Hz. Şems-i Tebrîzî (k.s.) ve Hz. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (k.s.)’nın ilk karşılaşmas

MURATS44

Özel Üye
Hz. Şems-i Tebrîzî (k.s.) ve Hz. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (k.s.)’nın ilk karşılaşması


İkindiye doğru, ana caddede, katıra binmiş, talebeleri etrafında dört dönen bir müderris görünür. Hz. Şems-i Tebrîzî (k.s.) aradığı dostun o olduğunu anlar. Önüne geçerek katırın dizginlerini tutar ve keskin bakışlarıyla:

– “Sen Belhli Baha Veled’in oğlu Mevlana Celaleddin misin?” diye sorar.

Hz. Mevlânâ (k.s.):

– “Evet” diye cevap verir.

Hz. Şems (k.s.):

Ey müslümanların imamı! Bir müşkülüm var. Hz. Muhammed (s.a.v.)’mi büyük, Hz. Bayezid-i Bistami (k.s.)’mi?

Sorunun heybetinden kendinden geçen Hz. Mevlana (k.s.), kendini toplayınca:

Bu nasıl sual böyle? Tabi ki, Allah (c.c.)’ın elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.) bütün yaratıkların en büyüğüdür.

O zaman Hz. Şems (k.s.):

O halde neden Hz. Peygamber (s.a.v.) bu kadar büyüklüğü ile ‘Ya Rabbi Seni tenzih ederim, biz Seni layık olduğun vechile bilemedik’ buyururken,

Hz. Bayezid (k.s.), ‘Ben kendimi tenzih ederim! Benim şanım çok yücedir. Zira cesedimin her zerresinde Allah’tan başka varlık yok!’ demekte?


Hz. Mevlana (k.s.):

Hz. Muhammed (s.a.v.), müthiş bir manevi susuzluk hastalığına tutulmuştu, ‘Biz senin göğsünü açmadık mı?’ şerhiyle kalbi genişledi. Bunun için de susuzluktan dem vurdu. O her gün sayısız makamlar geçiyor, her makamı geçtikçe evvelki bilgi ve makamlara istiğfar ediyor, daha çok yakınlık istiyordu.

Hz. Bayezid (k.s.) ise, bir yudum suyla susuzluğu dindi ve suya kandığından dem vurdu. Vardığı ilk makamın sarhoşluğuna kapılarak kendinden geçti ve o makamda kalarak bu sözü söyledi.


Hz. Şems (k.s.), bu cevap karşısında “Allah” diyerek yere yuvarlanır.

Hz. Mevlana (k.s.), hemen atından inip yanındaki adamların da yardımıyla onu yerden kaldırıp medresesine götürür.
 
Üst Alt