Kullar Arasındaki Davaların Görülmesi

MURATS44

Özel Üye
Kullar Arasındaki Davaların Görülmesi

Geçen bölümde, amel terazisinin ne denli korkutucu ve dehşetli olduğunu ve amellerin tartılması esnasında gözlerin dikkat içinde nasıl terazinin kefelerine baktığını öğrendin. Allah (c.c) bu hususta şöyle buyurmuştur:

“O gün kimin tartılan ameli ağır gelirse işte o, hoşnut olacağı bir yaşayış içinde olur. Ameli hafif olana gelince, işte onun varacağı yeri Hâviye'dir. O (Hâviye) nedir bilir misin? Kızgın bir ateştir!” [SUP][1][/SUP]

Şunu bil ki, kıyamet günü terazinin (mizanın) tehlikesinden ancak dünyadayken nefsini hesaba çeken ve dinin terazisiyle sözlerini, fiillerini, zamanını ve düşüncelerini tartanlar ve ona göre amel edenler kurtulabilir. Bu konuda Hz. Ömer (r.a) şöyle demiştir:

“Hesaba çekilmeden evvel nefislerinizi siz hesaba çekin, (amelleriniz) tartılmadan evvel onları siz tartın.” [SUP][2][/SUP]

Kişinin nefsini hesaba çekmesi, ölmeden evvel yapmış olduğu bütün günahlarına nasuh tövbesiyle (bir daha işlememek üzere) tövbe etmesi, farz ibadetlerinden yapmadıklarını telâfi etmesi, üzerinde hakkı bulunanların hakkını teker teker ödemesi, gerek eliyle gerekse diliyle zarar verdiği, haklarında kötü zanda bulunduğu insanlardan helâllik dilemesi ve onların gönüllerini almasıyla mümkündür. Öyle ki, öldüğü vakit hiçbir kimsenin onun üstünde hakkı kalmasın ve Allah'a olan borçlarını ödemiş olsun! İşte bu zikredilenleri yapan kimse hesapsız, sualsiz cennete girmeye lâyık biridir.

ÜZERİNDE KUL HAKKI OLDUĞU HALDE ÖLEN KİŞİNİN DURUMU


Eğer kişi, kul haklarını ödemeden ölürse, yarın kıyamet günü haklarına iliştiği kimseler onun etrafını sararlar. Kimisi elinden tutar ve, “Sen bana zulmetmiştin!” der. Kimisi saçından yakalar ve, “Sen bana sövmüştün!” der. Kimisi yakasına yapışarak, “Benimle alay etmiştin!” der. Kimileri, “Gıybetimi yapıp hakkımda kötü şeyler söylemiştin! Bana komşu olmuştun, ancak komşuluğunla bana eziyet vermiştin!” Birlikte çalışmıştık, fakat sonra beni aldattın! Benimle alış-veriş yapmış, ancak ona hile karıştırarak beni aldatmıştın! Zengindin ve benim fakir biri olduğumu bilmene rağmen bir lokma olsun yardımda bulunmadın! Ben mazlum biriydim ve sen de benim uğramış olduğum haksızlığı engelleyecek güce sahiptin, anacak bunu yapmadın! diye teker teker alacaklarını sayarlar.

İşte alacaklılar her yandan etrafını kuşatmış ve her biri elini yakana yapıştırmış olduğunda sen onların çokluğundan hayretler içinde kalırsın. Öyle ki ömrün boyunca kendisiyle bir dirhemlik alış verişte bulunduğun ya da bir mecliste kısa bir zaman için de olsa beraber bulunduğun kişiye varıncaya kadar, haklarını yediğin, gıybetini yaptığın, hıyanette bulunduğun ve hatta küçümseyici gözle baktığın herkes hakkını almak üzere etrafını kuşatır.

Onlara karşı artık direnme gücünün kalmayıp da belki seni kurtarır beklentisiyle umudunu yüce Rabbine bağladığında, kulağına şu ayetlerin sesi gelir:

“Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur.” [SUP][3][/SUP]

İşte o zaman dehşetten kalbin yerinden fırlar, helâk olacağını anlar ve Allah'ın (c.c) peygamberi vasıtasıyla yaptığı şu ikazı hatırlarsın:

“(Resûlüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. Zihinleri bomboş olarak kendilerine bile dönüp bakamaz durumda, gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar. (Resûlüm!) İnsanları uyar..” [SUP][4][/SUP]

Bugün dünyada insanların namuslarına ilişecek şeyleri konuşmak ve mallarını haksız yere yemek ne kadar hoşuna gidiyor öyle değil mi? Fakat yarın kıyamet günü ilâhî adaletin huzuruna çıkarıldığında hasret ve pişmanlığın ne büyük olur! İşte o zaman her şeyi tükenmiş, fakir, aciz ve zelil bir halde ilâhî huzurda hakkında verilecek hükmü beklersin. Ne bir hakkı iade etmeye gücün yeter ne de bir özür beyan etmeye.

İşte bu an, ömrün boyunca belki nice zorluklara katlanarak yapmış olduğun iyiliklerin, hasımlarının haklarını ödemek için onların amel kefesine konulur.

Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiği bir hadiste Resûl-i Kibriya (s.a.v), ashabına hitaben, “Müflis kimdir, bilir misiniz?” diye sordu, ashab da, “Ey Allah'ın Resûlü, bize göre müflis, elinde bulanan gümüşü, altını ve dünyalık eşyasını kaybeden kimsedir” diye cevap verince Resûlullah (s.a.v) müflisin kim olduğunu şöyle tanıtmıştır:

“Ümmetimin müflisi o kimsedir ki, kıyamet günü kıldığı namazları, tuttuğu oruçları verdiği zekâtlarıyla birlikte gelir. Bununla birlikte ona buna sövdüğü, iftira attığı, malını yediği, kanını akıttığı, dövdüğü kimseler de gelir bu iyiliklerinden hak sahiplerine dağıtılır. Şayet hak sahiplerine hakları ödenmeden adamın sevapları tükenirse o kimselerin günahları adamın üzerine yüklenir. Böylelikle (hiçbir iyiliği kalmadığı gibi öbür yanda bir sürü günahı biriken bu adam) cehenneme atılır. İşte asıl müflis budur.” [SUP][5][/SUP]

Böyle bir günde başına gelebilecek o felâketi düşün! Zaten elinde avucunda riyadan ve şeytanın tuzaklarından arınmış saf bir amel kalmayacaktır. Şayet, o uzun kıyamet müddetince elinde bir tanesi kalsa bile (âhirete kul hakkıyla gittiysen) onlar bunu elinden alacaktır.
Kaynaklar ve Dipnotlar

[1] Kâria 101/6–11.
[2] İbn Asâkir, Tarihu Medineti Dımeşk, 44/357; Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 44203.
[3] Mümin 40/17.
[4] İbrahim 14/42–44.
[5] Müslim, Birr, 59; Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyame, 2; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/303, 334, 371; İbn Hıbbân, es-Sahîh, nr. 4411.
 

MURATS44

Özel Üye
BİLGİ
Bu konu ile ilgili devam niteliğindeki ilgili diğer konulara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Bu Kategorideki diğer konular:



  1. Ahiret Biletimiz Ölüm
  2. Amel Terazisi
  3. Ariflerin Cenaze, Mezar ve Kabir Ziyaretleri Hakkındaki Sözleri
  4. Boynuzsuz Hayvanın Boynuzludan Hakkını Alması
  5. BBC-2 Televizyonu, Ölümden Sonraki Yaşamı Araştırıyor
  6. Can Çekişme Anı
  7. Ey Kabir Yolcusu
  8. Halkın Mahşer Meydanında Toplanması
  9. Hesap Günü Allah'ı Görmek
  10. İnsan Ölünce Neler Oluyor
  11. Kabir Azabı Nasıl Olur; Ruh Ölür mü?
  12. Kabir Azabı ve Münker Nekir Meleklerinin Sorgulamaları
  13. Kabir Azabının Kısımları
  14. Kabir ve Ötesi (Nihat Hatipoğlu)
  15. Kabir Ziyareti ve Ölülere Dua
  16. Kabirden Mektup
  17. Kabrin Ölü ile Konuşması
  18. Kabrin ve Kabir Korkusunun Açıklanması
  19. Kevser Havuzu
  20. Kıyamet Gününün Uzunluğu
  21. Kıyamet'in Kopma Esnasındaki Sura Üfürülme Olayı
  22. Kıyametin Korkunç Halleri (Belgesel)
  23. Kıyamet'in Zorlukları ve Tehlikeleri
  24. Kul Hakkından Kurtulmak Mümkün mü?
  25. Kullar Arasındaki Davaların Görülmesi
  26. Kuranda Nakurun Sesi yahut Sura Üfleme
  27. Mahşer Alanındaki Terleme
  28. Mahşer ve Yeniden Diriliş (Belgesel)
  29. Müminin ve Kafirin Kabirleri
  30. Müminlerin Hesaba Gizli Çekilmesi
  31. Ölen Kişi, Hayattakilerden Haberdar mıdır?
  32. Ölüm, (1.Bölüm)
  33. Ölüm, (2.Bölüm)
  34. Ölüm Anında Hissedilenler
  35. Ölüm Anında Takınılması Güzel Haller
  36. Ölüm Hakkında İlginç Gerçekler
  37. Ölüm Müminin Dostudur
  38. Ölüm Rüyası (Video - Nihat Hatipoğlu)
  39. Ölüm Size Çok Yakın
  40. Ölüm Sonrasına Dair Bilimsel Teoriler ve ÖYD / NDE
  41. Ölüm ve Ötesi
  42. Ölümden Sonra Akıl ve Şuur Kaybolur mu?
  43. Ölüme Yakın Deneyimler Geçiştirilemez
  44. Ölümle Birlikte Kişinin Varacağı Yeri Görmesi
  45. Ölümle Birlikte Kula Bahşedilen Nimetler
  46. Ölümü Çocuklara Nasıl Anlatmalı?
  47. Ölümü Hatırlamak ve Onu Sıkça Anmaya Teşvik
  48. Ölümü Hatırlamayı Kalbe Yerleştirmenin Yolları
  49. Ölümün Hakikati
  50. Ölümün Afet ve Musibetleri
  51. Ölümün Şiddeti ve Kabir Suali
  52. Ölümüyle Beraber İnsanın Değişikliğe Uğraması Kaç Şekilde Olur?
  53. Sakın Ha Ölümü İstemeyiniz
  54. Sırat Köprüsü
  55. Sırat'ı İlk Geçenler
  56. Siccîn
  57. Şefaat



 
Üst Alt