KİMYA-İ SAADET Kabir Azabı Herkes İçin Değildir

MURATS44

Özel Üye
-
-
Kabir Azabı Herkes İçin Değildir


Eğer kabir azabı, kalbin bu dünyaya bağlanması sebebiyle ise, hiç kimse bundan kurtulamaz. Çünkü, kadın, evlât, mal ve mevkiyi herkes seviyor. O hâlde kabir azabı herkese olacaktır. Bundan kimse kurtulamayacaktır derse, cevabında deriz ki: Dediğin gibi değildir. Öyle insanlar vardır ki, dünyadan geçmiş olurlar, onların dünyada lezzet alacakları ve rahat bulacakları yerleri yoktur. Ölümü arzularlar. Derviş [yâni fakîir] vaziyetindeki Müslümanların çoğu böyledir. Zengin insanlar da ikiye ayrılır: Bir kısmı, bu şeyleri sevdikleri gibi, Allahü Teâlâ'yı da severler. Onlar için de, bu azab yoktur. Bunlar şu kimseye benzer ki, kendisinin evi ve sarayı vardır, bunları sever. Fakat, baş olmayı, saltanatı, köşkü ve bağı ondan daha çok sever. Padişahın emri ile ona bir başka şehrin valiliği verilirse, ona bulunduğu yerden çıkmak hiç üzüntü vermez. Zira, evinin, sarayının ve şehrinin sevgisinden daha çok olan reislik sevgisi, diğer sevgileri siler, onlardan eser bırakmaz. O hâlde, peygamberler, evliya ve zâhidlerin kalbi, kadına, evlâda, şehre ve vatana yakınlık duysalar da, Allah sevgisi hâsıl olduğu ve ona kavuşmak ünsiyetinin verdiği lezzet sebebiyle, diğerlerini siler, yok eder. Bu lezzet ise ölüm ile hâsıl olur. O hâlde onlar bundan emindirler. Ama, dünya arzularını daha çok sevenler, bu azabdan kurtulamazlar. Bunlar daha fazladır. Bunun için Allahü Teâlâ buyurur: «Sizden gideceği yer o [Cehennem] olmayan kimse yoktur.

Bu öyle bir iştir ki, hükmü Rabbinin irâdesi ile nihayetlenir. Sonra, müttekî olanları ondan kurtarırız. Kâfirleri ise dizleri üzerine çökmüş olarak terkederiz» (1). Bu kimselere, bir müddet azab ederler. Dünyadan uzun zaman ayrı kaldıkları için, dünya lezzetini unuturlar. Kalbde olan Allahü Teâlâ'ya ait sevgisi tekrar zuhur etmeye başlar. Bu bir sarayı, diğerinden; yahut bir şehri, diğer bir şehirden, veya, bir kadını, diğer bir kadından daha çok seven bir kimseye benzer. Fakat, diğerini de seviyor. Onu en çok sevdiğinden ayırırlar ve diğer sevdiğine bırakırlarsa, bir zaman ondan ayrıldığına üzülür, sonra unutur, buna alışır, işte kalbde olan o sevginin aslı, uzun zamandan sonra tekrar görünür.

Fakat Allahü Teâlâ'yı asla sevmeyen, o azabda kalır. Zira, o daima O'ndan uzak kalmayı seviyordu. Hangi bahane ile ondan kurtulabilir? Kâfirlerin ebedi azabta kalmalarının sebeplerinden biri de budur.

Biliniz ki, herkes, «Ben Allahü Teâlâ'yı severim, yahut dünyadan daha çok severim», diye iddia eder. Bütün dünyadakiler bunu diliyle böyle söylerler. Fakat bunun bir mihenk taşı ve miyarı [ölçüsü] vardır ki, onunla anlaşılır. Bu da şöyledir: Bir kimseye şehveti ve nefsi bir şey emretse, Allahü Teâlâ'nın gönderdiği şeriat da bunun aksini emretse, kalbini Allahü Teâlâ'nın emrine doğru meyletmiş, yaklaştırmış görürse, o Allahü Teâlâ'yı seviyor demektir. Bahusus iki kimseyi de seven bir kimse, bunlardan birini daha çok seviyorsa, aralarında bir ihtilâf çıktığı zaman kendini daha çok sevdiğinin tarafından görür ve onu daha çok sevdiğini bununla, anlar. Böyle olmayınca, dil ile söylemekte hiç fayda yoktur. Çünkü o söylemek yalan olur.

Bunun için Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: «La ilahe illallah diyenler, daima kendilerini Allahü Teâlâ'nın azabından koruyorlar. Bu, dünya işlerini, din işlerine tercihlerine kadar devam eder. Dünyayı dine tercih edip de, La ilahe illallah dedikleri zaman, Allahü Teâlâ onlara: Yalan söylüyorsunuz. Bu işten sonra la ilahe illallah demeniz yalan olur, der».

O hâlde, buradan, basiret sahiplerinin kalb gözleriyle, kabir azabından nasıl kurtulacağını görmeleri anlaşıldı. Ve yine insanların çoğunun kurtulamayacağını, fakat tıpkı dünyaya bağlılıklarının farklı olması gibi azablarının da müddet ve şiddet bakımından çok farklı bulunduğunu bildikleri anlaşıldı.
(1) 19 - Meryem: 71 - 72.
 

MURATS44

Özel Üye

TAVSİYE
İmam Gazali'nin Kimya-i Saadet Kitabına ait diğer başlıklara sırasına göre aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

--İçindekiler
Ahireti Tanımak :

(Bu unvanda on beş fasıl vardır)

Fasıl 1: Beden ve Ruhla Alakalı Cennet ve Cehennem
Fasıl 2: Ölüm'ün Hakikati
Fasıl 3: Senin Benliğin Bu Bedenle Değildir
Fasıl 4: İnsani Ruhun İtidalini Korumak
Fasıl 5: Haşrın, Neşrin, Ba'sın ve İadenin Manası
Fasıl 6: Bu Dünyada Cennet ve Cehennemi Müşahede
Fasıl 7: Kabir Azabının Manası
Fasıl 8: Kabir Azabının Hakikati ve Dereceleri
Fasıl 9: Kabirdeki Ejderhalar Baş Gözüyle Görülmez
Fasıl 10: Kabir Azabı Herkes İçin Değildir
Fasıl 11: Kabir Azabından Emin Olmayı Deneme Yolu
Fasıl 12: Ruhla Alakalı Üç Cins Cehennem Ateşi
Allah-u Teala'yı Tanımak

(Bu unvanda on fasıl vardır)

1. Fasıl: Kendini Bilmek, Allahu Tealayı Bilmenin Anahtarıdır
2. Fasıl: Allah-u Teala'nin Tenzih ve Takdisini Bilmek
3. Fasıl: Allah-u Teala'nın Saltanatı
4. Fasıl: İnsanın Azalarının Kuvvetleri ve Sıfatları ile Olan Bağlılığı
5. Fasıl: Tabiiyyicilerin ve Müneccimlerin Karıncaya Benzetilmesi
6. Fasıl: İnsanların Körler Zümresine Benzetilmesi
7. Fasıl: Yıldızların ve Burçların Padişahın Kudretine Teşbihi
8. Fasıl: Dört Teşbihin Manasını Bilmek
9. Fasıl: Dine Uymak Saadet Yoludur
10. Fasıl: Ehli İbahenin Yanlış ve Cahillik Yolları
Dünyayı Tanımak

(Bu unvanda beş fasıl vardır)

Fasıl 1: İnsanın Dünyada Bulunmasının Sebebi
Fasıl 2: Dünyanın Hakikatı, Afeti ve Maksadı
Fasıl 3: Dünyanın Aslı Üç Şeydir: Yemek, Elbise ve Mesken
Fasıl 4: Dünyanın Büyücülüğü Hakkında Misaller
Fasıl 5: Dünyadaki Herşey Mezmum Değildir

(Bu unvanda onsekiz fasıl vardır)

1. Fasıl: İnsan, Kaç Şeyden Yaratılmıştır?
2. Fasıl: Kalbin Hakikatını Bilmek
3. Fasıl: Kalbin Hakikatı
4. Fasıl: İnsanın Bedene İhtiyacı
5. Fasıl: Kalb Askerinin Bilinmesi
6. Fasıl: Şehveti, Gazabı, Bedeni, Duyu Organlarını, Aklı ve Kalbi Doğru Yolda Kullanmak
7. Fasıl: İnsandaki İyi ve Kötü Sıfatların Hali
8. Fasıl: Kendi Hareket ve Durumunu Kontrol Etme
9. Fasıl: İnsanın Aslının Melekler Cevherinden Olduğu
10. Fasıl: Kalb Aleminin Şaşılacak Halleri
11. Fasıl: Kalb Penceresi, Uyanıklıkta da Alem-i Melekut'a Açık Olur
12. Fasıl: Her İnsan, Fıtrat Üzere Doğar
13. Fasıl: Kudret Sebebiyle Kalbin Üstünlüğü
14. Fasıl: Peygamberliğin ve Evliyalığın Hakikati
15. Fasıl: İlim, Bu Yolda Bir Perdedir
16. Fasıl: İnsanın Saadeti, Allahu Teala'yi Bilmektedir
17. Fasıl: İnsan Bedeninde Allahu Teala'nın Şaşılacak Sun'u
18. Fasıl: İnsan Bu Dünyada Son Derece Aciz ve Noksandır.
 
Üst Alt