Gün Acılarımızı Paylaşma Günüdür (Vaaz)

sıla

Aktif Üyemiz


Acılar Paylaştıkça Azalır عَجَباً لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ لَهُ خَيْرٌ ، وَلَيْسَ ذَلِكَ لأِحَدٍ إِلاَّ للْمُؤْمِن : إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْراً لَهُ ، وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خيْراً لَهُ “Müminin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 28) Gün olur Çanakkale de 250 bin şehit verilir. Gün olur Kurtuluş savaşı için Vatan Evlatları canlarından olur. Gün olur acılar ortaya çıkar. Gün olur Soma’da 301 kardeşimiz toprağın metrelerce altında ailelerin geçimlerini sağlamak için çalıştığı yerde canlarını verir. Gün olur acılar ortaya çıkar. Gün olur kalpler mahzunlaşır. Gün olur kelimeler tükenir. Ciğerler yanar gün olur. Gün olur acı tüm Vatanı sarar. Gün olur Vatan evlatları için gözler yaşarır. Gün olur sızı düşer anaların, eşlerin, evlatların, kardeşlerin gönlüne. Gün olur aynı sızı tüm Ülkeyi sarar. Gün, acılarımızı paylaşma kardeşlerimiz için mağfiret, geride kalanlar için sabır dileme günüdür. Gün, Rabbimizin bizler için takdir ettiği imtihanda isyan etme günü değil, birlik ve beraberlik içinde, metanetle, sabretme günüdür. Bilelim ki; dünya imtihan yeridir. İnsanoğlu var edildiği günden beri imtihana tabi tutulmuş ve kıyamete kadar gelecek insanlar mutlaka imtihana tabi tutulacaktır. Ölüm ve hayatın var edilmesinin hikmeti de imtihanda saklıdır. Mülk süresinde Rabbimiz şöyle buyuruyor.
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ​
O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.(Mülk 67/2) Çeşitli imtihanlara tutulacağız. Açlık ile yoksulluk ile korku ile ve belki de en acısı canların kaybı ile. İşte kardeşlerimiz toprağın metrelerce altında canlarını verdiler. Üzüntü verici bir durumla karşı karşıyayız. Ancak Bakara süresinde buyrulan şu ayet bizim için bir mihenk taşı olmalıdır. وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِّنَ الْخَوفْ وَالْجُوعِوَنَقْصٍ مِّنَ الأَمَوَالِ وَالأنفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ{} الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّـا إِلَيْهِ رَاجِعونَ{} أُولَـئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَـئِكَهُمُ الْمُهْتَدُونَ Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır. (Bakara 2/155-157) Bugün Soma’da 301 kardeşimizin maden ocağında ölümle karşılaşması çok acıdır. Ancak şu hususu da bugün hep beraber yeniden hatırlayalım ki; her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Vatan coğrafyasında yaşayan her birey bu hususu mutlaka aklında tutmalı ve kardeşlerimizin acısını paylaşırken herhangi bir taşkınlığa sebebiyet vermemelidir. Gün sabretme günüdür. يَا أَيُّهَا الَّذِينَآمَنُواْ اسْتَعِينُواْ بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ إِنَّ اللّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ “Ey iman edenler! Başınıza gelecek her şeye sabretmekle ve namaz kılmakla Allah’tan yardım isteyin. Allah sabredenlerle beraberdir.”(Bakara, 2/153) Niceleri başlarına gelen sıkıntılara sabretti, nefsine ve şeytana uymadı, Rabbine isyan etmedi kazananlardan oldu. Niceleri isyan etti kaybedenlerden oldu. Geliniz bugün birbirimize sabrı tavsiye edelim. Geliniz Ashabın birbirine telkin ettiği Asr süresini birbirimize telkin edelim.
وَالْعَصْرِ {} إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ {} إِلَّا الَّذِينَ آمَنُواوَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ {}​
Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.(Asr, 103/1-3) Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ise bizlere ne güzel nasihatte bulunuyor. Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Ârif O’nu seyreyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Sen Hakk’a tevekkül kıl
Tefviz et ve rahat bul
Sabreyle ve razı ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Deme şu niçin şöyle
Yerincedir ol öyle
Bak sonuna sabreyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Sabır sıkıntının geldiği ilk anda gösterilen direnme gücüdür. Sevgili Peygamberimizden öğrendiğimiz bu öğretiyi bu acılı günden geliniz yeniden hatırlayalım. Enes İbni Mâlik(r.a) dan rivâyet edildiğine göre Nebî (s.a.s), (çocuğunun) mezarı başında (bağıra-çağıra) ağlayan bir kadının yanından geçti. Ona: “Allah’dan kork ve sabret!” buyurdu. Kadın: Çek git başımdan; zira benim başıma gelen felâket, senin başına gelmemiştir, dedi. Kadın Hz. Peygamber’i tanıyamamıştı. Kendisine, onun Peygamber s.a.s. olduğunu söylediler. Bunu duyar duymaz Peygamber (s.a.s)’in kapısına koştu, orada kapıcılar yoktu. (Özür beyân etmek üzere Hz. Peygamber’e): - Sizi tanıyamadım, dedi. Peygamber (s.a.s.) de: “Sabır dediğin, felâketle karşılaştığın ilk anda dayanmaktır” buyurdu. (Buhârî, Cenâiz 32) Gün tek vücut olma günüdür. Tüm sıkıntılara ilaç olacak unsur birlik ve beraberliğimizdir. Ancak birlik ve beraberlikle her sıkıntının üstesinden gelebiliriz. Bu husus dünde böyleydi, bugünde böyle. Bugün yeniden bir vücut olduğumuzun farkına varalım. Birbirimizi sevelim, sıkıntılarının giderilmesi noktasında birbirimize yardımcı olalım. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimizin şu hadisini hayatımıza aktaralım.
مثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وتَرَاحُمِهِمْ وتَعاطُفِهِمْ ، مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداعَى لهُ سائِرُ الْجسدِ بالسهَرِ والْحُمَّى​
“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”(Buhari, Edep 27) Müminlerin başına gelen her türlü sıkıntı günahlara kefarettir. Sevgili Peygamberimiz s.a.s bir hadislerine şöyle buyurmaktadır.
قَارِبُوا وَسَدِّدُوا فَفى كُلِّ مَا يُصَابُ بِهِ الْمُسْلِمُ كَفَّارَةٌ حَتَّى النَّكْبَة يُنْكَبُهَا وَالشَّوْكَة يُشَاكُهَا​
Amellerinizde orta yolu ve doğruyu bulmaya çalışın. Mü'mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefâret olur. Musibet, beklenmedik bir hâdise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş farketmez. (Müslim, Birr 49) Felaketlere asla sevinilmez. Şu Cuma vaktinde siz kıymetli kardeşlerime bir hatırlatma yapmak isterim. Hiçbir Müslüman, kardeşinin uğradığı felaketi sevinçle karşılamaz. Müminin bir başka şiarı da budur. Müminler, kardeşlerinin başlarına gelen sıkıntıları üzüntüyle karşılar, onlara dua eder. Ülkemizin yas tuttuğu şu zaman diliminde bir hadis-i şerifi de bu hususta siz cemaatimle paylaşmak isterim.
لا تُظْهِرِ الشَّمَاتَة لأخيك فَيرْحمْهُ اللَّهُ وَيبتَلِيكَ​
“Kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felâketten kurtarır da seni derde uğratır. ”(Tirmizi, Kıyamet 54) Gün Soma'da yaşanan acıları hafifletme günüdür. Bugün sosyal bir dayanışma göstermeli ve üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeliyiz. Soma'da yaşanan acının hafifletilmesi noktasında hepimize düşen bir görev mutlaka vardır veya var olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, insan olarak her kişinin başına gelebilecek nice felaketler olabilir. Bu sebeple gün acıların paylaşılma günüdür. Bugün acıların hafifletme günüdür. Bugün iyilik ve takva konusunda birbirimize destek olma günüdür. وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْعَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ “İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.” (Mâide, 5/2) İslâm, mü’minler arasında dayanışmanın oluşmasına ve sürdürülmesine büyük önem vermiş, dayanışmayı sağlayacak ilkeler, vasıtalar ve müesseseler koymuş, yardımlaşma ve dayanışmayı engelleyen her türlü negatif/olumsuz davranışları yasaklamıştır. Kardeşlerim! Üç ayların ilki olan Recep ayında bulunduğumuz şu günlerde acısıyla sarsıldığımız kardeşlerimize Rabbimizden rahmet diliyoruz. Rabbim, Recep ayı hürmetine, Hz. Peygamber hürmetine, Kuran-ı Kerim hürmetine, Sevdiklerinin hürmetine hakka yürüyen kardeşlerimize rahmet eylesin. Kabirlerini pür nur eylesin. Kendilerini cennetle sevindirsin. Makamlarını âli eylesin. Geride bıraktıkları yakınlarına sabr-ı cemiller ihsan eylesin. Acılarını hafifletsin. Hepimizin başı sağ olsun. Rabbim bizlere büyük felaketler göstermesin. Birlik ve beraberlik içinde tüm acıları hafifletmeyi bizlere nasip eylesin. Cumanız mübarek olsun. Allaha emanet olun.

Ahmet ÜNAL​
Uzman Vaiz​
 
Üst Alt