Kıyametten önceki olaylar

HASAN CAN

Administrator
Yönetici
KIYAMET ÖNCESİNDEKİ OLAYLAR

Kıyamet Alametleri kitabından seçilen hadisler:

Kıyametin büyük alametlerinden biri de güneşin batıdan doğmasıdır. Dabbetü’l Ard’ın çıkması da kıyametin büyük alametlerindendir. Bu iki büyük alametlerden hangisi önce gelirse öbürü onu takip edecektir.

Tirmizî Ebu Hüreyre’den rivayet etmişlerdir: “Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz. Doğup da insanlar onu görünce artık o zamana kadar iman etmiş olmayan hiç kimseye o zamanki imanları fayda vermeyeceğini anlayacaklar.”

İbni Merduveyh, Huzeyfe’den (RA) rivayet ediyor: Resulullah (SAV)’e Güneşin batıdan doğacak olduğunu bize ne bildirecek, yani bunun alameti nedir? diye sorunca: “O gece gayet uzun olacak, yani iki gece kadar uzayacak…” buyurdular.

İbni Abbas’tan (RA) yapılan bir rivayete göre bir gecenin, üç gece kadar uzun olacağı anlatılmaktadır. 266

İbni Merduveyh’in Enes (RA)’dan naklettiklerine göre Allah Resulü (SAV) şöyle buyurmuştur: “Günel batıdan doğduğu sabah, bu ümmet arasında maymun ve domuzlar kılığına girmiş kimseler olacak. Defterler dürülecek, kalemler duracak. Ne bir sevap eklenecek ve ne günahlardan bir günah düşülecek. Önceden iman etmiş veya imanına bir hayır kazandırmış olmayan kimselerin imanı da o gün ona fayda vermeyecektir.” 267

İbni Abbas’tan nakledilen hadisin son kısmı: “Gafiller gaflette, uyanık mü’minler tazarru ve niyazda iken bir ses yükselecek: “Tevbe kapısı kapanmıştır! Güneşle ay batıdan doğmuştur. İnsanlar baktıklarında her ikisini de ışıksız, nursuz iki çuval halinde görecekler..276

Hadislere göre güneşin batıdan doğması olayı iki-üç gün devam ettikten eski halini alacaktır. İnsanlara gelince o korku geçtikten sonra dünyaya daha çok sarılacaklar, ağaç dikecekler, binalar yapacaklar.

Güneş batıdan doğduktan sonra yeryüzünde insanlar ne kadar daha kalacaklar?
İbni Ebî Şeybe, İbni Ömer’den (RA) şöyle nakletmiştir: “İyilerden sonra kötüler 120 yıl kalacaklar”

İbni Ömer’den (RA) “İnsanlar, güneş batıdan doğduktan sonra 120 sene daha kalacak…”

Ubeyde bin Humeyd, İbni Ömer’den (RA) “Güneş batıdan doğduktan sonra insanların kötüleri 120 sene daha kalacak”

Nuaym, İbni Ömer’den (RA): “Araplar, İsa’nın (AS) nüzulünden, Deccalın zuhurundan sonra, babalarının taptıklarına tapmadıkça kıyamet kopmaz.”

Ubeyd b.in Humeyd, Ebu Hüreyre’den (RA): İki ihtiyar birbirine rastlayıp, biri arkadaşına ‘Ne zaman doğdun?’ diye sorunca, diğeri “Güneş batıdan doğduğu zaman…” diye cevap verinceye kadar kıyamet kopmaz!”

Müslüm’de Ebu Hüreyre’den (RA) şöyle nakledilmiştir. “Bir sene, bir ay kadar olmadıkça kıyamet kopmaz!” Bir günün de bir saat gibi olacağına dair rivayetler de geçmiştir.

Zamanlar tekarüb edecek. Yani yaklaşıp kısalacak demektir. Evet zamanlar iki kere kısalacak. Biri Deccal’ın zamanında… Sonra yerin bereketi tekrar geri dönüp, günler ve seneler eski ahline dönecek. Bilahere İsa (AS) öldükten sonra dünyanın sonuna kadar yine kısalacak ve kıyamet kopana kadar öyle devam edecek.

Güneş batıdan doğarken İblis secdeye kapanacak, laikin Dabbe onu öldürecek.. İblis’in ölümünden anlıyoruz ki, artık sahifeler dürülmüştür. 273

İnsanları mahşere sürecek ateş ise doğrudan doğruya kıyametin kopacağını bildiren ilk alamettir. 274

Nuaym bin Hammad “El-Fiten”’de, Hakim “El-Müstedrek”te Abdullah bin Mes’ud’dan (RA) nakletmişlerdir. “Ye’cüc – Me’cüc’den sonra insanlar çok beklemeyecekler. Güneş batıdan doğacak, kalemler duracak, sahifeler dürülecek, hiç kimsenin tevbesi kabul edilmeyecek, İblis secdeye kapanıp şöyle bağıracak:

İlahi! emret bana, kime istersen secde edeyim. Şeytanlar yanına üşüşüp ona soracaklar: “Kime yalvarıyorsun böyle?” diye…

Rabbime beni malum ba’s gününe kadar bekletmesi, yaşatması için niyazda bulundum. “ diye cevap verecek onlara… Sonra şeytanlar su yüzüne çıkacaklar. İnsanlar gibi herkese görünecekler.Hatta kişi “İşte beni aldatan arkadaşım, onu böyle perişan eden Allah’a hamd olsun!” diyecek.

İblis devamlı olarak secdede ağlayacak… ihayet Dabbetü’l Ard çıkıp onu secdede iken öldürecek..”

İşte bu rivayet, Dabbe’nin güneşin batıdan doğuşundan sonra çıkacağına delalet etmektedir. Mü’minler bundan sonra tam kırk sene daha dünyadan faydalanacaklar. Dabbe’den sonra kırk yıl geçecek. Bu müddet zarfında mü’minlerin bütün istedikleri kendilerine verilecek. Sonra birden ölümle sür’atle karşı karşıya kalacaklar. Mü’minlerden hiç kimse yeryüzünde kalmayacak. Kafirler hayvanlar gibi yollarda dolaşacak… 275

Doğan çocukların hepsi gayrı meşru olacak. Sonra Allah kadınları otuz yıl kısır bırakacak. Doğan çocukların hepsi zina mahsülü olacaklar. Hülasa dünyada insanların en kötü olanları kalacak ve kıyamet onların başına kopacak.

Dabbetü’l Arz da kıyamet alametlerindendir

Dabbetü’l Arzı bize Kur’an-ı Kerimin şu ayeti haber vermektedir.
“O sözün manası kendilerinin aleyhinde tahakkuk edip vuku ve zuhura geldiği zaman yerden bunlar için bir dabbe çıkarılır. Ki bu insanların ayetlerimize kati bir kanaat beslemez olduklarını başlarına kakarak söyler.”

Ehli tefsir bu ayetin açıklamasında görüş ayrılığına düştüler. Bazılarına göre marufu emir ve münkerden nehyetmekten çekindikleri zaman vaki olacaktır. O zaman Dabbe yerden çıkacaktır. Beyzavi’ye göre bunun manası kıyamet yaklaştığı zaman demektir.
İbni Mesud’dan nakledilmiştir. “Alimler ölüp ilim ve Kur’an ortadan kalktığı zaman yerden onlara konuşacak bir dabbe çıkaracağız. 276

Beraberinde Musa’nın (AS) asası, Süleyman’ın (AS) yüzüğü olacak. Yüksek sesle şöyle bağıracak. “İnsanlar artık ayetlerimize yürekten iman etmez oldular.” Sonra mü’min ile kafiri damgalıyacak. Mü’mine gelince mü’minin yüzü inci gibi pırıl pırıl olacak. İki gözünün arasına “mü’min” yazılacak. Kafire gelince kafir’in iki gözü arasına simsiyah bir nokta halinde “kafir” yazılacak.

Diğer bir rivayet: “Mü’mine rastlayacak, mü’minin yüzünü damgaladığında yüzü pırıl pırıl olacak. Kafiri damgaladığında kafirin yüzü simsiyah kesilecek.”

Diğer bir rivayet: “Yeryüzünde bir yıldız gibi seyredecek. Peşine düşen onu yakalayamayacak.Ondan kaçarsa kurtulamayacak. Hatta kişi namazla ondan sığınmaya kalkışacak. Arkasından gelip: “Ey filan, şimdi mi namaz kılıyorsun?” diyecek.” 277
Diğer bir rivayet: “Doğuya yönelip haykıracak bütün doğulular sesini duyacak. Şam’a yönelip haykıracak bütün Şamlılar sesini duyacak. Yemen’e yönelip haykıracak. Bütün Yemenliler sesini duyacak” 277

Dabbetü’l Arzın üç kere çıkacağı hakkında rivayetler vardır.

Kıyametin alametlerinden biri de dumandır. Huzeyfe (RA) Peygamber (SAV)’den şöyle rivayet etmiştir. “Duman yeryüzünde kırk yıl kalacak”

Diğer bir rivayette şöyle geçer. “O duman kafirleri tepeleyecek, mü’minleri de nezleye benzer bir hastalığa düçar edecek.”

Güzel bir rüzgarın gelmesi de kıyamet alametlerindendir. Bu rüzgar mü’minlerin ruhunu hafifçe alacaktır.

Müslim ve diğerlerinden Hazreti Ayşe (RA)’dan naklettikleri hadiste şöyle geçer: “Lat – Uzza’ya yeniden Allah’tan başka ilah edinilerek tapılmadıkça kıyamet kopmaz.” Bu hadiste “Allah güzel bir rüzgar gönderecek. Kalbinde zerre miktar iman olan her mü’minin ruhunu lacak. Kendilerinde hayr olmayan kişiler kalacak. Babalarının batıl dinlerine dönecekler….

Hakim’in Ukbe bin Amir (RA)’dan nakledip sahihlediği şu hadis: “Ümmetimden bir cemaat devamlı olarak Allah’ın emri üzerine düşmanla kahredercesine savaşacak ve muhalifleri kendilerine hiçbir zarar vermeyecek. Bu hal kıyamete kadar devam edecek. Abdullah İbn Amr (RA) evet dedi: Allah bir rüzgar gönderecek ki, kokusu misk kokusu, dokunuşu ipek gibi olacak. Kalbinde zerre kadar iman taşıyan herkesi alıp götürecek, geride insanların en kötüleri kalacak ve kıyamet onların üzerine kopacak.”

Bundan başka kıyamet alametlerinden bir çok olay daha vardır. Bunlar özet olarak anlatırsak:

Kur’an Mushaf ve göğüslerden kaldırılacak. Kabe yıkılacak. İnsanlar tekrar putlara dönecek. Bir rüzgar insanları denize atacak. Kıyamet öncesi zaman ve günler kısalacak. Aden körfezinden çıkacak olan ateş insanları mahşere sürecek.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

MURATS44

Özel Üye
KIYAMET GÜNÜ DUASI

Ey ağılda oğlak doğsa otunu ovada bitiren Allah’ım!
Vadettiğin o kıyamet gününün dehşeti kapımızı mutlaka çalacak!
İşte o gün; kulakları sağır eden bir ses duyulacak ve defterler dürülecek!
İnsanlar ateşin etrafını saran pervaneler gibi olacak.
Pusuda bekleyen cehennem tutuşturulup cennet yaklaştırılacak.
Gökyüzü yarılıp kararacak ve gizli kapılar açılacak.
Parça parça dökülen yeryüzü dümdüz olacak ve vahşi hayvanlar bir araya gelecek.
Denizler kaynayacak ve yerin altından lavlar püskürecek.
Yıldızlar dökülüp kabirlerin içindekiler dışarı çıkarılacak.
Dağlar atılmış yüne döndürülüp yürütülecek.
Güneş yaklaştırılacak, beynimiz fokur fokur kaynayacak.
Boynuzsuz koyun boynuzlu koyundan hakkını alacak.
Anası kızından, oğlu babasından kaçacak...

“Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” diye sorulacak.
Ayetlerine “Eskilerin masalları, çöl kanunları” diyenler “Eyvahlar olsun bize!” diye çığrışacak.
Hak edenlere: “İşte yalanlamış olduğunuz cehennem budur, tadın azabı!” denilecek.
Harlanmış ateşe gireceğini anlayanlar hemen yok olmayı dileyip keşke taş, çöp, kıl olarak yaratılsaydım diyecek.
Zengininden fakirine, zayıfından şişmanına,
küçüğünden büyüğüne, uzunundan kısasına,
kralından kölesine, Bush’undan Saddam’ına gelmiş geçmiş tüm insanlar Rabbinin huzurunda divan duracak!
...
“O takımı tutup cennete gideceğime bu takımı tutup cehenneme gitmeyi tercih ederim!” diyenlerin,
kalplerindeki tüm putları yıkıp yerlerine sadece senin sevgini koymayanların,
Seni sadece başı sıkışınca hatırlayanların,
hatası bildirdiğinde zeytinyağı gibi üste çıkanların,
başak gibi; büyüdükçe boynunu eğmeyenlerin,
zekatını vererek mallarını hisar içine almayanların,
evlerini ibadetle süslemeyenlerin,
topalla gezip aksamayı öğrenenlerin,
dostunu ödünç kaşıyanların,
saatlerini televizyon başında o kanaldan bu kanala hiçbir şeyi tam seyretmeden tur atarak harcayanların,
kendini rakıya verip anıran, tütüne verip savuranların,
futbol sahalarının önünde saatlerce bilet kuyruğu bekleyenlerin,
hipodromlarda koşan atların anasının babasının adlarını bilip de kendi akrabalarını tanımayanların,
matematiksel yeteneklerini; sayısal lotoda hangi sayıların çıkacağını tahmin etmek için seferber edenlerin,
abone oldukları tek gazete Fotomaç olanların,
kitaplığındaki en büyük yeri at yarışı bültenleri işgal edenlerin,
midesinin gıdasını eksik etmediği halde kalbinin gıdasını eksik bırakanların,
sanki ateşe çok dayanıklıymış gibi, günah işlerken içinde bir sıkıntı duymayanların,
karpuz gibi yata yata büyüyenlerin,
ömrünün yarısı boşa geçen, diğer yarısında da ömrünün boşa geçtiğine yakınanların ve
kekliği taklit etmeye çalışan karga gibi kendi yürüyüşünü unutanların gözleri fal taşı gibi açılacak!
...
Deli deli akanların bura bura tıkanacağı,
kötülük edenlerin kötülük bulacağı,
şeytanla ortak buğday ekenlerin samanını alacağı,
tatlı tatlı yiyenlerin acı acı geğireceği,
ava gidenlerin avlanacağı,
şapkaların düşüp kellerin görüneceği,
gülerek günah işleyenlerin ağlayarak cehenneme gireceği,
sakınılan göze çöpün batacağı,
evdeki hesabın çarşıya uymayacağı,
tuzun kokacağı ve suyun kurtlanacağı gündür o gün!
...
O gün rızanı gözetmeyenler; tüm denizler bal olsa kaşık bulamayan fakirler gibi olacaklar!
Umutsuzca çevreye bakınacak ve kestikleri başları yerlerine dikmeye çalışacaklar!
...
O gün; “Keşke bu hayatım için daha fazla şey getirseydim!” dememek için;
namaz kılarken kaç dakikada bitirdiğimi ve her bir rekatın ortalama kaç saniye sürdüğünü hesaplamak,
dertsiz başın ya bostan korkuluğunda ya da mezarda olduğunu unutmak,
yüzümü Kabe’ye, kalbimi paraya döndürmek,
bir baş sarımsak gibi bir kazan yoğurdu kokutmak,
konuşmam gereken yerde susup, susmam gereken yerde konuşmak,
Seni bırakıp da ölecek adama veya kuruyacak ağaca dayanmak,
karnı doyup gözü doymayanlardan olmak,
akıllar pazara çıkarıldığında her seferinde kendi aklımı beğenmek,
boş fıçı gibi çok langırdamak,
ayetlerini az bir ücret karşılığı satmak,
ileriye bakarken önündeki çukuru görememek,
boş konu ve işler üzerinde uzmanlaşmak,
bilgisayar oyunlarında rekor kıracağım diye uykulu gözlerle monitör karşısında sabahlamak,
temiz olanı, pis olanla değişmek ve
dünya hayatının bir oyun ve eğlence olduğunu unutmak istemiyorum ya Rabbi!
...
İşte o gün kimsenin torpili olmayacak!
Kimseye haksızlık da yapılmayacak!
Partiler, sendikalar, örgütler, silahlar, makamlar hep devre dışı kalacak!
Kimin zerre miktarı iyiliği varsa karşılığını görecek,
kimin de zerre miktarı kötülüğü varsa karşılığını alacak!
O günün tek sığınağımız sensin ya Rabbi!
Bizi “Liva-ül Hamd” sancağının altında gölgelendir!
Yüzümü güleç eyle, bizi mahcup etme, hor ve aşağılık kılma!
Münker ve Nekir meleklerinin suallerine kolayca cevap vermeyi nasip et!
Gaybın perdelerinin açıldığı o günde;
amel defterleri sağından verilen Ashab-ı Meymene’den olmak istiyorum ya Rabbi,
amel defterleri solundan verilen Ashab-ı Meş’eme’den değil!
Amin!
[video=dailymotion;xwfp4v]http://www.dailymotion.com/video/xwfp4v_kabe-imami-mahir-kiyamet-suresi-ve-meali-meyve-pro_music[/video]
 
Üst Alt