Ölüm Anında Takınılması Güzel Haller

MURATS44

Özel Üye

Ölüm Anında Takınılması Güzel Haller

Son demlerini yaşayan bir kimsenin yapması gerekenler; huzur ve sükûn içinde olması; çırpınma, yırtılma, debelenme gibi davranışlarda bulunmaması, kelime-i şehâdet getirmesi ve Allah'a hüsn-i zan içinde bulunmasıdır (O'na kavuşacağına sevinmesidir).

Ölüm Ânında Azâlarda Görülen Güzel Hâller


Bu hususta Hz. Peygamber (s.a.v) buyurmuşlardır ki:

“Ölen bir kişinin durumunu şu üç hususta inceleyin; alnından terler sızdığı, gözlerinden yaşlar aktığı ve dudakları kuruduğu zaman. İşte bu hâl Allah'ın kendisine inen bir rahmetidir. Boğazı sıkılmış birisi gibi hırlar, rengi kıpkırmızı olur ve dudakları da morarmış olursa, bu da Allah'ın kendisine inen bir azabıdır.”

Ölüm Ânında Dilde Görülen Güzel Hâller: Kelime-i Şehâdet

Ölmek üzere olan birinin kelime-i şehâdet getirmesi hayra alâmettir. Ebû Saîd Hudrî'den (r.a) rivayet edilen bir hadiste Resûlullah (s.a.v):

“Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Lâ ilâhe illâllah zikrini telkin edin” buyurmuştur.

Huzeyfe'nin (r.a) rivayetinde, “...Çünkü kelime-i tevhid, geçmiş günahları silip yok eder” kısmı da vardır.

Hz. Osman'ın (r.a) rivayetinde ise Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Allah'tan (c.c) başka ilâh olmadığını bilerek ölen kimse cennete girer.”

Übeydullah (r.a) bu rivayete, “Ölmek üzere olan kişi şehâdet getirirken...” ilâvesini de eklemiştir.

Hz. Osman (r.a) der ki: “Son anlarını geçiren birine, lâ ilâhe illâllah zikrini telkin edin. Çünkü dünyadaki son anlarını bu kelimelerle bitiren kişinin âhiretteki azığı (mükâfatı) muhakkak cennet olur.”

Hz. Ömer (r.a) demiştir ki: “Ölmek üzere olan hastalarınızın yanlarında bulunun, onlara Allah'ı (c.c) hatırlatın. Çünkü onlar sizin göremediklerinizi görürler. Onlara, lâ ilâhe illâllah zikrini telkin edin.”

Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Resûlullah'ın (s.a.v) şöyle dediğini işittim: “Bir gün Azrâil ölmek üzere olan birisinin yanında hazır bulunduğu bir sırada kalbini yokladı, orada bir şey bulamayınca çenesini ayırarak diline baktı; onu, ucu bir tarafa yapışmış, Kelime-i Tevhid'i söylerken bulur. İşte o adam ihlâs kelimesini (lâ ilâhe illâllah zikrini) söylemesi sebebiyle affedildi.”

Ölmek üzere bulunan kişiye telkin veren bunda fazla ısrarcı olmamalı, son derece nazik davranmalıdır. Çünkü çoğu zaman bu durumdaki kişilerin dilleri dönmeyebilir ve ona zorla şehâdet veya lâ ilâhe illâllah kelimesini söyletmeye çalışmak ona ağır gelebilir ve o anda bir şey söylemekten hoşlanmayabilir. Böyle bir zorlama onun için kötü bir ölüme sebep olabilir, bundan kaçınılmalıdır.

ْÖlmek üzere olan birine, lâ ilâhe illallah zikrini telkin etmekten maksat, onun Allah'ı düşünmesini sağlayarak ruhunu teslim etmesini temin etmektir. Kalbinde bir olan Hakk'ı istemekten başka bir şey kalmayınca, ölüm ile beraber dostuna kavuşması kendisi için nimetlerin en büyüğü olur. Ama o anda kalbi hâlâ dünya muhabbetine bağlı kalmış ve onun lezzetlerini yitirme endişesi taşıyorsa bununla beraber tevhid kelimesi sadece dilinin ucunda dolaşıp kalbine nüfuz etmemişse, işte o zaman kişi ilâhî takdirin tehlikesi altına girer. Çünkü sadece dilin hareket etmesi pek de makbul değildir, fakat Allah (c.c) bir ihsanda bulunup kabul ederse bu müstesnadır.

Ölüm Ânında Allah'a Hüsn-i Zanda Bulunmak

Son nefesleri verirken Allah'a karşı hüsnü zanda bulunmak (O'na kavuşacağı için sevinmek ve Allah'ın rahmet ve ihsanının bol olduğuna inanmak) güzel bir şeydir. Biz bu konuyu Recâ kitabında teferruatıyla anlatmıştık. Ölüm ânında Allah'a hüsnü zanda bulunmanın fazileti hakkında rivayet edilen pek çok hadis ve haber vardır.

Sahabeden Vâsile b. Eska' (r.a) bir hastanın ziyaretine gitmişti. Ona:

—Allah'a olan zannını bana anlatır mısın? O'nun sana ne şekilde muamelede bulunacağını düşünüyorsun? diye sordu. Hasta:

—Günahlarım gırtlağıma kadar dayanmış helâk olmak üzereyim, ama hâlâ rabbimin rahmetinden ümidimi kesmiş değilim, diye cevap verince Vâsile (r.a) tekbir getirdi, onunla beraber ev halkı da tekbir getirdi. Vâsile (r.a) tekrar Allahuekber dedikten sonra:

—Ben Resûlullah'ın (s.a.v) şöyle dediği işittim, diyerek şu hadis-i şerifi nakletti:

“Allah Teâlâ buyurur ki, Ben kulumun zannı üzereyim; o hâlde beni dilediği gibi düşünsün”

Hz. Peygamber (s.a.v) son anlarını yaşamakta olan bir gencin yanına girdi, ona:

—Kendini nasıl hissediyorsun? diye sorar. Genç:

—Allah Teâlâ'dan ümidimi kesmedim, lâkin günahlarımdan ötürü korkuyorum, dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Bu korku ile ümit hali, şu ölüm ânında hangi kulun kalbinde bir arada bulunursa, Allah Teâlâ ona umduğunu verir, korktuğundan emin kılar.”

Sâbit b. Eslem Benânî (rah) şöyle anlatmıştır: Aklı hep oyun ve eğlencede olan bir genç vardı. Annesi her zaman kendisine öğütlerde bulunur ve:

—Oğlum, senin bir günün vardır, o günü aklından çıkarma! derdi. Bir gün kendisine Allah'ın emri gelip çatarak ölüm döşeğine düştüğünde annesi onun üzerine kapandı ve:

—Yavrucuğum, işte ben seni her dâim oyun ve eğlenceden sakındırarak, “senin bir günün var” dediğim gün bugündür, dedi. Oğlu:

—Ey anneciğim! Benim ihsanı ve keremi bol bir Rabbim var. Ben öyle ümit ediyorum ki, Rabbim beni bugün o ihsanlarının bir kısmından mahrum etmeyecek, dedi.

Sâbit el-Benânî (rah) demiştir ki: “Allah Teâlâ o gence kendisine duyduğu hüsnü zannından dolayı mağfiret etti.”

Câbir b. Vedaâ anlatıyor: Devamlı hareketli ve neşeli, şen şakrak bir genç vardı. Bir gün geldi ölüm döşeğine düştü. Annesi başucuna gelerek:

—Oğlum, bana vasiyet edeceğin bir şey var mı? diye sordu. Oğlu:

—Yüzüğüm anne…Ben öldüğüm zaman sakın onu parmağımdan çıkarmayın. Çünkü onda Allah'ın adı yazılı. Belki onun hürmetine Allah Teâlâ beni bağışlar, dedi.

Delikanlı defnedildikten sonra kendisini rüyasında gören bir kişiye:

—Anneme söyleyin ki, yüzüğümün üzerinde yazılı olan kelimenin faydasını gördüm; Allah Teâlâ beni bağışladı, dedi.

Hastalanarak yataklara düşen bir göçebeye:

—Sen yakında öleceksin, diye haber verildi. Göçebe:

—Peki, beni nereye götürecekler? diye sordu. Etrafındakiler:

—Allah'a (c.c), dediler. Göçebe:

-O hâlde kendisinden hayırdan başka bir şey beklenmeyen birisine gitmekten niye hoşlanmayayım ki?!

Mu'temir b. Süleyman şöyle anlatmıştır: “Babam son anlarını yaşarken bana:

—Ey Mu'temir! Bana Allah'ın kullarına tanıdığı kolaylıklardan bahset. İçimde olan güzel niyetlerimle Allah Teâlâ'ya kavuşmayı arzuluyorum, dedi.

Sâlih insanlar, ölüm döşeğinde olan kişinin rabbinden güzel beklentiler içinde olmasını sağlamak amacıyla yapmış olduğu iyi amellerinden söz edilmesini güzel bulmuşlardır.
 

MURATS44

Özel Üye
BİLGİ
Bu konu ile ilgili devam niteliğindeki ilgili diğer konulara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Bu Kategorideki diğer konular:



  1. Ahiret Biletimiz Ölüm
  2. Amel Terazisi
  3. Ariflerin Cenaze, Mezar ve Kabir Ziyaretleri Hakkındaki Sözleri
  4. Boynuzsuz Hayvanın Boynuzludan Hakkını Alması
  5. BBC-2 Televizyonu, Ölümden Sonraki Yaşamı Araştırıyor
  6. Can Çekişme Anı
  7. Ey Kabir Yolcusu
  8. Halkın Mahşer Meydanında Toplanması
  9. Hesap Günü Allah'ı Görmek
  10. İnsan Ölünce Neler Oluyor
  11. Kabir Azabı Nasıl Olur; Ruh Ölür mü?
  12. Kabir Azabı ve Münker Nekir Meleklerinin Sorgulamaları
  13. Kabir Azabının Kısımları
  14. Kabir ve Ötesi (Nihat Hatipoğlu)
  15. Kabir Ziyareti ve Ölülere Dua
  16. Kabirden Mektup
  17. Kabrin Ölü ile Konuşması
  18. Kabrin ve Kabir Korkusunun Açıklanması
  19. Kevser Havuzu
  20. Kıyamet Gününün Uzunluğu
  21. Kıyamet'in Kopma Esnasındaki Sura Üfürülme Olayı
  22. Kıyametin Korkunç Halleri (Belgesel)
  23. Kıyamet'in Zorlukları ve Tehlikeleri
  24. Kul Hakkından Kurtulmak Mümkün mü?
  25. Kullar Arasındaki Davaların Görülmesi
  26. Kuranda Nakurun Sesi yahut Sura Üfleme
  27. Mahşer Alanındaki Terleme
  28. Mahşer ve Yeniden Diriliş (Belgesel)
  29. Müminin ve Kafirin Kabirleri
  30. Müminlerin Hesaba Gizli Çekilmesi
  31. Ölen Kişi, Hayattakilerden Haberdar mıdır?
  32. Ölüm, (1.Bölüm)
  33. Ölüm, (2.Bölüm)
  34. Ölüm Anında Hissedilenler
  35. Ölüm Anında Takınılması Güzel Haller
  36. Ölüm Hakkında İlginç Gerçekler
  37. Ölüm Müminin Dostudur
  38. Ölüm Rüyası (Video - Nihat Hatipoğlu)
  39. Ölüm Size Çok Yakın
  40. Ölüm Sonrasına Dair Bilimsel Teoriler ve ÖYD / NDE
  41. Ölüm ve Ötesi
  42. Ölümden Sonra Akıl ve Şuur Kaybolur mu?
  43. Ölüme Yakın Deneyimler Geçiştirilemez
  44. Ölümle Birlikte Kişinin Varacağı Yeri Görmesi
  45. Ölümle Birlikte Kula Bahşedilen Nimetler
  46. Ölümü Çocuklara Nasıl Anlatmalı?
  47. Ölümü Hatırlamak ve Onu Sıkça Anmaya Teşvik
  48. Ölümü Hatırlamayı Kalbe Yerleştirmenin Yolları
  49. Ölümün Hakikati
  50. Ölümün Afet ve Musibetleri
  51. Ölümün Şiddeti ve Kabir Suali
  52. Ölümüyle Beraber İnsanın Değişikliğe Uğraması Kaç Şekilde Olur?
  53. Sakın Ha Ölümü İstemeyiniz
  54. Sırat Köprüsü
  55. Sırat'ı İlk Geçenler
  56. Siccîn
  57. Şefaat



 
Üst Alt