıkadı. Sonra o suyu pınarın içine iade etti. Bunun üzerine pınar bol bol akmaya başladı. Nihayet insanlar suya kandılar.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Ya Muaz! Şayet uzun bir hayat yaşarsan buraların bahçelerle dolduğunu görmen muhtemeldir’ buyurdu.”
Müslim 7/160
Allâle Muhammed Nâsıruddin el-Albânî (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Bu hadisin müjdeleri ortaya çıkmıştır. Arap yarımadasının bazı yerlerinde Allah’ın bolca ihsan ettiği hayır ve bereketlerden, sulama aletleriyle çöl arazisinin ortasından bol miktarda su çıkarılıyor. Yine bazı mahalli gazetelerde okuduğumuza göre, Fırat nehrini Arap yarımadasına taşıma gibi bir düşünce var. Umulur ki var olma yoluna çıkmıştır, bekleyenler için yarınlar yakındır.”
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
12) Ayın İkiye Bölünmesi

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 12) Ay’ın İkiye Bölünmesi Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Kıyamet yaklaştı ve ay ikiye bölündü.”
Kamer 1
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Biz Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. Ay ortadan bölündü ve iki parça haline geldi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize:
‘Şahit olunuz, şahit olunuz!’ buyurdu.”
Buhari 4812, Müslim 2801
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
13) Hicaz’da Bir Ateşin Çıkması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 13) Hicaz’da Bir Ateşin Çıkması Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Hicaz arazisinde bir ateş çıkıp bu ateş Busra’daki develerin boyunlarını aydınlatana kadar kıyamet kopmaz!’ buyurdu.”
Buhari 6972, Müslim 2902
İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Bizim zamanımızda (654 yılında) Medine’de bir ateş çıkmıştı. Medine’nin doğu tarafında, Harre’nin arka tarafında çıkan çok büyük bir ateşti. Şam’ın tamamında ve diğer beldelerde herkes tarafından biliniyordu. Bana, bunu gören bir Medine’li haber vermişti.”
İbni Kesir (Rahmetullahi Aleyh)’de şunları nakleder:
“Busra’da yaşayan bedevilerden çoğu Hicaz’da çıkan bu ateşin ışığının develerin boyunlarını aydınlattığına şahit olmuşlardır.”
İbni Hacer (Rahmetullahi Aleyh)’de şöyle demiştir:
“Kurtubi ve diğer âlimlerin anladığı gibi bana göre bu hadisten anlaşılan ateş, Medine’nin arka sokaklarında çıkan ateştir. Ancak insanları mahşere toplayan ateş başka bir ateştir.”
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
14) Nebi Olduğunu İddia Edenlerin Ortaya Çıkması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 14) Nebi Olduğunu İddia Edenlerin Ortaya Çıkması Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Yaklaşık otuz kadar yalancı deccal çıkmadıkça kıyamet kopmaz! Bunların hepsi kendilerinin Allah’ın Rasulü olduklarını iddia edeceklerdir!’ buyurdu.”
Buhari 3380
Yine Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Ahir zamanda bir takım yalancı deccallar olacaktır! Sizin ve babalarınızın işitmediği hadisler getirirler. Sizleri onlardan şiddetle sakındırıyorum! Onlar, sakın sizleri sapıtıp fitneye düşürmesinler!’ buyurdu.”
Müslim 7
İbni Hacer (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zamanının sonlarında buyruğunun doğruluğu anlaşılmıştır. Yemame’de Müseylime, Yemen’de Esved el-Ansi çıkmıştır. Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın hilafetinde Esed oğullarından Tuleyha çıkmıştır. Temim oğullarından Secah çıkmıştır. Şebib bin Rib’î, ki Secah’ın özel danışmanı ve hocasıydı, onun hakkında yazdığı şiirde şöyle diyor:
“Nebimiz kadın oldu onun etrafında dolaşıyoruz.
Diğer insanların Nebileri ise erkekler olmuştur.”
Esved el-Ansi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından önce öldürülmüştür. Müseylime, Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın hilafeti döneminde öldürülmüştür. Tuleyha, tevbe edip sahih rivayete göre Ömer (Radiyallahu Anh)’ın hilafetinde Müslüman olarak vefat etmiştir. Secah’ın da tevbe ettiği sabittir, tarihî haberleri nakledenlerin nakillerinde mevcuttur.
Sonraları ilk Nebi olduğunu iddia eden Muhtar bin Ebi Ubeyd Sakafi’dir. Muhtar, Abdullah bin Zubeyr’in hilafetinin başlarında Kûfe’yi ele geçirmiştir. Ehl-i Beyt’i sevdiğini ileri sürerek insanları Hüseyin (Radiyallahu Anh)’ın katillerini bulmaya çağırmıştır. İnsanlar da ona tabi olmuşlardır.
Muhtar, Hüseyin (Radiyallahu Anh)’ın katline karışan yahut yardım edenlerin birçoğunu öldürmüş, insanlar da onu sevmişlerdir. Sonra Nebilik iddia etmesini şeytan ona süslü göstermiştir. Muhtar da kendisine Cibril (Aleyhisselam)’ın geldiğini söylemiştir.
Yalancı Haris de Nebilik iddia edenlerdendir. Abdullah bin Mervan’ın hilafetinde ortaya çıkmış ve öldürülmüştür. Abbasîlerin hilafetinde bir grup da Nebilik iddia etmiştir.
Hadiste kastedilen, sıradan Nebilik iddia eden değildir. Kuşkusuz bu gibileri sayılmayacak kadar çoktur. Çoğunda bu delilik vb. gibi sebeplerden meydana gelmiş olabilir. Hadiste kastedilen Nebilik, kendini savunabilecek güçlü taraftarları olan ve insanların Nebi olabilir diye hakkında şüphe ettiği kimselerdir.
Zamanımızda Hindistan’da Gulam Ahmed Kadıyani çıkmış, Nebi olduğunu, beklenen Mesih olduğunu, İsa (Aleyhisselam)’ın gökte diri olmadığını ve bunun gibi daha birçok saçma batıl iddialarda bulunmuştur. Allah (Azze ve Celle), âlimlerden bir cemaati ona reddiye yapmaları için muvaffak kılmıştır. Âlimler, onun alçaklığını ve yalanını ortaya çıkarmışlardır. Sonunda gebermiştir, Allah’a hamd olsun.
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
15) Türklerle Savaş Yapılması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 15) Türklerle Savaş Yapılması
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Müslümanlar, Türklerle muharebe etmeden kıyamet kopmaz! Onlar, öyle bir kavimdir ki yüzleri deri üzerine deri kaplanmış kalkanlar gibidir. Kıl elbiseler giyerler ve kıl ayakkabılar içinde yürürler’ buyurdu.”
Buhari 2742, Müslim 2912
Amr bin Tağleb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz sizin, keçe ayakkabılar giyen bir kavimle savaşmanız kıyamet alametlerindendir! Sizin, yüzleri geniş ve deri üzerine deri kaplanmış kalkanlar gibi olan kavimle savaşmanız kıyamet alametlerindendir!”
Buhari 2741
İbni Hacer (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Müslümanlar, Emeviler döneminde Türklerle savaşmışlardır. Türklerle Müslümanlar arasında tampon bir bölge bulunuyordu. Azar azar toprakları fethedilip onlardan esir alınınca, krallar, onlardaki kuvvet ve kudrete meylettiler. Hatta Abbasi halifesi Mutesim’in askerlerinin çoğu Türklerdendi. Sonra Türkler ona galip geldiler ve oğlu Mütevekkil’i öldürdüler.
Sonra diğer oğullarını da teker teker öldürdüler. Deylem memleketi karışıncaya dek bu böyle devam etti. Sonra Türklerden şamanist krallar, yabancı memleketlere galip geldiler. Sonra Memlûkilere Sebeketkin ailesi galip geldiler. Sonra Selçuklular bölgeye hâkim oldular. Bunların toprakları Irak, Şam ve Rum topraklarına kadar uzamıştı. Sonra onların tebaasından kalanları Zengiler, Eyyubîler, Şam’da Türkler (yerli halktan) fazla oldular. Mısır, Şam ve Hicaz topraklarına hâkim oldular.
Beşinci yüzyılda Selçuklulara, Guz kabilesi karşı çıktı. Beldeleri harap ettiler, insanlara saldırdılar. Sonra daha büyük musibet Tatarlar ortaya çıktı. Cengiz Han’ın çıkışı altıncı yüzyıldan sonradır. Özellikle doğu tarafı onun sayesinde devamlı tutuşturulan bir ateşe dönmüştür. Onların şerrinin ulaşmadığı hiçbir belde kalmamıştır. Sonra Bağdat’ın harap edilmesi ve Halife Mustesim’in 656 yılında öldürülmesi onların eliyle gerçekleştirilmiştir.
Sonra onların kalanları yeryüzünü harap etmeye devam etmişlerdir. Nihayet onların sonuncusu El-Lenk bu kelimenin manası topal demektir. İsmi Timur’dur. Şam diyarını dolaşmış, orayı ifsat etmiş Suriye’nin başkenti Dımeşk’i yaktırmıştır. Hatta orası temelleri üzerine göçmüş, harabeye dönmüştü. Rum topraklarına ve Hindistan’a girmiştir. Allah, onun ruhunu kabzedene kadar uzun müddet yaşamıştır. Sonra oğulları ülkeyi paylaşmışlardır. Anlattığım bu olayların geneli ile Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in haberinin doğruluğu ortaya çıkmıştır.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
“Kanture oğulları, ümmetimden mülkünü alacak ilk kimselerdir” buyurmuştur.
Hadiste Kanture oğulları ile kastedilen Türklerdir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in “ümmetim” ifadesiyle kastettiği nesep ümmetidir, davet ümmeti değildir! Yani Arapları kastetmiştir. Allah en iyisini bilir. Bunun üzerine Tatarlar hicri yedinci asrın başlarında ortaya çıkmışlardır. Onlar Türklerdendir. Çünkü Türklerin vasıflarında olan özellikler Tatarlara uyar.
İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Bunların tamamı, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in mucizelerindendir. Türklerle savaş yapılmıştır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların vasıflarını şöyle zikrediyor:
‘Gözleri küçük, yüzleri kırmızı, burunları basık, yüzleri geniş, sanki deri üzerine deri kaplanmış kalkan gibi kıldan ayakkabı giyerler.’
Bunların tamamı bizim zamanımızda var olmuştur. Müslümanlar, birçok kere onlarla savaşmışlardır. Kerim olan Allah’tan akıbetimizi tüm Müslümanlar için hayır etmesini, işlerinde ve sair hallerinde onlara daima lütufta bulunmasını ve korumasını diliyoruz. Salât ve selam, heva ve hevesinden değil, sadece kendisine vahiy edileni konuşan Rasule olsun.”
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ


 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
16) Yabancı Milletlerle Savaşılması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ
16) Yabancı Milletlerle Savaşılması
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Siz, yabancı milletler, Huz ve Kirman kabileleri ile savaşmadıkça kıyamet kopmaz! Onların yüzleri kırmızı, burunları basık, gözleri küçüktür. Sanki yüzleri deri üzerine deri kaplanmış kalkanlar gibidir. Ayakkabıları da keçedir’ buyurdu.”
Buhari 3368
Bu hadiste, Huz ve Kirman kabileleri zikredilmiştir. Vasıfları Türklere benzese de bunlar Türk değildirler.
İbni Hacer (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Bu hadis, Türklerle yapılan savaşı anlatan hadis değildir! Her iki hadisin arası ise her iki taifenin de çıkacağını uyarmak olarak cem edilir.
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
17) Güvenliğin Yaygınlaşması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 17) Güvenliğin Yaygınlaşması
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bir yolcu, yolu kaybetme endişesi dışında hiçbir şeyden korkmadan, Irak ile Mekke arasında gidinceye kadar kıyamet kopmaz!’ buyurdu.”
Ahmed 2/370
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu hadisi, sahabe zamanında Müslümanların fethettiği beldelere İslam ve adalet yayılınca gerçekleşmiştir.
Hadisin bu hükmünü ibni Adiyy (Radiyallahu Anh)’in hadisi de teyit eder.
İbni Adiyy (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında iken bir adam gelip fakirlikten şikâyet etti. Sonra biri gelip eşkıyalar tarafından yol kesilmesinden şikâyet etti.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana:
−‘Ey Adiyy! Sen Hire şehrini gördün mü?’ diye sordu.
Ben:
−Hayır, görmedim ama hakkında bana haber verildi, dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Sana hayat uzun olursa bir kadının mahfili içinde Hire’den yolculuk edip Allah’tan başka kimseden korkmadan gelip Kâbe’yi tavaf edeceğini görürsün!’ buyurdu.”
Buhari 3370
Bu hadisin hükmü, ikinci kez şerrin, zulmün ve haksızlığın yerini iyilik ve adaletin alacağı zaman yani Mehdî ve İsa (Aleyhisselam)’ın zamanında olacaktır.
İbni Adiyy (Radiyallahu Anh) hadisinde bahsedilen güven içinde Hire’den Mekke’ye yolculuk etmek fiilen sahabe zamanında gerçekleşmiş ve ibni Adiyy (Radiyallahu Anh) hadisinin devamında zikredilmektedir. Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) hadisinde bir kişinin, Irak’tan Mekke’ye, yolu kaybetmenin dışında hiçbir şeyden korkmadan gidip gelmesi kıyamet alameti olarak zikredilmiştir. Dolayısıyla bu, kıyamet saatine yakın bir zamanda meydana gelecektir. (Mütercim)
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ


 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
18) Güvenlik Güçlerinin ve Zalimlerin Avenelerinin Çok Olması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 18) Güvenlik Güçlerinin ve Zalimlerin Avenelerinin Çok Olması
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Ömür sana uzun olursa ellerinde sığırkuyrukları gibi bir şeyler bulunan topluluğu görmen yakındır! Onlar, sabahtan öğleye kadar Allah’ın gazabında yol alırlar! Öğleden akşama kadar da Allah’ın kızgınlığında yürürler!’ buyurdu.”
Müslim 2857
Yine Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Ateş ahalisinden iki sınıf vardır ki ben onları görmedim. Bir topluluk ki yanlarında sığırkuyrukları gibi bir takım kırbaçlar var, onlarla insanlara vuruyorlar!’ buyurdu.”
Müslim 2128
İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:
“Bu hadis, Nebilik mucizelerinden biridir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in haber verdiği şey gerçekleşmiştir. Kırbaçlılara gelince onlar polis ve benzeri emniyet mensuplarıdır.”
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
19) Faizin Yaygınlaşması

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ 19) Faizin Yaygınlaşması
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki kimse malı helalden mi? Haramdan mı? Kazandığını önemsemeyecektir!’ buyurdu.”
Buhari 1926
Günümüz insanları, bankaların faize dayalı işlemlerinin çokça artmasıyla oluşan durumunu düşünürse, Nebimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in haber verdiğine ne kadar uygun olduğunu görür.
1.png
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

 
Üst Alt